Modernizm Döneminde Yeniliğe Aralanan Dil ve Üslup

Editör:
İclal Yaka
spot_img

Birinci Dünya Savaşı’nın toplumda bıraktığı yıkımın küllerinden yeni bir akımın doğması kaçınılmazdı. Tamamen değişen dünya görüşü, toplumsal değer anlayışı, birey olma bilinci ile birlikte sanat dünyasını ele geçiren akım modernizm oldu. Edebiyatta da geleneğin reddedilmesiyle birlikte etkili olan modernizm, edebiyatın temeli olan dil ve üslup biçimlerini de baştan sona değiştirdi. Peki ya modernizmle birlikte dil ve üslup özellikleri nasıl bir değişime uğradı?

Modernizm Nedir?

Modernizm | literariness.org

Modernizm, güzel sanatların her alanında yer bulabilmiş bir anlayış olarak geçmişten bir kopuş ve yeni ifade biçimlerinin arayışı olarak tanımlanabilir. Birinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan toplumsal değişimler sanatta modernizmle birlikte deneysellik ve arayış dönemini perçinledi. Sanayileşme, kapitalizm gibi kavramların yükselişe geçtiği Birinci Dünya Savaşı sonrası dönemde en belirgin toplumsal değişimlerden biri yabancılaşmaydı. İyilik ve gelenek anlayışlarıyla artık bağ kuramayan toplumlar, yabancılaşma olgusunu modernizm ile birlikte sanata taşıdı. Modernizm, 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ortalarına kadar, yani yerini postmodernizme bırakana kadar, hâkim olan sanat anlayışı olarak yerini buldu.

Edebiyatta Modernizm

James Joyce | thecollector.com

Edebiyat da kaçınılmaz bir şekilde resim, mimarî gibi alanları da etkileyen sanayileşme, yalnızlaşma, savaşın muazzamlığı karşısında toplumun temellerine olan inancın yitirilmesinden etkilendi. Daha doğrusu, yazar ve şairlerin etkilenmesi sonucunda edebiyatta modernizm doğmuş oldu. Birçok yazar ve şairin ürettiklerinde modernizmi yansıtan hayal kırıklığı, varoluşsal kaygı ve parçalanma hissi hâkim oldu. Elbette bu durum, edebiyatta tema ve dilin yeniden, farklı bir şekilde yaratımını sağladı ve modernizm edebiyata damgasını vurdu. Modernizmin etkisi o kadar güçlüydü ki postmodernizmin doğuşundan da anlaşılacağı üzere edebiyatta modernizm öncesi ve sonrası dönemler belirleyici oldu. Edebiyat tamamen değişti, geçmişin kuralları yıkıldı, yaratıcı devrimin ateşi yakıldı. Bunu gerçekleştiren birkaç önemli isme değinmeden modernizmi tam olarak anlayamayız.

Modernizmin temelleri Amerikan ve İngiliz edebiyatlarında atıldı. Amerika modernizminin temel yapı taşları olan yazarlarından F. Scott Fitzgerald kayıp nesil anlatımından yararlanırken Ernest Hemingway, Thomas Mann, William Faulkner gibi isimler de modernizmin biçimlerini benimsedi. Şairlerden T.S. Eliot özellikle “Çorak Ülke” adlı eseriyle modernizme öncülük etti. Diğer öncü şairler arasında Ezra Pound, E.E. Cummings, Wallace Stevens, Robert Fraust gibi isimler yar aldı.

İngiliz edebiyatının modernizm dönemi ise Virginia Woolf ve James Joyce ile beraber şekillendi. Woolf, karakterlerin iç dünyalarını modern dil olanaklarından yararlanarak anlattı ve kendine özgü bir anlayış ortaya koydu. Joyce ise özellikle “Ulysses” adlı eserinde modernist edebiyatın zaman kullanımı imkânlarından yararlandı.

Modernizm Döneminde Dil ve Üslup Özellikleri

Henri Matisse (1869-1954): Liseuse au Bouquet de Roses | invaluable.com

Modernizmin en belirgin özelliği, geçmişten bilinçli bir kopuşu temsil etmesiydi. Bu temsiliyet, beraberinde geçmişin edebiyat yapısını ve olanaklarını tamamen değiştirerek onların yerine başka olanaklar koymaktan geçiyordu. Bu yüzden modernizm, önceki dönemlerde edebiyatta yer edinmiş planlı kompozisyona, detaylı dil ve üsluba, mutlak değerlere karşı çıkarak gerçekliği insanın varoluşundaki karmaşayı vurgulayacak şekilde altüst edecek olan kompozisyon ve dil imkânlarına yöneldi.

Modernist Edebiyatın Dil Özellikleri

Pablo Picasso – Woman Reading Couchee, 1939 | pablo-ruiz-picasso.net

Edebiyat anlayışının gelenekselden uzaklaşması ile birlikte geleneksel dil anlayışından da uzaklaşılmıştır. Modernizm döneminde dilin en önemli özelliği, kendisinin sorunsallaştırılmasıdır. Dil artık sadece bir anlatım aracı değil, üzerine düşünülen ve sorgulanan bir unsur hâline gelmiştir.

Her kelime sanki sessizliğin ve hiçliğin üzerinde gereksiz bir leke gibidir.(Samuell Becket)

Modernizmde bir diğer dil özelliği bütünlerin parçalanmasıdır. Paragraf bütünlüğü, cümle bütünlüğü bozulur. Geleneksel anlamda tam ve kurallı cümleler yerine eksik, devrik cümleler kullanılmaya başlanmıştır. Bu durum bütün ve parça ilişkisini sorgulatır âdeta.

“Karanlıkta yüzüm. Yüzüm değil belki. Bir başka şey. Hiçbir şey. Ama orada. İçimde. Karanlık.” (Tezer Özlü, Çocukluğun Soğuk Geceleri)

Paragrafın bütünlüğünün bozulması belki de modern edebiyatın bir diğer özelliği olan düzyazının şiire yaklaşmasının sebeplerinden biri olmuştur. Düzyazının şiire yaklaşması, dildeki değişimde gözlemlenen bir durumdur. Düzyazıda dil artık daha şiirseldir. Bunu sağlayan iç sesler, tekrarlar, ses uyumları modernizm döneminin dilinde öne çıkar.

“Yağmur yağıyordu. Yağmur yağıyordu. Yağmur bir ten gibiydi. Ten gibi, ama içe içe akan bir şeydi.” (Virginia Woolf, Dalgalar)

Modernist Edebiyatın Üslup Özellikleri

Composition, 1931 | tableu.uchicago.edu

Toplumda bireyselliğin ön plana çıkmasıyla dil de bunu vurgular olmuştur. Karakterin dünyasını vurgulayan iç monolog anlatısında kullanılan ben dili buna örnektir. Modern öncesi dönemde daha çok kullanılan tanrısal ve gözlemci bakış açılarının yerini, ben dili ile vurgulanan karakter bakış açısı almıştır. Ben dili, üslubta iç monolog ve bilinç akışı tekniklerinin gelişmesini sağlamıştır.

“Kafamda bir ses. Gelip gidiyor. Konuşur gibi. Ama ne dediği belli değil. Ya da ben anlamıyorum. Anlamak istemiyorum belki. Belki de anlam yok.” (Vüsat O. Bener, Dost)

Parçalanan dil gibi üslup sayesinde kurgu ve zaman gibi unsurlar da parçalanır. Zaman kronolojik olarak takip edilmez, kimi zaman belli bile değildir. Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki bağ belirsiz ve bulanıktır.

“Kuyunun dibine baktım. Çocukken de oraya bakardım. Kardeşim hâlâ çocuk muydu? Yoksa ben mi büyümedim? Zaman bizim köye uğramazdı zaten.” (Latife Tekin, Sevgili Arsız Ölüm)

Zamanın ve kurgunun bulanık sınırları, anlatıcıyı da güvenilmez kılar. Anlatıcı; zamanı, olayları takip edemediği gibi doğru söylediğine dair bir güven veremez okuyucuya. Öyle ki, anlatıcının bile gerçek olup olmadığı konusunda okuyucunun zihninde soru işaretleri bırakır yazar.

“Bazen her şeyi ben uydurmuşum gibi geliyor. Belki Selim yoktu. Belki ben de yokum. Belki sadece bir anlatıyım. Kurguyum.” (Oğuz Atay, Tutunamayanlar)


Kaynakça:

Öne Çıkarılan Görsel: Torajirō Kojima (1881-1925), Woman Reading (detail)

Kuiper, Kathleen. “Modernism.” Encyclopædia Britannica, 17 Mayıs 2025, web. Erişim Tarihi: 20.06.2025

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Tarihi Eser Rotası: Geçmişten Müzeye Serüven

Müzelerde sergilenen her bir eserin yolculuğu o kadar uzun ki... Gelin, sergilenme sürecine kadar rotaya bir göz atalım...

Bir Günde Geçen 5 Roman

Hızlı geçen yirmi dört saatimizi bir de romanlardan okuyup hissedelim. İyi okumalar.

Editor Picks