Senfonik metal, metal müziğin klasik müziğe ait orkestra, koro gibi elementleriyle birleşmesinden oluşan bir alt türüdür (subgenre). Türün öncüleri olarak benzer yıllarda parlayan Therion ve ardından Nightwish ile Within Temptation grupları gösterilebilir. Şarkılarında genel olarak tarihi, mitolojik, fantastik ve duygusal temaları konu alırlar.
Türün Doğuşu
Therion grubunun kurucusu ve gitaristi, aynı zamanda prodüksiyonunu üstlenen Christofer Johnsson, 1997 yılında kurulduğu zaman thrash ve heavy metal arası bir çizgide başlayan grubun müzik serüveninin, Theli albümünde koro kullanımı ile birlikte tamamen senfonik metal türüne kaydığını ve türü şekillendirmeye başladıklarını söylüyor. Nightwish için ilham kaynağı olduklarını belirten Johnsson, türü onların popüler hale getirip geniş kitlelerle buluşturduğunu vurguluyor.
1. Therion – Birth of Venus Illegitima (Vovin, 1998)
Türün öncüleri Therion, 1998 tarihli Vovin albümlerindeki “Birth of Venus Illegitima” ile Roma mitinde Venüs olarak isimlendirilen, Yunan mitolojisindeki aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’i konu alıyor. Venüs’ün denizden doğuşunu ve Hristiyan teolojisine benzer bir şekilde “düşüş”ünü (fall from grace) konu alan parça, tanrıçanın baştan çıkarıcı ve asi karakterini vurguluyor. Dramatik orkestrasyon ve metal rifflerini birleştirerek görkemli bir atmosfer yaratıyor.
2. Nightwish – Ever Dream (Century Child, 2002)
Nightwish’in kurucusu ve klavyecisi Tuomas Holopainen, grubun End of Innocence isimli belgeselinde Ever Dream parçaları ile ilgili şunları söylüyor: “Çok kişisel bir şarkı. Duygularımı anlatışımı, özel bir kişiyi nasıl özlediğimi, hepsini bu şarkıda bulabilirsiniz.” Parçada yitirilmiş bir aşk konu alınıyor. Sözlerinde özlem olan şarkı, Tarja Turunen ve aynı zamanda basçı Marko Hietala‘nın güçlü vokalleriyle ve orkestrasyon ile başka bir boyut kazanıp, senfonik metal sahnesine ismini yazdırıyor.
3. Epica – Cry for the Moon (The Phantom Agony, 2003)
Hollandalı senfonik metal devi Epica, ismini İngilizce’de imkansız veya çok zor bir şeyi istemek anlamına gelen bir deyimden alan “Cry for the Moon” isimli parçasında Katolik kilisesinde yaşanan bir istismar vakasını ve olayın üstünün kapatılmaya çalışılmasını eleştiriyor. Şarkılarında sık sık otoritelerin, kurumların sorgulanması gibi temalar üzerinde duran grubun bu parçasında adalet arayışı ve masumiyet kavramları da öne çıkıyor.
4. Nightwish – Nemo (Once, 2004)
Nemo parçası hakkında grubun kurucusu ve klavyecisi Tuomas Holopainen Metal Hammer ile yaptığı röportajda şunları söylüyor: “Parça, yetersiz, berbat ve her şeyi batıran biri gibi hissetmekle ilgili. Hepimiz zaman zaman gerçekten kim olduğumuzu bilmediğimiz hisleri yaşıyoruz. İsimsiz ve yolunu kaybetmiş hissediyorsun. İşte Latince’de “hiç kimse” anlamına gelen Nemo ismini bu yüzden koydum. Kendi hislerimi açığa vurup rahatladığım bir şarkı. O zamanlar şimdikinden çok daha karamsar biriydim. Şimdi böyle bir şarkıyı asla yazmam, ama o dönemi dürüstçe yansıtıyordu. Günlüğümün bir sayfasıydı, o duyguları aktarmam gerekiyordu. Çok yalnız hissediyordum.”
Kimlik arayışı ve yalnızlık temalarını işleyen oldukça kişisel bir parça olan Nemo, Nightwish’in sevilen şarkılarından biri olmayı başardı.
5. Therion – Summer Night City (Secret of the Runes, 2001)
Therion, ABBA grubunun 1978‘de çıkan disko-pop klasiği parçası “Summer Night City”i senfonik metal ile tekrar yorumluyor. Kendileri gibi İsveçli olan efsane gruba bir nevi saygı duruşunda bulunurlarken aynı zamanda senfonik metal türünün çok çeşitli alanlardan beslendiğinin en güzel örneklerinden birini ortaya çıkartıyorlar.
Kaynakça:
Başarılar , emeğinize sağlık