Müjde Ar: Sinemanın Özgür Kadını

Yazı İçindekiler [hide]

Seda Çakıroğlu
Seda Çakıroğlu
I don't want realism. I want magic
spot_img
Editör:
Günsu Akçatepe
spot_img

Sinemamızın önemli kadın temsilcilerinden olan Müjde Ar, Kamile Suat Ebrem adıyla 21 Haziran 1954 tarihinde İstanbul’da doğdu. Tiyatro oyuncusu ve aynı zamanda söz yazarı olan Aysel Gürel ve gazeteci Vedat Ebrem’in ilk çocuğu olan Müjde yine kendisi gibi oyuncu olan Mehtap Ar’ın da ablasıdır.  Küçük yaşta anne ve babasının ayrılmasıyla birlikte anaerkil bir ortamda büyüyen Müjde Ar’ın çocukluğu hem annesinin ününden dolayı bir yandan kulislerde turnelerde ve sahnelerde geçerken diğer yandan da yoksulluğa sınan zorlu bir çocukluk döneminden de geçmiştir. Sinemaya olan ilgisi küçük yaşlarında ortaya çıkar ve annesinden gizlice kaçıp filmleri izlemeye sinemaya giden Müjde ArBelgin Doruk, Ayhan Işık, Neriman Köksal gibi usta isimleri izleyerek büyüdü.

İyi bir sinema izleyicisi olarak geçirdiği çocukluğunun ardından 1970’lerin başında kendini tiyatro sahnelerinde buldu. Tiyatroyla birlikte fotomodellik yaptığı bu yılların ardından Halit Refiğ’in yönettiği 1975 tarihli Aşkı Memnu uyarlamasıyla televizyon ekranlarının ilk Bihter’i olarak boy gösterdi. İlk televizyon işinde Bihter gibi cesur bir karaktere hayat vermesi aynı zamanda Ar’ın kadın olmanın zorluğu ve farklılığıyla toplumun kadına bakışını anlamasını sağlayıp gelecek projeleri için belirli bir ufuk oluşturdu. Bihter olarak ün saldıktan hemen sonra aynı yıl Cüneyt Arkın’la başrolü paylaştığı Babacan filmi ile beyaz perdeye geçiş yaptı. Bu yıllarda oyunculukla birlikte 13 yıl boyunca gazinolarda şarkıcılık yaptığını söyleyen Müjde Ar şarkıcılık yaparak kazandığı parayı sinemaya taşıdığını da söyler.  Müjde Ar’ın derdi sadece bir oyuncu olmak değil iyi ve iz bırakan filmlerde olmaktır bu yüzdende anlatacak bir hikâyesi derdi olan filmleri tercih eder. Böylece hayat verdiği karakterle de Türk Sinemasında derin ve unutulmaz izler bırakır.

70’lerde sinemamızı saran seks furyasına karşı içinde bulunduğu filmler ve oynadığı karakterle dönemin getirdiğine boyun eğmez adeta bu furyaya baş kaldırır. Yeşilçam’ı erotik sinemanın sardığı bu yıllarda Müjde Ar; Tosun Paşa, Kibar Feyzo ve Gülen Gözler gibi günümüzde hala izleyenlerin içini ısıtıp yüzünü güldüren belleklerden silinmeyen filmlerde usta oyuncu ve yönetmenlerle birlikte çalıştı.

Sinemamızda 70’li yılların sonunda kadın hareketleri başladı ve 1980’den sonra bu hareket güçlendi. Kadın hareketlerinin duyulan ayak sesleriyle birlikte 1981 yılında Ömer Kavur imzalı Ah Güzel İstanbul filminde bir seks işçisine hayat verdi Müjde Ar. Film namus kavramın boyutlarını tartışmasının yanında bir seks işçisinin içinde bulunduğu durumun kendi tercihi mi yoksa toplumun ona başka seçenek bırakmayıp buna zorlaması mı gibi bugüne kadar yöneltilmeyen soruları yöneltir izleyicisine. Film için başlangıçta Türkan Şoray düşünülse de o kuralları gerekçesiyle bu teklifi reddeder ve Cevahir rolü ile Müjde Ar karşımıza çıkar. Bu rolle de 18. Antalya Film Festivali’nde En İyi Kadın ödülü almaya hak kazanmıştır.

Müjde Ar o zamana kadar var olmuş iyi-kötü, melek-şeytan gibi keskin ayrımları olan kadın imgelerini yıkarak melek ve şeytanı iyi ve kötüyü birleştirdi. Düşmüş ya da düşürülmüş kadın rollerine can verirken sinemanın kadınlarda yok saydığı ve sadece erkek oyunculara özgü işlenen zaaflar, erdemlerin yanında cinselliğinden çekinmeyen bedenini kullanabilen kadın tipini yarattı. Sinemada böylesine bir değişim toplum tarafından hemen kucak açılmaksızın bir süre tepki alsa da Müjde Ar inandığı ve bildiği yoldan geri durmayıp kadın filmlerinde, kadın sorunlarını göstermeye devam etti.

1980’lerde Göl filminde pavyonda şarkı söyleyen bir şarkıcının aşkını, İffet’te tecavüze uğrayan bir genç kızı, Şalvar Davası’nda köy kadınlarını örgütleyen bir kadını, Aile Kadını’nında evli bir kadının sorunlarını, Güneşin Tutulduğu Gün’de kötü yola düşen bir kadını, Dağınık Yatak’ta seks işçisini, Gizli Duygular’da bir kadının bastırılmış cinsel duygularını, Fahriye Abla filminde yine kadına yüklenen namus kavramını ele aldı.

Müjde Ar hayat verdiği rollerle sinemanın tabularını yıkar ve sinemadaki kadın olgusunu değiştirir. Cinselliğinden çekinmeyen bir kadın figürünü izlemek o zamana kadar sinema seyircisine yabancıyken kadını yalnızca bir obje gibi izlemeye alışan toplum Müjde Ar’ın bu cesur karakterlerine bir süre tepki gösterdi. Müjde Ar’ın; kadınları kötülüğe teşvik ettiği, toplumun ahlakını bozduğu, örf ve adetleri ve aile yapısını olumsuz etkilediğine dair pek çok kötü yorumlarla karşılaştı. Böylece Müjde Ar sadece hayat verdiği karakterle erkek egemen sektörü tedirgin etmeyi başarmış ama bildiğini okumadan da geri durmamıştır. Sadece sinemada tabuları yıkmakla kalmaz sinemaya özgür kadın imgesini kazandırır. Böylece pek çok kadın oyuncunun da bu değişime ayak uydurmasını sağlar. O zamana kadar var olan Türkan Şoray kanunlarının yıkılmasını da sağlar.

Müjde Ar feminist filmlerde rol almasıyla kadınların sorunlarına dikkat çekmesiyle sinemada kadın filmleri ile özdeşleşir. Bu kadın filmlerinin arasında Adı Vasfiye, Teyzem, Asiye Nasıl Kurtulur, Aaahhh Belinda, Asılacak Kadın, Afife Jale, Dul Bir Kadın ve Kupa Kızı vardır. Atilla Dorsay Türk Sinemasını konu alan kitabında Müjde Ar için “Müjde Ar’ın oynadığı rollerle Türk sinemasında kadın bir nesneden bir özneye dönüştü” der. Duruşuyla sinemanın tabularını alt üst eder ve ikinci planda duran kadınların, erkek egemen sektörde yalnızca erkeğin nesnesi gibi gösterilen, sessizliğin ve iyiliğin, ahlakın ve namusun temsilcileri olan kadınların sesi olur ve sinemada namus olgusunu tartışır, kötü yola düşmüş bir kadının tercihi mi yoksa mecburi kalışını mı sorgulatır, toplumun kadına dayattıklarını, erkeğin gözündeki kadın kavramını sorgular. Atilla Dorsay’ın da dediği gibi kadını bir özne olarak var eder.

Arabesk, Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni, Yolcu, Ağır Roman, Komser Şekspir, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar, Eğreti Gelin gibi sinemada belleklerde yer edinen işlerin içerisinde Ertem Eğilmez, Yavuz Turgul, Başar Sabuncu, Atıf Yılmaz, Mustafa Altıoklar gibi usta isimlerle bir araya gelmiştir.

Zor bir çocukluk döneminden sinemanın cesur kadın imgesi olan bir yaşam Müjde Ar’ın ki. Bir bayram gününde parasızlıktan annesinin battaniyeden diktiği elbiseyle, sokakta battaniyenin ağırlığında düşe kalka geçirdiği çocukluğunun oyuncu olmasında büyük etkisi olduğunu düşünür. Yoksulluk içinde geçen buruk bir çocukluktan sinemanın kurallarını yıkan cesaretli bir kadına dönüşür. Son olarak 2018 yılında dijitalde yayınlanan Şahsiyet dizisiyle ekranlara gelen Müjde Ar sinemada başkaldırışı ile kadınların sesi olmasıyla Türk Sineması’nda unutulmaz bir yer edindi kendine, iyi ki de edindi.

 


Kaynak:

IMDb. “Müjde Ar Biography”. 11.11.2023. Web

Youtube. “Müjde Ar |Sedef Kabaş ile Haber Ötesi|”. 11.11.2023. Web

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.