Ateşten Gömlek: Milli Mücadele Ruhu

Elif Darıcı
Elif Darıcı
"ben seninle karşılaşacağımı bilsem başka türlü yetiştirirdim kendimi"
spot_img

kapak görseli: https://www.instagram.com/kabukkitap/

“Ordunun haricinde hiçbir kuvvete inanmayan ben, ihtilalin icabatı diye çeteler idare ettiğim zaman hep Ayşe’yi düşündüm. Memleketi baştan başa yiyen isyanları hala titreyerek hatırladığım bir şiddetle bastırırken, asi köyleri yakar, asi insanları asarken Ayşe’nin gözlerindeki yeşil ışıkların aydınlattığı İzmir yolunu açıyordum. Bütün bu dehşeti telkin eden aynı kadının bana merhametin, rikkatin en ince tecellilerini de telkin ettiğini hissettim. Bambaşka bir adam, Ayşe’nin yeniden yoğurduğu, şekil verdiği bir adam olmuştum” 

Kurtuluş Savaşını, o dönemin mücadelesini en iyi anlatan kitaplar arasında: Ateşten Gömlek. Edebiyat ve tarihçilerin okura aktardığına göre Ateşten Gömlek isimli roman yazma fikri aslında Yakup Kadri Karaosmanoğlu’na aitti. Halide Edip tarafından Kurtuluş Savaşı’nı yansıtan daha iyi bir isim olmadığı düşüncesiyle icazet alarak romanın ismini Yakup Kadri’den aldığı  söylenmektedir.

Cevdet Kudret tarafından Ateşten Gömlek adlı roman,Türk edebiyatında Kurtuluş Savaşı’nı konu alan romanların en iyisi olarak nitelendirdi. Bu değerlendirme yapılırken sadece dönemi anlatması dikkate alınmamış; aynı zamanda yazıldığı tarihte ve gelecekte her kesimin anlayabileceği şekilde kaleme alınmış olması “en iyi roman” sıfatına haiz olmasının da öncüsü olmuştur.

Aslında Ateşten Gömlek adlı eser için “roman” demek yerine; dönemin baş kahramanlarından birisi olan aynı zamanda edebi kişiliğe sahip Halide Edip‘in tanık olduğu olayları anlatan ancak isim verilmeksizin karakterize edilmiş “hatıraları” olarak değerlendirilmesi edebiyatçılar tarafından tercih edilmektedir.

Romanın aslında en temel özelliği; dönemin yapısını, askerin, halkın fedakarca memleketin kurtuluşu için verdiği mücadeleyi geçmişten günümüze ve gelecek nesillere gerçekçi şekilde aktarmasıdır. Halide Edip tarafından kaleme alınırken de roman niteliğinde dönemi anlatılmasının ana sebebi; biz okurlara aslında en ilgi çekici şekilde sunup her kesimin okuyup anlamasını, dönemin ruhunu hissetmesini sağlamaktır. Aynı zamanda “muntazam” şeklinde kaleme alınan betimleme ve tasvir özelliği ile de okura sanki romanın içindeymiş ve o dönemi yaşıyormuş hissi vererek içine çekmektedir.

Kitap, Ayşe karakterinin kendisini, hayatını, aşk ve sevgi dolu bir yuva hayalini ikinci veya üçüncü sıraya yerleştirmesi ve kendisini memleketin kurtuluşuna adaması üzerine kurgulanmıştır. Bir kısım edebiyatçı ve tarihçiler tarafından Ayşe karakterinin Kurtuluş Savaşı kahramanlarından “kara Fatmayı” temsil ettiği analizi yapılmaktadır. Farklı görüş olarak da aslında Ayşe karakterinin mücadelede ön safhada yerini almış olan Halide Edip’i temsil ettiğini tahlil edilmektedir. Ancak bir görüşe göre de aslında “kara Fatma” Halide Edip’in kendisidir ve dolayısıyla evet yine Ayşe karakteri ile aslında kendi yaşadıklarını roman haline getirerek dönemi ve mücadele ruhunu biz okurlara, gelecek nesle aktarma gayesindedir.

İstanbul’un İngilizler tarafından işgal edilmesi sonrasında, başta Mustafa Kemal olmak üzere Doktor Adnan Adıvar ve eşi Halide Edip Adıvar hakkında tutuklama kararı çıkartılmıştır.  Romanda anlatılan olaylar içerisinde Sultan Ahmet mitingi, kağnı ile Anadolu’ya yapılan yolculuk, eşyaların nasıl saklandığı veya cephanelerin nasıl taşındığı gibi olaylar ayrıntılı bir şekilde işlenmesi roman karakterinin yazar olduğu düşüncesini kuvvetlendirmektedir.

Kitapla ilgili incelemede bulunacak olursak;

Ateşten Gömlek romanında kullanılan dil, tabir yerindeyse okuyucunun duygularını harekete geçirmeyi amaçlayan coşkulu bir dildir. Ancak tüm bu coşkulu anlatımın yanı sıra ağır bir dil kullanıldığı da söylenebilir. Günümüzde yapılan baskılarda kitabın arkasında sözlük bulunmaktadır. Dilin ağırlığı veya bilinmeyen kelimelerden dolayı cümlelerin anlaşılmaması, sözlük ve sayfalar altındaki açıklamalar ile sorun olmaktan çıkartılmıştır. Halihazırda romanın başta Halide Edip tarafından İngilizce kaleme alınması akabinde yine kendisi tarafından Türkçe’ye çevrilmesi ve günümüzde de sadeleştirilmesi, romanın dili ile ilgili anlaşılmazlığa sebebiyet vermektedir.

Roman içerisindeki karakterlerin kendi içinde ve birbirleri ile olan çatışmaları gerçekçi bir şekilde aktarılmıştır. Kitap bölüm bölüm yazılmış ve akışı değiştiren olaylar her ne kadar birbirinden bağımsız gözükse de veyahut “ben buraya nasıl geldim” düşüncesine okuru çekse de aslında kitabın son iki bölümünde kopukluklar bütüne bağlanmaktadır.

İdeolojik bir roman olan Ateşten Gömlek realistik özelliği ile karakterlere aynı mesafede durmuş, tarafsız ve net bir anlatımla alt metin mesajlarını okura aktarmıştır. Romandaki Ayşe karakteri; örnek, ideal kişidir. Ayşe için tek önemli  şey “vatanıdır”. Vatanının bütünlüğü onu diğer bütün dünyevi şeylerden uzak tutmaktadır. Adeta insani duygularını bir kenara koyarak sadece tek bir amaç için hayatını idame ettirmektedir. Aşk, Ayşe için ikinci hatta üçüncü plandadır. Değil aşkı düşünmek, sağlığını dahi önemsemeden cepheden cepheye çadır kurarak İzmir’i kurtarmak, kurtuluşa katkı sağlamak için kendisini adeta vatanına feda etmiş ve neticesinde de şehit olmuştur.

” Herkes İzmir’e doğru giderken ben Ayşe’ye doğru gittim”

İhsan ise romanın başlangıcında bir subaydır. Milli mücadelede yer alırken aynı zamanda Ayşe’ye olan aşkı ile mücadele etmektedir. Ayşe olmasa bile Kurtuluş Savaşındaki yerini alacaktır. Nitekim İstanbul’un işgalinden hemen sonra Anadolu’ya geçerek milli mücadeleye katılır. Ancak “Onu tanıdığım günden beri bir gece rüyamda görmeden uyuduğum vaki değildir. Yaptığım, söylediğim her şeyin arkasında o vardır cümlesi ile de mücadele esnasında aynı zamanda vatan sevgi yanında mücadele ruhunda “Ayşe aşkının” da olduğunu göstermektedir. Burada karakterin aslında kendisi ile bir tutarsızlık içinde olduğu, Ayşe için mi mücadele ediyor yoksa vatanı için mi sorusu her ne kadar okuyucunun aklına gelse de kitabın sonunda İhsan’ın aslında vatanın kurtuluşu için yaptığı mücadele gün yüzüne çıkmaktadır.  Aynı yolun yolcusuyuz, gayemiz aynı düşüncesi bir yana Ayşe’ye karşı olan duyguları mücadeledeki başarısını teşvik eder niteliktedir.

Romanı Peyami notları ve anlatımı ile okumaktayız. Peyami, İhsan’ın aksine Kurtuluş Savaşı’na Ayşe’ye olan aşkı için katılır. Roman içerisinde Ayşe ile başlayan değişim Peyami’yi vatansever biri haline dönüşmektedir. Neticesinde de aynı anda şehit olan Ayşe ve İhsan’ı kendisi yan yana toprağa vermektedir. Anca her ne kadar vatanperver birisine dönüşmüş olsa da vefat ettiğinde Ayşe’nin ayak ucunda yatma talebi halihazırda duygularını kontrol edemediğini ve yenik düştüğünü göstermektedir.

Romanının sonunda Peyami’nin notlarının sona ermesi ile anlatılan esas hikaye de son bulmaktadır. “Hatime” bölümü ile romanın sonuna bir not eklenmiştir. Bu iki doktorun diyaloglarından roman boyunca anlatılan bütün olayların aslında hiç yaşanmadığını Ayşe ve İhsan adında bir kimsenin bulunmadığını göstermektedir.  Halide Edip’in romanın sonunda böyle bir “yokluğu” belirtmesinin, Kurtuluş Savaşı yıllarında mücadele edip bir adı bile kalmayan kahramanları anma, onların da varlığını biz okurlara hatırlatma amacı ile kaleme alındığı düşünülmektedir.

Ateşten Gömlek aynı zamanda filme de çevrilmiştir. Uyarlaması kitapla birebir olmasa bile dönemin ruhunu anlatan filmler arasında yerini almaktadır.

Aşk mı? Aşk. Memleket bu haldeyken

 

 

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Editor Picks