Moana 2, sekiz yıl aradan sonra, Disney’in antik Polinezya mitolojisinden izler barından Moana filminin devamı olarak sinemaseverlerle buluştu. Filmin yönetmen koltuğunu David G. Derrick Jr., Jason Hand ve Dana Ledoux Miller üçlüsü paylaşıyor. Hollywood’un sevilen yıldız ismi Dwayne Johnson (Maui) ve Auli’i Cravalho (Moana) ile seslendirme kadrosunda yer alırken; Türkçe dublajını ise Ezgi Erol ve Merih Ermakastar üstleniyor. Filmde kahramanımız Moana’nın amacı, tıpkı ilk filmde olduğu gibi, kendi halkı için okyanustaki tüm insanları birleştirmek ve okyanus ötesi adalarla bağ kurmak. İlerleyen sahnelerin beraberinde, Moana’nın ekibini oluşturup çıktığı maceraya tanıklık ediyor olacağız.
Serinin İlk Filminde Neler Olmuştu?

Serinin ilk filminde Moana, köy şefinin cesur ve maceracı kızı olarak karşımıza çıkıyor. Daha küçükken okyanus tarafından seçilen Moana’nın içindeki keşif isteği, büyüdükçe daha da artar. Bu tutkusu nedeniyle pek çok kez okyanus ötesine geçmeye çalışır ama başarılı olamaz. Bir gün, yarı tanrı Maui’nin Te fiti’nin kalbini çalması, adada kuraklığın oluşmasına neden olur. Moana, bu laneti kırmak ve halkını kurtarmak için okyanusta heyecan verici bir yolculuğa çıkar. Çıktığı bu yolculukta Maui’yi bir adada hapis bulan kahramanımız onunla bir anlaşma yapmış ve Te fiti’nin kalbini yerine koymayı başarmıştı. Böylece ikili, izleyenlere heyecan verici ve aksiyon dolu bir hikaye sunarak keyifli dakikalar sunmuştu.
Moana ve Polinezya Kültürü

Polinezya mitolojisi, Pasifik Okyanusu’ndaki Polinezya adalarında yaşayan halkların efsane ve inanışlarını kapsayan zengin bir sözlü geleneğe dayanır. Bu mitoloji, Polinezya kültürüne özgü yaratılış hikayeleri, tanrılar, kahramanlar ve doğaüstü varlıkları içerir. Polinezya mitolojisi, Hawaii, Maori (Yeni Zelanda), Tahiti, Samoa, Tonga ve diğer adalardaki yerel inanışlardan oluşur ve Moana ile birçok ortak öğe barındırır. Bu ortak ögelerden bazıları: wayfinding (yön bulma) ve tatau (dövme sanatı) filmde net bir şekilde görülmektedir. Hikayenin önemli bir bölümünü oluşturan Polinezya kültürü izleyiciyi sıkmadan iki filmde de abartılmadan işlemiş ve Disney’in bu kültürel mirasa saygı duyduğu gösteriyor.
Eksileriyle Moana 2

Moana 2, gişede bekleneni verememiş ve IMDb’de 6.7 puan ile ilk filmin neredeyse 1 puan gerisinde kalmıştı. Moana 2’nin sekiz yıl aradan sonra çıkıp izleyiciyi hayal kırıklığına uğratması, tatmin edememesi muhtemelen Disney’in seyircilerden hiç beklemediği bir tepkiydi. Bizler izleyici olarak elbette serinin ilk filminden sonra haklı bir beklentiye girmiştik. İlk film, konusu ve Polinezya kültürünü çok güzel bir şekilde işlenmişti. İzlerken hem güldürüyor hem de heyecanla bir sonraki sahnede neler olacağını düşündürüyordu bu nedenle akıcı bir senaryoya sahipti. Haliyle biz izleyicilerde geçen bu sekiz yılın ardında hem yine akıcı ve sürükleyici bir senaryo hem de daha önce hiç görmediğimiz yeni şeyler görmeyi ümit ettik. Fakat Moana 2, gerek senaryosuyla gerekse sunulması beklenen yeni veya farklı şeyler açısından bekleneni veremedi. Evet okyanus, dalgalar, okyanusun renkleri çok güzel bir şekilde yansıtılmıştı ve görüntüsü harikaydı ama senaryo ve hikaye için aynısını söylemek güç. Senaryo ve hikayedeki eksikleri beraber inceleyelim.
Ekip Ruhsuzluğu

Moana, halkının geleceği için bir wayfinder (yol bulucu) olarak Nalo’nun laneti yüzünden birbirinden ayrılmış olan okyanus ötesindeki adaları bulmak için yola çıkar. Daha önce hiç karşılaşmadığı kadar zorlu bir yolculuğa çıkacaktır. Elbette bu tehlike ve bilinmedik sularda keşfe çıkarken bir ekibe ihtiyaç duyar. Ekibine çılgınlık derecesinde dahi bir deniz mühendisi, yolculukta yiyebilecekleri bitkilerde uzman adadaki tarım işlerinde en iyi olan yaşlı bir tarımcı ve güçlü kuvvetli bir tarih anlatıcısı dahil olur.
Disney animasyonlarında görmeye alışkın olduğumuz ekip ruhu ve ekipteki üyelerin işlevi bu filmde maalesef alışık olduğumuzdan farklı. Disney’in filmlerinde genellikle bu tarz bir ekip oluştuğunda ekip üyelerinin her birisi hikayenin ilerleyen kısımlarında kendi uzmanlık alanlarında katkı sağlar ve ana hikayede işlevsiz kalmaz. Bununla beraber serinin ikinci filminde durum pek de böyle değil. İzleyenlerin çoğu Moana’nın neden böyle bir ekip oluşturduğunu merak ederken, yolculuk boyunca hem işlevsiz hem de sönük kaldıklarını söyleyebiliriz. Özellikle yolculukta yiyeceklerle ilgilenen yaşlı Kele (David Fene) bu duruma bir örnek gösterilebilir. Filmde onun yaptığı yiyeceklerle bitkilerle beslendikleri tek bir sahnenin bile olmaması bana o zaman niye ekipte yer alıyor diye düşündürdü.
Müziklerin Sıkıcılığı
Disney’in özellikle film müziklerinde önde gelen isimlerden biri olduğu hemen hemen herkes tarafından aşikar. Serinin ilk filmindeki “How far I’ll go” ve “You’re Welcome” ile yine her zaman olduğu gibi güzel işler çıkaran Disney bu sefer bence sınıfta kaldı. Filmin müziklerini üç kez Grammy ödüllerine layık görülmüş, Oscar kazanan İlk Gün filminin de müziğini yapan Mark Mancina, bu sefer beklentileri karşılayamadı en azından benim için. Filmi ikinci kez izleyecek olursam kesinlikle ilk müzik “Beyond” hariç diğer tüm şarkıları dinlemeden geçerim. Özellikle serinin ilk filminde ki şarkılardan sonra büyük bir beklenti oluşmuştu fakat bu beklentim karşılanamadı. Görsel açıdan çok karmakşık ve renk geçişleriyle gözlerimi yorarken sözleri ve müziği beni içerisine çekmekten ziyade sıkılmama sebep oldu. Disney bundan ders çıkarır mı ilerleyen yapımlarında göreceğiz.
Ticari Kaygılar ve Daha Fazlası
Günümüzde, pek çok film ve dizilerde kısmen ticari kaygılardan dolayı gördüğümüz, kısmen de izleyici kitlesi istediği için yapımcı şirketlerin çoğu film ve dizileri bir an önce izleyiciye ulaştırmak için basit veya üzerinde çok düşünülmemiş senaryolarla karşımıza çıkıyorlar. Bu durum bence Moana 2’yi de etkisi altına almış. Disney beni bu konuda da hayal kırıklığına uğrattı çünkü filmi izlerken bir noktadan sonra filmin hikayesinde bir durgunluk oluştu. Moana 2, serinin ilk filmiyle hemen hemen aynı uzunlukta olmasına rağmen aynı heyecanda aynı dinamiklikte olmaması sebebiyle izlerken bana devamlı süreyi kontrol ettirdi. İlk filmin ardından geçen sekiz seneye rağmen filmin senaryosundaki heyecan ve merak unsurunun eksikliği ile beraber farklı özgün bir şeyin olmayışı hatta geriye doğru gidilmiş olması neden ilk film kadar beklentimi karşılamadığının en büyük sebepleri. Belki de Disney animasyonları seven birisi olarak ve serinin ilk filmini birkaç kez izlediğim için fazla bir beklenti içine girdim. Bana göre Disney Moana 2’yi seriyi devam ettirmek ve özgün bir film ortaya koymaktan çok ticari kaygı veya izleyici isteği üzerinde yaptığı kesin. Aradan geçen sekiz yıllık sürede birbirinden farklı ruhta iki film yapmaları bunun en büyük örneği. Özellikle hikayedeki bazı eksikliklerin üstünde çok durulmadığını hissettirirken yaptığı filmlerin konusundan çok müzikal kalitesini ön planda tutan Disney’in bu denli neredeyse vasat diyebileceğim müzikler yapması hayal kırıklığına uğrattı. Önümüzdeki senelerde yeni bir Moana filmi gelir mi bilmiyorum ama Disney’in bu filmden ders çıkarması gerektiği kesin.
Filmin fragmanına buradan ulaşabilirsiniz.
Kaynakça
Öne çıkan görsel: Kayıp Rıhtım
“Moana 3 Film.” Kayıp Rıhtım, Dec. 2024, Web. Erişim tarihi: 26 Mart 2024
Çakmak, Nil Su. “Moana 2: Serinin Kaybolan Büyüsü.” Arakat Mag, 30 Nov. 2024, Web. Erişim tarihi: 26 Mart 2024
IMDb, Mark Marica.