Mitski, tam adıyla Mitski Miyawaki bir şarkıcı ve söz yazarı olarak kariyerine devam etmektedir. Indie müzik sahnesinde önemli bir figür olarak karşımıza çıkan Mitski bağımsız bir sanatçıdır. Şarkılarındaki sözlerinin derinliğiyle dinleyicilerini derinden etkileyen bir sanatçıdır. Genellikle melankoli havasında yalnızlık, içsel çatışmalar, aşk, ait olamama hissi gibi temaları işler. Şarkılarında kişisel deneyimlerini hikayeleştirerek aktarır. Yaşadığı şeyleri en yoğun duygularla dile getirdiği için birçok kişinin içindeki duyguları dışarı yansıtır. Mitski’nin şarkılarında kişisel duyguları barındırmanın yanında toplumsal eleştiriler de yapar. Konserlerindeki performanslarıyla da dikkat çeken Mitski kendine özgü enerjisiyle dinleyicileriyle derin bağlar kurmaya devam ediyor. Bu listede Mitski’nin gönüllerde taht kuran şarkılarına yer vereceğiz.
1) Washing Machine Heart
Be the Cowboy albümünde yer alan bu parça oldukça dikkat çekiyor. Mitski’nin bu şarkısı duygusal olarak yaşadığı yıkımın dışavurumu olarak yorumlanabilir. Hareketli alkış sesiyle başlayan şarkı kırılgan bir anıdan bahsediyormuş havasında ilerler. “Washing Machine Heart” bir metafor olarak kullanılmıştır, bu şarkıda çamaşır makinesinin bir kalbe benzemesi ve çalkalanma, karmaşık bir şekilde duyguların yoğunluğu ele alınmıştır. Şarkı genelinde iç dünyada yaşanan duygular, değersizlik hissini ve hayal kırıklığını ifade ediyor. Mitski bize yaşadığı ya da yaşamak istediği ilişkide görmek istediği değerden uzakta ama beklenti içinde yaşadığı hayal kırıklığını yansıtmıştır.
“Baby, though I’ve closed my eyes
(Bebeğim gözlerimi kapatıyor olsam da)
I know who you pretend I am
(Bana kimmişim gibi davrandığını biliyorum)“
2) Goodbye, My Danish Sweetheart
Bu şarkı Mitski’nin aşkına vedası olarak yorumlanabilir. Mitski genel anlamda karşısındaki kişiyle arasındaki ilişkinin sona erdiğinden ama bunun hala var olan bir duygu olduğundan bahseder. “If you want to bury me in your memory” bu ifadesinde karşıdaki kişinin bir yerlerde hatırlanma isteğinden bahsediyor. Bu şarkı kişinin içindeki belirsizlik hissiyle boğuştuğu ve kurulan sevgi bağının derinliğinden bahsediyor.
“So I don’t blame you
(Bu yüzden sana kızmam)
If you want to bury me in your memory
(Beni hatıralarına gömmek istersen)
I’m not the girl I ought to be”
(Çünkü olmam gereken kız değilim)
3) My Love Mine All Mine
Mitski “Bu şarkı insanların ne düşündüğünü tamamen umursamayı bıraktığım ilk kayıt oldu ama ironik bir şekilde insanları en çok bu cezbetti” sözünü kullanmıştır. En çok dinlenen parçası olan “My Love Mine All Mine”dan bahsetmeden bu listeyi yapamazdık. Bana bir yaz gecesinde oturup ayı izlerken yaşadığımız şeyleri düşünerek geçirilen bir geceyi anımsatıyor. Şarkının sözlerinde bir gün bütün yaşadıklarımızın biteceğinden ama içimizdeki sevginin daimi olarak kalacağından söz ediyor Mitski. Hayattaki hiçbir şeyin tamamen bize ait olmadığından ama sevgimize sahip olduğumuzdan. Bu şarkı Mitski’nin hayatında bir şeylerin değiştiği ve gerçekten kendisi için yazıp seslendirdiği bir parça olmuştur. Bu parçayı dinlerken eski bir Mitski dinleyicisi olarak ilk defa bir şarkısında içimin umutla dolduğunu hissettim. Bana ne olursa olsun günler geçtikçe içimdeki sevgiyi dışarı yansıtıp diğer güne uyanma isteği uyandıran bir parça.
“Nothing in the world belongs to me
(Dünyadaki hiçbir şey bana ait değil)
But my love, mine, all mine
(Ama sevgim benim, tamamen benim)
Nothing in the world is mine for free
(Dünyadaki hiçbir şey karşılıksız benim değil)
But my love, mine, all mine, all mine
(Ama sevgim, benim, tamamen benim, tamamen benim)”
4) I Bet on Losing Dogs
Yavaş bir tempo ve tekrar eden sözcüklerle başlayan bu şarkıda derin bir hüzün kaplıyor içimizi. Şarkının adından anlaşılacağı üzere bile bile lades yaparak incinmeyi kabul eden bir Mitski çıkıyor karşımıza. Yaşanılan ilişkide kaybeden olacağını tahmin ederek yine de bu aşkı yaşamayı seçiyor. Değersiz hissettiği bu ilişkide kaybedeceğini bilerek devam ediyor. Şarkı devam ettikçe içinde kaybolduğumuzu ve derinden acı veren bir ritme kapıldığımızı söylemek yanlış olmaz. Bazen iyi olduğumuzda bile kendimizi acınacak bir duruma soktuğumuzdan yakınıyor. İyileşmekten korkup acınacak durumda olmayı seçtiğimizden…
“My baby, my baby
(Bebeğim, bebeğim)
You’re my baby, say it to me
(Bana benim bebeğim olduğunu söyle)
Baby, my baby
(Bebeğim, benim bebeğim)
Tell your baby that I’m your baby
(Bebeğine senin bebeğin olduğumu söyle)”
5) Nobody
Bu şarkı benim için en dokunaklı parçalarından biri. Bir ritimle başlayıp devam eden bu şarkıda Mitski, yalnızlığını ve yaşadığı boşluk hissini bize aktarıyor. Şarkının adının “Nobody” olması yalnızlık, ait hissetmeme ve sevilmeme temalarıyla karşımıza çıkıyor. Kimsenin hayatında bir yer bulamayıp hiç kimse olmanın sessiz çığlıklarını dinliyoruz. “My god I’m so lonely so I open the window” (Tanrım, o kadar yalnızım ki bu yüzden pencereyi açıyorum.) sözleriyle başlayan Mitski, yalnızlığının öyle bir yerinde ki pencereyi açıp dışarıdaki insanların sesini duymaya çalışıyor. Mitski, şarkının ilk kısmında geçen bu kısmı bir röportajında küçük bir stüdyosu olduğunu ve pencereyi açarak insanların sesini duyarak hayatta olduklarını hissettiğini söylemiştir. “I’ve been big and small and still nobody wants me” (Büyüdüm ve küçüldüm ama hala kimse beni istemiyor.) sözleri bazen insanlar için olmadığımız kalıplara girdiğimizi ve hala onlar için hiç kimse olduğumuzu bu yüzden değer görememe hissiyle boğuşan insanların duygularına hitap ediyor.
“And I know no one will save me
(Ve kimsenin beni kurtarmayacağını biliyorum)
I just need someone to kiss
(Sadece öpecek birine ihtiyacım var)
Give me one good honest kiss
(Bana güzel ve dürüst bir öpücük ver)
And I’ll be alright
(Ve iyi olacağım)”
6) First Love Late Spring
İlk aşkın ağırlığından bahseden bir parca… Bu parçayı dinlerken ilk aşk deneyiminin derinliği ve hissedilen duyguların sancıları bize eşlik ediyor. Dizelerin arasında duyulan sevginin çaresizliği var. “Wild women dont get the blues” (Vahşi kadınlar hüzünlenmez.) derler sözüyle toplumda kadınların güçlü olup duygularını yaşamaması ya da bastırması beklentisine bir eleştiri olarak karşımıza çıkıyor. Mitski ise “tall child” uzun boylu/büyük çocuk ifadesini kullanarak büyük olmanın duyguları etkilemediğini büyümüş bir halde de duygularımızı yaşamamız gerektiğini anlatmıştır. Şarkı, ilk aşkın beklentilerini karşılayamama hissi ve bunun boğucu hissiyle devam ediyor.
“Lately I’ve been crying like a tall child
(Son zamanlarda uzun bir çocuk gibi ağlıyorum)
So please hurry leave me
(Bu yüzden lütfen acele et, beni terk et)
I can’t breathe
(Nefes alamıyorum)
Please don’t say you love me
(Lütfen beni sevdiğini söyleme)”
7) Should’ve Been Me
Mitski’nin sevdiği kişiye karşı yaşanan pişmanlık ve kuramadığı bağdan dolayı hissettiği kıskançlık… Şarkının başında dertleşecek kimseyi bulamadığından yakınıyor. Yerinde bir başkası olduğu için kendini yetersiz gördüğünü ve bunun sebebinin kendi yetersizliği ve eksiklikleri olduğunu düşündüğünü görüyoruz. Bunların yanında karşısındaki kişiye duyduğu özlemi de ifade ediyor ve yerine başkasının koyulduğunu düşünerek o ben olmalıydım düşüncesine kapılıyor. Sözlere bakıldığında karşıdaki kişinin çabasına rağmen Mitski’nin bir duvar ördüğünün ve sonrasında ise bundan pişman olduğunu görüyoruz. Enerjik bir havası olan bu şarkı sözleriyle bir tezatlık yaratıyor. İçinde çok fazla duygu barındıran kişinin dışarıya karşı gülüp dans etmesi gibi.
“You wanted me, but couldn’t reach me
(Beni istedin ama bana ulaşamadın)
I’m sorry, it should’ve been me”
(Üzgünüm, o kişi ben olmalıydım)
8) Francis Forever
Neredeyse fısıltıyla başlayarak devam eden bu şarkıda sanatçımızın ne yapacağını bilemediğini ve kaybolmuşluk hissiyle boğuştuğunu görüyoruz. Sevdiği kişiye duyduğu özlemden ve onsuz ne yapacağını bilemediğinden yakınarak onu ne kadar özlediğinden bahsediyor. Birilerinin onu görmesi için ilgi çekmeye çalıştığını değil gerçek bir huzura erişme isteğinden bahsediyor. Yaşadığı yalnızlık duygusunu bize başarılı bir şekilde aktarıyor. Şarkıyı dinlediğinizde kendinizi onun yerine koymanıza bile gerek kalmıyor çünkü bu hislerle boğuştuğumuz günlerde karşımıza çıkıyor Mitski.
9) Your Best American Girl
Bu şarkı Mitski’nin kimlik çatışması ve geleneklerden dolayı yaşadığı zorlukları ifade ettiği bir parçadır. Japon-Amerikan olan Mitski karşısındaki kişiyle aralarında farklılıklar olduğunu ve bunu aşamayacağını anlatıyor. Karşısındaki kişiye duyduğu sevgiyi çok güzel bir şekilde anlatıyor bize. Ama ailesinin beklentisi ve kendini yetersiz gördüğünden dolayı onaylanmayacağını anlatıyor. Bu yüzden şarkının ana cümlesi “I’m not your best American girl” çünkü sevdiği kişiye göre yetişme tarzından dolayı yetersiz hissediyor buna rağmen kendi kimliğinden vazgeçmeyişinin güçlü duruşunu sergiliyor. Farklı dünyaların insanıyız diyemiyor Mitski bunun yerine şu sözleri kullanıyor: