Neval es-Saadavi: Nil Nehri’nden Batı’ya Uzanan Feminizm Bilinci

Öznur Aydın
Öznur Aydın
"Düşüncelerini kabullenecek olursanız, hiçbir deli, deli değildir."
spot_img

Mülkiyet hakları, seçme ve seçilme hakkı gibi hukuksal eşitsizlikler üzerine odaklanan birinci dalga feminizmden farklı olarak; üreme hakkına, cinselliğe, aile yaşantısına odaklanan ikinci dalga feminizme kaynak birçok eser veren Neval es-Saadavi, uluslararası birçok ödüle sahip ve eserleri otuzdan çok dile çevrilmiş Mısırlı aktivist, feminist yazardır. 1988’de radikal görüşlerinin getirdikleri ile hayatı tehlike altına girince Mısır’dan kaçmak zorunda kaldı. ABD’de, Duke Üniversitesi’nde Asya ve Avrupa Dilleri bölümünde ders vermeyi kabul etti. Kahire Üniversitesi, Harvard, Yale, Columbia, Sorbonne, Georgetown, Berkeley olmak üzere birçok tanınmış kolej ve üniversitede çalıştı. 1996’da Mısır’a geri döndü.

İslam’da kadının yeri üzerine yazdığı kitaplarla, kadın sünnetine engel olmak için ve dinin eleştirilemeyeceği algısını yıkmak için büyük çaba verdi. Arap toplumunda kadının yerine eleştirel bir dille yer verdiği kitapları ve bu duruma karşı yaptığı protestolar sebebiyle hapse bile girdi. Kendisi de baskıcı dinlerin, toplumların, kültürlerin kadında yarattığı fiziksel ve psikolojik yaralara sahip bir kadın olarak Sağlık Bakanlığı’ndaki görevinden atılması ya da Sağlık Dergisi’ndeki baş editörlük görevinden atılması onu yıldırmadı. Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyacak kadar cesur bir kadın olan Neval es-Saadavi, kadınların sosyal ve ekonomik alanda yaşadığı tüm olumsuzlukların temelinde dini tutuculuk tarafından desteklenen post-modern kapitalist sistemin yattığına inanıyordu.

Dini, devleti, toplumu, her türlü erkil yapıyı eleştiren Neval es-Saadavi’nin dini ritüeller, ibadetler, gelenekler ve görenekler hakkındaki düşünceleri de oldukça açıktı. İslami örtünmek(peçelenme) onun için kadını sınırlayan bir araçken, dinin eleştirilmesini engellemek özgürlük değil sansürdü. İslami örtünmenin siyasi bir araç olduğunu savunurken, asıl amacı yanlış eğitim sistemiyle birlikte insanın aklının örtünmesini engellemekti. 2004’teki bir söyleşide bu konu hakkında şöyle diyor; “Arap Kadınlarının Dayanışma Birliği’nde sloganımız: Aklın Üzerindeki Peçeyi kaldır.” Hac ibadetinden genital sünnete, kapitalist devletlerden toplumsal normlara kadar doğru olmadığını düşündüğü, kadının özgürlüğünü elinden alan ve insanların ölümüne sebep olan her türlü olayı ırk, din, dil ayırmadan eleştirdi. Onun için feminizm yalnızca ataerkiye değil sınıf sistemine karşı verilen mücadelenin de ismiydi. Toplumu düzen içinde tuttuğu iddia edilen sözde ahlaki ve toplumsal kurallar yüzünden oradan oraya sürüklenen kadınlara ilham veren hikayeleriyle ve onu özgürlüğünden mahrum bırakan her türlü kişi ve olaya karşı durduğu mücadeleci ruhuyla da kadınlar için asla pes etmemenin bir sembolü olmuştur Neval es-Saadavi.

Firdevs’in Özgürlük Mücadelesi: “Sıfır Noktasındaki Kadın”

Birçoğumuzun onu ilk kez okuduğu “Sıfır Noktasındaki Kadın”; yaşamayı reddeden, ölümden zerre kadar korkmayan bir kadın olan Firdevs’in toplumsal ve ahlaki kurallar yüzünden oradan oraya sürüklendiği ilham veren hikayesidir. Onu özgürlükten ve hayallerinden mahrum bırakan her türlü kişi ve olaya karşı verdiği mücadeleci ruhuyla da kadınlar için asla pes etmemenin bir sembolü olmuştur. Daha küçük kızken, eril dindar sistemin en ilkel ritüellerinden olan ‘kadın sünneti’ ile cinsiyeti bastırılmaya çalışılan, cinsellik talep etmesini engelleyen ve özgürlüğünü kısıtlayan bu ritüelle karşı karşıya gelir. Fakat günahın ve sevabın erkek cinsiyetinin keyfi için şekillendiği bu tür toplumlar için bu ritüeller sorgulanamaz eylemlerdir. Firdevs; çocukluk travmalarıyla, sevgisizlik ve imkansızlıkla büyümüş, köle bir eş yerine özgür bir fahişe olmayı tercih etmiş cesur bir kadındır. Yalan dolu bir dünyada hiç de kolay bir yaşama sahip olmayan Firdevs’in cesur hayatı infazıyla sonlanmıştır. Firdevs okulunu devam ettirmek istediği halde eğitim hakkının elinden alınmasından, ona dinin gereklilikleri diye kabul ettirilenlerden sadece kendisinin ve hemcinslerinin muaf olamadıklarından, kendisinin sevgi ve dürüstlüğe önem verirken sevdiklerinin sevgiden korkmasından, sınırlandırılmasından, özgürlüğünün çalınmasından, toplumdan, kocasından, babasından yakınmıştır hikayesini anlatırken. Çünkü Firdevs’i asıl onu öldüren, cinsiyetine yapılan haksızlıklar, Tanrı’nın ismiyle yapılan adaletsizler, sevginin bir amaç uğruna kullanılabilecek bir duygu olabilmesiydi, infazı değil. Fakat aslında biliyoruz ki Firdevs, özgürlüğü en uç noktasına deneyimleyebilmiş bir kadın.

“Havva’nın Örtülü Yüzü”

İslam öncesi ve sonrası Arap kadınının durumunu inceleyen sosyolojik bir inceleme olan bu eser, Neval es-Saadavi’nin en cesur çalışmalarından biridir. Çünkü Müslüman bir dünyada, erkeklere yapılan pozitif ayrımcılığın ve kadına yüklenen sorumlulukları sorgulamak şuan bile şok ediciyken, elli sene önce oldukça cesur bir hareket olarak kabul edilebilir. Yazar çoğu eserinde olduğu gibi kendisinin de maruz kaldığı kadın sünnetinin üzerinde duruyor bu çalışmasında. Mısır çevresindeki köylerde doktor olarak çalışırken fuhuşa, namus cinayetlerine ve cinsel istismara tanık olması da bu eseri yazarken kadın cinsiyetinin yerini, İslam’ı sahiplenmiş bir toplumda eleştirmesini sağlıyor. Neval, Arap kadınlarının din ve edebiyattaki tarihsel rolünü tartışarak durumun nedenlerini araştırıyor ve örtünme, çok eşlilik ve yasal eşitsizliğin tasavvur ettiği adil ve barışçıl İslam ile bağdaşmadığını savunuyor.

“Bir kalem alıp yazmaya başladığımdan beri tehlike hayatımın bir parçası oldu. Yalan söylenen bir dünyada hiçbir şey gerçekten daha tehlikeli değildir”

Yaşadığı coğrafyadaki kadınların eril tarafından sömürülen hayatlarına ışık tutarak, her kadın için ortak sayılabilecek hikayeler yazarak dünyanın her ucundan kadına yalnız olmadığını hissettirdi. “Bir kalem alıp yazmaya başladığımdan beri tehlike hayatımın bir parçası oldu. Yalan söylenen bir dünyada hiçbir şey gerçekten daha tehlikeli değildir” diyerek; köle bir eş yerine özgür bir fahişe olmayı tercih eden Firdevs’in hikayesi “Sıfır Noktasındaki Kadın”ı, politik ve teolojik otoritelere olan karşıtlığını hissettirdiği “Woman and Sex”i, ataerkil düzene boyun eğmediği ve bunun sonucunda defalarca cezalandırıldığı, İslam’ı eleştirdiği “Tanrı Nil Kıyısında Öldü”yü, “Havva’nın Örtülü Yüzü”, “İmamın Düşüşü” gibi kadının dinde ve toplumdaki yerini sorgulattığı ve kadın bedenini ataerkil sistemden kurtarma mücadelesi üzerine birbirinden değerli birçok eser yazdı.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Louvre Müzesi’nde Soygun: Sekiz Dakikada Çalınan Sekiz Mücevher

Dünyanın en büyük müzesi Louvre'da sekiz dakikada çalınan sekiz mücevherle dünya sarsıldı. Tarihe geçen soygunun gizemi hâlâ çözülemedi.

BoJack Horseman Dizisinin Unutulmaz Replikleri

Mizah ve dramı buluşturan BoJack Horseman ve hayatın gerçeklerini yansıtan unutulmaz replikleri.

Jane Eyre Nasıl Jane Eyre Oldu?

Jane Eyre, edebiyat tarihinin en önemli kadın figürlerindendir. Onun bakış açısını, deneyimlerini takip eden herkes yaşamını kendinden emin, dik duruşlu birey olarak sürdürebilir.

Soma: Hint Tanrılarının Mucizevi İçkisi

Soma, Hint mitolojisinde tanrıların içkisi olarak bilinir. Canlandıran, zenginlik ve sağlık veren bu içki aynı zamanda tanrılaştırılmıştır.

Ters Cepheye Bakan Balkonlar: Hayatın Arka Yüzünden Bakmak

Ters cepheye bakan bir balkon, insanın içe dönüşünü; ön cephe ise hayata ve topluma açılmayı simgeler. Denge, ruhsal bütünlük için gereklidir.

Linkin Park – From Zero Albüm İncelemesi: Yeniden Doğuş

Chester Bennington’ın ölümünden yedi yıl sonra yeni solistleri Emily Armstrong ile geri dönen rock müziğin efsanesi Linkin Park'ın "From Zero" albümünü inceliyoruz!

2000’lerin En Çok Ses Getiren 10 Asya Filmi

2000'lerde evrensel bir sanat gücü hâline gelmiş Asya sineması, yeni türlerin doğmasına ve sinematik dilin evrilmesine öncülük etmiştir.

Muzaffer Şerif Deneyi: Toplumsal Normların Yaşamımıza Etkisi

Türk Psikolog Muzaffer Şerif sosyal deneyleriyle toplumsal normlara alışılmışın dışında çözümler sunarak küresel bir üne kavuşmuştur.

Problem Ben: İçimizdeki Anti Kahramanlara Yazılan 5 Şarkı

Yalnız ve duygusal bir çıkmazda kalan "anti kahramanlara" ithaf edilmiş bu yazı, onlara yoldaşlık eden 5 şarkıyı ele alıyor.

Rick Owens, Temple of Love: Moda ve Varoluş Üzerine Bir Manifesto

Rick Owens’ın “Temple of Love” sergisi, modayı sanat, politika ve kişisel ifadeyle buluşturarak karanlık, büyüleyici ve şiirsel bir deneyime dönüştürüyor.

Editor Picks