Yüzlerce gökdelen ve iş merkezine sahip, içinde onlarca simgesel bina ve tarihi yapıt bulunduran metropol New York… Ancak içlerinde bir bina alışılagelmedik şekliyle dikkatleri üzerine çekiyor: Flatiron Binası. 2023 yılında yapılan bir ankete göre Flatiron Binası, Fallingwater, Empire State Binası ve Coit Kulesi‘nin ardından Amerika Birleşik Devletleri’nde en çok sevilen dördüncü bina olarak derecelendirildi. Empire State’ten on yıllar önce, New York’un en uzun yapısı olan One World Trade’den bir asır önce inşa edilmiş Flatiron Binası’nın mimarisine, kullanım alanlarına, hikâyesine ve daha fazlasına göz atalım.
Flatiron Binası’nın Hikayesi

19. yüzyılın sonlarında Madison Square, çevresi seçkin bir mahalleye, Ladies’ Mile adlı şık alışveriş bölgesine ve şehrin hareketli eğlence merkezine ev sahipliği yapıyordu. Bu durum, Broadway, Beşinci Cadde ve 23. Cadde’nin kesiştiği dar üçgen bloğu, şehrin en değerli arsası haline getirmişti. Ancak, yapı inşa edilmeden önce 20. yüzyılın başlarında kullanılan dökme ütülere benzediğinden flatiron denilen bu gözde alan, müteahhitler için bir zorluk teşkil ediyordu. Zaman içinde birçok kişi tarafından el değiştiren arsa son olarak kayınpederi George W. Fuller’dan miras kalan bir inşaat firması olan Fuller Şirketi’nin CEO’su Harry S. Black tarafından satın alındı.

Harry Black, binanın tasarımı için daha önce Chicago’da gökdelenler tasarlamış olan Daniel Burham ve ortağı Frederick P. Dinkelberg’i bu göreve uygun gördü. A History of New York in 27 Buildings’e göre arazi temizlendikten sonra binaya haftada yaklaşık bir kat çıkıldı ve yapı 1902’de 20 katıyla tamamlandı. İnşası tamamlanan yapıya Fuller Binası adı verilmesine rağmen alışılageldiğinden ötürü Flatiron denmeye devam edilerek asıl adı ikinci plana atıldı. The New York Times’ın 27 Kasım 1900 tarihli sayısında, araziye bir ofis binası inşa etme planlarıyla ilgili olarak yayınlanan bir haberde, Flatiron’un kendine özgü şekli nedeniyle, çok yüksek bir binanın inşası her zaman mimari bir sorun olarak görülmüştür ve şu anda planlanan yapının muhtemelen on iki kattan yüksek olmayacağı söylenmektedir şeklinde bir eleştiri yapılmıştır.
Flatiron Binası’nın Kullanımı ve Geleceği

Flatiron Binası yaklaşık 120 sene boyunca ofis olarak kullanıldı. Flatiron’un kiracıları çoğunlukla yayınevleriydi ancak bina; oyuncak şirketleri, Rus İmparatorluk Konsolosluğu, yakınlardaki Tin Pan Alley’den şarkı yazarları ve kötü şöhretli suç örgütü Murder, Inc. gibi sıra dışı sakinlere de ev sahipliği yaptı. 2000’li yılların başlarında, Macmillan ve yayınevlerinin binanın önemli bir bölümünü kaplamasıyla yayın şirketlerinin ilgisi arttı. Macmillan bölümü St Martin’s Press’in başkanı Thomas McCormack, 1983’te The New York Times’a verdiği demeçte, “Flatiron Binası’nın kendine özgü bir havası var.” demişti. “Doğu Nehri, Hudson Nehri ve Central Park’ı tek bir noktada durup kıpırdamadan görebileceğiniz tek ofis burası. Yazarlarımızın bu olağanüstü binaya hayran kaldığını görüyorum.“ Macmillan 2019’da taşındı ve binanın ofis katları o zamandan beri boş. Ekim 2023’te, GFP Real Estate’ten Jeff Gural liderliğindeki bir grup olan binanın sahipleri, binayı lüks konuta dönüştüreceklerini duyurdu ve bu sürecin 2026 yılı sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Şu anda binanın 22 katında 60 daire planlanıyor.
Flatiron Mimarisi

Flatiron Binası Chicagolu Daniel Burnham tarafından Beaux-Arts tarzında dikey bir Rönesans yapısı olarak tasarlandı. Beaux-Arts; sütunlar, kornişler ve üçgen alınlıklar gibi klasik Roma ve Yunan unsurlarını kullanır ve simetriye odaklanır. Malzeme olarak ise taş, mermer ve kireç taşına büyük önem verilir. Beaux-Arts tarzı, yapıya ağır ve sağlam görünüm kazandırarak zengin bir estetiği vurgulamasını sağladı. Flatiron Binası çelik bir iskelete sahip olup iskeleti kireç taşı ve pişmiş toprak perde duvarla kaplandı. 1892’de New York şehri yönetmeliklerinde yangına dayanıklılık amacıyla duvar örgüsü kullanımı zorunluluğunu kaldırdı. Bu durum da hem çelik iskeletli yapıların önünü açtı hem de perde duvar yönteminin mimarlar tarafından kullanılmasını sağladı. 1902’de 20 katlı yapı tamamlandığında birçok uzman, binanın dar yapısından ve rüzgâr gücüne direnecek az hacmi olmasından ötürü şiddetli bir rüzgârda devrileceğini düşünüyordu. Neyse ki binanın yapı mühendisleri bu olasılığı önceden görüp binayı çelik desteklerle güçlendirmişlerdi. 1905’te binaya bir çatı katı ve bodrum eklenmesine karar verildi ve böylece yapı 22 kata tamamlanarak 87 metre uzunluğa ulaştı.

Flatiron Binası’nın iç mekân düzeni, çeşitli kiracıların ihtiyaçlarına göre uyarlanan yenileme ve modernizasyonlarla zaman içinde gelişti. Binanın üçgen şekli, cadde üzerinde özgün bir görsel sağlarken yapının içinde farklı bir atmosfer yaratıyor. Binanın kuzey ucu yalnızca 2 metre genişliğe sahip. İç mekândaki bu dar alanını maksimum verimlilikte kullanabilmek için ofisler çoğunlukla eğimli duvarlarla ayrılmış bir şekilde dizayn edildi.
Daniel Burnham: Gökdelenin Babası (1846-1912)

New York’ta doğan Burnham 1855’te Chicago’ya taşındı. Ivy League okullarından birine girmeye çalışan Burnham aynı yıl hem Harvard hem de Yale’den ret cevabı aldı ve ardından bir mimarlık ofisinde teknik ressam olarak işe başladı. Birkaç yıl sonra John Wellborn Root ile kendi mimarlık firmalarını kurdular. İlk projeleri varlıklı Chicagolular için yapılan konutlardı. Ancak Burnham, evlerle yetinmek istemediğini, “büyük şeylerle başa çıkmak, büyük iş adamlarıyla iş yapmak ve büyük bir organizasyon kurmak için büyük bir şirket kurmayı” hayal ettiğini dile getirdi.
19.yüzyılın sonlarında Chicago’nun en özgün binalarından bazılarını tasarladılar; bunlar arasında 10 katlı Montauk Binası da vardı. 1882 tarihli bu yapı, dünyada gökdelen olarak bilinen ilk yapı olarak kabul edilir ancak yapı 1902’de yıkıldı.1887’de inşa edilen Rookery Binası ve 1894’te tamamlanan Reliance Binası, ofis binası tasarımında işlev ve konforu ön planda tutan bir yenilikçi akımın habercisiydi. 1910 yılına gelindiğinde ise New York ve San Francisco’daki şubelerle ve Houston’dan Londra’ya uzanan binalarla Burhanm’ın mimarlık şirketi dünyada bir numaraydı.

Burnham’in mimari başarısı sosyal ve profesyonel çevrelerde de ünlenmesini sağladı. 1893’te Chicago’da düzenlenen Dünya Kolomb Sergisi’nin mimari planlamasını yönetmekle görevlendirildi. Sergide tasarladığı Beyaz Şehir ile klasik ve Beaux-Arts tarzı mimariye olan sadakatini bir kez daha gösterdi. En bilinen eserleri New York’taki Flatiron Binası (1902) ve Washington’daki Union İstasyonu‘dur (1907).
Burnham, mimarlığın yanı sıra şehir planlamasında da öncüydü. 1909’da hazırladığı Plan of Chicago, ABD’nin ilk kapsamlı şehir planı olarak tarihe geçti; park sistemleri, sahil şeridi düzenlemeleri ve kamusal alanlara dair önerileriyle sonraki planlamalara yön verdi. Washington D.C., Manila, San Francisco gibi şehirlerin gelişiminde de katkıları oldu.
Flatiron Binası Nasıl Ziyaret Edilir

Flatiron Binası, perakende alanı dışında Empire State veya One World Trade gibi halka açık mekânlar değildir. Flatiron Binası bir iş merkezi olduğundan binayı turist olarak ziyaret edebilmenin yolu ancak dışarıdan izlemektir. Ancak Madison Square parkına yakınlığından dolayı parkta geçireceğiniz keyifli vakit ardından binayı da ziyaret edebilirsiniz.
Flatiron Binası Hakkında İlginç Bilgiler

Şu ana kadar Flatiron Binası’nın mimari yapısından, hikâyesinden, mimarından, kullanım şeklinden bahsettik. Şimdi de Flatiron Binasına ait ilginç birkaç özellikten bahsedelim.
Flatiron Binası ilk açıldığında, kadınlar için tuvalet bulunmuyordu. Bu eksiklik, daha sonra dönüşümlü olarak kadın ve erkekler için tuvaletlerin ayrı katlara ayrılmasıyla giderildi.
Flatiron Binası’nın üçgen şekli ve Beşinci Cadde ile Broadway’in kesiştiği noktadaki konumu, bir rüzgâr tüneli etkisi yaratıyordu. Binanın ilk yıllarında, erkekler kadınların eteklerinin rüzgâr esintileriyle nasıl kalktığını görmek için 23. Cadde’nin köşesinde toplanırlardı. Polis memurları da bu kalabalığı dağıtmak için “23 skidoo” diye bağırırlardı ve bu ifade zamanla “topuklama” anlamına gelen popüler bir argo terim haline geldi.
Flatiron Binası, New York’ta geçen televizyon dizilerinde ve reklamlarda sıklıkla yer aldı ve almaya devam ediyor. Bunun yanı sıra bazı film sahnelerine de konuk olmuştur. Bell, Book and Candle ve 1998 yapımı Godzilla gibi filmler bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Flatiron Binası, sinemaseverler tarafından en çok Örümcek Adam filmlerindeki Daily Bugle’ın karargâhı olarak bilinmektedir.
Flatiron, bodrum katında gösterişli bir restoran ve kulüp içeriyordu ancak ilgi çekici olan kısım bu değildi. İlgi çeken nokta burada siyah bir caz grubunun sahne almasıydı. Bu grup sadece sahne almakla kalmadı, ragtime kavramının New York’un elit kesimi ile tanışmasına vesile oldu ve sonrasında da oldukça ünlendi.
Flatiron ve New York

Fuller Binası (yapının orijinal adı) 1996’da New York’un simgesi, 1989’da ise Ulusal Tarihi Eser ilan edildi. Flatiron, mahallenin gelişiminde oldukça önemli bir rol oynadı. Tamamlanmasının ardından bölgeye diğer işletmeleri de çekti ve bölgenin 20. yüzyılın başlarında gelişen bir ticaret merkezi haline gelmesine yardımcı oldu. Hatta zamanla bir simgesel statü kazanarak şehre yeni bir kimlik kazandırdı da diyebiliriz.
Flatiron Binası’nın inşası tamamlandığında ilginç dizaynıyla birçok kişinin dikkatini çekse de eleştirilere de maruz kaldı. New York Tribune onu “cimri bir pasta parçası… New York’un en büyük cansız baş belası” olarak nitelendirirken, New York Times ise yapıyı “ucube” ilan etti.
Zaman dilimi ne olursa olsun her zaman üçgen silüeti ile göze çarpan Flatiron Binası, zamanın ötesindeki mimarisiyle New York’un demirbaşı yapıları arasında yer edinmeyi başarmıştır.
Kaynakça
Davies, Rachel. “Flatiron Building: Everything You Need to Know.” Architectural Digest, 26 Sept. 2024, Web. Erişim 18 Ağustos 2025.
“The Flatiron Building (originally the Fuller Building), Designed by Daniel H. Burnham and Built in 1902.” Double Stone Steel, Web. Erişim 18 Ağustos 2025.
“The Flatiron Building | A New York City Landmark.” Sesamo Restaurant, 27 Haz. 2024, Web. Erişim 18 Ağustos 2025.
F. Fiona. “The Flatiron Building: A New York Icon.” TakeWalks, 21 May 2025, Web. Erişim 18 Ağustos 2025.
Austin, Dan. “Daniel H. Burnham (Sept. 4, 1846 – June 1, 1912).” HistoricDetroit.org, Web. Erişim 18 Ağustos 2025.