“Caravaggio’nun çalışmasında başlayan şey, oldukça basit bir şekilde modern resimdir.”
André Berne-Joffroy, 20. yüzyıl Sanat tarihçisi
Barok dönemin önemli ve karanlık temsilcilerinden Caravaggio’un ilahi karakterleri günlük hayatımızda karşılaşabileceğimiz sıradan insanlarmış gibi resmettiği tuval üzerine yağlı boya ile aktardığı tabloyu; Meryem’in Ölümü (The Death of the Virgin) 1601-06 yılları arasında resmetmiştir.
Caravaggio bu resmi Roma’da bulunan Santa Maria Della Scala Del Trastevere Kilisesi için yapmıştır. Fakat kilise rahipleri bu resmi kabul etmemiştir. Bunun en büyük sebepleri şüphesiz ki Meryem Ana’nın, nehirde ölü bulunan bir kadının model alınarak resmedilmesi ve onun başucunda duran havarilerini de sıradan insanlar gibi gösterilmesidir. Bu alışagelmiş bir durum değildir. Önceki dönemlerde resmedilen Meryem Ana tasvirleri melek eşliğinde, gülümseyen yüzlerle resmedildiği görülürken Caravaggio ise insanların, kutsal saydığı bu kişileri ve olayı ilahi bir şekilde resmetmektense ölümün acı yanını ve sıradanlığını göstererek aktarmıştır. Bu tasviri ile döneminde eleştirilmesi kaçınılmaz olmuştur.

Kilise tarafından resim kabul edilmese de uzun bir süre diğer sanatçılar tarafından taklit nesnesi haline dönüşmüştü. Resmin macerası bu şekilde son bulmamaktadır. Resim önce İngiliz kral I. Charles’a getirildikten sonra birkaç kez daha el değiştirmiştir ve günümüzde Paris’te Louvre Müzesinde sergilenmektedir.
Tablo Okuması
Rönesans sonrası Barok dönem resimlerinde önceki dönemlerden farklı olarak ışığın vurgulanmak istenen yere doğru yönlendirildiğini ve ana hatlarıyla karanlık bir temanın hakim olduğunu Meryem’in Ölümü tablosunda da görmekteyiz. Caravaggio, nesnelerin, figürlerin ve giysilerin hacimlerini yansıtmak için ışık ve gölge nüanslarından yararlanmıştır. Ama her şeyden önce, bu süreçte, göz kamaştırıcı bir ışıkla vuran Meryem’in fiziksel varlığını vurgular. Sanatçı, bir sıra açık alanla derinlik yanılsaması yaratır: seyirci ön planda Mecdelli Meryem’in boynunun arkasından, Meryem’in yüzüne, havarilerin ellerine ve başlarına geçerek tablonun adeta içine girer.
Meryem’in Ölümü tablosu, 369*245 santim ebatlarında yapılmıştır. Figürler neredeyse gerçek boyutlarındadır. Meryem, sade bir kırmızı elbise giymiş olarak uzanmış halde yatmaktadır. Sarkık baş, sarkık kol, şişmiş, yayılmış ayaklar, bir ölümlünün cesedinin oldukça ham ve gerçekçi bir görüntüsünü tasvir eder niteliktedir. Caravaggio, Meryem’in kutsallığını belirtmek için geleneksel olarak kullanılan ikonografiyi tamamen terk eder. Bu bedende, dindar adanmışlık içeren resimlerdeki saygılı temsilden hiçbir şey kalmamıştır. Hıçkırık, keder, ve sessiz bir feryat ortamdaki duygusal sessizlikten okunur adeta. Meryem’e baktığımızda başında çok da belirgin olmayan ince bir hale olduğunu görmekteyiz. Bu hale detayı, resimde sıradan bir insana ait olmayan tek detay olarak göze çarpmaktadır. Bakire’nin kutsallığı bu silik haleyle anlaşılır.

Resme biraz daha yakından bakınca ise Meryem’in teninin son derece solgun olduğu, karnının ölümün insan vücudunda yarattığı etkiden dolayı şişmiş olduğu, sağ elinin yüzük parmağının saklanmış gibi durduğunu -cansız bir bedenin hareketsizliği- saçlarının ve elbisesinin dağılmış bir halde olduğu görülmektedir. Ölümün hayatın bir gerçekliği oluşunun yansımasını bu şekilde resmetmiştir. Caravaggio, Meryem’in ayaklarını tuvale, nispeten biraz daha çirkin -ya da nispeten gerçekçi- aktarmıştır. Ayrıca Meryem’in diğer insanlara kıyasla daha belirgin resmettiği de açık bir şekilde görülmektedir.

Havarilerin acı bakışları ile birlikte ışığın Meryem’in üzerine düşürüldüğü görülmektedir. Meryem’in etrafını saranların ise; kederli, elleri ile yüzünü kapattığı, derin düşüncelere daldığı ve uzaklara bakıyor olduğu görülmektedir.

Kırmızı perde, Meryem’in kıyafetinin kırmızısı ve havarilerin kıyafetlerinin yeşil rengiyle daha da vurgulanmakta. Caravaggio, birbirleri ile tamamlayıcı renkler kullanarak renk uyumu yakalamıştır ki bu da sahnenin dramatikliğini arttırmaktadır. Perdenin zarif dökümleri dikkatleri üzerine çeker, perdenin aşağısına doğru yöneldiğimizde Meryem’e dönmüş yüzleri fark ederiz. Yani, perdenin dökümleri bizi Meryem’e yönlendirmektedir.

Resmin ön sağ kısmında yer alan genç kadının, umudunu yitirmiş, ölümün getirdiği çaresizlik duygusu ile üzgün bir şekilde Meryem’e sırtını dönmüş ve kafasını öne eğdiği görülmektedir. Hemen ayağının yanında ise sanki dokunsak alabilecekmişiz gibi duran boş bir bakır leğen görülmektedir. Varsayımlara göre, Caravaggio adeta burayı resme bakan izleyiciler için ayırarak onları da karanlık, kederli sahneye dahil etmek niyetindedir.
Caravaggio’un en önemli tablolarından biri olan ‘Meryem’in Ölümü’ tüm bu ince detayları, hissettirdiği güçlü keder duygusu ile ve türdeşlerinden farklılığı ile günümüzde de Barok dönemin önemli eserlerinden biri olarak adından çokça söz ettirmektedir.
Kaynakça:
– Caravaggio’un Sırrı Sanatın Gücü,D’orazio Castantino, Çiğdem Arılı Cengiz,2015
– https://www.caravaggio.org/death-of-the-virgin.jsp#prettyPhoto
– Smarthistory
– Analysis of Cravaggio’s “Death of the Virgin” (Dec. 2015), Shiva Pedram
– https://www.khanacademy.org/humanities/renaissance-reformation/baroque-art1/baroque-italy/v/caravaggio-death-of-the-virgin-1605-06