Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın üniversite öğrencilerinden olan Muazzez İlmiye Çığ, Mustafa Kemal Atatürk’ün başöğretmenliğinde başlayan büyük eğitim ve aydınlanma seferberliğinin ilk meyvelerinden biri olmuştur.
Atatürk, yaptığı devrimlerle cumhuriyetin temellerini atarken yetiştireceği öğrencilere bilim, sanat ve eğitimin neferliğini devretmiş; tanıdığı haklarla Türk kadınlarının ismini dünya tarihine not etmiştir. İşte bu yıllarda dünya tarihine not edilen en önemli isimlerden biri olan İlk Türk Kadın Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, bir asrı aşkın yaşam yolculuğunun ideallerini, başarılarını, zorluklarını ve güzelliklerini “Yaşadım Demek için Ne Yapmalı?” kitabıyla okuyuculara sunmuştur.

Ömrünü adadığı Sümerler’in, “Biliyorsun neden öğretmiyorsun, boş vakit geçirdin, neye yaradı?” atasözünü kendine ilke edinen Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın yaşamınızı yeşertecek çok tavsiyesi var. İşte, “100+ Yılın İzinde Hayatı Güzelleştirme Yolları: Yaşadım Demek için Ne Yapmalı” kitabından 30 alıntı!
- “Ben hayatın anlamının, dediğim gibi üretmek ve sevmek olduğunu düşünenlerdenim. Bu yüzden de çareyi çalışmakta, hem de çok çalışarak yaşamakta ve karşılık beklemeden sevmekte buldum.” (s.17)
- “Halbuki insanı genç tutan, yaşama sevinci, üretme arzusu ve sevme kabiliyeti. Bu yönlerim kuvvetli olduğunu sanıyorum. Bıraksan çınar ağaçlarını, zeytin ağaçlarını, çam ağaçlarını saatlerce izleyip keyif alabilirim.” (s.18)
- “Gençliğimde insanın yaşı ilerledikçe hayattan yavaş yavaş elini eteğini çekmesi gerektiğini düşünürdüm. Ama yaşlanınca fark ettim ki insanlar gençlik yılları son bulduğunda da aynı hevesle sevebiliyor, sevilebiliyor, mutlu olabiliyor, üzülebiliyor, hayal kurabiliyorlar.” (s.19)
- “Çocukken sorumluluk duygusu gelişmeyenlerin, ilerleyen yıllarda özgüven eksikliği hissetmesi kaçınılmaz oluyor.” (s.20)
- “Bizim için değerli olana yaşandığı anda gerekli kıymeti göstermezsek, sonunda pişmanlık duymamız kaçınılmaz oluyor.” (s.22)
- “Bugünün insanı maalesef ancak zorunlu ise yürüyüş yapıyor, neredeyse her şeyi ayağına istiyor. Bu hareketsizliği kolaylık zannetmek aksine kırmak lazım. Sağlığı elverişli olan herkese günde en az yarım saat yürüyüş yapmayı öneriyorum. Modern dünyanın bizlere sunduğu kolaylıklar beraberinde yeni sorunlar getiriyor. Bu sebeple çağ bizi buna zorlasa da her şeyi ayağımıza istemekten vazgeçmeli, en başta sağlığımız için harekete geçmeliyiz.” (s.23)
- “Ben yaşamın felsefesini yapmaya değil, sadece yaşamaya inananlardanım. Tek prensibim var: Çalış, oku, boş durma ve aklını tutku haline getir.” (s.25)
- “Kaygı ancak yaşam ağır bastıkça azalır.” (s.28)
- “Kaygıdan uzak kalabilmek için her zaman çok kararlı ve enerjik olmak lazım. Bana kalırsa yersiz kaygılarımızın asıl sebeplerinden biri de sürekli planlar yapmak.” (s.29)
- “Mühim olan, her ne yapıyorsan yap, bunu gönüllü bir şekilde ifa edebilmektir. Yaşarken gönüllü olamayan, içinde bulunduğu anın yabancısı olur.” (s.30)
- “…kolay kırılmamayı, kırılırsak da kolay kolay belli etmemeyi önemli buluyorum. Mücadele etmeyi severim ama münakaşa etmeyi sevmem.” (s.31)
- “Acını hakkını vererek yaşarsan daha sonrasında izlerini taşımak zorunda kalmıyorsun. Mühim olan yaşanan ne olursa olsun duygunun hakkını vermek, gerektiğinde yas tutmak, gerektiğinde neşeli olmak, gerektiğinde acı çekmek, bazen hüngür hüngür ağlamak, bazen günlerce yataktan çıkmamak, bazen boğazına iki lokma atacak gücü kendinde bulamamak. Ama o an ne gerektiriyorsa onu yaşamak, yaşanan ne olursa olsun ertelememek, halının altına süpürmemek. Yas tutabilmek de dengeli bir yaşamın parçası.” (s.32)
- “Yaratıcılık, en çaresiz dönemlerinizde gelir bir şekilde sizi bulur. Geri kalan, insanın kabiliyetleri ölçüsünde hareket etmesi ve biraz üretme cesareti, biraz da hayata katılma tutkusu.” (s.33)
- “Gelişmeye cüret edecek kadar cesur değilsen hayatta iz bırakamıyorsun. Sorumluluk almanın da mücadele etmenin de sesini çıkarmanın da esas şartı cesur olmak bana kalırsa.” (s.34)
- “Yani kişisel meraklarımız kadar, ailelerimizin kafa yapıları ve eğitime bakış açıları da kişiliğimizi yönlendirir.” (s.35)
- “Her düştüğümüzde ayağa kalkmak insan olmanın bir gereğidir. Mücadeleden kaçacaksan bu dünyada nasıl iz bırakacaksın?” (s.39)
- “Eğer benim gibi böyle yüzlerce insan yazsaydı ya da yazmak yerine ses çıkarsaydı, inanıyorum ki dünya bambaşka bir yer olurdu.” (s.42)
- “Alçakgönüllü olmaktan vazgeçmemeyi çok önemsiyorum. ‘Ben bunu yapıyorum’ demeyeceksin fakat yaptığın işi öyle iyi ve ışıltılı yapacaksın ki kimse görmezden gelemeyecek.” (s.47)
- “Başka kültürler, başka diller, başka coğrafyalar derken kendini yetiştirmiş biri oluveriyor, yaşadığın topluma ve dünyaya karışabilir, söz sahibi olabilir hale geliyorsun.” (s. 48)
- “En müşkül durumda bile kendimizden taviz vermemeyi, doğrularımızın arkasında cesurca durabilmeyi başarabiliyorsak, kişiliğimiz dünyaya baskın gelmeye başlamış ve sınırları aşabilmişiz demektir. Ve bunu başarabilen kimseler, dışarıdan kendilerine bir rol yüklenmesine izin vermeden kendileri olmayı başarır, yaşayıp giderler.” (s.52)
- “Aileden öğrendiklerinle toplumdan öğrendiklerin çatıştığında; kendini şaşırmış, savunmasız hissedersin. Ta ki kendi doğrularını bulana, geliştirene ve kendinden emin olana dek.” (s.69)
- “Bana kalırsa eğitimin temel misyonlarından biri de çocukları, onlara aktarılan bilgiyle hayata dahil edebilmektir. Köy enstitüleri günümüze dek açık kalabilseydi, Türkiye bugüne kıyasla bambaşka bir yer olabilirdi.” (s.74)
- “Kısaca bir ülkede dini eğitim ne kadar yayılırsa, sorgulayan toplum olma ümidi o kadar azalır.” (s.77)
- “…öğretim akademinin, eğitim ise toplumun konusudur. Bu anlamda eğitim hayat boyu devam ederken öğretim ise literatürle son bulur.” (s.83)
- “Cehalet, sesimizi çıkarmadığımız, onunla mücadele etmediğimiz oranda kuvvetlenir.” (s.157)
- “Modern hayat nedir? Bugüne bakarsak modern kıyafetlerle orman kanunlarını devam ettirdiğimiz bir süreç.” (s.160)
- “İnsan bu dünyada aklı kadar yer kaplıyor.” (s.163)
- “Eğitimimiz için mücadele edeceğiz, işimiz için mücadele edeceğiz, ekonomik bağımsızlığımız için mücadele edeceğiz, boyunduruk altına girmemek için mücadele edeceğiz. Hayat bir mücadeleler bütünüdür. Bu mücadeleyi kıymetli kılan gösterdiğin çaba ve inandığın değerlerin yekûnudur.” (s.164)
- “Hayatta en önemli mesele gerçek olabilmektir. Atatürk gerçekti.” (s.198)
- “Uzmanlaşmak madencilik gibidir. Bir madeni kazarken ne kadar derine gidebilirsen o kadar çok değer çıkarabilirsin.” (s.207)
Çığ, Muazzez İlmiye. Yaşadım Demek için Ne Yapmalı? İstanbul: Tuhaf Yayınları, 2023.


