No Land, çoktan kaybolmuş olan yanlarımızı kucaklayan, ayrılıkların yollardan uzun olduğunu hatırlatan, kısa fikirleri uzun eden, hiçbir yere ait olmamayı herkese ait bir his hâline getiren bir müzik sunuyor bizlere. Sunduğu müzikte yola çıkmak kadar geride kalmak da var, ararken kaybolmak da.
No Land’in müziği, haritaya bakarak bulunacak, gösterilebilecek bir yerden gelmiyor. Nereli olduklarını değil, ne hissettirdiklerini önemsiyorlar. Bu yüzden ne yola aitler, ne varışa. Onlar yolculuğun ta kendisi. Ham, yan, piş misali.
Sən, Mən, Bir Də Bu Şəhər

No Land’in müzikal yolculuğu, 2012 yılında İstanbul’da, yolları kesişen iki müzisyenin kaderiyle başlıyor. Bir İngilizce kursunda tanışan Kamil Hajiyev (vokal/keman) ve Sahand Lessani (elektro gitar), kısa sürede ortak bir hayalin peşine düşüyor: müzik yapmak. Zamanla grup üyeleri değişse de Kamil Hajiyev ve Sahand Lessani’nin yanına Çağatay Vural (bas gitar), Ege Atalay (çello), Nihal Saruhanlı (davul), Metin Kesik (akustik gitar) ve Oğuzcan Bilgin‘in (trompet) eklenmesiyle grup bugünkü şeklini alıyor.
Sahand Lessani’nin önerisiyle adını “No Man’s Land” filminden alan No Land; Azerbaycan, İran ve Türkiye kökenli müzisyenlerden oluşmasıyla adının hakkını veriyor. Müzikal çizgileri, tıpkı üyelerinin kökenleri gibi sınır tanımıyor. Rock, folk ve doğu ezgilerini modern tınılarla harmanlayan No Land, çok kültürlü yapısını hem melodilere hem de şarkı sözlerine taşıyor.
2013 yılından bu yana yaptıkları çalışmaların bir kısmını 2016 yılında yayımladıkları “Aramızda” adlı ilk albümleriyle ortaya koydular.
Aramızda
2016 yılında yayımlanan ilk albümleri “Aramızda” 10 şarkıdan oluşuyor. Albümde bulunan ve Azerbaycanlı sanatçı Azer Cırttan Memmedov bestesi olan Niyə Belə Uzundur bu Yollar, No Land olarak yorumlanmış. Türkçe ve Azerice şarkılardan oluşan albümde cover parça hariç tüm şarkıların sözleri Vugar Hasani ve Kamil Hajiyev’e ait.
Albüm, Aramızda Dinozor parçasıyla açılıyor ve dinleyiciyi derin bir hasret duygusunun içine çekiyor. Hasretin biçimi bireysel olsa da hissi evrensel. Yaşanan hasret hiç bitmiyor, zaman geçiyor ama mesafe kapanmıyor, hasret dinmiyor.

Hasreti, içe dönüşü, varoluş sancılarını ve yolda olmanın karmaşasını şarkılarıyla ilmek ilmek işleyen albüm, kapanışı 52 Hertz Whale (Outro) parçasıyla yapıyor. 52 Hertz balinası, ses frekansı diğerlerinden çok daha yüksek olduğu için hiçbir balinayla iletişim kuramaz; bu yüzden “dünyanın en yalnız balinası” olarak bilinir. No Land’in bu parçayla veda edişi, tıpkı kendi sesini duyan kimseye ulaşamayan o yalnız balina gibi, albümle bizi en derin yalnızlıklarımızla baş başa bırakır.
Pusulası Kaybolmuş
2019 yılında yayımlanan ikinci albümleri “Pusulası Kaybolmuş”; Türkçe, Azerice, Farsça ve Rusça sekiz şarkıdan oluşuyor. İlk albümde olduğu gibi şarkı sözleri Kamil Hajiyev ve Vugar Hasani’ye ait.
Albüm, Şehr-i Yar parçasıyla açılıyor ve uzağın adı var diyor. Şarkı boyunca yinelenen “uzağın adı var” dizesi, ulaşamadığımız her şeyin aslında bir ismi, bir hikâyesi, bir ağırlığı olduğunu hatırlatıyor.
Albümü dinlemeye başlayınca, uzaklaşırken yaklaşıyoruz kendimize; kaybolduğumuz yerde, kendimizi yeniden buluyoruz. Bazense sular altında kalıyoruz. Bazen bahar soluyor, biz ise “N’olmuş?” diyoruz. Albüm, Seyir parçasıyla kapanışı yapıyor ve bazen kendimizi ifade etmek için sözlere ihtiyacımızın olmadığını bir kez daha hatırlatıyor.
Grup, yayımladığı iki albümün yanı sıra Üzümə Bax, İstanbul, Şeb-i Hicran, Pencere gibi single’lar da yayımladı.
Hiçbir Yer Her Yerdir, Hiçbir Şey Her Şeydir

“Müziğimizin sınırı yoktur; dili, dini, ırkı, mezhebi… Ülke sınırlarına karşıyız. Herkes kendi içerisinde gurbettedir, yersizdir, yurtsuzdur. Yaptığımız müzikte de sınır olmasını istemiyoruz. Hepimiz çok farklı kültürlerden geliyoruz ve farklı eğitimler aldık. Kendi memleketimizde bile memleket hasreti çekiyoruz. Ayrımcılık yapmadan gurbet hissini yaşayıp, insanlarla paylaşıyoruz. Dünyanın herhangi bir yerinde de olsak yine gurbette olacağız. Müziğimiz de muhabbetimizi aktarabilme becerimiz. Elimizde başarabildiğimiz tek müzik var.”
No Land; kendini, müziğini bu şekilde tanımlıyor. Müzik, onların birleştirici gücü; kimlikleri ne olursa olsun, ortak insanlık hallerini ifade etme biçimi oluyor. Bu bakış açısıyla No Land, yalnızca bir grup değil; farklılıkları kucaklayan, sınır tanımayan bir kültürel hareketin temsilcisi haline geliyor. Anlatacakları hiç tükenmiyor çünkü tek bir konuya ya da konsepte bağlı kalmıyorlar. Hayatın tüm renkleriyle, her alanıyla ilgileniyorlar; hasretle, göçle, aşkla, savaşla… Hepsi onların müziğinde hayat buluyor.
No Land’in yolu hâlâ açık, pusulası belki kaybolmuş ama bu kaybolmuşlukta kendi yönünü bulan bir müzikle ilerliyor. Gelecekte hangi dilden, hangi hikâyeden ses vereceklerini bilmiyoruz; bildiğimiz, yine kalbimize dokunacakları.
Kaynakça:
-
Orta Doğu’nun Alternatif Sesi: No Land. Wannart. 14.07.2025
- İnsan kendi içinde yurtsuzdur. BirGün. 15.07.2025
- No Land Music
-
Kültürel ve Coğrafi Sınırların Ötesinde Bir Tını: No Land. Artful Living. 14.07.2025


