Orhan Kemal; her zaman geçimini zor koşullarda sağlayan, ekmeği için hep bir kavganın içinde yer alan insanların yazarıdır. Bu insanların yaşadıklarını eserlerinde etkileyici bir şekilde dile getirerek onların sesi olmuştur. İnsanlara, yaşanan zorluklara rağmen iyinin ve güzelin içindeki aydınlığın her zaman ortaya çıkacağını gösterir. Ekmek Kavgası kitabından derlediğimiz alıntıları sizlerle paylaşıyoruz. Keyifli okumalar…
- ”Bet bereket vardı anam… Bet bereket vardı… Yiyeceğin sözü mü olurdu? O canım fasulyeler, nohutlar, börülceler… Ya pirinç pilavları?” (s.3)
- “Beş parasız ama hiç bir şeye imrenmeden, hiç bir şeye benim olsa diye bakmadan, iç geçirmeden gidip gelişlere de elvedaydı artık.” (s.6)
- “Sonra küçücük bir evimiz, çok değil iki oda bir salonlu… Amma fitne fücur şehirlerde değil, şehirlerden, motor gürültüsünden, radyo sesinden uzakta, engin bir denizin kenarındaki bir ormanın içinde…” (s.23)
- ”Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki, ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın. Sözle değil, gözlerimizin bakışıyla anlaşalım. Sonra küçücük bir evimiz, çok değil, iki oda bir salonlu…” (s.23)
- “…hayatın en aşağı dehlizlerinde yaşamaya mecbur edildiğim hâlde, niçin hâlâ ısrarla okuduğumu sormuştu.”
Ne lüzumu vardı?” (s.25) - ”Beyefendi! Her yerde insanlar…Koşuyorlar, gidiyorlar, geliyorlar, tutuyorlar, koparıyorlar… Yığın yığın, vıcık vıcık, sürü sürü insanlar… Üzerinize atlıyorlar, lokmanızı ağzınızdan kapıyorlar beyefendi. Beyefendi, insanlar kurt gibi, kurtlar gibi saldırıyorlar!” (s.40)
- “Hükümet İş Kanunu yapar, günde sekiz saat mesai kabul eder, siz fakir fukarayı on sekiz çalıştırırsınız. Bu mu namusunuz?” (s.88)
- ”Her kitapta, onun düşüncelerinden bir şeyler… Kitapların her birinde haşiyeler, notlar, açıklamalar… Yahut kıymetli bulduğu satırların altlarındaki çizgiler…” (s.91)
- ”O gün gelecek, hem de gelecek. Göreceksiniz.” (s.121)
- “Onu böyle sakin, böyle rahat ve bir çift iskarpinin 40-50 TL’ye satıldığı bu ikinci harp dünyasında adeta endişesiz görenler ‘dünyayla alakasını kesmiş!’ derlerdi. Halbuki o, bilhassa şu anda, yani önündeki felsefe kitabını okurken kafasında değil, yüreğinde, öyle aydınlık, öyle ferah, öyle pırıl pırıl bir dünya taşıyordu ki…” (s.158)
Orhan Kemal – Ekmek Kavgası
Varlık Yayınları