Sulhi koca burnu titreyerek, Hasan yeşil gözleri dolarak biliyordu bunu.
Bildiklerimiz ve bilmediklerimizin arasındaki ince çizgide yaşanan sevgilerin ve sevgisizliklerin sızıntılarını; çenesi düşük, nahif karakterleriyle karşımıza çıkarıyor Bıçakçı. Gerçeklerin çaresizliğini, sevginin varlık ve yokluk arasındaki gelgitlerini sunuyor bize Veciz Sözler’de. Bir radyo programı ve cümle cümle Sulhi Saygılı’nın hayatından yirmi alıntı:
- ”Batan gemiyi farelerden önce sözcükler terk eder.” (syf.6)
- ”Kalem bir kazı aletidir.” diyor. Aslında şöyle demiş oluyor: Kalem bir kazı aletidir. Bir gömü gibi kazarsın kendini ve çektirdiğin dişlerin dışında tastamam duran iskeletine ulaştığın zaman anlarsın: Evrenin sonu vardır, insanın sonu vardır. Bu dünyada her şey hep aynıdır ve bunu bilmek ölesiye sıkıcıdır.” (syf.7)
- ”Aşık olmak, arada sözcükler varsa mümkündür.” (syf.7)
- ”… kim bilir nelerin sonunda, birbirlerini bulmuş olmanın, yere düşen bir iğneyi bulmakla aynı şey olduğu…” (syf.11)
- ”İnsanoğlu beklerken nefes almaz, yutkunur,” demişti. Merzifon garajında mısır satan bir adam, ” Yaşamak istiyorsan beklemesini bileceksin.” Ankara’dan Sulhi, ”Ölüler bekler.” (syf.15)
- “Yalnızlık mı? Milyarlarca insanın adı geçiyor bu bahiste!” (syf.20)
- ”Aşk konuşturur insanı. Veciz Sözler’e katılanlardan hiçbiri söylemedi ama, aşk gevezeliktir. İnsan aşık olduğu insanı öpmek, okşamak, ona sarılmak, onunla sevişmek ister; makul istekler! Ama hepsinden önce onun hakkında konuşmak, onu başkalarına anlatmak ister.” (syf.31)
- ”İnsan yüzü şu dünyadaki en ilgin. coğrafi şekildir. Üzerinde güneşler doğar güneşler batar.” (syf.40)
- ”Gözlerin buradan denize kadar/ demek/ beni bekleyen ıssız bir sahil var.” (syf.45)
- “Ruh bedenin türbesidir. Çünkü insan aslında kendisini ölü gibi hissettiğinde hisseder bir ruhunun olduğunu…” (syf.46)
- ”Böyle bir duruma ancak Oğuz Atay ve kahramanları dayanabilir.” (syf.49)
- ”Beğenilmek isteği hiç yoktan iktidar yaratır. Beğenilmek isteyen, kendisini beğenmesini istediği kişinin uyruğuna girer.” (syf.52)
- ”…Onu düşman gibi görmek istemiş ve becerememişti. O da bir edebiyat tutkunuydu.” (syf.53)
- ”Bu yaşa kadar sürükleye sürükleye getirdiği kişiliği de neredeyse suyun girdabına kapılıp gidecekti. Aşk hikayesi mi kanalizasyon hikayesi mi? Şehrin altında bir yerde ikisi birbirine karışıyor.” (syf.55)
- ”Herkesin cümlesi aynı bile olsa öznesi farklı.” (syf.86)
- ”Bu hayatın dışına çıkmak için intiharın dışında bir yol bulmalısın.” (syf.88)
- ”Seni de senden başka hiçbir şey heyecanlandırmıyor Sulhi.” (syf.96)
- ”Her ne yapıyorsak, günün birinde öleceğimizi unutmak için yapıyoruz.” (syf.98)
- ”Mutsuz olacağını herkes önceden bilir.” (syf.103)
- Artık sabahları program bitene kadar kapıyı içerden kilitliyor, dinliyor, düşünüyor ve cümle kuruyor:
”Gençken ilk gördüğü suya deniz diye atlar insan.”
…
“En az yaşanan en çok hatırlanır.” (syf.107)
İçeriğimizde Sulhi Saygılı’nın hayatının fon müziklerinden beş şarkıya da yer verdik 🙂