Murathan Mungan – Bazı Yazlar Uzaktan Geçer | 13 Alıntı

Editör:
Guşef Alhas
spot_img

Türk edebiyatının çok yönlü isimlerinden biri olan Murathan Mungan, hem şair hem yazar kimliğiyle okurlarıyla buluşuyor. Dili ve üslubuyla kendine has bir tarz yaratan Mungan, Türk edebiyatının günümüzde en kıymetli isimlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Kelimelere yüklediği anlamlar ve onu okurlarına yansıtış şekliyle kendine hayran bırakıyor. Hayranlığımızı daha da arttıran şiir kitabı Bazı Yazlar Uzaktan Geçer‘den on üç alıntıyı derledim!

  1. “…
    Ellerinde tığlar, şişlerle ağ yamar gibi, toprak rengi bir denizi öreceklerdi sözcükler, sessizlikler, iç çekişlerle bir yumuşaklığın altında ağır ağır dalgalanan sahnede,
    her şeyin üstünü örtercesine.

    Neden bilmem, yıllar sonra yokladı beni bu eski hayal; hayatımın gerçekleşmeyen hayallerini düşündüğüm güneşli bir kış günü, bir pazartesi başlangıcı diriliğinde.
    …” (s.11 – Eski Hayal)
  2. “Gazap sözcükleri var mıdır? Üzümler gibi tanelenen, rüzgârına karşı geçmiş bağların, kıyıların? Bir ada seç kendine, sen söylemeden kımıldamasın. Şarabını kendin yap gençliğinin kanından, bütün hatırladıklarından. Teninden yanığı geçmemiş olsun eski yazların. Ay iste!
    Sonra uğurla kendini bu sahilin şiirinden
    Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın!” (s.12 – Aheste)
  3. “Perdeyi görünür kılan rüzgâr
    bize geçmişi aralar
    bir anda koltukla kapı arasına sığar
    zamanlar

    zehirdeki tedbir
    rüyasını bekleyen tabir
    ne kadar geçse de
    hiç geçmemiş gibi
    hayat
    ve hayal

    dinmiş bir perde
    ama içimizde bir rüzgâr
    bir rüzgâr” (s.14 – Perde, rüzgâr)
  4. “Kendileri gibi yetim
    kısmetlerinin sepetleri de
    bakışlarına inmiş alınların
    okunaklı yazısı
    yoksulluk içinde
    kötü geçeceğini şimdiden
    söyleyen bir kaderin
    sözleşmesi, ışıksız yüzlerinde

    geçer gidersiniz yanlarından
    kalır bir yanınız
    orada, geleceğe uzanan
    bir ümitsizlik içinde.” (s.23 – Görünürlüğünü yüzü)
  5. “bir anıyı görmeye gittiğinizde
    neye dokunsanız canınız acır
    araya giren zamanın merceği
    kanayacak kadar
    saydamlaştırır her şeyi
    yakınlaştırır

    gözleriniz de eliniz kadar uzaktır artık
    geçmişe bir türlü varamazsınız

    gözlerin inandıramadığı zamanlar
    uzaktı, uzaksınız” (s.27 – Gözlerin de)
  6. “Kollarını kavuşturduğun pencere
    dışarıya taşan imgen
    zamanın solduramadığı
    sesinde serüven ve başlılık yılları
    kararırken 
    bütün var oluşumuzla
    sesimize yaslandığımız an ve
    bahçe
    şu inen gün için yaşanmış sanki
    onca uzak yıl
    sorduklarından daha fazlasını
    söyledim sana
    kimsenin görmediği bağlarla

    söyleyebildik bir daha asla
    dile getiremeyeceklerimizi
    yılları bir bahçeyle bağlayan
    pencerenin açık kanatlarında
    o an.” (s.28 – Bağ)
  7. “…
    bazen anlaşılmayan şiirler
    her şeyden çok anlaşılır
    aklın yaprağı aralandığında
    gördüklerimiz

    hatırlamayız, ama kalır” (s.40 – Akıl yaprak)
  8. “…
    Nasıldır bilirsin geriye hep biraz şüphe kalır
    dağılıp toplanır
    Yaşadıklarınla doku ve hacim kazanan

    Birikene yaslanır
    Açıklar aydınlatır
    sanırken
    Yanıltır
    Kelimeler delinince
    Anlamsızlaşır

    Gökyüzü delinince yağmur kolaylaşıyor…” (s.45 – Delinince)
  9. “…
    Çok kere anlatılanı 
    bir kere daha dinlemiyorsun
    onca gülün diktiği gömlek
    neresinden sökülüp kanar
    İlmeği ne sanıyorsun?
    …” (s.52 – Bilmiyorsun)
  10. “…
    küpesini düşürdüm gecenin
    soğuğu kaldı içimde
    sessizce geçip gittim” (s.58 – Küpe)
  11. “Biter bu aşk
    benim için artık din olmadığında
    soğuk bir deniz gibi kendine çekilir
    nedensellik, olasılık, ilkeler

    kullanılmış zaman
    seyri belirler


    iyi şeydir saydam zarına dokunduğunda
    yaşanılan ânı fark etmek
    kendiliğinden uzar
    nedensellik, olasılık, ilkeler

    en azından 
    şimdilik

    sonra zaten biter” (s.59 – Biter)
  12. “…
    kendi dalgınlığında 
    yaptığı kanatlarla
    göçebe denizin söylediği uzaklara
    …” (s.61 – Fener dalgınlığı)
  13. “…
    açıklığına çıktım
    senin ve kendime benzemenin
    kuzey kutbunda” (s.62 – Kutup)

Mungan, Murathan. Bazı Yazlar Uzaktan Geçer. Metis Yayınları, İstanbul: Haziran 2020

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Editor Picks