Mustafa Kemal Atatürk’ün Yasakladığı Şarkı: Bu imtidâd-ı cevre bahtın şitâbı var

Editör:
Damla Satıroğlu

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilanına giden süreçte ve sonrasında birçok alanda yeniliklere imza atmış; kendisinden sonra gerçekleşecek “ilk”lerin de önünü açmıştır. Gerçekleşen bu yeniliklerden en önemlilerinden birisi, kuşkusuz müziktir. Cumhuriyet Dönemi’nde müziğin gelişim sürecinden tutun da, Atatürk ve Müzeyyen Senar‘ın tanışıklığına kadar müzikte üzerine eğilmemiz gereken birçok nokta mevcuttur. Üstelik Atatürk müziğe karşı değil, tam aksine yaşadığı dönemde müzikle oldukça içli dışlı olmuştur. Kimseye Etmem Şikayet, Bülbülüm Altın Kafeste ve Bir Fırtına Tuttu Bizi başta olmak üzere Atatürk’ün sevdiği birçok şarkı mevcuttur. Bu şarkılardan yirmi tanesini, Mustafa Kemal Atatürk’ün En Sevdiği Şarkılar başlığı altında topladık. Yazımıza göz atmayı unutmayın!

İnternete Atatürk’ün yasakladığı şarkı yazdığınızda karşınıza, Bu imtidâd-ı cevre bahtın şitâbı var çıkar. Gerçekten de Atatürk tarafından yasaklandı mı yoksa ortada bir yanlış anlaşılma mı var, bu belirsizliği ortadan kaldıracağız.

Yasaklı “O” Şarkı: Bu imtidâd-ı cevre bahtın şitâbı var

Aslında bir şiir olan Bu imtidâd-ı cevre bahtın şitâbı var, Divan edebiyatı şairlerinden Nedim tarafından yazılmıştır. Bestesi Lemî Atlı’ya ait olan Bu imtidâd-ı cevre bahtın şitâbı var’ın sözleri ve Türkçe anlamı işte şu şekilde:

“Bu imtidâd-ı cevre ki bahtın şitâbı varMihnet-medâr olan feleğe intisâbı varEyler nesîm-i lûtfu bize gird-bâd-ı gamBu rûzigâr-ı bî-mededin inkîlâbı var”

Türkçesi:

“Bahtımız, çektiğimiz eziyetin sebebi olan feleğe uyup, bu zulmün uzayıp gitmesi için uğraşmak konusunda acele ediyor.
Felek, lûtuf dolu tatlı rüzgârları bile, bizim için gam kasırgasına döndürmüştür.

Bu amansız rüzgâr, büyük değişikliklere sebep olacak.”

Salt Research: Lemi Atlı
Lemî Atlı. Görsel: https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/26083

Yasağın Arkasındaki Hikâye

Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça, bu şarkının yaşanmış gerçek bir olaya dayandığını ifade ediyor katıldığı bir televizyon programında. Olayın hikâyesi ise şu şekilde anlatılıyor:

Türkiye’de İstiklâl mahkemelerinin kurulduğu 1920’li dönem, İzmir Suikasti sebebiyle oldukça karmaşıktı. İdam için bekleyenler arasında, İttihat ve Terakki’nin önemli isimlerinden Dr. Nazım Bey de yer almaktaydı. Dr. Nazım’a, idam öncesi bir gelenek haline gelen, son arzusu sorulur. Dr. Nazım Bey ise şöyle söyler: Gidin Paşa’ya söyleyin, “Bu rûzgâr-ı bî-mededin inkılâbı var.”

Dr. Nazım Bey’in idam kararı, düzenlenen bir balo esnasında Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya götürülür. İstemeyerek idam kararını imzalayan Kemal Paşa, bu sırada Dr. Nazım Bey’in son arzusunu merak eder. Nazım Bey’in söyledikleri aynen Paşa’ya aktarılır. Duyduklarına oldukça üzülen Kemal Paşa, şarkının kaldırılmasını ister ve o günden sonra şarkı repertuardan çıkarılarak yasaklanır.

“Bu amansız rüzgâr, büyük değişikliklere sebep olacak” anlamına gelen bu dize, dönemin oldukça meşhur bestelerindendi. Dr. Nazım Bey’in son arzusu Kemal Paşa’ya iletilirken, anlatılanlara göre aynı zamanda radyoda da Lemî Atlı‘nın bestelediği bu şarkı çalmaktaydı. Acı bir tesadüfle denk gelmesinin üzerine şarkının yasaklandığı anlatılır. 1920’lerde yasaklanan bu şarkı, 1950’lerin başında Adnan Menderes’in dahil oluşuna kadar yasaklı kalacaktır.

Dosya:Doktor Nazim.jpg - Vikipedi
Dr. Nazım Bey.

Yasaklı Şarkı “Yasaklı” Olmaktan Nasıl Çıktı?

Siyaseti ayakta tutan iki unsur vardır: Muhalefet ve iktidar. Bu iki unsurun yakın temasta olduğu 1950’li yıllarda, Ziraat Bankası Genel Müdürü Midhat Dülge’nin evinde yemekli bir toplantı düzenlenmiştir. Bu toplantıya katılanlar arasında Demokrat Parti’nin kurucu üyeleri yani Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan da yer almaktadır. Hatta Refik Koraltan, eşinin akrabası Alâaeddin Yavaşca’dan gece için ufak bir konser vermesini rica etmiştir. Toplantı, asıl toplanma amacına uygun şekilde siyaset odağında ilerlemiş; sıra müziğe gelmiştir. Alâeddin Yavaşca o günleri anlatırken, kendisinin beste okurken Adnan Menderes’in kalktığını gördüğünü ve bu davranışa oldukça alındığını ifade ediyor. Yavaşça, konserin ortasında kalkmanın ne kadar doğru olduğunu düşünürken arkasından bir ses, Yavaşça’ya repertuarında Bu imtidâd-ı cevre kim bahtın şitâbı var şarkısının bulunup bulunmadığını sorar. Sesin sahibi ise Menderes’ten başkası değildir. Menderes, şarkının repertuarda olduğunu öğrendikten sonra yerine geri döner ve bu sefer daha yüksek bir sesle şarkıyı yeniden ister. Alâeddin Yavaşca’nın repertuarında yer almayıp Yavaşça’nın mahcubiyet duygusu hissetmemesi için önden sorması, Yavaşça’nın henüz birkaç dakika önce Menderes hakkında düşündükleri yüzünden utanmasına sebep olur.

Elbette ki Adnan Menderes’in bu şarkıyı istemesi tesadüf değildir. İdamdan önce son arzusunda söylediği “Bu rûzgâr-ı bî-mededin inkılâbı var” dizeleri ile otuz yılı aşkın bir süre şarkının yasaklanmasına neden olan Dr. Nâzım Bey ve Adnan Menderes, akrabadır. Dr. Nâzım Bey, Adnan Menderes’in dayısıdır.

İşte, bu şekilde Adnan Menderes’in isteği üzerine şarkı uzun yıllar sonra yeniden okunmuş ve o günden sonra da yeniden radyolarda çalınmaya başlanmıştır. Üstelik Menderes, Yavaşça’ya şarkı bittikten sonra yeniden söylemesini rica etmiş, sonrasında da radyoda okunmasını rica etmiştir.

O günlere dair anılarını anlatan Alâeddin Yavaşca, şarkının radyoda çalındığını Adnan Menderes’e bildirdiğini de anlatır. Anlattıklarına göre radyo yayını bittikten sonra Yavaşça’ya telefon açan Menderes, oldukça neşeli bir sesle duyduğu memnuniyeti Yavaşça’ya iletir.

Bu imtidâd-ı cevre kim bahtın şitâbı var, birçok farklı sesle bugün karşımıza çıkar. Uşşâk makamı ve Düyek usûlü değişmeden, şarkıyı bir de Hafız Burhan‘ın sesinden dinlemenizi tavsiye ediyoruz.


Kaynakça:

Prof. Dr. Alaeddin YAVAŞCA. “Menderes ve yasaklı bir şarkı”. Erişim: 12.10.2023. Web

Sâlih Bora YouTube. “Bu imtidâd-ı cevre kim bahtın şitâbı var öyküsünü Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça anlatıyor”. 25 Şub 2013. Erişim: 12.10.2023

Salih Bora. “Bu imtidâd-ı cevre kim bahtın şitâbı var”. Erişim: 13.10.2023. Web

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks