Metafizik Sanat: Rahatsız Edici Düş Manzaraları

Editör:
Seval Hacoğlu

İnsan, gündelik varoluşunda, daima görünen gerçekle muhatap olurken; görünmeyen kutsal gerçekliğe olan merakını göz ardı edemediği için ikisi arasında bir birlik kurma çabasıyla ilham anlarında görülen metafiziksel varoluşlara tutunarak daha derin bir boyut arama çabasında buluyor kendini. İkilikler dünyasına mecburen insanın bu çabasından doğan gerilimden en çok sanat besleniyor gibi gözüküyor. Hatta belki de sanatın kendisi bu gerilimden doğuyor.

Şimdiye kadar ki en saplantılı resimlerin mimarı olan Bosch‘un kendi fantastik dünyasından, çökmekte olan modern insanın ümitsizliğine doğurduğu Dünyevi Zevkler Bahçesi (The Garden of Earthly Delights) eseriyle Tanrı’nın Dünya’yı yaratışından itibaren tüm varoluş serüvenine kısa bir yolculuğa çıkarak başlıyoruz.

Bu yazımızda, tanıklık ettiğiniz tablonun incelemesiyle 20.yüzyıl öncesine ait gerçeküstü mekânsal kurguları; Hieronymus Bosch’un rahatsız edici düş manzaralarını inceleyeceğiz.

20. Yüzyıl Öncesinde Çağını Aşan Tasvirler

Hieronymus Bosch The Garden of Earthly Delights The exterior shutters

Garden of Earthly Delights, yaradılışın üçüncü gününü (dünyevi cennetin Tanrı tarafından yaratıldığı günü) tasvir eden dış kapılarıyla şehvetin doruğundaki esrarengiz dünyalar için zarif bir şekilde sahneyi bizlere hazırlıyor.

Tek bir anlatı olarak ele alındığında, tutku ve zevkle tüketilen insanlığın ateşli kaderini gösteren tablo triptik katlanıp açıldığında, kapılarını bir parçası olduğumuz üç farklı dünyaya aralıyor.

The Garden of Earthly Delights by Bosch

Cennet Sahnesi

Sol panelde Cennet Bahçesi var; Tanrı, sevgi ve şehveti imalarla Havva’yı Adem’e tanıtıyor. İncil’in dönüm noktalarından biri olan “yaradılışın üçüncü günü” tasviriyle başlayan eser yine Bosch’un hayal gücüyle İncil’deki anlatımı sürdürüyor.

Bosch burada ortak bir temayı işliyor. Âdem ile Havva Cennette, aşka ve şehvete göndermelerle. Havva’nın lütuftan düşüşünü (elmanın o ölümcül ısırığı) tasvir etmek yerine, Tanrı’nın Havva’yı Adem’e sunduğunu gösteriyor. Figürlerin çevresinde fışkıran çeşmeler, verimli meyve ağaçları ve gelecek hazlara, onlardan beslenen kaosa işaret eden çok çeşitli yaratıklar görüyoruz.

Dünyevi Zevkler Bahçesi

Sol ve sağ panellerin arasındaki rüya gibi gerçeküstü bir dünyevi mutluluk manzarasını tasvir eden büyük merkezi panelde ise çıplak, her türlü hareketinde şehvetin okunduğu insanlarla dolup taşan bir zevk bahçesiyle, Dünyevi Zevkler Bahçesi ile karşılaşıyoruz.

İnsanlar dev kuşların ağızlarından ziyafet çekiyorlar, çiçek yaprakları ve havuzların içinde çılgınca bir araya toplanıyorlar. İşler kesinlikle tuhaflaşıyor. Her bir figür bambaşka bir alegorinin bambaşka bir kompozisyonun kilit noktası haline geliyor.

Orta paneli kaplayan hayvanlar da cinsel dürtüleri uyandırıyor. Burada birkaç kez karşımıza çıkan balıkların eski Hollanda atasözlerinde fallusa gönderme yaptığını biliyoruz. Boğaların, atların ve fantastik yaratıkların sırtına binen figür sürüsü de aynı şekilde hayvanların iştahını ve seks eyleminin kendisini ima ediyor. Ancak bu figürler kesinlikle keyif alırken, Bosch aynı zamanda bedensel zevklerin geçiciliğine ve onu takip edecek kadere de işaret ediyor. Orta panelin her iki yanına yerleştirilen dev, böcek gözlü baykuşlar, Bosch’un zamanındaki kötülüğü simgeledikleri şeklinde yorumlanıyor.

Dirk Bax ve Walter S. Gibson gibi akademisyenlerin öne sürdüğü gibi, sekse işaret eden orta çağ sembolizmi bu panelin her yerindedir. Walter Gibson, Bosch’un sanatsal dilini şöyle tanımlıyor.

 “Formların gözlerimizin önünde titreştiği ve değiştiği bir rüyalar ve kabuslar dünyası”.

Bazı sanat tarihçilerine göre ise bu orta panel yıkım ve çöküşten önceki geçici ve eğlendirici yozlaşmayı gösteren bir alegori olduğu şeklinde yorumlanıyor.

Cehennem Sahnesi

Son panelde ise kasvetli ve mizahi açıdan tuhaf bir Cehennem Sahnesi var. Dünyevi Zevkler Bahçesi‘nde hakim olan şehvet ve ziyafet, Boch’un cehenneminde açgözlülüğe, yanan şehirlere, işkence odalarına ve insan yiyen yaratıklara yerini bırakıyor.

Laik müzik çaldıkları için cezalandırılanlara enstrümanlarla işkence yapılıyor; bir adam tüm vücudunu arp çalmaya feda etmekle cezalandırılırken bir diğeri ise vücuduna kazınan notalarla bu hayata boyun eğmek zorunda bırakılıyor.

2015 yılında bu notalar üniversite öğrencisi Amelia Hamrick tarafından “500-Year-Old Butt Song From Hell” ismiyle yazıya döküldükten sonra hayata geçiriliyor.

Fısıldayan ve işaret eden figürler, eserin bir konuşma parçası olarak amaçlanan rolünü vurguluyor gibi görünüyor. Bazı akademisyenler de bu noktada tablonun işlevini bir sohbeti durmaktansa başlatmak olabileceği şeklinde yorumluyor; yeniden uyanış gibi, dinsel bir reform gibi.

Ekonomik dönüşümlerin, sosyal çatışmaların, veba salgını ve açlık felaketlerinin kol gezdiği; dinsel inandırıcılığa dair hiçbir şeyin kalmadığı o dönemde tüm bu karmaşanın içerisinden, Bosch’un kurguladığı fantastik atmosfer ve metafizik mekân içeren, cennet ve cehennemi betimleyen “Dünyevi Zevkler Bahçesi” isimli tablosu doğmuştur. Dönemin ressamları İncil’den sahneleri işlemekteyken, Bosch’un insanoğlunun ruhlarındaki uçurumları, hazlarını, hazların doğurduğu günahkarlığı ve birbirine içkin hataları olağanüstü bir dille yansıttığı düşlerine tanıklık ettik. Bu şekilde cehennemin kasvetini tuvaline işlerken; manzarayı, insanları, hayvanları ve gerçeküstü varlıkları aynı atmosfer içerisinde eriterek cehennem tasvirine rahatsız edici bir gerçeklik kazandırmasına da…

Dini konular üzerinde temellenen Bosch’un çalışmalarının çoğunda olduğu gibi, Dünyevi Zevkler Bahçesi hakkında 1605’te José de Siguenza tarafından yapılan birden
fazla yorum vardır: Resmi, belki de en popüler çevirisi olan “insanlığın utancına ve günahına ilişkin hicivli bir yorum” olarak nitelendirdi. Siguenza’nın tespitine göre; “Bosch’un çığlıklarla dolu, taşkın cehennem sahnesi, cehennem yaratıklarını ve ortamını son derece ayrıntılı bir doğalcılıkla resmettiği için öyle inandırıcı bulundu ki, insanlar bunların sadece ressamın hayal gücünün ürünü olduğuna inanmadılar”.

Bosch’un çalışmaları gücünü yalnızca yenilikçi, merak uyandıran sembolizminde değil, aynı zamanda zamanın ötesindeki insani dürtüleri dizginleme ve bunları büyüleyici bir alaka düzeyiyle çağdaş izleyicinin dünyasına yansıtma becerisinde de yatıyor. Korkutucu görüntülerin her detayına işlediği ahlakçı mesajla insanlığa, dünyada yaptığı hataların sonucunda çekecekleri azabı hatırlatıyor.


Kaynakça:

  • Bosch Virtual Reality Experience, The Hunt Museum. Web
  • Dünyevi Zevkler Bahçesi, Canan Önerli, MozartCultures, 2020. Web
  • Drift Through The Dreamscapes of a Brilliant Metaphysical Artist, Thomas McMullan, Alphr, 2016. Web
  • Gerçeküstü Sanat Akımının Kurgusal Mekânlara ve Metaverse Kavramına Katkısının Norm Bağlamında İncelenmesi, Mimarlık Bilimleri ve Uygulamaları Dergisi Araştırma Makalesi, DergiPark, 2022. Web
  • Hieronymus Bosch’s “Garden of Earthly Delights,” Explained, Alexxa Gotthardt, Artsy, 2019. Web
  • Hieronymus Bosch ve Dünyevi Zevkler Bahçesi, Tarihli Sanat, 2014. Web
  • Kutsal Sanat Metafiziği, Muharrem Hafız, Bülten 96-97, Bilim ve Sanat Vakfı, 2024. Web 
  • Resimde Metafizik Mekan ve Görüngüler, Serna İzel Kaya, Yakın Doğu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020. Web
  • The Garden of Earthly Delights, Michael Schwarz, Guided By Art, 2020. Web

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks