Millî Mücadele Sırasında Eğitim II: İşgal Sonrası

Editör:
Ece Günay
spot_img

“Millî Mücadele sırasında birçok öğretmen ve öğrenci silah altına girmiş ve bu sebepten çoğu okul da kapanmıştır. Nitekim kalem tutan ellerin bir kısmı bir daha okul sıralarına geri dönemeyecektir.

İstanbul Hükümeti ise payitaht sınırları içerisinde sürekli Maarif nazırlarını değiştiriyor, yetersiz ve niteliksiz mevcut Nazırlar İstanbul’da bulanan okullara dahi söz geçiremiyorlardı. Ayrıca mevcut hükümet olan Hürriyet ve İtilaf Fırkası, eğitimde İttihatçı temizliğine girişmiş ve İttihatçı diye suçlanan öğretmenler teker teker azledilmiştir. İstanbul artık eğitim için elverişsiz bir ortam arz ettiğinden, aydınlar Anadolu’nun yolunu tutmaya başlamışlardı.” (Millî Mücadele Sırasında Eğitim I: İşgal Öncesi)

Milli Mücadele Dönemi Öğretmenlerle İlgili Sorunlar

Modern temellerin adımları olan 1848 tarihli Darülmuallim okulunun açılmasıyla öğretmenlik mesleği, Millî Mücadele yıllarında birçok zorlukla karşı karşıya kalmıştır. Öğretmenler, Millî Mücadele yıllarının başında hem cehalete hem de fiili işgallere karşı mücadele etmiş, mevcudiyetteki yüklerinin üzerine daha da ağır yük eklenmişti. Ayrıca bu dönemde kimi öğretmen savaş alanında kimisi de okullarda olduğundan eğitim istikrarsız bir düzeyde seyretmiştir.

Osmanlıda bir idadide muallim ders işlerken, risalehaber.com

Bu dönemde öğretmenlik mesleğinin en büyük sorunu modern öğretmenlik mesleğini bilen ve pozitif bilimlere aşina olan öğretmenlerin sayıca yetersiz kalması olmuştur. Millî Mücadele sırasında Anadolu’da sadece 2627 muallim ve 689 muallime olmak üzere toplam 3316 öğretmen vardı. Ancak ilkokulların sayısı yalnızca 3495’ti. Bu durum modern muallim ve muallimelerin boşluğunda medreseden çıkma irticai bir eğitim anlayışına sahip kişilerin doldurmasına sebep olmuştur. Bu sebeple Millî Mücadele’nin en sıcak olduğu dönemde eğitimin istikrarı için öğretmenlerin askerlikleri tecil edilmiştir. Öğretmenlerin yetiştirilmesi hususundaki inkılapçı adımlar ancak Cumhuriyet Dönemi atılabilmiş, Millî Mücadele süresince Osmanlı’dan kalma atılımlara ek olarak bir gelişme gösterilememiştir. Ayrıca öğretmenler hukuki statülerine ancak Cumhuriyet yıllarında kavuşabilmişlerdir.

Mustafa Kemal bir okulda öğrencilerle ders işlerken, trthaber.com

Sayıca az olan öğretmenlerin en büyük problemi ise yoksulluktu. İstanbul Hükümeti, öğretmenlerinin maaşlarını ya düzenli bir biçimde ödeyemiyor ya da hiç ödeyemiyordu. Bu sebeple kimi öğretmen geçinmek için değerli eşyalarını veya evlerini satıyor kimi öğretmen de katiplik, tüccarlık, polislik gibi para kazanabileceği mesleklere yöneliyordu. Hatta bu sebeple BMM’nin açıldığı ilk zamanlarda Ankara ve Tokat’ta öğretmenler grev yapmış ve bu sebeple bazı okullar kapanmıştı.

Bazı okulların kapatılması sonucu çoğu kadro görevden alınmıştır. Ancak tüm bu zorluklara rağmen öğretmenler hem savaşın kazanılmasında hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulup yaşatılmasında büyük rol almışlardır. Bu duruma örnek olarak Erzurum Kongresi’nde 54 delegeden 5, Sivas Kongresinde 31 delegeden 1 ve BMM ilk açıldığında 337 milletvekilinden 24’ünün öğretmen olması (mecliste bulunan öğretmen temsiliyetinin meclis tarihi boyunca en yüksek sayısı olmuştur) öğretmenlerin Millî Mücadele sürecinde etkin bir rol aldıklarını göstermektedir.

Millî Mücadele Yıllarında Okulların Durumu

Millî Mücadele yıllarında okullar ikiye ayrılıyordu: İşgal bölgesinde olan ve işgal bölgesinde olmayan okullar. İşgal bölgesinde bulunan okullar ya işgalci kuvvetlerce kendi menfaatleri için kullanılıyor ya da sebepsizce kapatılıyorlardı. İşgal bölgesinde olmayan okulların durumu ise karmaşıktı. Bu bölgelerde başlıca sorun azınlık okullarıydı. Bu okullar 19. yüzyılda kapitülasyonlar ve azınlıklara tanınan haklar neticesinde ilk kez boy göstermiş ve Millî Mücadele yıllarına kadar ülkenin dört bir yanına yayılmışlardı. Azınlık okulları, Millî Mücadele yıllarında bölgesel propagandalar ile insanları isyana teşvik etmiş ve işgallerin kolaylaşması için ülkede zararlı misyonerlik hareketlerinde bulunmuşlardı.

1900’lu yılların başı, Mekteb-i Sanayi (Sanat Mektebi), pinterest.com

Okullarda bir diğer durum ise Osmanlı’nın son yüzyıllarda yaptığı yarım ıslahatlar sonucunda medrese ve mektep ikiliğinin yaşanmasıydı. Medreseler, 17. yüzyıldan itibaren bozulmaya başlamış ve liyakatsiz hocaların irticacı eğitimiyle ülke ihtiyaçlarına karşılık veremez olmuşlardı. Ayrıca bu kurumlar, Millî Mücadele yıllarında İstanbul Hükümeti’nin temsilciliğini yapmış hatta Millî Mücadele’nin ilerleyen zamanlarında Ankara Hükümeti’ne karşı ayaklanmaları ve isyanları teşvik etmişlerdi. Ülkede yalnızca milli kimlikle hareket eden ve eğitim faaliyetlerine devam etmeye çalışan mekteplerdi. Bu mekteplerin sayısı ise şöyleydi:

  • 3495 ilkokul (682’si kapalı)
  • Tam devreli 5 Sultani
  • 32 İdadi

Milli Mücadele Döneminde Öğrencilerin Durumu

Mustafa Kemal bir okul ziyaretinde öğrencilerle ders işlerken, milliyet.com

Osmanlı talebesi; son yüzyılın verdiği yorgunluk içinde ülkeyi çorba kazanına çevirmiş ideolojilerin pençesine düşmüş, mektep-medrese ikileminde kafası allak bullak olmuş bir vaziyetteydi. 1914 itibarıyla (Mükellefiyet-i Askeriye Kanun-ı Muvakkatı) en küçüğü idadi talebesi olan (fiziken yeterli olma şartı vardı) öğrenciler eğitimden uzak ölüme yakın bir duruma itilmiş ve cephelerde ülkenin bir gün daha fazla nefes alabilmesi için nefes vermişlerdi.

Eğitime devam eden öğrenciler ise nitelikli öğretmenlerden uzakta medrese çıkışlı, pozitif ilim bilmeyen irticai hocalara maruz kalmışlardır. Millî Mücadele yıllarının başlarında ise ülke işgallerine karşı hem cephede hem de halkın bilinçlenmesi yolunda mücadele etmişler ve ülkenin kurtarılması yolunda cansiperane çalışmışlardır. Ancak onlar da öğretmenleri gibi eğitimin devamlılığı açısından askerlikleri tecil edilmiştir ve bu noktadan sonra artık cehalete karşı ilim silahlarıyla mücadeleye girişmişlerdir.

Milli Mücadele Dönemi Eğitime Genel Bir Bakış ve Akabinde Atılan Adımlar

Genel anlamda Millî Mücadele süresince eğitim arka planda kalmış ancak tam anlamıyla gözden çıkarılmamıştır. 2 Mayıs 1920 yılında Maarif Nazırlığı’nın kurulması ile 1922 yılana kadar sürecek olan bu dönemde Rıza Nur, Hamdullah Suphi, Mehmet Vehbi ve İsmail Safa Beylerin Maarif Nazırlığı’nda eğitim alanında yapılan işler genellikle eğitimdeki sorunların tespiti olmuş ve çözümleri Cumhuriyet yıllarına bırakılmıştır. Bunun sebebi ise işgallerden dolayı hem uygun inkılap ortamına sahip olunamaması hem de tüm imkanların mücadeleye ayrılmasından dolayıdır.

Mustafa Kemal Atatürk İstanbul Üniversitesinde ders dinliyor, 15 Aralık 1930, mustafakemalim.com

Tüm imkansızlıklar içinde ve ölüm kalım anında bile Mustafa Kemal asıl tehlikenin cehalet olduğunu bildiğinden Maarif Kongresi‘ni 15-21 Temmuz 1921 tarihlerinde Eskişehir-Kütahya mağlubiyeti sonucu yıpranmış bir orduyu Sakarya Muharebesi‘ne hazırlarken Ankara’da toplamıştır. Bu konferansın önemi ilk kez milli eğitim ve kültür politikalarının ana hatlarıyla her alandan öğretmen ve aydınlarca tartışılmasıdır. Bu kongrede alınan kararlar ve tartışmalar Türkiye Cumhuriyeti’nin Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Köy Enstitüleri gibi eğitim inkılaplarının temelini teşkil etmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk İstanbul Üniversitesi’nde öğrencilerle ders dinlerken, politikyol.com

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet Dönemi inkılaplarında eğitime önem vermiş, harf inkılabı gibi çeşitli büyük yeniliklere öncülük etmiştir. Bunun sebebi ise Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatacak genç dimağlara sahip olunabilmesidir. Bu yüzden Mustafa Kemal, öğretmenlere;

 “Öğretmeneler! Cumhuriyet; fikren, ilmen, fenen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.”

diye seslenerek görevlerinin ne kadar kutsal olduğunu hatırlatmıştır. Genç dimağlara ise;

 “Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak ve yükseltecek sizsiniz.”

sözleriyle Türkiye Cumhuriyeti‘nin çalışkan fertleri olmalarını tembihlemiştir.


Kaynakça

  • DERVİŞOĞLU, Ozan. «Milli Mücadele Döneminde TBMM’nin Eğitim Politikaları (1920-1923).» dergipark.org.tr(tarih yok): 1-11.
  • FILIZ, Taylan. «MILLI MÜCADELE VE CUMHURIYET DÖNEMINDE ÖGRETMEN ÖRGÜTLERININ EGITIM SORUNUNA BAKISI (1920–1935).» (2005).
  • Kılıç, Fahri. Çanakkale Savaşlarında Okullar ve Öğrenciler. Mart 2015. 19 Haziran 2023. <https://www.turkyurdu.com.tr>.
  • Kapluhan, Erol. «Hazırlık (Kurtuluş Savaşı) Dönemi Eğitim Politikaları ve Eğitim Faaliyetleri.» 1 (2012 Güz): 1-28.
  • SEVİM, NURAY. «MİLLİ MÜCADELEDE EĞİTİM VE ÖĞRETMENLER .» YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ ENSTİTÜSÜ (2020): 3-138.
  • Güngör, Ali. OSMANLI DÖNEMİNDE EĞİTİMDE YENİLEŞME ARAYIŞLARI. 20 Ocak 2020. 19 Haziran 2023. <https://www.egitimajansi.com>.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Love Bombing Kavramının Chuck Bass ile Eşleştirilmesi

Chuck Bass'in Blair'e yaptığı aşk bombardımanının gerçek aşk değil de manipülasyon olması.

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Editor Picks