Nermi Uygur’un Perspektifinden Şiire Açılan Kapı

spot_img

Bir yaşamdan başka bir yaşama geçişin tek örneği dildir. Sekteye uğramaksızın varlığını dönüştürerek soluk bulur. Nermi Uygur, Dilin Gücü adlı kitabında “Dil ve Çeviri” başlıklı denemesinde bize başka kapıların anahtarlarını da sunar. Dilin çevrilemez olduğunu iddia edenler daha bu cümleyi kurarken dili çevirmiş olurlar.

Nermi Uygur – Dilin Gücü – Salutatorium

Evrendeki somut varlığa bir isim yükleyerek, yaşanan duygu ve düşüncelere sıfatlar ekleyerek görünen ve hissedilen varlıkları kelimelerle ifade ederler. Üstelik binlerce kelime ve tanımlar yine de gerçeği yansıtmakta bir nebzede olsa eksik kalır. Tamam olmadığı için daimi bir yeniden söyleyişle karşı karşıyayız. Ayrıca diğer önemli husus dil sadece var olanı dile getirmekle kalmaz, gerçekleşmesini istediğimiz umutları da dile çevirerek ifadeye dökeriz. Sadece bu yüzden bile dil daima bizim tarafımızdan çevrilmeye mecburdur. Nitekim yaşadığımız müddetçe hayattan almayı umduğumuz arzular devam edecek ve insanın kendini en iyi ifade etme yöntemi olan dil, sözsüz olan gerçekleri giyinerek gün yüzüne çıkacak. Burada unutulan ya da hiç fark edilmeyen mesele anadilde dahi konuştuğumuzda aslında bir çeviri yaptığımızdır. Öyleyse çevirisi bir kez yapılan dilin neden bir başka dile çevrilmesi mümkün olmasın?

Nermi Uygur - YKY - Yapı Kredi Yayınları

İyi çeviri ya da kötü çeviri değil, asıl olan çevirinin kaçınılmaz olduğudur.
Bir çevirinin başarılı ya da başarısız olduğunu anlamanın en kestirme yolu ise varlıkları ifade ettiğimiz kelimelerin gerçeği ne ölçüde yansıttığıdır. Gerçeklerin ifadesi değişken gibi görünse de aslında değişken olan söylemlerin farklılığıdır. Ve bir kelime gerçeğe ne kadar yakınsa kendimizi de o kadar buluruz o kelimede. Buraya kadar Nermi Uygur’un düşüncelerine katılmakla yetinmeyip temelini attığı fikre bir kat da biz çıkıyoruz. Tarafından yazılan bu deneme şiirle çeviri arasında kurulması gereken imkanı tanımıştır.
Başta da söylenildiği üzere dilin çevrilmez olduğunu iddia edenler son kertede bu iddiayı söyleyerek mağlubiyetlerini kabul etmek zorunda kalacaktır.  Şiirler evrende olmakta olan her şeyi en yalın ve en kapsamlı ifade eden türdür. En kötü çeviri dahi olsa yine de kendini varlığa en yakın tutmakta geri kalmayacaktır. Çeviri ne salt sanattır ne de salt bilim diyor Nermi Uygur, biz ise bu cümleye ilaveten çeviri, şiirdir diyoruz. Çünkü şiir de ne sadece sanat ne de sadece bilimdir. Özlenilen, hissedilen, düşünülen her şey şiirde vücut bulur, şiir bütün kelimelerin üzerindeki fazlalıkları soyarak tüm çıplaklığıyla ifade eder. Tıpkı bizim varlıkları tanımlamada kullandığımız ifadeler gibidir.

TAŞLAR YİNELEMELER PARMAKLIKLAR İçin Arama Sonuçları

Yunanca asıllı bir şair olan Yannis Ritsos’un Türkçeye çevrilen şiirleri Varlık Yayınlarından  1983’te basılmıştır.

“…güzel sözler, gerçekten; – ama sadece söz; ve eylemde, bugün gibi o zaman da, ateş komşunun ekini için, su baskını için, kırmızı kurdeleli boğaya gelince, hırsızın kazanında kaynamak için. Yalnızca saban, yapayalnız, (belki de görünmeyen bir elle sürülen) sürüyor hala ebegümeçli ve yaban zambaklı çorak tarlayı”

Dilimize çevrilen bu şiirde anlaşılması güç olan tek bir yer bile yok, aksine o kadar yoğun bir anlamı kaplıyor ki tek bir cümlede ifade etmek olanaksız. Okunan ve söylenen dilde bahsedilen gerçeği -bu her ne olursa olsun- yakalayan kişi, yeterli donanım mevcutsa çevirmekte zorlanmayacaktır. Bir kere çevrilen daima çevrilebilir.

KAYNAKÇA
Ritsos, Y. (1983). Şiirler. Ankara: Varlık Yayınları.
Uygur, N. (2021). Dilin Gücü. İstanbul: YAPI KREDİ YAYINLARI.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.