Michelangelo Örneklerinde Tarihsel Perspektifin İkonografik Detaylanması

Editör:
Sıla Karaca

İl Divino (İlahi Olan) adıyla bilinen Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni , heykeltıraş, mimar, şair olmasının yanında freskleriyle tarihsel sürece eşlik etmiş bir sanatçıdır. İkonografinin yer aldığı sanat eserlerinde her detayı incelikle işlemesiyle beraber figürlerin yüz ifadeleri, vücut biçimleriyle maniyerizm sanatını İtalyan Rönesansına yansıtmıştır.

Michelangelo’dan Sistine Şapeli’ne: Kıyamet Günü (Son Yargı) Freski

Kıyamet Günü freski ile Michelangelo, 9 yıl boyunca şapeldeki papa kürsüsünün arkasına denk düşen duvarını tamamen kaplamıştır. Freskte İsa’nın yeryüzüne yeniden inişi ve kıyamet günü resmedilir. Ressam, eserin tam ortasına İsa’yı ve yanına Meryem’i yerleştirmiştir. Meryem ve İsa’nın etrafında bir çember oluşturan insanların cennet katına çıkmaya değer görülenleri topraktan çıkarıp yukarıya doğru yönlendiren bir hareket ile tasvir ederken; cehenneme gönderilen insanların ise resmin sağ alt köşesinde bulunan ateşe doğru itildiği resmedilir. Baktığımızda resmin sağ tarafı cennete giden sol tarafı cehenneme giden insanlardan oluşan bir döngü gibi detaylandırılmıştır. Freskin her bir noktasına ustalıkla resmedilen figürlerin ayrı birer sanat eseri niteliği taşıdığını söylemek mümkündür. Aynı zamanda şapelin içindeki konumu itibariyle bu eser, hem boyutu hem büyüleyici kompozisyonu ile şapelin en çarpıcı eseridir.

Papa resimlerle ilgili müstehcen olduğu görüşünü öne sürmüş ve resimlerin kapanmasına sebep olmuştur. Söylenen bir rivayete göre Michelangelo papaya bu konu ile ilgili şöyle bir cevap vermiştir: “Papaya söyleyin, bu küçük bir mesele ve kolaylıkla halledilir. Önce kendisi yaşadığımız dünyayı uygun ve yaşanılabilir bir hale getirsin, sonra da bu tablo aynı uygunluğa girecektir.”

Eseri yatay bir şekilde dört ayrı parça halinde incelersek; en üstte yer alan yuvarlak kesimlerden birinci sıradaki görselde, meleklerin İsa’nın çarmıhını söküp uzaklaştırdıkları, diğer meleklerinde ise dikenli tacı ellerinde tuttukları görülmektedir. İkinci yuvarlak kesimde ise İsa’nın işkence sütununu taşımakta olduklarını görüyoruz. Bazı inanışlara göre, İsa’nın bütün insanlığın günahlarını, ölüm ile ödemek için önce bin bir çeşit işkence gördüğü, en son da çarmıha gerildiğidir. Her ne kadar İslam inancında İsa’nın çarmıha gerilmediği, ruhunun göğe yükseldiği inancı oluşmuşsa da, Hristiyan inancında İsa, insanları büyük günahtan kurtaran önemli bir kişiliktir.

Yuvarlakların hemen altındaki parçada, İsa ve Meryem’in resmin tam ortasında etrafında ise azizler, havariler ve papalardan oluşan bir çember yer almaktadır. İsa’nın havarilerinden biri olan Aziz Bartolomeus’un da çarmıha gerildiği ve derisi yüzüldüğü bilinmektedir. Elinde tuttuğu şey ise derisidir. Eserin genel çerçevesinde sol tarafta kadınlar, sağ tarafta erkekler bulunur.

Üçüncü sıradaki kesimde ise, tam orta sırada meleklerin ince uzun borulara üflemesi, ölülerin mezarlarından dirilerek cennete yükselmesini ya da cehenneme gitmelerini sağlamak içindir. Cennete gitmeye değer görülen ruhlar, gerek melekler yardımıyla gerekse tek başlarına göğe doğru yükselirler. Fakat cehenneme giden ruhlar yukarı doğru çıkmaya çalışırken melekler yardımıyla uçurumdan aşağı atılırlar. İnanca göre, kötülüklerin cezasız kalmaması gerekmektedir. Boruya üfleyen meleklerin yanlarında ellerinde defter tutan melekler de görülmektedir. Cennet tarafındaki meleğin elinde tek ve küçük bir defter varken cehenneme gitmesi gereken ruhların defteri daha büyüktür ve iki melek tarafından tutulmaktadır. Bu da kötülüğe meyilli olan insanların arka arkaya çok fazla kötülük yaptıklarını gözler önüne sermektedir. Başka bir ifade ile terazide kötülükler iyiliklerden daha ağır basar.

Resmin en alt kısmında tam ortada bulunan oyulmuş yer, cehennemin ağzı olarak bahsedilir. Üstünde yer alan teknede ise elinde kürek tutan kişi insanları cehennem çukuruna atmaktadır. Bu da cehennem ateşinden çıkmaya çalışan insanların sopayla tekrar o çukura itilmesinin betimlemesidir. Resmin en alt sağ kısmında yer alan yılana sarılı kişi Cehennem Prensi Minos olarak resmedilmiştir.

Hıristiyan inanç sisteminde kıyamet, sırasıyla gerçekleşeceğine inanılan bir sondur. Yani dünyanın sonu gelir, Tanrı insanları son kez yargılar ve kimileri ödüllendirilirken kimileri cezalandırılır. Bu sıradaki son aşama, ödüllendirilip cezalandırılması aşaması Michelangelo’nun Kıyamet Günü freski ile karşımıza çıkar. Bahsi geçen yargılama İsa’nın ikinci kez dirildiği gündür. İnanışa göre İsa’nın ilk dirilişi ölümünden üç gün sonradır. Bazı metin kurgularına göre İsa, ölümü ve dirilişi arasında şeytanın tutsak almış olduğu kişileri kurtarmak üzere cehenneme iner. İsa’nın cehennemin kapılarını parçalayıp, kişileri kurtarışını konu alan bu sahnenin, bir süre sonra başka görüşlere göre zaman içinde değişim geçirerek İsa’nın ikinci dirilişinde yaşanacak olan olayları anlatan Kıyamet Günü freski ile bağdaşacaktır.

İsa’nın yeniden dirilmesi ikonografide, “Anastasis (diriliş, dirilme)” olarak adlandırılır. Bu kavram aynı zamanda İsa’nın dirilmeden önce cehenneme inişini de ifade eder. Bu kavrama göre İsa önce cehennemdeki dönemin önemli kişilerini kurtarmak için yeraltına gittiği ve onları şeytanın elinde kurtararak, şeytanın hakimiyetine son verdiğine inanılır. Daha sonra insanları dirilterek göklere çıkardığını konu edinir.

Anastasis Örneği Chora Manastırı

Sistine Şapeli’nin En Ünlüsü: Adem’in Yaratılışı Freski

Şapelin 9 ana sahnenin en popüler freski olan Adem’in Yaratılışı, aynı zamanda Michelangelo’nun en tanınan eserlerinin başında gelmektedir. Tanrı’nın ilk insana hayat verişini, şapelin ortasına kurulan iskeleler sayesinde günlerce büyük bir sabırla tavana işlemiştir. Michelangelo’nun bu eseri ile inanç sisteminde bir darbe niteliği yaratmıştır. Çünkü Tanrı bu eser ile ilk defa vücut bulmuştur. Freskin arka planı çabasızlığı ne kadar ön plana çıkarsa da, insan vücutlarının, kaslarının ve Tanrı’nın insan beyninin içinde, büyük bir incelikle detaylandırılması eseri üst düzey özel bir noktada konumlandırmaktadır. Tanrı’nın insan beyninin içinde yer alması ile verilen mesaj Tanrı’nın zihnimizin içinde her zaman bizimle olduğunu fark ettirmektir. Adem’in yerde yatar pozisyonu ile Tanrı’nın parmağını dokunup ona can vermesini beklediği resmedilmiştir. Tanrı’nın şefkatli gözleri ve Adem’in muhtaç bakışları o duyguyu freskten bile izleyiciye geçirmektedir. Parmaklar arasındaki boşluk altın oranla çizilmiş olarak dile getirilir. İncil’de Tanrı’nın insanı kendi suretinde yarattığı belirtilmiştir. Bu sebeple eserde, Adem’in fiziksel olarak Tanrı’ya benzetildiği ve insanın Tanrı görünümünde olduğu resmedilmiştir. Tanrı ve insanı ayıran tek özelliğin Tanrı’ya eklenen beyaz saç sakalıdır ve bu, Tanrı’nın bilgeliğini ön plana çıkarmak için şekillendirilmiştir. Tanrı’nın sol kolunun altında himayeye aldığı figür ile de, Havva’nın resmedilmiş olduğu iddialar arasındadır.

Adem ve Havvanın Yaratılışı olarak da adlandırılan eser

Michelangelo’nun Baş Mimarlık Eseri: Aziz Petrus Bazilikası

Hıristiyanlığın başkenti olan Vatikan’da şehrin tam ortasında bulunan Aziz Petrus Bazilikası’nın 1547 yılındaki baş mimarı Michelangelo’dur. Aziz Petrus, Katolik inanışına göre ilk papa ve İsa’nın varisidir. İsa’ya olan bağlılığı ile tanınır ve birçok kere ona olan bağlılığı üzerine yeminler etmiştir. Bu sebeple insanlar tarafından önemli görülen bir din adamıdır. Anlatılanlara göre İsa, öleceği gün yaklaşırken Petrus’tan yardım ister fakat Petrus arkadaşına yardım etmez. Daha sonra Petrus’un çarmıha gerileceği sırada İsa’ya sırtını döndüğü için cezalandırılır ve çarmıha ters gerilerek öldürülür. Bazı inanışlara göre Petrus’un kendi pişmanlığı dolayısıyla bu istekte bulunduğu da söylentiler arasındadır. Ters çarmıha gerilme de ters haçın yani şeytanın simgesidir. Bu olaydan sonra ters haç ihanetin ve değersizliğin sembolü olarak Petrus Haçı olarak adlandırılmaya başlanmıştır.

Petrus Haçı örneği

Bazilikanın kubbesi Michelangelo’nu ustalık eseri olarak adlandırılır. Görkemli yapısıyla yapının en çok göze çarpan bölümüdür. Ayrıca bu eser dünyanın en yüksek kubbesi niteliğini de elinde tutmaktadır. Michelangelo, Raphael, Bramante, Bernini gibi büyük heykeltıraşların göz alıcı heykelleriyle donatılan bazilika, Rönesans ve Barok Mimarisine yönelik tasarlanmıştır.

İç mekan bölümünü Michelangelo’nun tasarladığı kubbenin hemen altında dev harflerle latince olan: “sen Petrus‘sun ve ben bu taşın üstüne kilisemi kurucağım. Sana da gökler krallığının anahtarlarını teslim edeceğim” yazar. 

Yapının içindeki Pieta Heykeli’de Michelangelo’nun eserlerinden birisidir. Pieta Heykeli, İsa’nın çarmıha gerilmesinin ardından Meryem’in oğlunu kucakladığı an şekillendirilmiştir. Anne ve oğul arasındaki bağ, annenin yüzündeki acı ve ıstırap öyle eşsiz bir şekilde şekillendirilmiştir ki, heykeli en iyiler arasında konumlandırmaktadır. Dizleri üstüne çökmüş bir anne ve kucağında oğlunun cansız bedeni… Oğlunun vücudundaki yara izleri, dikenli tacın yüzünde oluşturduğu çizikler sonucunda yüzünün kanla kaplı olması ve bu şekilde, oğlunun cansız bedenini kucağına alan bir annenin yüreğindeki acının, yüzüne vurmuş halini, oğlunun acısına ortak olan, onunla aynı duyguları paylaşan bir anneyi bu heykel çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir. Michelangelo, Meryem’in, İsa’nın kolunu kavrayışını ve parmaklarının gergince duruşunu oğlunu bırakmak istemeyen bir anne olarak tasvir etmiştir.  İsa’nın saçlarının Meryem’in kolundaki duruş detayı, Meryem’in başörtüsündeki detaylar, ölü bir bedenin bu denli eşsiz bir şekilde tasvir edilmesi Michelangelo’nun muhteşem bir heykeltıraş olduğunda kanıttır. Bu heykeli diğer eserlerden ayıran en önemli özellik Michelangelo’nun imzasının olduğu tek eserdir. Meryem’in göğsünün üstünde geçen kemerde Michelangelo’nun imzası yer almaktadır. İmzanın asıl sebebi Michelangelo’nun Roma seyahatinde tesadüfi bir şekilde heykelinin başkaları tarafından satıldığını gördükten sonra gelişen bir olaydır. Eser zamanında bir jeologun çekiçle saldırması sonucu zarar görmüştür. Kopan parçaları tekrar yapıştırılmış ve kurşun geçirmez bir cam arkasında saklanmaktadır.


web

web

web

web

Öne Çıkan Görsel: web

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks