Nasıl Popüler Oldu: Hey Jude

Editör:
Gizem Yürük
spot_img

“The Beatles’ın en anlamlı şarkısı hangisi?” diye sorduğumuzda, hepimizin aklına farklı bir şarkı gelmesi muhtemel. Her şarkısında bambaşka hikayeler anlatan, farklı duygulara dokunan bu efsanevi grubun parçaları arasında objektif bir seçim yapmak da hiç kolay değil. Fakat konu Hey Jude’a gelince işler biraz olsun değişiyor ve bizler gibi pek çok müziksever, bu şarkı için ayrı bir parantez açma gereği duyuyor. İşte karşınızda Beatles’ın en vurucu şarkılarından biri olan Hey Jude ve onu bu denli özel kılan hikayesi

The Beatles: Muhteşem Dörtlü

The Beatles, btpm.org

The Beatles, 1960 yılında İngiltere’nin liman şehri olan Liverpool’da kuruldu. John Lennon, Paul McCartney, George Harrison ve sonrasında aralarına katılan Ringo Starr’dan oluşan bu dört kişilik ekip, klasik bir müzik grubu olmaktan öteye gitti ve dönemin müziğini kalıcı bir şekilde değiştirdi.

Beatles’dan bahsederken, onları sadece rock grubu olarak anmak pek doğru olmaz. Birlikte müzik yaptıkları onca senede pek çok türe göz kırpıp ilham alan bu grup, kendilerine özgü bir müzikal kimlik yarattılar. Love Me Do adlı ilk şarkıları ile şöhreti hızlıca yakalayan The Beatles, arkalarındaki rüzgarı kaybetmeden ilerlemeye devam etti.

Zamanla halk arasında The Fab Four (Muhteşem Dörtlü) lakabıyla anılan Beatles, 1964 yılı itibariyle Liverpool’un ötesine geçti. Grup, yalnızca İngiltere dışındaki müzik listelerini değil, o dönemki müzik dünyasının rotasının değişmesine neden oldu. Elbette bu süreç içinde etraflarında, özellikle genç kadınların öncülük ettiği hayran topluluğu olan ve Beatlemania olarak adlandırılacak bir kitle oluştu.

Variety

Onca çalkantılı senenin ardından 1970 yılında grup dağıldı ve dört üye de solo kariyerlerine yöneldi. İlerleyen yıllarda ise Beatles hayranlarının yüzü bir türlü gülmedi çünkü iki “Beatle” aramızdan fazlasıyla erken ayrıldı. John Lennon, 1980’de bir suikast sonucu, George Harrison ise 2001’de akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. George Harrison ve Ringo Starr hakkında anlatılacak çok şey olsa da, Hey Jude söz konusu olduğunda hikaye daha çok Lennon ve McCartney ikilisini içeriyor.

İyi Bir Müzisyen, Kötü Bir Baba

nme.com

Grubun en yetenekli üyelerinden birisi olan John Lennon ve ilk eşi Cynthia Lennon, Liverpool’da bir sanat dersi sırasında tanıştılar. Cynthia, oğulları Julian‘a hamile kalır kalmaz çift 1963 yılında evlendi.

İlişkileri her zaman inişli çıkışlı olsa da Cynthia hep Lennon’a bağlıydı. Lennon için ise aynı durum söz konusu değildi. Julian henüz 5 yaşındayken, John Lennon evlilik dışı yaşadığı ilişki için ailesini terk etti. Çok geçmeden eşinden boşanan Lennon, yasak ilişkisinin öznesi olan Yoko Ono ile evlenerek yeni bir hayata başladı.

Günümüzde bile çoğu Beatles hayranı, bu olayın grubun dağılmasına giden süreci  hızlandırdığını düşünür. Ancak küçük Julian için bu, sadece babasının onu ve annesini terk etmesi anlamına geliyordu. Bu durumu, yıllar sonra bile anlamlandıramadığını şu sözlerle dile getirmişti:

“Çocuk büyütmenin zor olduğunu biliyorum ama herhangi birinin -sadece babamın değil- bundan nasıl vazgeçebildiğini anlayamıyorum.”

bbc.com

John Lennon, dışarıda barış ve sevgiyi yaymakla ön plandayken, özel hayatında sadakatsizliği ve bir baba olarak sorumsuzluğuyla ön plandaydı. Bu durum oğlu Julian için büyük bir çelişkiydi.

Julian, babasıyla o dönemki görüşmelerini “huzursuz bir gerginlik” olarak ifade ediyordu. Cynthia ise bu süreçte oğlunu kendi kısıtlı geliriyle büyütürken, John’dan nadiren gelen küçük maddi desteklerle ayakta kalmaya çalışıyordu. Lennon’ın, Yoko Ono’dan olan diğer oğlu Sean Lennon‘ın doğumuyla birlikte Julian ile ilişkileri iyice yüzeysel bir hal aldı.

Cynthia Lennon, yıllar sonra eski eşi hakkında yayımladığı John adlı kitabıyla, oğlunun hüzünlü geçmişine de bir anlamda ışık tuttu. Kitaptaki en üzücü anılardan biri ise, küçük Julian’ın yalnızca fazla gülümsediği gerekçesiyle John Lennon tarafından azarlanmasıydı. Cynthia’ya göre, Julian o olaydan sonra bir daha asla eskisi gibi içten gülemedi. 

“Paul Amca”

people.com

John Lennon’ın, The Beatles içindeki en eski ve en yakın dostu olan Paul McCartney, şüphesiz ki bu baba-oğul dramını en derinden hisseden kişiydi. Bu süreçte McCartney, Lennon’ın oğluna karşı yetersiz kaldığı anların çoğuna tanık oldu; bu eksikliği, Julian’a zaman ayırarak ve onun ihtiyacı olan ilgiyi bizzat kendisi göstererek telafi etmeye çalıştı. Julian Lennon, Paul McCartney ile olan bağını şöyle anlatıyor:

“Paul amca ve ben çocukken sık sık birlikte vakit geçirirdik. Doğrusu babamla olduğundan çok daha fazla… Aramızda gerçekten güzel bir dostluk vardı ve o döneme ait Paul ile oyun oynarken çekilmiş fotoğraflarım, babamla olanlardan çok daha fazla gibi görünüyor.”

cretalive.gr

Paul McCartney, sadece Julian için değil; Lennon’ın eski eşi Cynthia için de hep orada olan bir dost figürüydü. Cynthia, Beatles’ın ilk günlerinden beri grubun hayatında vardı. Grubun diğer üyeleri, özellikle Paul McCartney, anne ve oğlu en başından beri yalnız bırakmıyordu. Yıllar sonra John Lennon, David Sheff’e verdiği röportajında McCartney ve oğlu Julian ile olan bağı hakkında şu cümleyi kullandı:

“… Paul, ona (Julian’a) bir amca gibiydi.”

Tüm bu zorlu süreçte McCartney, hiçbir zaman Julian için bir amca olmayı bırakmadı. Onun için bir çeşit teselli niyeti taşıyan ve Julian’ı bu süreçte iyileştireceğini umduğu o şarkıyı yazdı: Hey Jude.

Hey Jules’un, Hey Jude’a Dönüşümü

pinterest.com

John ve Cynthia boşandıktan sonra, Julian’ın bu süreci nasıl atlatacağını düşünen McCartney, bir gün arabasına atlayıp küçük Julian ve annesi Cynthia’yı görmek için Londra’dan Weybridge’e doğru yola çıktı. Pek uzun sürmeyecek olan bu yolculuk, onun en büyük eserlerinden birini yazmasıyla sonuçlandı. Arabada ilerlerken, teselli amacıyla mırıldandığı cümlelere “Hey Jules” diye başladı -o dönem Julian’a böyle hitap ettiğini ifade ediyor.

“Aile dostları olarak, Weybridge’e gidip her şeyin yoluna gireceğini söylemek istedim: Aslında onları biraz neşelendirmek, nasıl olduklarını görmekti niyetim… Yaklaşık bir saatlik bir yol vardı önümde. Araba sürerken radyoyu kapatır ve kafamdan şarkılar uydurmaya çalışırdım. O gün kendi kendime mırıldanırken birden söylemeye başladım:

“Hey Jules – don’t make it bad, take a sad song, and make it better…” (Hey Jules – kötüleştirme durumu, seç üzgün bir şarkı ve onu daha iyi bir hale getir…)

the-paulmccartney-project.com

“Bu sözler iyimserdi, Julian’a yönelik umut dolu bir mesajdı: ‘Hadi dostum, annenle baban boşandı. Biliyorum bu seni üzdü, ama her şey düzelecek’ demekti.”

McCartney, Londra’ya döner dönmez şarkıyı kağıda döktü ve önce “Hey Jules” ismini verdi. Ancak daha sonra, hem şarkının melodik yapısına daha uygun bulduğu hem de Julian’a doğrudan ismiyle hitap etmek yerine daha klasik bir isim kullanmayı tercih ettiği için şarkının adını “Hey Jude” olarak değiştirdi.

theguardian.com

“And anytime you feel the pain, hey Jude, refrain
(Ve ne zaman acı içinde hissedersen, Hey Jude, tut kendini.)
Don’t carry the world upon your shoulders”
(Dünyanın yükünü omuzlarında taşıma)

Şarkıyı, yeni eşi Yoko Ono ile ilk dinleyenlerden birisi olan John Lennon, trajikomik bir şekilde şarkının bir anlamda da kendisine yazıldığını düşündü. McCartney, şarkıda birkaç cümleyi değiştirmek istediğini söyleyince, Lennon buna gerek olmadığını söyledi ve bu haliyle yayınlamalarını istedi. Şarkı, yayınlandığı gibi çoğu ülkede yılın en çok satan teklisi oldu. ABD listelerinde dokuz hafta boyunca zirvede kalarak dönemin rekorunu kırdı ve yaklaşık sekiz milyon kopya sattı.

Yıllar sonra yaptığı açıklamarda Julian Lennon, çocukluğundaki travmaları hatırlattığı için Hey Jude şarkısı ile arasında bir “sevgi-nefret ilişkisi” olduğunu belirtiyor. Yine de Julian, Paul McCartney’e bu jest için her zaman minnet duyduğunu da ekliyor.

“So let it out and let it in, hey Jude, begin
(O yüzden bırak dışarı çıksın, bırak içeri gelsin… Hey Jude, başla.)
You’re waiting for someone to perform with
(Seninle birlikte şarkı söyleyecek birini bekliyorsun,)
And don’t you know that it’s just you?
(Ve bilmiyor musun , bu kişi sadece sensin)
Hey Jude, you’ll do
(Hey Jude, bunu sen yapacaksın)
The movement you need is on your shoulder”
(İhtiyacın olan güç, yanında duruyor)

McCartney’nin bu içten seslenişi, Julian’a olduğu kadar bizlere de bir moral kaynağı oluyor. Düştüğümüzü düşündüğümüz anlarda yeniden ayağa kalkmamızı ve asıl gücün en başından beri içimizde olduğunu hatırlatıyor. Bu yüzden Hey Jude, kesinlikle bir şarkıdan çok daha fazlası: bir çeşit rehber, bir çeşit öğüt…


Kaynakça:

  1. “Behind the Song: “Hey Jude” by John Lennon and Paul McCartney.” American Songwriter, Web. ‌Erişim Tarihi: 21.07.2025
  2.  “How Paul McCartney Stepped up for John Lennon’s Son Julian.” Far out Magazine, Web. Erişim Tarihi: 21.07.2025
  3. “McCartney’s Story behind the Beatles’ Masterpiece Hey Jude.” Far out Magazine, Web. ‌Erişim Tarihi: 21.07.2025
  4.  “Remembering Cynthia Lennon, the Cruelty of John & the Kindness of Others….” Medium, Web. Erişim Tarihi: 21.07.2025
  5.  “Julian Lennon Describes His “Love-Hate” Relationship with “Hey Jude”, Reveals It’s a “Dark Reminder.”” Gold Radio, Web. Erişim Tarihi: 21.07.2025
  6. “Who Was Hey Jude by the Beatles Written About?” Radio X, Web. ‌Erişim Tarihi: 21.07.2025
  7. “Tragic Details about John Lennon’s Son’s Lives.” The List, Web. Erişim Tarihi: 21.07.2025
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.