- Hayal ile rüya arasındaki mahmur boşluktayız.
Sy: 15 - Ebediyet, eylemlerimizin anlamını tehlikeye sokar. Sy: 42
- Bir insanın yetişme tarzına en iyi ışık tutan şey, kavga ederken sergilediği davranışlardır. Sy: 54
- Çinli bir şairin de dediği gibi: “İnsan boş bir tüfektir; ama bakarsın bir gün patlar. Sy: 54
- Bazı kayıplarımız bizden başka şeyler de alıp götürür. Terk edilince umudun bir kısmı da yiter mesela. Mağlubiyet, özgüven ve azimden pay kapar. Başarı ve ödül, tevazuyu tırtıklar. Sy: 75
- Keliöeler belki nimetler içinde en büyüğüdür. Yuvalar, devletler, hayatlar kurulur kelimelerle.
Sy: 95 - Dünya, kanlı bir havlu atarak terk ettiğimiz tuzaklı bir ring. Sy: 103
- Aşka inanıyorsanız kadere de inanmalısınız.
Sy: 153 - Konu komşu, önümüzdeki elli altmış sene boyunca peyderpey birbirimizi toprağa vereceğiz. Ölümün yörüngesindeyiz. Mezarlık, dünyanın maketi. Sy: 157
- Mezardan şartlı tahliyeyle serbest bırakılmışım gibi hissediyorum. Sy: 158
- Bir bebek doğdu mu bir baba da doğar. Babalık, bitmeyen bir acemilik. Sy: 163
- Ayakkabı, çorabın deliğini bilir. Sy:163
- Hayat, insanlar güldüğünde ciddiyetinden kaybetmediği gibi, insanlar öldüğünde de gülünçlüğünden bir şey kaybetmiyor. Sy: 171
- Şüphe, oyuncak mı gerçek mi, boş mu dolu mu olduğunu kestiremediğimiz, sağa sola bakınan bir tabanca gibidir. Sy:252
- Şu hayatta herkes ama herkes, ıstırap ve tatminsizlikle kuşatılmıştır. Sy:255
- Hayatında en az bir aşağılık herifle yakınlaşmadan gerçek bir kadın olamazsın.
Sy:256 - Sana rastlayıncaya kadar deli gömleğimin üstüne hep en iyi marka kazaklar, ceketler giydim. Sy:262
- Tebessüm, bazen ağlamanın bir çeşididir.
Sy: 272 - Laf uzadıkça anlam geriler. Sözlerde o acı yalan tadı belirir. Sy: 296
- Aşktan kaçış varsa bile kurtuluş yoktur. Sy: 297
- Keşke içimizdeki bitli örtüsünü çürümeye terk etmek zorunda kalmasak.
Kendimizi emanet edeceğimiz kişiyi bulana kadar canımız çıkmasa. Sy: 297 - Peygamberin mirası tebessüm, riyanın kırmızı alarmı haline geldi. Sy: 300
- Kalbinizde olup da hiç kimseye anlatmayı başaramadığınız, dile getirilmesi imkansız bir şey var ya, işte Allah onu biliyor, üzülmeyin.
Sy: 303 - Şu anda yaşayan herkes ama herkes yüz sene içinde ölecekse neden hepimiz Grand Grave’in dokuzuncu katından atlamıyoruz?
…
İşinize gelmedi mi?
Halbuki her birimiz zaten dokuzuncu kattan atlıyoruz. Kimimiz üç saniyede, kimimiz yüz senede. Bu kadar basit. Sy:308 - Bilirsin. Meseleleri konuşarak halletmek iyidir fakat ortalığı kan gölüne çevirmenin zevki de bambaşkadır. Sy:377
- -Bir şapkayı beğenince onu kafana çiviyle çakıyor musun?
-Yani?
-Evlenme!
Sy: 378 - Ölümlü dünya şen şakrak dönüyor.
Oysa insan hayatı tek ömre sığmaz.
Ve hiçbir şey güzel bitmez. Sy: 424