“Çünkü hayatın en sahici olduğu yıllar. Hepimizin en naturel en gerçek duygularla hayatı kucakladığı dönemler. Dolayısıyla her şey sahiciydi. Müzik de sahiciydi. Şu anda hayatımız bu konularda biraz uzaklaştı sahicilikten, çok yapay. Müzik de payına düşeni yaşadı bu süreçte. Dolayısıyla hepimiz geçmişe karşı büyük bir özlemle sarılıyoruz, kucaklıyoruz o şarkıları.” (Aşkın Nur Yengi)
Doksanlar Türkiye’sinde pop müziğin altın çağını yaşadığını söylemek yanlış olmaz. Kasetçalar (walkman) kültürü bu zamanlarda yaygınlaşmış, şarkılarda hızlı ritimler kullanılmaya başlanmıştı. Hatta günün yirmi dört saati aralıksız müzik yayını yapan kanallar bile bu dönemde kurulmuştu. Tüm bunlar birleştiğinde ise pop müzik yükselişe geçmiş ve art arda sayısız albüm yayımlanmaya başlamıştı. Fakat doksanlar pop müziğini önceki dönemlerden ayıran en önemli özellik bence şarkı sözleriydi. Bu yeni dönem şarkılarında sözler bazen hiçbir anlam ifade etmeyebiliyordu. Örneğin hepimiz MFÖ‘nün Sude şarkısını biliriz:
“Ha bu ya da feste sabaha
Das dis dos
Sude sude su”
Düşününce neredeyse hiçbir kelimenin bir anlamı yok aslında ama yine de şarkı bizi bir şekilde içine çekiyor ve kendisine eşlik ettiriyor. İşte bu kolay kolay açıklayamadığımız çekim, doksanlar müziğini hem diğer dönemlerden ayırıyor hem de değerli kılıyor.
Pop müzikle Türkiye’yi ilk tanıştıran ise oldukça tahmin edilebilir bir isim: tabii ki Sezen Aksu. Fakat Sezen’in ardından gelen isimler de bence hepimizin aşina olduğu, şarkılarını ezbere bildiğimiz kişiler: Tarkan, Aşkın Nur Yengi, Yonca Evcimik, Emel Müftüoğlu, Demet Sağıroğlu ve dahası. Bugün ise size Demet Sağıroğlu’ndan ve onun arnavut kaldırımlarından bahsedeceğim!
Demet Sağıroğlu: Müziğe Doğru Giden Hayat
Doksanlara damga vuran isimlerden biri olan Demet Sağıroğlu, 5 Aralık 1966 yılında Erzurum’da doğmuştur. Annesi ile babası boşandıktan sonra ilkokul, orta okul ve lise yıllarını Ankara’da babasıyla birlikte geçiren Demet, eğitimine Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarımı bölümüyle devam etmiştir. Röportajlarında da her zaman söylediği gibi içmimarlık veya annesinin de mezun olduğu grafik tasarımı bölümü o dönem hayallerini süslüyordu ve sonunda istediği olmuştur.

Fakat Demet, bir önceki sene aslında Ankara Devlet Konservatuvarı sınavına da girmiş ve yedeklere seçilmişti. Reşit olmadığı ve ailesinden de izin alamadığı için konservatuvara yazılamamış, grafik tasarımı daha çok istediği için de bunun üstünde belki de çok durmamıştı. Fakat bir sonraki sene Bilkent’i kazandığı zaman dayanamamış ve bu defa Bilkent’in konservatuvar sınavına yine babasının haberi olmadan girmişti. Lisedeki bir müzik hocasından da yardım alarak birkaç gün hazırlandığı bu sınavı kazanan Demet, tam burs kazandığını da duyunca grafik bölümünü bırakmış ve şan bölümüne bu şekilde başlamıştı.
İki sene sonra bursu kaybedeceğini duyan Demet bu defa İTÜ‘nün Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı‘nın sınavına girmiş ve başarılı olmuştu. Böylece Demet İstanbul’a taşınmıştı.
Eurovision, Kayahan ve Kınalı Bebek
1989 senesinde Demet Sağıroğlu, okuldan arkadaşlarının da içinde bulunduğu Grup Piramit‘in Eurovision ön elemeleri için hazırladığı parçaya vokallik yapar. Sonrasında bu parça, usta müzisyen Kayahan‘ın fikrini almak için ona dinletilir. Fakat Kayahan’ın parça hakkında en çok beğendiği şey Demet’in sesi olur. Bu durum, Demet’in hayatında bir dönüm noktasıdır çünkü Kayahan da Eurovision için bir parça hazırlamaktadır ve Demet’in Eurovision’da kendisine vokallik yapmasını teklif eder. Bu teklifi kabul etmesiyle birlikte Demet, dört buçuk senelik, Kayahan’a vokallik yapacağı yeni hayatına adım atmış olur. 1990 senesinde ise Türkiye elemelerini geçerek Kayahan’ın back vokali olarak Eurovision’a gider.
1994 yılı ise Demet Sağıroğlu’nun hayatında bir sonraki dönüm noktası olarak karşımıza çıkar çünkü bu sene, içinde Arnavut Kaldırımı‘nın da olduğu Kınalı Bebek adlı ilk albümünü çıkardığı yıldır. Kayahan ile yolları ayırmış, kendi ayaklarının üstünde, kendi müziğini yapan bir Demet Sağıroğlu görmeye başlarız artık.
Kınalı Bebek’in yapımcılığını o yılların en önde gelen isimlerinden Şehrazat üstlenirken Demet Sağıroğlu aynı zamanda Sony Müzik‘in ilk sanatçısı ve Şehrazat’ın da ilk prodüksiyonu olarak karşımıza çıkar. Albüm, baştan sona özenle düzenlenmiş olmakla birlikte prodüksiyon kalitesi ve parçalara çekilen kliplerle de oldukça dikkat çeker. Albümün hazırlanışı sırasında yaşanan trajik olay ise albümün, Türkçe Pop tarihinin efsaneleri arasında yer edinmesini sağlar. Bu trajik olay, albümün aranjörü Uzay Heparı‘nın geçirdiği motosiklet kazası ile hayatını kaybetmesidir. İçinde Uzay Heparı’nın son eserlerinin yer almasıyla albüm, oldukça katmanlı ve derin bir hikayeye sahip olur.

Arnavut Kaldırımı Nasıl Popüler Oldu?
Kınalı Bebek albümü, albüme adını veren “Kınalı Bebek” şarkısı ve de peşinden Arnavut Kaldırımı ile ses getirmesiyle birlikte çıktığı günden bu yana popülerliğini koruyor. Arnavut Kaldırımı; sözleri kendisine, müziği ise Gürol Ağırbaş‘a ait olan ve gerek sözleriyle gerekse müzik videosuyla hem yayımlandığı dönemde hem de günümüzde hala etkisini koruyan bir Demet Sağıroğlu şarkısı. Sony Müzik’le anlaşırken kliplerine kendisinin karar vereceği maddesini özellikle anlaşmaya koydurmuş olan Demet, Arnavut Kaldırımı’nı Abdullah Oğuz yönetmenliğiyle çekmişti. Bu klip Abdullah Oğuz’un çektiği ilk klip olmasına rağmen o dönemde hem Türkiye’de hem de dünya genelinde ses getirmişti.
Abdullah Oğuz, Kınalı Bebek klibini gördükten sonra Arnavut Kaldırımı’na güzel bir klip çekeceğine inanmış, herkesi de kendine güvendirmişti adeta. Hatta öyle ki beğenmezlerse klibi yayımlamamalarını söylemiş, Demet Sağıroğlu’nun röportajlarında bahsettiği gibi iki gün boyunca kendi cebinden de vererek bu klibi çekmişti. Klipte Demet’in de oyunculuk yeteneklerini sergilediğini görmek mümkünken özellikle 90’lar dünyasında kısa film tadında böylesi bir klibin çekilmesi, zamanın da oldukça ötesindeydi. Hatta öyle ki klip, Fransız müzik kanalı MCM tarafından üçüncü seçilerek ödüllendirilmişti.
“Öpsem bebek gözlerinden çok ağlatırlar
Sarsam seni kollarımdan bir gün alırlar
Sevsem seni doyasıya yıpratırlar
Bir sürü kuru gürültü parçalar sevgimizi ey kader
Böyle mi olmalı solmalı sevgililer”
Müzik videosu ile oldukça ses getirmiş olsa da sözlerinin dile dolanması ve derin anlama sahip olması da popülerliğine büyük katkı sağlamıştır diyebiliriz. Arnavut kaldırımlarını rüyalarımıza yerleştiren, romantikleştiren bu şarkı; biten bir aşkın, bir ayrılığın şarkısıdır aslında. Ne kadar tutmaya çalışsan da ellerinden kayan giden, kuru gürültülerin kurbanı olan aşkları anlatır. Müziğin hareketliliği insanın içini kıpır kıpır etmek isterken sözleri ise kalbine batar. Öyle hem duygularının arasında sıkıştırır insanı hem de kendini kapattırmaz, sonuna kadar dinletir, eşlik ettirir. Belki de bu etkisi yüzünden hala üstümüzde, hâlâ Türkçe Pop’un temel taşlarından biridir.
Arnavut Kaldırımı’nın Hikâyesi
“İlhamla oluyor biraz yani içten gelmesi lazım. Oturayım da bir beste yapayım, şarkı yazayım, söz yazayım… Ben bir de hep genelde kendi yaşantımdan şeyleri yazdığım için hani ‘dün seni gördüm rüyamda, arnavut kaldırımlı taş sokakta’… hakikaten rüyamda görüp arnavut kaldırımlı sokakta… yazdığım şeyler eserler yani.”
Demet Sağıroğlu’nun röportajlarında da anlattığı gibi Arnavut Kaldırımı, bir gece gördüğü rüyasından esinlenerek yazdığı bir şarkı olarak karşımıza çıkar. İlk albümünün de olmasının verdiği güvensizlikle Demet aslında “arnavut kaldırımı” ifadesinin geçmesinden de emin değildir sözleri yazarken. Çünkü o dönemin şarkılarında, özellikle de pop şarkılarında “kaldırım” gibi ifadeler hiç geçmiyordu. Hatta yapımcı Şehrazat’a şarkının sözleri için “Şimdilik yazıyorum, bunları değiştireceğim,” bile demiştir. Fakat şarkı tamamlandığında Şehrazat sözlerin böyle kalmasını onaylamış, böylece de Demet Sağıroğlu, bir nesli arnavut kaldırımıyla yetiştiren bir sanatçı olmuştur diyebiliriz.

Klibi Rumelihisarı’nın ve Balat’ın arnavut kaldırımlarında çekilen bu şarkının adının tarihte de ilginç bir hikâyesi var: 19. yüzyılda Arnavutlar, kaldırımları yapmaları için getirilirler ve bu kaldırımların en önemli özelliği granitten yapılmalarıdır. Çünkü granit, en sağlam ve kaliteli malzemelerden biridir. Tepeleriyle ve yokuşlarıyla meşhur İstanbul gibi bir şehre arnavut kaldırımının yapılmasının en büyük sebebi ise bu kaldırımların yağmur yağdığında suyu emen bir özelliğe sahip olması. Böylece emilen su, toprak altında yeraltı suyu oluşturur ve İstanbul’daki eski kuyuların ve çeşmelerin kaynağı olurdu.
İşte hem tarihi hem de Sağıroğlu’nun kendi kişisel hayatından esintiler içeren bu şarkı, bir rüyadan esinlenerek yazılmış ve kulaklarımıza kazınmıştır. Sadece çıktığı dönemi değil günümüzü bile etkilemeye devam etmiş, arnavut kaldırımına adım atınca istemsizce dilimize dolanmaktan da vazgeçmemiştir. Doksanlı yılların pop müziğine kendi adını oldukça derin kazımış olan Demet Sağıroğlu’na da bizi bu şarkıyla tanıştırdığı için ne kadar teşekkür etsek az.
Kaynakça:
- Abatay, Burak. “Doksanlar Müziğine Bakış: Neyi Özlüyoruz?”. burakabatay.com. 24.10.2020, Web. 20.06.2025
- “Demet Sağıroğlu ‘Kumarbaz Diye Adımı Çıkarttılar!'”. Youtube, 196Sekiz, 17 Ocak 2023, Web. 04.07.2025
- “Demet Sağıroğlu Arnavut Kaldırımını Nasıl Yazdı?”. Youtube, Habertürk TV, 16 Kasım 2024, Web. 04.07.2025
- “Demet Sağıroğlu – ‘Arnavut Kaldırımı’ ile Efsaneleşen Şarkıcı”. Youtube, CASTEL MEDYA TV, 27 Mayıs 2024, Web. 05.07.2025


