“Nisan Ayı Korku Filmleri” içeriğimizde 2021 Güney Kore yapımı Midnight’tan bahsedip, sizlere 1 saat 43 dakikalık nefes kesici bir film önermiştik. Biraz daha önerelim, biraz da övelim istedik.
Midnight’ı hem yazan hem yöneten Kwon Oh-Seung ilk filmi olmasına rağmen oldukça başarılı bir işe imza atmış. Çıt çıkartmamak için nefesinizi tutacağınız, gerçekten rolü yaşayan başarılı oyuncularla ve sosyal mesajlarla dolu keyifli bir gerilim filmi.
Filmimiz Kim Kyung Mi ile başlıyor. Kendisi çağrı merkezinde çalışan işitme engelli bir kız. The Secret Life of My Secretary (2019) , Come and Hug Me (2018), From Now On Showtime! (2022) gibi dizilerden hatırladığımız Jin Ki Joo; Kyung Mi karakterini başarıyla canlandırıyor. Korku filmlerinde engelli karakterlerle ne yazık ki sık karşılaşılmıyor. Kyung Mi’nin işitme engelli olması, çağrı merkezinde çalışması, kendisi gibi işitme engelli olan annesiyle tatil planları yapmasını çok değerli bulduk diyebiliriz. Bas bas “güçlü kadın karakter” diye bağırıyordu.

Bir akşam bedava yemekten yararlanmak için müşterilerle çıkılacak iş yemeğine katılıyor. Ayrımcılık yapmamış olmak için istemeyerek onları yanında getiren patronları yetmezmiş gibi duymuyor, ama en azından güzel kız diyen müşterilerle şakalaşıyorlar. Film bizleri Kyung Mi’nin dünyasına yavaş yavaş dahil ederken, o dünya aynı hızda parçalanıyor.
Kızımız karnını doyuruyor. Kyung Mi’nin annesi (2021 yapımı The Silent Sea, You Raise Me Up, Beyond Evil gibi dizilerden tanıdığımız Kil Hae Yeon tarafından canlandırılıyor. Görünce anasına bak kızını al diyebilirsiniz, yine güçlü ve akıllı bir karakter.) Kızı ile kararlaştırdığı buluşma noktasına giderken yolu Do Shik ile kesişiyor.

Gözüne kestirdiği kurbanları keyifle öldüren ve sonrasında olay yerine çağırdığı polislerle laflayıp sigara içen bir psikopat: Do Shik. Karakteri son dönemin en ilgi çeken yapımlarından Squid Game’den (2021) tanıdığımız Wi Ha Joon canlandırıyor. Bad and Crazy‘deki (2021) “K” rolüyle de bu tarz karakterleri ne kadar iyi oynayabileceğini göstermişti. Aslında bu film onlardan önce çekildi; ancak pandemi nedeniyle seyirciyle daha geç buluştu. Son yıllardaki Gonjiam: Haunted Asylum (2018) ve Shark: The Beginning (2021) filmlerini de listenize eklemenizi öneririz.
Karşılaşmalarına dönelim. Do Shik anneyi gözüne kestiriyor, bıçağını havaya kaldırıyor ancak ani bir kararla o sırada yanlarından geçmekte olan So Jung’un (Extraordinary You, Snowdrop, Secret Royal Inspector & Joy gibi dizilerden hatırlayacağınız Kim Hye Yoon tarafından canlandırılıyor.) peşine takılıyor. So Jung arkadaşlarıyla buluşmak için dışarı çıkmış, ebeveynlerinin ölümünden sonra yalnızca abisiyle yaşayan neşeli bir genç kız.
Do Shik genç kızı bıçaklıyor ve bedenini ara sokağa taşıyor. Kyung Mi annesiyle buluştuktan sonra şans eseri So Jung’un kanlı bir biçimde yattığı ara sokağın başında düşürdüğü ayakkabıları buluyor. Do Shik olanları uzaktan izliyor ve sokağa girdiği takdirde Kyung Mi’yi öldürmeye karar veriyor.

Peki kızımız ne yapıyor dersiniz? Elbette sokağa giriyor ve kendisine yardım etmesi için yalvaran So Jung ile karşılaşıyor.
Yazının bundan sonraki kısmı filmle ilgili sürpriz bozanlar içerebilir, aman tadımız kaçmasın.
Do Shik gerçekten de ilgi çekici bir karakter. (Bu ilgi çekicilikte elbette “psikopat karakteri oynayan karizmatik oyuncu“ların da etkisi var.) Avlarıyla oynamak, o koşuşturmaca, telaş hoşuna gidiyor. Öldürmeyi değil de oyunu seviyor, gerçekten keyif alıyor ve deyim yerindeyse o çocuksu heyecanını ekranın öte yüzüne yansıtıyor. Kızın işitme engelli olduğunu fark edince resmen havalara uçuyor. Oyuncu çok iyi bir iş çıkartmış diyebiliriz.

Kyung Mi’nin o ara sokağa girmesiyle kovalamaca başlıyor. Ana karakter yaşamaya kararlı, tüm hızıyla koşuyor ve tüm gücüyle karşılık veriyor. Maskeli katille adeta kapana kısıldığı otoparktan bir şekilde (şans eseri değil, gerçekten mücadele ederek) çıkıyor. İkilinin aynı arabada bulunduğu bir kısım var, gerçekten tüylerinizi diken diken eden ve katilin iç dünyasına bir nebze yaklaştıran bir sahne. Kyung Mi otoparktan kaçıp annesinin yanına gidiyor ve acil durum lambasını yakıyor. Do Shik kovalamacadan memnun. Gayet rahat bir biçimde anne kızın yanına gidiyor. “Kız kardeşimi bulamıyorum,” diyerek yardım istiyor ve “yardıma ihtiyaç duyan güvenilir yabancı” rolüne girerek kendisini ailenin yanına atıyor. Seyirci ekrana bakıp bakıp çıldırırken katilin yüzünü görmemiş olan Kyung Mi her şeyden habersiz yardım etmek istiyor.
Buradan sonrası karakola gitme, işitme engelli Kyung Mi’nin polislere derdini anlatmaya çalışması, So Jung’un gerçek abisi Jong Tak‘ın (Soundtrack #1 (2022), Nobody Knows (2020), Haechi (2019) gibi dizilerde oynamış Park Hoon canlandırıyor.) karakola gelmesi ve katille yüzleşmesi ile geçiyor. Olayın sonuna yetişen polisler ise bu yüzleşmede toplumun iyi bir üyesi olarak görünen katilimizi değil, Jong Tak’ı suçlu zannediyor. Gerçeği öğrendiklerinde Do Shik çoktan elini kolunu sallaya sallaya uzaklaşmış oluyor.

Do Shik, Kyung Mi’nin adresini karakoldan aldığı evine gidiyor, kovalamaca devam ediyor. Kızımız tüm gücüyle karşı koymaya devam ediyor. Kaçıyor ve akıllıca dövüşüyor. Do Shik gerçekten de kızla oynuyor, dişine layık bir av bulmanın heyecanını yaşıyor. Kızı sadece fiziksel değil zihinsel anlamda da zorluyor.
Ailene mi bir yabancıya mı yardım ederdin, kendini feda eder miydin gibi soruların ardından (sürprizi tamamen kaçmasın, biraz geçelim) Kyung Mi kendisini kalabalık bir sokağın ortasında, insanlara peşinde kendisini öldürmeye kararlı bir katil olduğunu anlatmaya çalışırken buluyor. Filmin sosyal olaylara bakışı burada iyice görünüyor. Kyung Mi elinde bıçakla koşarken insanlar etrafına toplanıyor. Olay yerine gelen Do Shik ise onun hasta kız kardeşi olduğunu söylüyor ve insanlardan rahatsızlık için özür diliyor. İnsanlar telefonlarla video çekiyorlar. Kyung Mi’yi elleriyle Do Shik’e teslim ediyorlar, hem de kelimenin tam anlamıyla. Kızı saklandığı yerden kucaklayıp oğlanın önüne getiriyor, elindeki bıçağa da el koymuşlar onu da Do Shik’e veriyorlar ki; hasta kız birilerine zarar vermesin.
Yine birtakım kovalamacalar, dövüşler ile devam ediyor. So Jung, Jong Tak ve anne ekrana dönüyor.
Filmde can sıkıcı bulabileceğiniz kısımlardan biri son dakikaya kadar gayet planlı ilerlemiş, herkesi kandırmayı başarmış kötü karakterin bir anda kontrolü kaybetmesi olabilir. Ancak Do Shik’in film boyunca gösterdiği davranışları yeniden düşününce, bu kontrol kaybının aslında karakterle uyumlu olduğunu fark ediyorsunuz. Kyung Mi’nin önünde ise saygıyla eğiliyoruz, yaşamak istiyorum diyerek ara vermeden dövüşmesi ve yeri geldiğinde yalvarışlarıyla korku filmlerindeki kurban karakteri nasıl olmalı, nasıl hayatta kalabilir bunun çok güzel bir örneği olmuş. Özellikle Do Shik ile olan o muhteşem son sahne uzun süre unutulmayacaktır. Akıllıca dövüşmek böyle olur dedirtiyor. Jin Ki Joo karakterin yaşadığı duyguları ekrana o kadar başarılı bir şekilde yansıtıyor ki gerilim filmi olmasına rağmen kalbinizi kırıyor.
Bir diğer kurban So Jung da onun kadar olmasa da yine hayatta kalmanın başarılı bir örneği olarak değerlendirilebilir. Yaptığı sinir bozucu, ama gerçekçi seçimlerle Jong Tak ve özellikle karakoldaki sahneleriyle anne yine kendini sevdiriyor.
Her şey sona erdikten sonraki tatil kısmının filme büyük bir katkısı olmamış. Yalnızca Kyung Mi ve annesi olsa daha iyi olabilirdi diyebiliriz. Yine de Do Shik’in kurbanlarının bir araya gelmesi ve iki ailenin birbirlerinde teselli bulmaları ve güler yüzleri ile filme “mutlu son” katması açından değerli bir bitiş olarak değerlendirilebilir.
Peki Güney Kore sahiden bu kadar duyarlı mı?
İçeriği bitirmeden önce, filmde sürekli Güney Kore’ye “vay” dedirten bazı sahnelerden bahsedelim:
- Kyung Mi çalıştığı çağrı merkezinde müşterilerle görüntülü arama ile iletişim kuruyor. Kendisini arayan müşteriler de çoğu zaman işitme/konuşma engelli ve el işareti ile konuşuyorlar.
- Arabadaki minik cihaz sesin yakınlığına göre çizgi çizgi yanıyor, evdeki lambalar sese duyarlı ve ses gelince harekete başlayan oyuncak benzeri cihazlar var.
- Bazı sokaklarda acil durum lambası diyebileceğimiz sistemler mevcut. Bastığınızda aydınlanıyor ve alarm ötmeye başlıyor. Polis hoparlörden size sesleniyor. Siz de cevaplıyorsunuz.
Bir gerilim filminde bu kadar sosyal içerik görmeyi güzel bir ayrıntı olarak nitelendirebiliriz. Ana karakterin kısa da olsa görme şansı bulduğumuz çalışma hayatı, hem bir kadın hem de engelli bir birey olarak iyi görünümlü erkekten daha az az itibar görmesi, kendisinden sadece vahşet beklediğimiz katilin Kyung Mi’ye sürekli toplumun onu dışladığını ve tercih edilmeyeceğini söylemesi gibi bir sürü örnek sahne vardı. Kyung Mi yerde ona yalvarırken, gerçekten buraya geldiğinde insanların seni kurtaracağını mı sandın demesi en fena kısımları olarak söylenebilir.
İçeriğimizi filmi izlediğinizde anlayacağınız, sizleri bas bas bağırtan ve yerinizde zıplatan o sahnenin kamera arkası ile bitiriyoruz. Gülen yüzler sizleri şaşırtmasın, eğlenceli diyebileceğimiz bir sahne değildi.

Mar del Plata Film Festivali, Fantazya Film Festivali, Grimmfest gibi festivallerden ödüllerle dönmüş, izleyiciyi hayal kırıklığına uğratmayan bu filmi kesinlikle öneririz. Keyifli seyirler dileriz!



