Ecinniler Kültür ve Edebiyat Dergisi Yazı İşleri Müdürü, şair Gökhan Arslan’ın son şiir kitabı Tebeşir Bahçesi, geçtiğimiz Şubat ayında İthaki Yayınları’nın İthaki Poetik serisinden yayımlandı. Gökhan Arslan’ın şiirleri toplumsal belleğimizin kaydını tutarken bir yandan da kişisel dünyamızın tüm odalarına girip çıkıyor.
Unutma, bazı yangın merdivenlerinin yangına çıkardığını
ve meydanlara insan kanıyla yazıldığını sloganların
yaramızda kaynayan kurşunu, avucumuzdaki közü
unutma, gökyüzüne baktı diye yurdundan edilen gözü
“Edebiyatın topluma sağladığı en büyük katkı nedir?” sorusu üstüne bugüne kadar çok konuşulmuştur. Neden yazarız, neden okuruz, neden birçok insana ya da aktiviteye tercih ederiz kitapları? Herkesin bu sorulara verdiği kişisel yanıtlar değişecektir elbette ama edebiyatın kayıt tutma gücü konusunda da herkes hemfikirdir. Büyük yazar Vedat Türkali’nin de dediği gibi belleksiz bir toplum en büyük düşmandır ve o her zaman eserleri yoluyla toplumsal belleği canlı tutmaya çalışmıştır. İşte Gökhan Arslan’ın şiirleri de canımızı yakan, unutmamamız gereken toplumsal olayların, acıların şiirsel bir haykırışı. Herkesin belleğine kazınması gereken kişisel bir başkaldırı var bu şiirlerde.
nasıl da ağlamıştım denizi ilk gördüğümde
korkma, demişti babam
büyüdüğün zaman den de öğrenirsin boğulmayı
Okuduktan sonra kitaplığa kaldırılmayacak, başucumuzda uzun yıllar kalacak kitaplardan Tebeşir Bahçesi. Ne zaman bir olayı unutacak gibi olsak açıp “Ne olmuştu, o zaman ne hissetmiştik?” diye bakacağımız, zihnimizin, duygularımızın tüm odalarına teker teker girip çıkacak kitaplardan… On tur, yirmi tur, işte hayata ne kadar sığarsa o kadar tur okunacak şiirler bunlar. Bir okulun kapısından on yaşında girip yüz yaşında çıkanların, devletin uğramaya çekindiği kasabalarda yaşayanların, geçersiz sloganların, narın içinde kurumuş bir tane gibi kalanların, intihar salgınına yakalananların, anneye ulaşamayan ekmekteki sıcaklığın, ezelden beridir kabuğunu bekleyen yaraların, topal aşkların, iğneyi de çuvaldızı da kendine batıranların şiirleri… Gökhan Arslan’ın çetrefilden uzak, sakin ve yalın dilinden dökülen tüm kelimeler sere serpe yayılıyor, günışığı gibi aydınlatıyor belleğin karanlık girdaplarını. Eleştiri, acıyla başa çıkmaya evriliyor.
kısa bir hayatı, uzun bir ölümü seçtim
farkındayım, yaşamak beni öldürüyor
öldürüyor bu uçsuz bucaksız sorular
yılanın kuyruğu nerede başlar
kim tutar kendine dökülen nehrin başını
belleksiz bir ağacın hatıra defteri neye benzer