One Flew Over the Cuckoo’s Nest Film İncelemesi: Psikiyatri Hastanesi Aynasından Topluma Bakmak

Hümeyra Koç
Hümeyra Koç
Merhaba, ben Hümeyra. 🙋🏻‍♀️ İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde 2. yılımı tamamladım. Alanımın da etkisiyle, disiplinlerarası düşünmeyi, okumayı ve üretmeyi çok seviyorum. Dijital yazarlık serüvenimde, zihnimde birikenleri paylaşmak, yeni şeyler öğrenmek ve kendimi deneyimlemek için buradayım. ✨✨
Editör:
Sibel Sancaklı
spot_img

One Flew Over the Cuckoo’s Nest (Guguk Kuşu, 1975), ilk olarak 1962’de Ken Kesey tarafından yazılmıştır. Ses getiren roman bir sene sonra sahneye taşınmış ve nihayetinde asıl çıkışını 1975’te sinemaya uyarlanarak yapmıştır. Milos Forman tarafından çekilen film, 9 dalda aday olduğu Oscar’dan 5’ini alarak döneminin en ses getiren yapımlarından biri olmuştur.

Kitap ve filmin isimlendirilmesinde kullanılan cuckoo (guguk kuşu) bir metafordur. Kafesten çıkma, duvarlarını aşma ve özgürleşmeyi temsil eder. Guguk kuşu yavrularını kendi büyütmez, farklı kuş yuvalarına yerleştirir. Yavru guguk kuşu ise genelde diğerlerinin kaynaklarına erişmek için onları yuvadan atar. Bu yanıyla bir yabancılaşma ve bireyin sosyal çatışması metaforu olarak da yorumlanabilir. Filmde, sistemin yanı sıra sistem içindeki bireyselleşme, çatışma ve sosyalliğe dair pek çok metafor ve tipleştirme görmek mümkün. Tüm bunların ışığında One Flew Over the Cuckoo’s Nest, güçlü bir sistem eleştirisi sunuyor.

Yeni Bir Kafes: State Mental Hospital ve McMurphy

IMDB

Film Oregon’da bir akıl hastanesi State Mental Hospital’de geçiyor. İlk dakikalarda rutin bir sabah betimleniyor. Öyle bir rutin ki, gece kilitlenen kapılar ve bağlanan hastalar, hemşireler tarafından tek tek açılıyor; günlük haplar ayarlanıyor, klasik müzik çalıyor, herkes memnun görünüyor. Hemşireler hasta koğuşunun orta kısmında, onları her an görebilecek ve gözetebilecek konumda ama ayrı bir odada duruyorlar. Süregelen, sarsılmaz bir “sosyal sistem” görüyoruz. Ta ki yeni bir “hasta” gelene kadar…

R. P. McMurphy (Jack Nicholson) birçok kavgaya karışmış ve reşit olmayan biriyle ilişkiye girdiği için hapse atılmıştır. Kendi deyimiyle, “bir bitki gibi yerinde durmadığı için” kendisine deli denilerek akıl hastanesine sevk edilmiştir. Toplum içinde alışılmadık davranışları olduğu rapor edilen McMurphy’nin buraya gönderilmesinin asıl amacı, cezadan kurtulmak için deli rolü yapıp yapmadığının anlaşılmasıdır.

Otoritenin Soğuk Yüzü: Hemşire Ratched

IMDB

Muzip ve enerjik yapıdaki McMurphy koğuşla kısa sürede anlaşır, arkadaşlarını önemser. Deliliğin sağladığı kuralsızlıktan mutludur. Ancak Hemşire Ratched (Louise Fletcher) ile tanışmasıyla buranın da kuralları olduğunu anlaması uzun sürmez. Hemşire Ratched soğuk, otoriter ve manipülatif bir figürdür. Hastalarla grup terapi seansları yapar. Bu seanslar terapiden çok kontrol işlevi görür. Otoriteye karşı alaycı olan McMurphy için yeni bir birey-otorite çatışması başlayacaktır.

McMurphy ilk olarak düşünmesini engellediğini söyleyerek müziğin sesini kısmasını rica etse de hemşire geri adım atmaz, müziğin herkes için olduğunu ve kulağı duymayanlar olduğunu söyler. McMurphy, hastalara kart oynatır, bahis oynar, hastane kurallarına karşı çıkar ve diğerlerini de buna yönlendirir. Terapi seanslarında konuşmaya korkan hastalar Murphy sayesinde daha rahat fikirlerini söylemeye başlar. Hatta terapi seansının amacının onlara iyi hissettirmek olduğunu ve maç izlemenin de iyi hissettireceğini söyleyerek maç izlemek isterler. Hemşire Ratched ise türlü sebeplerle kabul etmez. Bunun üzerine hayali maç anlatımı yaparak yine de otoriteye karşı gelirler. Filmin başındaki donukluğa zıt bir neşe hakimdir koğuşta. 

Bastırılmış Öteki: Şef Bromden

IMDB

Koğuştaki hastalardan biri olan Kızılderili, iri yapılı Şef Bromden (Will Sampson), gördüğümüz ilk andan beri sessizce etrafı izlemektedir. McMurphy, şef ile konuşmaya çalışır. Onun sağır ve dilsiz olduğunu söyleyenlere aldırmaz. İlerleyen sahnelerde Şefin sağır veya dilsiz olmadığını, sosyal sistemi kandırmak, ondan korunmak için bilerek sustuğunu öğreniriz. İri yapısına rağmen kendisini Murphy’den “küçük” olarak tanımlamaktadır. Şef; otoritenin baskısı altında susan, kendine yabancılaşmış, bastırılmış “öteki”yi temsil etmektedir.

McMurphy, tüm koğuşu hastaneden kaçırarak tekne turu yaptırır. Sosyal norm dışına çıkan ve özgürleşen “hastalar” hiç olmadığı kadar mutlu olmuştur. Bunun üzerine doktorlar, McMurphy’nin deli olmadığını fakat kesinlikle “olağanüstü hasta” ve “tehlikeli” olduğuna kanaat getirir. Çünkü sosyal düzeni bozmaktadır. Hemşire Ratched’ın önerisiyle McMurphy’e elektroşok uygulanır. Bu bir otorite uyarısıdır. Ancak bu yeterli olmayacaktır.

Özgür İrade mi, Bağımlılık mı?

IMDB

Koğuştaki hastaların çoğu özgür iradeleriyle oradadır. McMurphy gibi hastanede zorla tutulan hasta sayısı çok azdır. Çıkmakta özgürken içerde kalmayı seçtiklerini öğrendiğinde çok şaşıran McMurphy, memnun olmadıklarını devamlı dile getirdikleri yerde neden kaldıklarını sorgular. Özellikle şefin, zorla tutulsa bile rahatlıkla kaçabilecek gücü varken kaçmamasına şaşırırken bir de kendi iradesiyle orada olmasına anlam veremez. Adeta öğrenilmiş çaresizlikle dizginlenen bir fil gibi…  Bu durum; sosyal sistemin baskılayıcı, pasifleştirici yönünü ve toplumun ona bağımlılığını temsil etmektedir.

Guguk Kuşunun Son Şarkısı

IMDB

İçerinin de dışarıdan farkı olmadığına ikna olan ve bu yeni otoriteden de kaçmak isteyen McMurphy, bir plan yapar. Bir gece koğuşta parti düzenler. Herkesin olabildiğince kuralları yıkmasını sağlar. Annesinden çok korkan genç Billy’i (Brad Dourif) isteklerini yapması için yüreklendirir. Billy hazır olmadığını söylese de diğer arkadaşlarının da desteğiyle ikna olur ve hoşlandığı kızla birlikte olur. Sabah olup Hemşire Ratched koğuşa geldiğinde dün gece yaşananları anlar ve hemen düzeni sağlamaya çalışır. Billy’e utanıp utanmadığını sorar. Billy rahat bir şekilde utanmadığını belirtince, annesine söyleyeceğini belirtir. Çocuk birden eski sıkılgan, korkulu hâline döner ve baskıya dayanamayıp intihar eder. McMurphy’nin elde ettiği tüm kazanımlar anında yok olmuştur. Herkes kazandığı tüm iradeyi o an, korkuyla kaybetmiştir. O an sosyal çatışmanın zirvesi yaşanır ve McMurphy Hemşire Ratched’ı boğmaya çalışır.

Sisteme başkaldıran McMurphy’ye lobotomi uygulanır. Bu işlemle kişiliğini kaybetmiştir. McMurphy koğuşa geri döndüğünde durumu anlayan Şef, McMurphy’i boğarak özgürleştirir ve onun misyonunu tamamlayarak hastaneden kaçar. Sonuç olarak One Flew Over the Cuckoo’s Nest; toplumsal baskı, sosyal norm, korku, bireyselleşme, başkaldırı, yabancılaşma, öteki, sosyal çatışma, özgür irade ve bağımlılık gibi pek çok olguyu gözler önüne seren kapsamlı bir sosyal eleştiri içermektedir.


Kaynakça

Kesey, Ken. One Flew Over the Cuckoo’s Nest. United States: Viking Press & Signet Books, 1962.

IMDB “One Flew Over the Cuckoo’s Nest”. Erişim Tarihi: 05.07.2025. Web.

Kapak görseli: IMDB

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Edip Cansever’in Şiirlerine Yansıyan Hiçlik Travması

Edip Cansever, İkinci Yeni’de bireyin travma, boşluk ve hiçlik duygusunu işler. Şiirlerinde varlıkla yokluk arasında sıkışan ruhsal boşluktaki bireyleri anlatır.

Viyana’da Bir Hafta: Sanat, Tarih ve Lezzet Dolu Gezi Rehberi

Viyana; sanat, müzik ve tarihle iç içe bir şehir. Sarayları, müzeleri, kafeleriyle görsel bir şölen sunuyor. 1 haftada keşfedin, aşık olmaya hazır olun!

İnsanlığımı Yitirirken Neden Bu Kadar Eleştirildi?

Bu yazımızda, Dazai’nin İnsanlığımı Yitirirken romanını psikolojik yönleriyle ele alıp eleştirilme sebeplerini inceliyoruz

Duygusal Farkındalık Üzerine: İçindeki Ben’e Sarılmak

Duygusal farkındalık, kendi benliğimize sarılmanın ilk adımıdır. Bastırılan her duygu benliğimizi içimizdeki zindanlara mahkum eder. duygularımızı fark etmek pusulayı bizlere çevirir.

Nasıl Popüler Oldu: Skyfall

Adele'in kült parçası Skyfall'un zirveye tırmanma öyküsüne bir bakış.

Taxi Driver Filminden Unutulmaz Replikler

Taxi Driver filminin yalnız adamı Travis Bickle'ın adım adım delilikten ''sözde'' kurtarıcılığa evrildiği hikayesinin unutulmaz repliklerini derledim.

Editor Picks