Nadia Boulanger: Müziğin En Büyük Öğretmeni

spot_img

Dönemin en büyük müzisyenlerini müzik dünyasına kazandıran, pek çok orkestranın ilk kadın şefi olma ünvanını taşıyan Nadia Boulanger’ı tanıyor musunuz?

Nadia Boulanger Kimdir?

16 Eylül 1887 günü Paris’in Montmarte mahallesinde dünyaya geldi efsane öğretmen. Babası Ernest Boulanger, Paris Konservatuvarı’nda şan öğretmeni, annesi Raissa Ivanova Boulanger (Myschetsky) ise Paris Konservatuvarı‘ndan müzik öğrenimi almış bir Rus prensesi ve eşi Ernest’in öğrencisi idi. Nadia’nın tek kardeşi vardı. Genç Yaşta yaşamını yitirmiş Lili. Aslında 4 kardeşlerdi ancak ikisi bebeklikte yaşamlarını yitirmişlerdi.

İlk müzik öğretmeni annesi oldu. Mükkemmeliyetçiliği ve disiplini annesinden öğrendi. 5 yaşında nota okumayı öğrendi, 10 yaşında konservatuvara girdi. Babası 1895 tarihinde emekli olduktan sonra yaşamını kızının eğitimine adamıştı. 1900 yılında babasının ölümüyle Nadia daha sıkı çalışmaya başlamış ve 17 yaşında okulu bitirmişti.

Bestecilik yeteneği 1908’de ülkenin prestijli Roma Ödülü’nde La Sirene isimli kantatı ile ikincilik kazanınca ortaya çıktı. Çok yetenekli bir besteci olan kız kardeşi Lili Boulanger, 1913 yılında, 19 yaşında iken bu yarışta birincilik alan ilk kadın olmuştur.

1913’te burada gösterilen Boulanger (solda) ve küçük kız kardeşi Lili, birbirlerinin çalışmalarından ilham alan bestecilerdi. Rapp Halour/Alamy

22 yaşındaki Lili, bir yolculukları sırasında akciğer enfeksiyonu geçirdi ve kendisinden altı yaş büyük olan Nadia, her zaman yaptığı gibi onunla ilgilendi. Nadia, Lili’nin bestelerini hep daha başarılı buluyordu ve kendi bestelerini yeterli görmüyordu. Bu nedenle kendisi bestecilikten öğretmenliğe yöneldi.

 

 

 

 

 

Öğretmenliği

Nadia, kız kardeşi Lili’yi kaybetmesinin ardından hayatını sadece öğretmenliğe değil, kız kardeşinin eserlerini yaşatmaya da adadı.

Nadia Boulanger, 1909’da Paris Konservatuvarı’nda öğretmenliğe başladı ve 1924’e kadar bu kurumda çalışmayı sürdürdü. 1919’da kurulan Ecole Normale de Musique adlı özel okulda da armoni, kontrpuan, org ve kompozisyon dersleri verdi. Paris’te bir konservatuvarda kompozisyon dersi veren ilk kadındı. Tüm bunlara rağmen daha prestijli bir okul olan ulusal konservatuvarda profesörlük talebi reddedildi.

1921’den itibaren, daha sonra yöneticisi olacağı, Amerikan Konservatuvarında (Ecole de Fontainebleu) ders vermeye başlamıştı. Amerikalı müzisyenler için I. Dünya Savaşı’ndan sonra Paris yakınlarındaki Fontaineblau’da açılan bu okulda Aaron Copland başta olmak üzere Amerikan müziğinin en önemli isimlerini yetiştirdi. Copland’ın öğretmeni Nadia Boulanger’e olan sevgi ve hayranlığı çok büyük olduğundan Org ve Orkestra için Senfoni adlı eserinin 1925 yılındaki ilk seslendirilişinde öğrencisinin isteği üzerine org solist olarak yer almıştır. Roy HarisDavid Diamond ve Elliot Carter bu okulda Boulanger’in yetiştirdiği diğer ünlü Amerikalı bestecilerdir.

Aynı zamanda sonradan Tango’nun kralı olacak olan Astor Piazzola‘ya senfonik müzikle ilgilenmeyi bırakıp tango ile uğraşmasını tavsiye eden odur. George Gershwin‘e ise “Zaten bilmediğiniz ne öğretebilirim ki” diyerek ders vermeyi reddetmiştir.

Bulanger, öğretmenlik felsefesini şu şekilde açıklamıştır: “Amacım, öğrencilerimin merakını kamçılamak, sonra da bu merakı nasıl tatmin edeceklerini göstermektir. Müziğe adanmışlığın, kendi kariyerlerine adanmışlıktan önce geldiğini öğretirim. Kişisel görüşlerimin önemi yoktur.”

İlk Kadın Orkestra Şefi

Nadia, gerçek mesleğinin öğretmenlik olduğunu savunsa da bir orkestrayı yöneten ilk kadın olmuş ve pek çok turneye çıkmıştır. New York Senfoni Orkestrası‘nın başı ve ders verdiği Amerikan Konservatuvarı’nın kurucusu olan yakın arkadaşı Walter Damrosch‘ın organize ettiği bir turne ile ilk defa 1924-1925 konser sezonunda ABD’ye giden Boulanger, solist olarak 26 konser, çok sayıda konferans vermiş, hepsinde büyük başarı kazanmıştır. Bu başarılı turneden sonra pek çok iş teklifi alsa da annesinin sağlık durumunun bozulması nedeniyle teklifleri geri çevirmiştir.

Boulanger, 1937’de Kraliyet Filarmoni Orkestrası’nın orkestrasına liderlik etti, birçok önde gelen şeflik görevlerinden biri. Smith Arşivi/Alamy

Eski öğrencileri başarılar elde ettikçe Boulanger’in öğretmen olarak ünü 20 yıl daha artarak sürdü, bir efsane haline geldi. Yeni yetenekler keşfetme tutkusundan ise hiç vazgeçmedi.

Bir öğretmen olarak etkisi, bilgiçlikten ziyade her zaman kişiseldi. Bir teori ders kitabı yazmayı reddetti. Amacı, bireysel yetenekler geliştirirken öğrencinin estetik anlayışlarını genişletmekti.

Boulanger, 1932’de Legion of Honor‘a layık görüldü ve 9 Şubat 1977’de Başkan Valery Giscard d’Estaing onu Legion of Honor’un Büyük Görevlisi yaptı. Sonraki iki buçuk yıl boyunca sağlığı kötüleşti. Öğretemeyecek kadar zayıf olan yaşamının son aylarında, Fontainebleu‘daki öğrencileri Schubert, Schumann ve Mozart şarkılarını söyleyerek onu teselli ettiler. Leonard Bernstein, doksan ikinci doğum gününde onu ziyaret etti. 5 Ekim’de ambulansla 22 Ekim 1979’da öldüğü Paris’e geri nakledildi. Ölümünü açıklayan bir gazete manşeti basitçe şöyleydi: “Matmazel artık yok.”

Yaşamına pek çok ödülü ve ilkleri sığdıran büyük müzik öğretmeni Nadia Boulanger, öğrencileri ile birlikte efsaneliğe imza atmıştır. Matmazel artık olmasa bile öğrencilerinin başarısıyla hala yaşıyor.


Kaynakça

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Keşfetmemiz Gereken Yazarlar: Truman Capote

Başarı ve parıltılı bir hayatın ardında yalnızlığını saklayan bir deha. Zamansız eserleri ile Truman Capote.

Love Bombing Kavramının Chuck Bass ile Eşleştirilmesi

Chuck Bass'in Blair'e yaptığı aşk bombardımanının gerçek aşk değil de manipülasyon olması.

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Editor Picks