Ödüllerimizin Tarihi: Haldun Taner Öykü Ödülü

Editör:
Sena Yiğit
spot_img

Haldun Taner, hikâyeciliği ve tiyatro oyunlarıyla Türk Edebiyatına yeni bir bakış açısı kazandırmış, bunun yanında üniversitede hocalık yaptığı dönemde de günümüz edebiyatında da adından söz ettiren yazarlar yetiştirmiştir. Bu yazımızda hem Haldun Taner’i hem de 1987’den beri süregelen, onun mirasını korumak amaçlı gerçekleştirilen öykü ödülünü inceleyeceğiz.

Haldun Taner Kimdir?

Haldun Taner. Kaynak: Söylenti Dergi

Tam adı İbrahim Haldun Taner olan yazar, 16 Mart 1915’te İstanbul’da doğdu. Babası Ahmet Selahattin Bey, son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında İstanbul milletvekili olup aynı zamanda ülkemizin ilk devletler hukuku profesörüdür. Haldun Taner, henüz beş yaşındayken babasının erken ölümü sonrası annesi Sezai Hanım ile Saraçhane’deki büyükbabası Hâmid Bey’in evine yerleştiler. Haldun Taner, yazlarını matbaacılık yapan dedesi Hâmid Bey’in yanında geçirmeye başladı ve burada dönemin önemli eserleri ve yazarlarıyla tanışmasıyla beraber bir kitabın basım aşamalarına da tanıklık etti.

1935 yılında burslu bir şekilde Galatasaray Lisesi‘nden mezun olan Haldun Taner, aynı yıl içinde yine devlet tarafından karşılanan bursla yükseköğrenimi için Almanya’daki Heidelberg Üniversitesi‘nde 3 yıl ekonomi ve siyasal bilgiler öğrenimi gördü. Ancak tüberküloza yakalandığı için 1938 yılında ülkeye geri dönüş yapıp hastanede tedavi görmeye başladı ve bu tedavisi dört yıl sürdü. Yazı yazmaya da ilk kez bu uzun süren tedavi süresinde, kendi deyimiyle yazmaya, “dört duvar arasına mahkum olduğu” zaman “güzel bir avuntu” olabileceğini düşünerek başladı. Bu düşünceyle yazar olmaya karar verdi. Ekonomi ve siyasal bilgiler eğitimini yarıda bırakarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi‘ne girdi ve 1950 yılında, Alman Filolojisi ile beraber Sanat Tarihi ve Türkoloji bölümlerinden de sertifika aldı. Ancak eğitimini bununla sonlandırmadı. 1954’te Viyana Max Reinhart Tiyatro Enstitüsü‘nde iki sene boyunca eğitimine devam etti ve tiyatrolarda reji asistanı olarak çalıştı.

Kabare Tiyatrosundan Haldun Taner. Kaynak: kültür.istanbul

1960’tan itibaren ise Haldun Taner, tiyatroya yoğunlaştı ve Kabare Tiyatrosu‘nun kurulmasına öncülük ederek; Ahmet Gülhan, Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile beraber 1967’de İstanbul’da Devekuşu Kabare Tiyatrosu‘nu kurdu. İki sene sonra Münir Özkul ile Bizim Tiyatro‘yu, 1978’de ise Ahmet Gülhan ile Tef Tiyatro Grubu‘nu kurdular. Çok yönlü biri olan Haldun Taner, aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü ile 1968’de kuruculuğunu üstlendiği Language and Cultural Center Özel Tiyatro Okulu‘nda öğrenciler yetiştirdi. 1980’de emekliye ayrıldı ve Berlin Senatosu’nun daveti üzerine Almanya’ya gitti ve orada tiyatro dersleri verdi. Gazetelerde yazılar yazdı, UNESCO‘nun kültür komisyonlarında yer aldı.

Haldun Taner, 7 Mayıs 1986’da kalp krizi sebebiyle vefat etti. İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın Kadıköy Rıhtım Meydanı’ndaki sahnesi, Haldun Taner Müze Evi ve yine Kadıköy’de bulunan heykeli ile Taner’in ruhu hâlâ İstanbul sokaklarında yaşamaktadır. Ardında bıraktığı bir diğer eser ise bu yazıda da ele alacağımız Haldun Taner Öykü Ödülü‘dür.

Haldun Taner Edebiyatı

Haldun Taner. Kaynak: Maksat Bilgi

1940’larda sanatoryumda tedavi görürken edebiyata yoğunlaşan Taner’in ilk kalem tecrübeleri Ankara Radyosu için yazdığı skeçlerdir. Haldun Taner’in ilk hikâyesi Töhmet, 1946 yılında Haldun Yağcıoğlu adıyla Yedigün Dergisi‘nde yayımlanmıştır. Yazıyı gerçek adıyla göndermemesinin sebebi reddedilme korkusudur ancak yazısı çok beğenilir. İlk hikâye kitabı olan Yaşasın Demokrasi 1949’da yayımlanır. 1953’te Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu öyküsüyle New York Herald Tribune ve Yeni İstanbul gazetelerinin işbirliğiyle düzenlenen yarışmada birinci seçilir ve öykü on iki dile çevrilir. Aynı yıl Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu kitap olarak da yayımlanır.

Haldun Taner, Türk tiyatrosunda yeni bir dönem açmıştır ve esin kaynağı da Bertolt Brechet’in sistemleştirdiği epik tiyatro üslubudur. Taner, gösteri sanatlarımızdan olan meddahlığı ve tuluat tiyatrosunu, bahsettiğimiz sistematiğe uyarlayarak Türk tiyatrosunda yeni bir sentezin öncüsü olmuştur. Bu sentez ışığında sahnelediği senaryoları hem yurt içinde hem de yurt dışında birçok olumlu tepki almış ve Taner’i uluslararası bir konuma yerleştirmiştir. Kaleme aldığı Keşanlı Ali Destanı adlı oyunu Türk tiyatrosunun ilk epik tiyatrosu olarak tanınmıştır. Almanya, İngiltere, Çekoslovakya ve Yugoslavya’da sahnelenerek 1964’te gerçekleştirilen 275 temsil ile önemli bir çıkış yapmıştır.

Haldun Taner Öykü Ödülü

Haldun Taner. Kaynak: Gazete Kadıköy

Haldun Taner Öykü Ödülü, Milliyet Gazetesi tarafından Haldun Taner’in anısına 1987’de düzenlenmeye başlanmıştır. Ödül bir kişiye verilebileceği gibi en fazla üç kişi arasında da paylaştırılabilir. Seçici kurulda Haldun Taner’in eşi Demet Taner, jüri başkanı Doğan Hızlan, Metin Celal, Prof. Dr. Handan İnci, Nursel Durel ve Mehmet Zaman yer almaktadır. Yarışma, o yıl içerisinde yayımlanmış Türkçe öyküleri değerlendiriliyor olup; bunun yanında yayınevleri, üniversiteler, sanat ve eğitim kurumları, sivil toplum örgütleri de eser sahibinin imzalı onayıyla aday gösterilebilir. Bu sene 35’incisi düzenlenen yarışma bizlere en başta Haldun Taner’i ve onun öykücülüğünü anımsatır. Öykünün aslında insanlara ilham veren; bir yandan toplumu ve insanları eleştirirken diğer yandan okuyucuya yeni perspektifler sunan bir unsur olduğunu da hatırlatır bizlere bu ödül töreni…

Keşanlı Ali Destanı. Kaynak: Pera Müzesi

1999 ve 2003 yıllarında verilmeyen ödül; 1987, 1991, 1992 ve 1994 yıllarında birden fazla kişiye takdim edilmiştir. Ödülün ilk sahipleri Tomris Uyar (Son Sanrı), Murathan Mungan (Hedda Gabler Adlı Bir Kadın) ve Nedim Gürsel‘dir (Saklambaç). 1990’da Mario Levi‘nin Bir Şehre Gidememek öyküsüne layık görülen ödülün 1995’te kazananı ise Ayşe Kulin‘in Foto Sabah Resimleri’ne öyküsüdür. Biraz daha ileriye gidersek 2009’da Yekta Kopan Bir de Baktım Yoksun öyküsüyle yarışmayı kazanmıştır.

Haldun Taner deyince Demet Taner‘e de bir parantez açmak gerekir. Demet Taner, Haldun Taner’in vefatından sonra yapıtlarının yayımlanmasında, ödül töreni dahil olmak üzere yazar hakkındaki etkinliklerde ve başka bütün çalışmalarda katkılarını sürdürmektedir. Haldun Taner biyografisi Canlar Ölesi Değil ve Haldun Taner’in Timsahı adlı kitapları da vardır.

Haldun Taner Öykü Ödülü Sahipleri

Bu sene ocak ayında 35’incisi düzenlenen öykü ödülünün son beş yıldaki sahiplerini beraber inceleyelim.

 Tuncer Erdem- Kötü Tabiat İyi Doğa

Kötü Tabiat İyi Doğa. Kaynak: YKY

“Ama kendimle baş başa kaldım bugün ben, ne yapacağımı bilemedim bir odanın ortasında.”

Tuncer Erdem kitabında, insanın doğa üzerindeki hakimiyetini ve bu hakimiyetin zamanla doğaya zarar verdiğini işliyor. Öyküler, doğa ile insan arasındaki çelişkileri ortaya koyarken aynı zamanda insanın kendi iç dünyasındaki karmaşıklığı da aktarıyor. Yazılarında sembol ve imgelerden de yararlanan Tuncer, aynı zamanda bir karikatürist olarak kitabında çizimlere de yer veriyor. Felsefi düşünceler ve eleştiriler de içeren kitap, okurlarına on üç öykülük estetik bir anlatım sunuyor.

Polat Özlüoğlu- Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar

Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar. Kaynak: Hepsiburada

“Ah baba! Keşke daha az üzseydin annemi, daha az acıtsaydın canını, o kadar kırıp dökmeseydin, ezip geçmeseydin.”

2023 yılında Haldun Taner Öykü Ödülü’nün yanında aynı zamanda Fakir Bayburt Öykü Ödülü‘nün de sahibi olan Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar; baba figürünün oldukça ön planda tutan bir kitap olarak karşımıza çıkıyor. Yazar, aile kavramını incelemeye ve aile tabusunu yıkmaya çalışıyor öykülerinde. Kendi deyimiyle aileyi masaya yatırıp otopsi yapıyor. On bir öyküden oluşan kitap anlatım tarzı ve içeriğiyle okurlara kendi yaşadıklarından bir parça bulmalarına yardımcı oluyor. Aile kavramını sorgulatıyor ve belki de geçmişten sakladıkları duyguları ortaya çıkartmaya yardımcı oluyor.

Burçe Bahadır- Deliliğe Zarif Bir Giriş

Deliliğe Zarif Bir Giriş. Kaynak: NotaBene Yayınları

“Toprak olana, o ağaçlara gübre olana kadar rahat vermezler sana. Kocamayı bekle, kocayınca ferahlarsın, derdi anası.”

Öykülerinde toplumun her kesiminde insanın hayatından izler bulunduruyor Deliliğe Zarif Bir Giriş. Eşinin kaybetmiş bir kadından, sevgilisini terk edemeyen genç kıza, savaştan kaçan mültecilerin yaşadığı zorluklara kadar geniş bir çerçeve sunuyor bizlere yazar. On iki öykü içeren kitap bir bakıma belki de hiç şahit olmadığımız hayatları çıplak gerçekliklerle sunuyor bizlere.

Eyüp Aygin Tayşir- Sabitâlem Mahallesi

Sabitâlem Mahalesi. Kaynak: İletişim Yayınları

Haksızlık herkesi aynı şekilde hedef alarak adalete dönüşmektedir. Onun da tapusu verilmemiştir, ona da hastanede bakmamışlardır, onu da karakolda sebepsiz dövmüşlerdir…”

Romanları ile bilinen Tayşir‘in ilk öykü kitabıdır Sabitâlem Mahallesi. On bir öyküden oluşan kitap, İstanbul’un kıyısında köşesinde kalmış bir mahallenin iç dünyasını anlatıyor. Kitabı ilginç kılan durum ise öykülerin ortak bir zaman çizelgesi olmaması. Yani bir öykü günümüzde geçerken bir diğeri kırk sene öncesinde geçebiliyor. Zaman zaman alaycı ve ironik bir dil kullanan Tayşir, neşe ve hüznü de bir arada tutmayı başarıyor. Mahalleye adını veren sabitâlem ise değişmeyen ve değişmek istemeyen bir dünyayı temsil ediyor.

Nurhan Suerdem- Maruzatım Var

Maruzatım Var. Kaynak: İletişim Yayınları
“Hayat; başlangıç noktasından sona doğru yol alırken, nelerle karşılaşabileceğini tahmin edemediğin bir seyahat. Herkesin başlangıç noktası farklı olduğu gibi; son durağa gidiş yolu, gideceği vesait, mola vereceği yerler, yolun uzunluğu, kısalığı, engebesi, geçeceği tüneller, refakatindekiler, inip binenler de farklı.”
Nurhan Suerdem, gündelik hayatın içinde oldukça sıradan görünen ama aslında derin anlamlar taşıyan konuları aktarıyor. Kadını, kadına yapılan toplumsal baskıyı, sistemin kadına dayattığı rolleri ve kadının bireysel çıkmazlığını çok ince bir şekilde işliyor öykülerine. Yazar, aynı zamanda kendi yaşamından ve gözlemlerinden de parçalara ekliyor yazılarına. Samimi ve mizahi unsurlar da barındıran Maruzatım Var; okurları düşünmeye, hissetmeye, sorgulamaya itiyor.

 

Öyküleriyle bizlere yeni kapılar aralayan, Türkiye’de epik ve kabare tiyatrosunun öncüsü olan Haldun Taner‘i, sevgi ve özlemle anıyoruz.


Kaynakça

Erdem, Tuncer. Kötü Tabiat, İyi Doğa. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2023.

Suerdem, Nuhran. Maruzatım Var. İstanbul: İletişim Yayınları, 2021.

Tayşir, Eyüp Aygün. Sabitâlem Mahallesi. İstanbul: İletişim Yayınları, 2020.

Tertemiz, Serhat. “Haldun Taner Hayatı”. Humanities Institue. Web. Erişim tarihi: 23.07.2025.

Harmancı, Abdullah. “The World of Artists in the Short Stories of Haldun Taner.” Adıyaman University Journal of Social Sciences, vol. 8, 2012, pp. 51–62. Web. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2025.

“Haldun Taner.” Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Web. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2025.

“Haldun Taner Öykü Ödülü’nün Sahibi Belli Oldu.” Milliyet Sanat, Web. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2025.

Özdemir, Emrah. “Modern Tiyatroda Brecht ve Epik Tiyatro.” Kesit Akademi Dergisi, vol. 6, no. 22, 2020, ss. 525–538. Web. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2025.

İshak Edebiyat. “Polat Özlüoğlu ile ‘Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar’ Üzerine.” Web. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2025.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.