Moby Dick: Amerikan Edebiyatının Başyapıtı

Ayşegül Yıldız
Ayşegül Yıldız
apoletleri yık, kavminden kaç.
spot_img
spot_img

Moby Dick : Herman Melville : 9781853260087

Edebiyat dünyasının en ünlü giriş cümlelerinden biri olan “Bana İsmail deyin.” sözü Herman Melville’in 1851 yılında yayımlanan romanı Moby Dick’e aittir. Çoğu okuyucu tarafından sıkıcı olarak nitelendirilen kitap, analizi yapıldığında ise edebi bir şölene dönüşüyor.

Kitabın içeriğine geçmeden önce yazarımızdan kısaca bahsetmeliyiz. Melville’in kendisi de bir denizciydi ve kıtanın etrafında gemiyle dolaşarak birçok anı biriktirmişti. Aslında Melville, Moby Dick’i yazmadan önce deniz maceralarını anlattığı iki kitap yazdı: Typee ve Mardi. Yine de asıl ününü kazanması Moby Dick sayesinde oldu. Bu kitap o zamanda yazılmış diğer hiçbir kitaba benzemiyordu. Melville’in hristiyanlığı ve köleliği katı bir biçimde eleştirmesi çok sert tepkiler almasına neden oldu. Gerçek anlamda başarısını ise ancak ölümünden sonra kazanabildi. Öyle ki Nathaniel Hawthorne, Melville’i Amerika’nın Shakespeare’i olarak adlandırdı.

Moby Dick kitaptaki beyaz balinamızın ismi ve hikaye de bu balina etrafında dönüyor. İsmail intihar etmekten vazgeçip hayatta kendini en iyi hissettiği yere yani denize gitmeye karar veriyor ve böylelikle Kaptan Ahab’ın liderliğini yaptığı balina avlama gemisiyle birlikte enginlere açılıyor. Genel bir balina avına çıkılsa da Ahab’ın asıl amacı daha önceki avlarında bacağını koparan Moby Dick’e ulaşmak. Kitapta Kaptan Ahab insanoğlunun hırsını ve kinini o kadar iyi bir şekilde yansıtıyor ki okuyucular böyle şiddetli bir hırs gördüklerinde “Ahab gibi hırslı” diyerek örneklendirebiliyorlar. Hikaye Ahab’ın çevresindekilerle ve hatta Tanrıyla arasındaki bağı koparacak kadar şiddetli olan intikam ateşiyle birlikte akmaya devam ediyor. Kitabı eşsiz kılan nokta ise basit bir macera kitabı olmamasıdır. Balinalar hakkında o kadar çok detay ve bilimsel bilgi var ki 19.yüzyılda yaşamış birisinin bu kadar bilgiyi nasıl öğrendiği insanı hayrete düşürüyor ve bu noktada Melville’in genel kültürü tekrar gözler önüne seriliyor. Tabii ki bu bilgiler kitabın yazıldığı dönem için doğru kabul edilse de bazıları günümüzde doğruluğunu yitirmiş bulunuyor.

Diğer yandan bütün kitabın anlam arayışı için bir eskiz olduğunu söyleyebiliriz. İsmail, beyaz balinanın resmini gördüğü andan itibaren ona kafayı takıyor ve korkunç derecede büyüleyici olan bu hayvanın altında evrenin, varoluşun anlamını aramaya başlıyor. Hayatta balinadan daha anlamlı bir şey olabileceğini düşünmüyor. Benzer şekilde Kaptan Ahab yaşadığı bütün acıların sebebini beyaz balinayı öldürerek öğrenebileceğini ve Tanrıyla yüzleşebileceğini düşünüyor. İşte tam da bu anlam arayışı yüzünden Moby Dick’e sadece bir macera kitabı diyerek geçmek doğru olmaz. Melville’in böyle bir arayışı anlatmak için neden dünyanın en büyük hayvanını seçtiğini ise aslında İsmail okuyuculara söylüyor:

“Güçlü bir kitap yazabilmek için, güçlü bir konu gerek. Pire üstüne büyük ve uzun ömürlü bir kitap yazılamamıştır hiçbir zaman; ama birçokları bunu yapmaya kalkışmışlardır gene de”(s. 334).

Zaten böyle ihtişamlı bir hayvan seçmiş olmasına ek olarak balinayı semboller ve bilimsel açıklamalar ile yüceltiyor. Gemideki diğer denizciler, Stubb ve Starbuck (Ünlü kahve dükkanı zinciri Starbucks’ın ismini bir Moby Dick karakterinden aldığını biliyor muydunuz?) için ise balina sadece bir materyal, gelir kaynağı olarak kalıyor. O dönemlerde balina yağı sokak lambalarında aydınlatma dahil olmak üzere bir çok alanda kullanılıyordu bu yüzden diğer insanların aksine Melville’in balinaya bu kadar yoğun anlamlar yüklemesi olağan dışı olarak kabul ediliyor.

Bir macera romanından çok daha fazlası olan Moby Dick, bugün sadece Amerika için değil dünya için de inanılmaz bir edebi yapıt olarak görülüyor.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.