Oğuz Atay Okuma Rehberi

Elif Parlak
Elif Parlak
"İnsan en az kendisini anlattığı zamanlarda kendisi olur. Ona bir maske verin, işte o zaman size tüm gerçeği anlatacaktır." -Oscar Wilde
spot_img
Editör:
Deniz Filiz
spot_img

Türk edebiyatının ustalarından birisi kabul edilen Oğuz Atay, hala daha eserleri sıklıkla okunan ve okuyucuda büyük etkiler bırakan bir yazardır. Bu yazımızda sizlere onu ve eserlerini en iyi şekilde anlamanız için okuma tavsiyeleri vereceğiz.

Oğuz Atay Kimdir?

Google'dan Oğuz Atay'ın 86. doğum gününe özel doodle: Oğuz Atay kimdir,  hayatı ve eserleri nelerdir?

Oğuz Atay, 1934 yılının Ekim ayında Kastamonu’da dünyaya gelmiştir. Birkaç eseri hayatını kaybettikten sonra yayınlanmış olsa da, zamanının en önemli yazarlarından birisi haline gelmiştir. İlk eseri olan Tutunamayanlar ile kariyerine başlayıp, diğer eserleri ile de birçok başarıya imza atmıştır. Eserlerinde de gösterdiği iddalılık sayesinde bir takım tartışmalara da neden olmuştur.

Atay, 1977 yılının Aralık ayında beynindeki tümör nedeniyle aramızdan ayrılmıştır. Fakat kendisi ölümünden sonra ve günümüzde de dahil olmak üzere en önemli Türk yazarlarından birisi olarak kabul edilmektedir.

Şimdi gelin sizlerle yazarımızın o eşsiz kitaplarını hangi sırayla okumalıyız, gelin birlikte bir göz atalım.

1. Korkuyu Beklerken

“Beni anlamıyorlardı. Zarar yok. Zaten beni, daha kimler anlamadı.”

Bize göre, Oğuz Atay ile tanışmanın en iyi yolu öncelikli olarak Korkuyu Beklerken eserini okumanız. Eğer kendisinin kalemi ile daha önceden tanışmadıysanız en iyisi bu eserle yola çıkmak olacaktır. Yazar kendinden ve kendi fikirlerinden çok fazla şey katmış bu eserinde. İçerisinde bulunan 8 hikayeyi okudukça Atay’a dair fazla şey öğrenecek, aynı zamanda da her hikayenin kahramanı ile eşsiz bir yolculuğa çıkacaksınız. Genel hatlarıyla bu 8 hikaye yalnız, bunalımlı ve kendini herkesten soyutlamış karakterlerin yaşamlarına yer veriyor. Ve tabiki Atay’ın kelimeleri aktarmadaki ustalığı, sizleri derinden etkiliyor ve unutamayacağınız bir deneyim sağlıyor. Kısacası, Atay’ın genel olarak eserlerinde yarattığı bunalımlı karakterlere aşina olmak istiyorsanız, en doğru seçim Korkuyu Beklerken ile başlamak olacaktır.

2. Tutunamayanlar

“Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.”

Atay’ın en bilinen ve ilk eseri olan Tutunamayanlar, ana karakterimiz olan Turgut’un çöküş hikayesine değiniyor. Yakın arkadaşı olan Selim, kendi hayatına son veren 28 yaşında bir genç ve onun ölümü Turgut’u derinden sarsıyor. Bunun üzerine arkadaşını daha iyi tanımaya çalışan Turgut farklı insanlarla Selim hakkında konuşuyor ve bilgi topluyor. Bizler ise bir yandan Selim’i daha yakından tanıyıp içinde bulunduğu durumun ne kadar içler acısı olduğunu anlarken, bir yandan da Turgut’un çöküşüne şahit oluyoruz. Okuması pek kolay olmayan bu eser, bizleri Atay’ın iç dünyasına götürürken karakterler ile de farklı bir bağ kurmamızı sağlıyor. Zaman zaman kendimizi Turgut’un yerine koyup Selim için üzülüyoruz, zaman zaman da kendimizi Selim’in yerine koyup dünyanın ne kadar acımasız bir yer olduğunu görüyoruz. Bu eşsiz romanı okumanızı tavsiye ederiz.

3. Oyunlarla Yaşayanlar

“Ben de büyük meseleler yüzünden harcamış olmak isterdim hayatımı. Küçük dertler yüzünden yıpranıp gitmek istemezdim…”

Tiyatro metini olarak yazılmış olan bu eser, içerisinde Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar eserlerinden de mesajlar içermektedir. Bundan dolayı Oyunlarla Yaşayanlar’ı Tutunamayanlar’dan sonra, Tehlikeli Oyunlar’dan da önce okumanızı tavsiye ederiz. Atay’ın önceki eserinde bahsettiğimiz gibi bu eserinde de konu olarak bunalım içerisindeki karakterlerin hikayelerine yer verilmiştir. Ana karakterimiz Coşkun emekli bir tarih öğretmenidir ve emeklilik sürecinde farklı tiyatro oyunları yazmaya karar verir. Ve bu oyunlarını çevresindeki kişilerle oynamak ister. Eşi Cemile hariç herkes bu fikre uyar. Zamanla, biz okurlar da kitaptaki karakterlerin her birinin aslında oyunlar oynayarak yaşayabildiğini fark etmeye başlarız. Dahası, bu oyunları gözlemlerken aslında başkaları tarafından anlaşılmak için çırpınan karakterleri tanırız. Kısacası, eser kişisel sorunlara yer verirken aynı zamanda toplumsal sorunlara da yer vermektedir. Atay’ı ve onun zamanını anlamak için tavsiye ettiğimiz bir kitaptır Tehlikeli Oyunlar.

4. Tehlikeli Oyunlar

“İnsan bazı güçlüklerden, ancak onları unutmak suretiyle kurtulabiliyor albayım.”

Tehlikeli Oyunlar muhtemelen kendinizden parçalar bulabileceğiniz bir eser. Ana karakterimiz Hikmet, insanları kendi bakış açılarıyla eleştirin bir karaktere sahip. Tabi kendini eleştirmekten de geri kalmıyor eserde. Aynı diğer Oğuz Atay eserlerinde de bahsettiğimiz gibi karakter, yalnızlıkla baş eden birisi. Bizlere kendi hayatında yaşadığı düşüşleri anlatarak hayatının aslında ne kadar zavallı bir konumda olduğunu göstermeye çalışıyor Hikmet. Bazen kendinizi ana karaktere benzetebiliyorsunuz; belki de Hikmet’n yaşadığı zorlukları siz de yaşamışsınızdır ya da yaptığı yanlışların aynısını siz de yapmışsınızdır. Yani demek istediğimiz, aslında bu eseriyle Atay, geniş bir okur kitlesine hitap ediyor; okurken yabancı kalmayacağınız konulara değiniyor. Sizden de geriye sadece kitabı elinize alıp, unutulmaz bir yolculuğa çıkmak kalıyor.

5. Bir Bilim Adamının Romanı

“Anlamıyorlar, nazlanıyorum sanıyorlar. Oysa hiçbir şey istemiyor içim.”

Oğuz Atay’ın bir başka başarılı eseri olarak kabul edilen Bir Bilim Adamının Romanıbir nevi sitem içeren bir yapıt. Bilim insanlarının toplumda çok fazla değer görmemesine yakınıyor yazarımız bu eserinde. Bunu da Mustafa İnan adlı bilim insanının hikayesini ele alarak yapıyor. Gerçek hayatta İnan’ın öğrencisi olan Atay, TÜBİTAK’ın isteği üzerine hocasının hayatını bu romanda biz okurlara sunuyor. Biyografi niteliğindeki bu eser biz okurlara çok fazla şey katıyor. Atay, İnan’ın kendi ülkesinde nasıl değer görmediğinin, toplum tarafından yeterince benimsenmediğinin birçok defa altını çiziyor. Eseri okurken yazarın kaleminden etkilenmekle kalmayıp, kendini görüşlerinizi birçok defa sorgulayacaksınız.

6. Eylembilim

“İnsanın geçmişinden kaçabilmesi için, kendinden kaçabilmesi gerekiyor.”

Atay’ın ölümünden sonra yayınlanan eserlerinden birincisi olan Eylembilim, diğer eserlerinde de karşılaştığımız bunalımlı bir karakteri ele alıyor. Hatırat tarzında yazılan bu eser, Dilâver isimli bir avukatın, Server adlı bir matematik profesörü hakkında topladığı bilgileri okuyucuya sunuyor. Bizler de bu hatıratı okurken, Server’in aslında ne kadar yalnız olduğunu, kimsenin onu tam olarak anlayamadığını fark ediyoruz. Bir noktadan sonra Server’i, Tutunamayanlar eserindeki Selim ile bağdaştırabiliyorsunuz. Böylece bir kez daha görüyoruz ki, Atay’ın genel olarak eserlerinde odak noktası bunalımlı, çevresi tarafından anlaşılmayan karakterler. Ve her bir karakter o kadar başarılı bir şekilde işleniyor ki, biz okurlar bazen kendi hayatımızdan kesitler buluyoruz bu hikayelerde. Bu da aslında Atay’ın insan psikolojisini ne kadar iyi bir şekilde işlediğini gösteriyor. Özellikle Eylembilim‘i okumayı en sona bırakırsanız, Atay’ın bu yeteneğini daha iyi bir şekilde fark edecek ve hikayeye daha iyi hakim olacaksınız.

7. Günlük

“Çok az vaktim kaldı, anlamıyor musunuz? Artık cesur olmam gerekiyor. Hiç olmazsa düşüncelerimi yaşamalıyım.”

Yazımızı Atay’ın ölümünden sonra yayınlanan ilk kitabı ile bitiriyoruz. Bu eseri en son okumanızı önermemizin nedeni bir nevi karalama defteri gibi olması. Atay’ın diğer eserlerinden parçalar buluyorsunuz, mesela kitaba “Selim gibi, (Tutunamayanlar’ın karakteri Selim Işık) günlük tutmaya başlayalım bakalım.” diye başlıyor. Bu yüzden Günlük‘ü diğer eserlerden önce okursanız, diğer eserler hakkında onları okumadan bilgi edinmiş olursunuz. Dahası, Günlük bizce Atay’ın en değerli eserlerinden bir tanesi olarak kabul edilmeli çünkü yazar bu eserinde sizlere dostunuzmuş gibi hitap ediyor. Samimi bir atmosfere sahip bu eser. Ve biz okurlara şunu da fark ettiriyor ki, Atay’ın her bir eseri adeta bir altın değerinde. Her eserin kiymetini Günlük ile fark ediyor, özellikle Tutunamayanlar‘ı ve Tehlikeli Oyunlar‘ı bir kez daha okumak istiyorsunuz. Kısacası, bu eserle Atay’ın edebiyattaki değerini bir kez daha fark ediyor, her bir eserine ayrı ayrı bağlanıyorsunuz.


Kaynakça:

Atay, Oğuz. Korkuyu Beklerken. İstanbul: İletişim Yayınları, 2004.

Atay, Oğuz. Tutunamayanlar. İstanbul: İletişim Yayınları, 2000.

Atay, Oğuz. Oyunlarla Yaşayanlar. İstanbul: İletişim Yayınları, 2007.

Atay, Oğuz. Tehlikeli Oyunlar. İstanbul: İletişim Yayınları, 2000.

Atay, Oğuz. Bir Bilim Adamının Romanı. İstanbul: İletişim Yayınları, 1987.

Atay, Oğuz. Eylembilim. İstanbul: İletişim Yayınları, 2004.

Atay, Oğuz. Günlük. İstanbul: İletişim Yayınları, 2004.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.