Nedir Bu Sanat Terimi? Direct Carving

Editör:
Canan Avent

Direct Carving, Türkçe karşılığı ile Doğrudan Oyma, fransızca karşılığı ile Taille Directe, geleneksel heykel yapma yöntemlerinin aksine, sanatçının kendi iç dünyasına dönüp, hislerinin ve düşüncelerinin akmasına izin vererek sanatını gerçekleştirdiği bir heykel yapma yöntemi olarak 1906 yıllarında hayatımıza girmiştir. Direct Carving sanatını özel kılan yanı ise diğer heykel yapma sanatlarından farklı olarak, Direct Carving de herhangi bir ön model ile bir çalışma gerçekleşmeden yapılmasıdır. Sanatçı, bir ön model ile çalıştığında eserinin sonunda nasıl görüneceğini bilir. Fakat Direct Carving sanatında ön model olmadan bir çalışma yapacağı için eserin sonunda nasıl görüneceği sanatçıya da sürpriz olur. Çünkü ön model olmadığından heykeli bitirdiğinizde nasıl bir modele benzeyeceğini bilmeden yapmış olursunuz. Herhangi bir modele bağlı kalmadan gerçekleştirilmesi nedeniyle tamamen sanatçının iç dünyasına, duyguları ve düşüncelerine bağlı olarak gelişir. Nasıl hissettiğiniz, ne düşündüğünüz, ruh halinizin bir yansıması olarak hiçbir kalıba benzetmeye çalışmayarak olduğu gibi heykelini yapma güzelliğini sunuyor.

Ahşap ve taşın doğrudan oyma yoluyla ilkel, içgüdüsel ve yerli heykeller, maskeler ve heykelsi figürler oluşturması çok eski zamanlara, birçok kültürde köklü bir geçmişe sahiptir. Bununla birlikte, sanat tarihinde ve modern sanatta bu terim, 1906’da Constantin Brâncuși tarafından öncülük edilen heykelcilik yaklaşımını ifade etmek için kullanılır. Brâncuși, kurulmuş ve katı heykel uygulamalarını reddederek, sanatçının yalnızca kendine özgü bağlantısını vurguladı ve çalışmayı ham malzemenin içsel niteliklerine uygun olarak oymayı tercih etti. Bu yaklaşım, nesnenin maddeciliğini ve süreci ön plana çıkarmaktadır.

Woman's Head 1912, Sir Jacob Epstein
Womans Head 1912 Sir Jacob Epstein

Nasıl Ortaya Çıktı?

Heykel yapma yönündeki bu yeni yaklaşım, 1906 yıllarında Constantin Brancusi tarafından tanıtılmıştır ve heykel geleneğinde bir devrim yaratmıştır. Hayatımızda yapılan her bir davranışı bile kalıplara sokmaya çalışırken bu yeni yaklaşımla birlikte sanatçı tamamen kendi iç dünyasının özgürlüğünde sanatını yapma şansı bulmuştur. Heykel yapma yönündeki bu yeni yaklaşım heykel sanatçıları tarafından çok sevilmiş olacak ki, daha sonralarında 1915 yıllarında Amerika Birleşik Devletlerinde ivme kazanmış ve yirminci yüzyılın ortalarına kadar gelişerek devam etmiştir. Direct Carving sanatçıları sadece Amerika Birleşik Devletleri ile sınırlı kalmamış dünyanın dört bir yanından kendisinı sevdirmiştir. Çeşitli yerlerden farklı geçmişleri olan kadın ve erkekleri kendisine çekmeyi başaran bir sanat olarak da yerini almıştır.

Selma Burke, Untitled (Woman and Child), ca. 1950, Smithsonian American Art Museum
Selma Burke Untitled Woman and Child ca 1950 Smithsonian American Art Museum

Neden Bu Kadar Sevildi?

Direct Carving, tamamen kendi hislerimizi, sezgilerimizi, manevi değerlerimizi, bizi biz yapan özelliklerimizi somut olarak ifade etmemizi sağlayan bir yol olarak karşımıza çıktığını söyleyebiliriz. Hiçbir kalıba uymak zorunda olmadan tamamen sanatçının iç dünyasına kalmış bir sanat eseri ortaya çıkarmak birçok sanatçıya cazip gelmiştir. Direct Carving sanatçıları malzemeleri olduğu gibi kullanmayı tercih ederek direkt olarak taş ve ahşabı kesmeyi ve bu malzemelerle ortaya çıkan yontulmuş formlar arasındaki uyumu korumayı amaçlamışlardır. Malzemelerinde bir geçmişi vardır ve oldukları forma saygı duyarak sanatlarını gerçekleştirmeyi seçmişlerdir. Direct carving sanatının önemli bir noktası, taş kavramını reddederek malzemenin doğasına saygı duyarak malzemeyi olduğu gibi kullanarak malzemenin güzelliğini ortaya çıkartmaya çalıştılar. “Malzemelerin gerçeği” veya ham maddenin doğal özelliklerinin bitmiş sanat eserinde açık kalması gerektiği fikri, doğrudan oymacılar arasında temel bir inanç olmuştur. Sanatçılar bu temel inanca saygı duyarak eserlerinde malzemeleri doğrudan kullanmışlardır.

Constantin Brancusi

Bazıları tarafından modern heykelin babası olarak görülen Brancusi, soyut gerçek dışı temsil için çalışmaya başladı ve dış biçimi değil, fikri ve özünü göstermeye çalıştı. Brancusi’ye göre, “doğrudan kesme, heykelin gerçek yoludur.” Ortaya çıkan şey, heykeltıraş ile malzeme arasında sezgisel bir dans oldu.

Constantin Brancusi
Constantin Brancusi

Direct carving sanatını tanıtırken Barbara Hepworth ve Henry Moore gibi önemli heykeltraşlar üzerinde büyük bir etkiye sahipti. Brancusi ”Gerçek olan nesnelerin dış görünümü değil özüdür.” diyerek düşüncesini ifade etmiştir.

Constantin Brancusi, The Kiss

Constantin Brancusi, The Kiss adlı eseri
Constantin Brancusi The Kiss Kireçtaşı Philadelphia Sanat Müzesi Philadelphia Pensilvanya

Yukarıda gördüğümüz eser,de Constantin Brancusi, The Kiss (Öpücük) adlı eseriyle Auguste Rodin’in ünlü heykeli The Kiss’in (1882) romantik natüralizmine sanatsal olarak karşı koymayı amaçlamıştır. Constantin çalışmalarının en önemli özelliklerinden biri çoğu çalışmalarını birçok kez yeniden ele almasıdır. Taş malzemenin kullanıldığı bu eserde öpüşen iki figür tasvir edilmektedir. Pürüzlü bir yüzeyin tercih edildiği bu eserde saç şekli ve konturdaki sadece küçük bir değişiklik cinsiyeti çağrıştırır. Vücutlarının birbirine yapışmış halde olması ve birbirlerini kucaklayan kollarında samimiyetin hakim olduğu görülmektedir.

Henry Moore, Yaslanmış Figür

Henry Moore, english artist.
Henry Moore English artist

Eleştirmenler ve sanat tarihçileri tarafından hem hayattayken hem de ölümünden sonra bile eserleri yoğun ilgi gören Henry Moore, 1920 yıllarında Britinyada direct carving yöntemini benimseyen heykeltıraşlardan biri olmuştur. Direct carving sanatını sadece bir heykel yapma yönteminden öte kendisinin ve diğer eleştirmenlerin heykeltıraş zanaatına ilişkin belirli bir vizyonu, estetik inancı, ifade etme yöntemi olarak kullanmıştır. Moore’un oymaya karşı olan bağımlılığı kariyeri boyunca devam ettiği eserlerinden görülmektedir.

Henry Moore, Yaslanmış Figür Moore

Henry Moore, Recumbent Figure 1938,Tate N05387 © The Henry Moore Foundation. All Rights Reserved
Henry Moore Recumbent Figure 1938
Tate N05387
© The Henry Moore Foundation All Rights Reserved

Green Hornton Taşının oyulmasıyla yapılmış olan bu eser, dikkatli bir oyma gerektiren taşı patlatmadan, güçlü bir teknikle ortaya çıkan bir eserdir. Recumbent Figure yani Yaslanmış Figür, Moore’nin imza figürüdür. Bu eserde formlar arası boşluklar ve bedenden ayrılan uzuvların tekrar birleşmesi göze çarpmaktadır.

Barbara Hepworth

The English sculptress Barbara Skeaping (nee Hepworth) with one of her stone sculptures which is due to go on show as part of an exhibition of works produced by herself and her husband John. (Photo by © Hulton-Deutsch Collection/CORBIS/Corbis via Getty Images)
The English sculptress Barbara Skeaping nee Hepworth with one of her stone sculptures which is due to go on show as part of an exhibition of works produced by herself and her husband John Photo by © Hulton Deutsch CollectionCORBISCorbis via Getty Images

Seçilen malzeme ile yontma işlemi sırasında taşta gerçekleştirilen formlar arasındaki gergin denge olarak gören Hepworth, 1920’lerin başında Leeds College of Art öğrenci iken Henry Moore ile tanışmış ve direct carving sanatının savunucularından biri haline gelmiştir.

Barbara Hepworth, Mother and Child

Mother and Child 1934 Dame Barbara Hepworth 1903-1975 Purchased with assistance from the Friends of the Tate Gallery 1993
Mother and Child 1934 Dame Barbara Hepworth 1903 1975 Purchased with assistance from the Friends of the Tate Gallery 1993

Yukarıda gördüğümüz eser, Barbara Hepworth, Mother and Child (Anne ve Çocuk) adlı eseri çocuğu dizlerinin üzerinde dengede tutan uzanmış bir anne figürünü çağrıştırmaktadır. Brancusinin direct carving yönteminden etkilenen Hepworth, “her heykelden çıkan forma ve malzemeyle kişisel bir uyum yakalayarak ortaya çıkan forma hayran kaldım” sözleriyle nesnenin maddiliğine olan saygısını da paylaşmıştır. Bu eser hakkında ünlü sanat tarihçisi Matthew Gale’in “çocuğun annenin vücudunun merkezindeki boş alandan geldiği – ve büyüdüğü – önerisiyle kavramsal bir değer taşıyan, negatif alan kullanımı açısından yenilikçiydi”, yorumuyla esere olan beğenisini gözler önüne sermiştir.

Sonuç olarak, Direct Carving, sanatçıyı etkileyici bir şekilde özgürleştiren, yaratıcılığı teşvik eden ve doğanın kendine özgü özelliklerini yansıtan bir yaklaşımdır. Direct Carving, final bir eser için planlama ve kompozisyonun klasik ve geleneksel yöntemlerine kıyasla daha otantik bir yaratıcı süreç olarak görülmektedir. Bu, malzemeyle daha gerçek bir etkileşimi yansıtırken genellikle ruhsal değerlerle ilişkilendirilmiştirki bu, Brancusi’nin “içsel biçim” olarak adlandırdığı şeyle bağlantılıdır.

Kaynakça

The Art Story, direct-carving, WEB

American Art, direct-carving, WEB

Sotheby’s, WEB

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Isaac Winemiller, sakin melodileri ve içe dönük sözleriyle müzikal yalnızlığı estetik bir deneyime dönüştürüyor. Bu ay Söylenti Radar'ında onunla tanışın!

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Editor Picks