Fransa deyince genelde akla ilk gelen Paris olur, akabinde de bu şehrin bir simgesi haline gelmiş olan Eyfel Kulesi (Eiffel Tower)‘ni düşünürüz. Peki kaçımız ayaklarımızın değdiği Paris şehrinin altındaki bambaşka dünyanın varlığından haberdar?
“Durun! Burası ölüler imparatorluğu”
Yıllar önce ölmüş insanların kemiklerinin üst üste dizildiği, yaklaşık olarak 6 milyon insan kalıntısına ev sahipliği yapan Paris Yeraltı Mezarlığı (Catacombs of Paris), şehrin sahip olduğu ilgi çekici yerlerdendir.
Katakombların Tarihi
Catacombs kelimesi, Latince catacumbas kelimesinden türemiştir. Yeraltı mezarlarının tarihi ise Mısır tarihine kadar dayanmaktadır. Toplum içinde önemli konuma sahip kişilerin mezarlık olarak kullanılan bu yeraltı odalarına, sahip oldukları değerli eşyalarla gömülmesi o dönemlerde bir gelenekti. Romalılar da bu geleneği aynı şekilde sürdürmüştür.

Bu toplumların inanışlarına göre; ruh ve bedenin birleşebilmesi için ölüleri gömmek şarttı. Ancak o dönemde yeryüzündeki toprak yaşayanlara bile zor yetiyordu. Hristiyanların kabul ettiği anlayışa göre zaten ölü olan toprağa başka ölüler gömmek olanaklı değildi. Yeraltı mezarları da bu noktada ortaya çıkarak dönemin insanlarının bu sorununu ortadan kaldırmıştır.

Yeryüzünün altında açılan çeşitli odalardan oluşan ve genellikle aynı aile ağacına ait soylu insanların öldükten sonra yerleştirildikleri mezar türü olan hypogeum (hipoje) ise Kelt döneminde kullanılmıştır. Bu odaların içine ölülerin küllerinin bulunduğu cenaze kavanozları yerleştirildiği söylenmektedir. Bazı araştırmacılara göre ise bu yeraltı odaları mezarlık olarak değil morg olarak kullanılmıştır.
Katakomblar Hakkında Efsaneler
M.S. 400’lü yılların ortalarından Rönesans dönemine kadar, catacomb (katakomb) terimi rafa kaldırılmıştır. Sonrasında ise mimari yapısının elverişli olmasından kaynaklı içinde gerçekleştirilebilecek dini ritüeller göz önünde bulundurulmuş, böylece araştırmacılar tarafından dönemin gözde konusu haline getirilmiştir.

Elbette ki böyle yerlerin mistik açıdan da kulaktan kulağa yayılan efsaneleri olmaktadır. Mesela hypogeum odalarının duvarlarında bulunan bazı deliklerden ölü insan seslerinin geldiği yönünde bir iddia vardır. Yine hypogeum içinde bulunan kâhin odasında sesin yükseldikten 7-8 saniye kadar sonra derinleşerek ilerlemesi de gizemli söylentilere yol açmıştır. Uzmanlar bu durumun odanın akustiğinden kaynaklandığını söylese de halk daha çok efsanevi söylentilere inanma eğilimi göstermektedir.
Paris Katakomblarının Tarihi
Paris Katakombları (Paris Yeraltı Mezarları), geçitleri çok iyi bilen birinin bile içinde kaybolabileceği büyüklükteki mezarlıktır. Eskiden kireçtaşı ocakları olarak bilinen bu yeraltı mezarlıklar, geçmişi 15. yüzyıla kadar uzanan yaklaşık altı milyon insan kalıntısı içerir.
Yeraltı mezarlığı fikri, şehrin genişletilerek insanlara ayrılan yaşam alanlarında daha çok yer açılması düşüncesinden ortaya çıkmıştı. Bir yandan da Paris’teki mezarlıklarda daha fazla ölü gömmeye yeterli alan bulunmamaktaydı ve bu durum zaman ilerledikçe bazı sorunlara yol açmaya başlamıştı. Paris halkı çevredeki cesetlerden gelen kokudan şikayetçiydi; bu kokunun duvarlara sinerek sağlıklı insanları hasta ettiği düşüncesindelerdi.

Halkın bu fikirde hemfikir olması ardından, 1800’lü yılların başlarından itibaren gerekli çalışmalara başlandı. Ölü insanların kafatasları, açılan bu yeraltı odalarında üst üste dizilerek adeta estetik bir duvar görüntüsü ortaya çıkarıldı.
Paris Katakomblarına Yolculuk
Paris sokaklarının yirmi metre altında bulunan bu yeraltı mezarlığı, 250 kilometre uzunluğundadır. Katakomblar ilk zamanlarda yalnızca şehrin önde gelen aile mensupları tarafından görülebilir haldeyken zamanla halk ziyaretlerine de açılmıştır. Günümüzde ziyaretçiler bu mezarlığın yalnızca bir kısmını görebilmektedir çünkü resmî olarak bu yeraltı mezarlığına giriş sınırlandırılmıştır.

Place Denfert-Rochereau‘dan yani Paris’in güneyinden başlayan yeraltı mezarlığı, şehrin altında kıvrak bir yılan gibi dolanmaktadır. Mezarlık girişine yerleştirilen tabelada “Ölü mezarını ziyaret etmek hassas insanları ve çocukları muhtemelen etkileyecektir” uyarısı bulunmaktadır.

Paris Yeraltı Mezarlıklarına resmî olarak açılan ve kullanılmasına müsaade edilen girişler dışında, pek çok farklı girişler de bulunmaktadır. Her insan tarafından bilinmeyen bu girişler, Paris halkı içinde Katafiller olarak adlandırılan ve yine halktan ancak farklı ağları olan gruplar tarafından kullanılmaktadır. Katafiller, ziyaretçi girişine yasak olan farklı odalara girerek bu odaları kendilerince düzenleyen insanlardan oluşmaktadır. Kurallarla bu odalara giriş yasaklanmış olsa da Katafil etkinliklerinin önüne geçilememiştir ve bu insanlar yakalandığı takdirde küçük para cezaları ile karşılaşmaktadır.
Kaynakça
- Iannace, Gino, Amelia Trematerra, ve Ahmad Qandil. “The acoustics of the Catacombs.” Archives of Acoustics 39.4 (2014): 583-590.
- Le Point. Dans “l’empire de la mort” des Catacombes de Paris. Erişim tarihi: 17.06.2023