Ölüm Marşları: Savaş Şairleri

Elisa Kaya
Elisa Kaya
"Dünyada görmek istediğin değişimin kendisi ol" - Mahatma Gandhi
spot_img
Editör:
Guşef Alhas
spot_img

Dünya savaşları, o dönemde yaşayan her insan için yıkıcıydı. Bazıları havadaki uçak seslerinden korkmaya başladılar bazıları kabuslardan uyanamadı bazıları ise hayatı boyunca travma yaşayarak bir daha normale dönemedi. Bu savaşlar insanlar üzerinde o kadar etki bıraktı ki, tarih kitapları onların acı ve korkularını anlatmakta yetersiz kaldı. Bu yüzden birçok insan savaş hakkında yazmaya başladı, yüzleştikleri dehşetin boyutunu şiirlere döktüler. Bu insan gruplarından biri de askerlerdi. Savaşın kahramanca olmayan gerçekliğini gösterdiler, bu şiirler onların ölüm marşları oldu. Çünkü pek azı evini tekrar görecek kadar yaşayabildi. Birçoğu senelerce silah sesleri ve kan kokularıyla yüzleşti, savaş sırasında bir hiç uğruna can verdiler.

Savaşın Şairler Üzerindeki Etkisi

Savaş ilk başladığında, henüz etkisi ve insanların buna bakış açısı bu kadar değişmemişti. İnsanlar savaş hakkında kahramanca bir olaymış gibi konuşuyordu. Başta herkese göre, savaş, cesurlar içindi ve orada ölmek ise ancak bir kahramana yakışırdı. Ancak daha sonra savaşa gittiler ve gerçekte nasıl bir dünyanın içerisinde olduklarını gördüler. Savaş cehennemin tasviri gibiydi. Orada yalnızca ölüm ve şiddet vardı, kan vardı, birbirini tanımayan insanların sebepsiz nefretleri vardı. İnsanların artık savaşmak için bir sebebi kalmamıştı. Bu savaş ülke için olmaktan ziyade, masumların kurban edildiği bir güç savaşına dönüşmüştü. Bir anda bütün propagandalar ve savaş için söylenen cesaret verici sözler etkisini kaybetti. Çünkü insanlar savaş meydanında gerçeği gördüler. Savaşın anlamsızlığı ve ölümlerin boşuna oluşunu izlediler. Bunların sonucunda duygularını ifade etmek için şiirler yazdılar. İlk defa Dünya savaşları döneminde savaş bu şekilde tasvir edildi. Artık vatan için ölmek denen bir şey yoktu, mutluluk yoktu, kahramanlık yoktu. Gerçek ve doğru olan tek şey, dost olabilecek iki insanın bir hiç uğruna düşman haline gelmesiydi. Bu gerçeğin bilincinde olan şairler, daha önce dile getirilmeyen kötümser duygularla savaşı tasvir ettiler. Onun insanlar üzerinde yarattığı etkilerden bahsettiler. İnsanın bir daha hiç normale dönemeyecek oluşunu anlattılar. Bu şairler, savaşa sebep olan insanlığa kızgındı. Savaş hakkında bilgisi olmadan onu öven herkese, bile bile onları ölümün ortasına atan herkese kızgındı. Bu insanlar dünyanın kendisine bile kızgındı ve şiirlerinde bu öfkeleri tasvir ettiler. Bu şekilde savaş şairleri ortaya çıktı ve bu deneyimi yaşayan milyonlarca insanın sesi oldular.

Isaac Rosenberg

Isaac Rosenberg, Art UK

Rosenberg, savaşın patlak verdiğini öğrendiğinde Cape Town’daydı. Savaşın çıktığını öğrendiği zaman, bütün korkusuna rağmen savaşa katıldı ve orada er olarak görev aldı. Yazdığı şiirler, bizzat yaşadığı siper deneyimleri hakkındaydı ve savaşın sefaletini yansıtıyordu. Örneğin Break of Day in the Trenches şiiri, siperde karşılaştığı zorlukları gösterme biçimiydi. Farelerin kolaylıkla düşman askerin tarafına geçebildiği siperlerden, neden kendisi ve diğer askerlerin geçemediğini sorguluyordu. Bu, birbirini düşman olarak kabul etmiş askerler ve siperlerde yaşadıkları zorluklar hakkında sahip olduğu düşüncelerin bir yansımasıydı. Daha sonra bölge değiştirip ön saflara geçti, savaş arabalarıyla ilgilendi ve bu deneyiminden de ortaya Dead Man’s Dump şiiri ortaya çıktı. Bu şiirde askerlerin boşa giden hayatlarını resmetti, onların ölü bedenlerinin nasıl da fark edilmediğini ve savaş arabalarının onların ölü bedenleri üzerinden nasıl dümdüz bir yolmuş gibi geçtiğini anlattı. Bütün bu şiirler, onun savaşta yaşadığı korku, öfke ve çaresizliğini anlatıyordu. Kendi deneyimlerini şiirlere döktü ve savaşın gerçekte nasıl sonuçlar doğurduğunu anlattı. Kendisi de devam eden bu savaş sırasında can verdi.

Dead Man's Dump · First World War Poetry Digital Archive · Oxford community collections
Dead Man’s Dump · First World War Poetry Digital Archive · Oxford community collections

Wilfred Owen

Wilfred Owen, British Library

Owen, Romantik Dönem şairlerinden etkilenerek şiir yazmaya başladı. Savaşa katıldığı 4 ay hakkında deneyimlerini şiir yoluyla paylaştı ve savaş sahnelerini, sanki yakalanmış bir fotoğraf sahnesi gibi sundu. Savaşta yaşanan şeylere karşı hissettiği acıma duygusunu yansıttı. Örneğin Strange Meeting şiirinde, savaştan kaçan bir askerin karşı taraftan bir askerle karşılaşmasını anlattı. İki asker de aynı durumdaydı ve ikisi de acınası haldeydi. İki düşmanın birbirini öldürmek amacıyla geldiği bir yerde, aslında ikisi de birbirinden farklı değildi. Farklı milletlerden olsalar da aynı duyguları ve aynı acıyı hisseden bu askerler, birbirini öldürmek zorundaydı. Savaşın insanların birlikteliğine verdiği zarar, şiirde açıkça gösterildi. Ayrıca Anthem for Doomed Youth şiirinde de, gençliğin savaş uğruna nasıl feda edildiği gösterildi. Genç bir neslin tamamı savaşta kurban edilmişti ve şair de bunun gerçek sebebini gösteriyordu. Savaş artık yüceltilen ve kahramanca bir şey değildi. Savaş insanların babalarını, oğullarını, kardeşlerini ve eşlerini ellerinden alan bir katildi. Bütün ölümlerin gerçek yüzü buydu ve Owen da bu gerçekliği şiirleri aracılığıyla sundu.

Anthem for Doomed Youth · First World War Poetry Digital Archive · Oxford community collections
Anthem for Doomed Youth · First World War Poetry Digital Archive · Oxford community collections

Siegfried Sassoon

Siegfried Sassoon

Başta savaşa iyimser gözle bakan Sassoon, bizzat deneyimlediği felaketlerden sonra savaşı protesto etmeye ve savaş karşıtı şiirler yazmaya başladı. Diğer şairlerin aksine, savaş hakkında çok şiddetliydi ve şiirlerinin dili öfke ile doluydu. Şiirleri yoluyla, savaş hakkında iyi şeyler söyleyen herkesten intikam almaya çalışıyordu. Onların savaşa gitmesi için yapılan bütün propagandalar, kahramanlık sözleri ve savaşın yüceltilmesi, Sassoon’un şiirlerinde kötümser bir bakış açısıyla yer aldı. The Hero şiirinde, erkeklerin savaş ile birlikte kahraman olacağı fikrinin nasıl büyük bir yalan olduğunu gösterdi. Glory of Women şiirinde ise, kadınların bu kahramanlık ile ilgili yalanları nasıl dinlediğini anlattı. Onlar yalnızca bir yalana inanıyordu, gerçekte savaş uğruna ölmek kahramanca bir şey değildi. Savaş yalnızca kanların ve cesetlerin anlatıldığı bir hikayeydi, ölenler ise anılardan başka bir şey olmuyorlardı. Bu yüzden kadınların savaşı yüceltmesi Sassoon için yanlıştı, çünkü savaşta faydasız bir ölümden başka bir şey yoktu. Diğer şairler gibi Sassoon için de savaşın gerçeği buydu ve bu yüzden sona ermeliydi. Çünkü savaş ölenler için yalnızca boş bir amaç, yaşayan içinse yalnızca feryat ve ömür boyu travma demekti.

Glory of Women · First World War Poetry Digital Archive · Oxford community collections
Glory of Women · First World War Poetry Digital Archive · Oxford community collections

Savaşın yanlışlığı hakkında yazan bütün şairler, genel olarak aynı düşüncelere sahipti. Diğer dönemlerden farklı olarak eğitimli ve okumuş insanların olduğu bir dönemde, bu felaketin tanımı da değişti. İlk defa savaş, onu deneyimlemiş insanlar tarafından kahramanca olmayan bir korku olarak tanımlandı. Askerlerin gerçek hisleri şiirlere aktarıldı ve savaşın ne kadar travmatik ve korkunç olabileceği gözler önüne serildi. Savaş ilk defa bu korkutucu hislerle aktarılmasına rağmen, kendinden önceki tasvirlerin aksine fazlasıyla gerçekti.

Savaş; yüreklilik değil, korkaklıktır.

– Bertrand Russel


web Erişim tarihi: 27.05.2023

2. 4. ve 6.Görsel Linki

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.