1998 yılında yayımlanan Mezzanine, yalnızca Massive Attack diskografisinde değil, elektronik müzik tarihinin genelinde de bir kırılma noktası olarak anılır. Bristol çıkışlı grubun üçüncü stüdyo albümü, trip-hop‘un loş sınırlarını aşarak endüstriyel dokular, post-punk referansları ve yoğun bir duygusal gerilimle örülmüş bir ses evrenine dönüşür. Bu dönüşümün ardında, grubun kendi iç dinamiklerindeki çatışmalar kadar dönemin teknolojik ve kültürel değişimleri de etkili olmuştur.
Albümün yapımında analog ve dijital kayıt yöntemlerinin iç içe geçmesi, dönemin teknolojik geçiş dönemini de simgeler. Massive Attack, kesitleri bilinçli biçimde bozarak yeniden kurgular; The Velvet Underground ve The Cure gibi isimlerden alınan sesler, albüm boyunca karanlık bir dokunun içinde erir. Bu yaklaşım, müziğe neredeyse sinematografik bir derinlik kazandırır. Vokallerde Elizabeth Fraser‘ın “Teardrop”taki kırılgan yorumu ile 3D’nin Inertia Creeps ve Horace Andy‘nin “Angel”daki manevi gücü, albümün dramatik eksenini oluşturur.
Öyleyse, Mezzanine‘in o karanlık frekanslarına adım atalım ve metalik yankıları, solgun vokalleri ile şehir ışıklarının altında titreşen bu albümde neler gizli, birlikte keşfedelim!
Mezzanine’in Çatışmayla Şekillenen Süreci

Mezzanine‘in yapım süreci, Massive Attack’in en zorlu dönemlerinden biriydi. 1997 yılında Londra’da başlayan kayıtlar boyunca grup üyeleri Robert “3D” Del Naja, Grant “Daddy G” Marshall ve Andrew “Mushroom” Vowles arasında ciddi fikir ayrılıkları yaşandı. 3D, albümün daha deneysel, elektronik ve karanlık bir yapıda olmasını isterken; Mushroom, grubun önceki albümlerindeki daha sıcak, hip-hop temelli tınıların korunması gerektiğini savunuyordu. Daddy G ise bu iki yaklaşım arasında denge kurmaya çalıştı.
Bu anlaşmazlıklar stüdyo ortamına doğrudan yansıdı. Üyeler çoğu zaman ayrı zamanlarda çalıştı ve kayıt süreci giderek bireysel üretimlere dönüştü. 3D‘nin yoğun ses manipülasyonları, analog kayıtları dijital biçimde bozarak yeniden kurgulaması, albümün karakteristik karanlık atmosferini oluşturdu. Ancak bu yönelim, Mushroom tarafından grubun özgün sound’undan uzaklaşmak olarak değerlendirildi. Sonuçta 3D’nin vizyonu ağır bastı ve Mezzanine bu doğrultuda şekillendi. Albümün yayımlanmasından kısa süre sonra Mushroom, grupla yollarını ayırdı.
Bu süreç, Mezzanine‘in genel havasını da belirledi. Albüm, yaratıcı iş birliği kadar içsel çatışmanın da bir ürünü olarak, Massive Attack‘in müzikal evriminde önemli bir dönüm noktası hâline geldi.
1. Angel
Albüm açıldığında, ilk birkaç saniye boyunca yalnızca o titreşimi duyuyorsu; yavaşça yaklaşan bir uğultu, nabız gibi atan baslar… “Angel” dinleyiciyi hemen içine çeken, neredeyse bedensel bir gerilim yaratıyor. Horace Andy‘nin vokali ise bu yoğun ses duvarının arasından bir tür dua gibi yükseliyor; ne tamamen teslimiyet ne de direnç.
Şarkının kökeni, aslında Horace Andy’nin daha önce seslendirdiği “You Are My Angel” adlı reggae parçasına dayanır. Massive Attack, bu eski parçayı yeniden yorumlarken orijinalin sıcak, romantik tınısını neredeyse tamamen söküp atar. Geriye yalnızca iskelet kalır: Sevgiden çok saplantıyı, bağlılıktan çok bağımlılığı çağrıştıran bir hâl. “Angel” bu yüzden bir aşk şarkısı gibi başlar ama ilerledikçe sahiplenme, korku ve teslimiyet duygularına evrilir.
Her eyes
(Gözleri)
She’s on the dark side
(O karanlık tarafta)
Neutralize
(Nötrleşme)
Every man in sight
(Manzaradaki her adam)
Love you, love you, love you…
(Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum)
2. Teardrop
Albümün ikinci büyük odak noktası “Teardrop”. Şarkının vokalini Elizabeth Fraser söylüyor; aslında başta Madonna düşünülmüştü, ancak Fraser’ın yorumu parçaya benzersiz bir kırılganlık kazandırıyor. Fraser, o dönemde Jeff Buckley ile yaşadığı duygusal karmaşıklıkları şarkıya taşıyor ve bu durum “Teardrop”un hem içsel hem de dışa dönük bir derinliğe sahip olmasını sağlıyor.
Parça, minimalist bir ritim üzerine inşa edilmiş; bas ve davullar sürekli bir dalgalanma yaratıyor. Elizabeth Fraser’ın vokali, şarkının ortasında adeta bir odak noktası gibi yükseliyor ve albümün genel karanlık atmosferine rağmen anlık bir açıklık sunuyor.
Love, love is a verb
(Aşk, aşk bir fiil)
Love is a doing word
(Aşk yapılan bir kelime)
Fearless on my breath
(Korkusuzca nefes alıyorum)
Gentle impulsion
(Yumuşak dürtü)
Shakes me, makes me lighter
(Beni sarsıyor, hafifletiyor)
Fearless on my breath
(Korkusuzca nefes alıyorum)
3. Inertia Creeps
“Inertia Creeps”, Massive Attack diskografisinin belki de en huzursuz, en tekinsiz parçasıdır. Geriye doğru işleyen ritimler, Arap ezgilerini andıran kesitler ve tedirgin bir vokal; her şey yerinden hafifçe kayıyor.
Robert “3D” Del Naja bu şarkıyı, ilişkilerdeki yavaş yavaş çürüyen bağlılık hissinden yola çıkarak yazmıştır. “Inertia creeps, moving up slowly” dizesi, hem fiziksel hem duygusal bir duraksamayı anlatır; bitmesi gerektiğini bildiğin bir şeyin içinde kalmaktır. Massive Attack, burada trip-hop’un tipik atmosferinden öteye geçip, kişisel bir yabancılaşmayı sesle biçimlendiriyor.
Recollect me darling raise me to your lips
(Hatırla beni sevgilim, dudaklarına yükselt beni)
Two undernourished egos four rotating hips
(İki yetersiz beslenmiş ego, dört dönen kalça)
Hold on to me tightly I’m a sliding scale
(Bana sıkıca sarıl, Ben değişken bir ölçeğim)
Can’t endure then you can’t inhale
(Nefes alamadığında dayanamazsın)
4. Dissolved Girl
“Dissolved Girl”, Mezzanine’in en içe dönük şarkılarından biridir. Sarah Jay Hawley‘nin sesi yorgun ama açık bir anlatı taşır. Dinleyiciye sessiz bir yüzleşme hissi verir. “Shame, such a shame” dizesi suçluluk ve kabullenişi öne çıkarır. Massive Attack bu atmosferi elektronik bir alt yapıyla kurar. Derinden gelen bas hattı ve yavaş ritim, parçaya baskı hissi katar.
“Dissolved Girl”, bir ilişkinin ardından yaşanan durgunluğu ve duygusal mesafeyi anlatır. Duygular hâlâ hissedilir durumdadır ancak hareket yoktur. Parça, hem içsel bir yorgunluğu hem de soğuk bir sakinliği aynı anda hissettirir. Bu yönüyle albümün genel atmosferini en iyi yansıtan şarkılardan biridir.
Shame, such a shame
(Utanç, ki ne utanç)
I think I kind of lost myself again
(Galiba bir şekilde kendimi tekrar kaybediyorum)
Day, yesterday
(Gün, dün)
Really should be leaving but I stay
(Gerçekten gidiyor olmalıyım ama kalıyorum)
5. Man Next Door
Günlük hayatta hissedilen gerilimi ve bulunduğu yere yabancılaşmayı yansıtan “Man Next Door”, albümün karanlık temasıyla uyumlu bir parça olarak öne çıkıyor. Parça, John Holt’un 1973’te seslendirdiği “Man Next Door” şarkısına dayanmaktır. Massive Attack bu parçayı yeniden yorumlayarak reggae kökenli tınıyı daha karanlık ve ağır bir atmosfere dönüştürmüştür.
Vokali Horace Andy söylüyor; sesi sakin ama mesafeli, parçaya gizemli bir hava katıyor. Bas hattı derin ve sürekli ilerliyor, ritimler ise hipnotik bir biçimde tekrar ediyor, böylece parçaya hem yoğunluk hem de baskı hissi kazandırıyor.
I’ve got to get away from here
(Buradan uzaklaşmam gerek)
This is not a place for me to stay
(Burası yaşanacak yer değil)
I’ve got to take my family
(Ailemi de alıp gitmeliyim)
And find a quiet place
(Huzurlu bir yer bulmalıyım)
6. Black Milk
“Black Milk”, albümün karanlık ve gerilimli atmosferini sürdürür. Vokali Elizabeth Fraser söylüyor; sesi güçlü ve net, parçaya hem soğuk hem de yoğun bir his katıyor. İçten içe kaynayan, fark edilmeyen öfke ve kırılganlık hissi, Fraser’ın vokaliyle vurgulanıyor ve dinleyicide rahatsız edici ama hipnotik bir etki bırakıyor. Ritimler yavaş ilerler, bas hattı derin ve sürekli bir baskı yaratıyor. Elektronik dokular, parçanın gergin ve yoğun havasını destekliyor.
“Black Milk”, bastırılmış öfkeleri, bireysel duygusal çözülmeleri ve ilişkilerdeki sinsi gerilimleri işleyerek albümün genel karanlık, yabancılaşmış ve tedirgin atmosferini net biçimde yansıyor.
You’re not my eater
(Benim tüketicim değilsin)
I’m not your food
(Senin yemeğin değilim)
Love you for God,
(Tanrı için seviyorum seni)
Love you for the Mother
(Ana için seviyorum seni)
7. Group Four
“Group Four”, albümün final öncesi doruk noktasıdır ve Mezzanine’in gerilimini zirveye taşır. Vokalleri 3D ve Elizabeth Fraser birlikte söylüyor; 3D’nin daha karanlık ve kontrollü tonu, Fraser’ın güçlü ve kırılgan sesiyle birleşerek parçaya dramatik bir yoğunluk katıyor.
Şarkı, ilişkilerde biriken öfke, kırgınlık ve hayal kırıklıklarını anlatır; bir ilişkinin veya hayatın kontrolden çıkma anını temsil eder. Sözler açık bir hikâye sunmaz, ama duygusal yük ve içsel çatışmayı hissettiren bir katman oluşturur.
“Group Four”, Mezzanine’de bastırılmış duyguların yüzeye çıktığı, karanlıkla içsel çözülmenin kesiştiği bir parça olarak öne çıkar. Albümün genel atmosferini tamamlar; yabancılaşma, kontrol ve içsel direniş temalarını güçlü bir biçimde bir araya getirir.
I see to bolts, put key to locks
(Civataları kontrol ederim, kilitleri anahtarla kapatırım)
No boats or rocks, I’m free to roam
(Ne sallanan tekneler ne engeller var, özgürce dolaşabilirim)
On dummy screens and magazines
(Sahte ekranlar ve dergiler arasında dolaşırım)
Think that I lay next to you
(Senin yanında uzandığımı düşün)
Wasting time when I could do
(Yapabileceğim şeyler varken zaman harcıyorum)
8. Exchange
Albümün kapanış parçası “Exchange”, Mezzanine’in yoğun karanlığına karşı daha açık, neredeyse ferah bir tını sunar. Massive Attack bu parçada, 1963’te Ruby & The Romantics tarafından seslendirilen “Our Day Will Come” adlı parçadan alınan bir kesit kullanır. Şarkının bestecileri Mort Garson ve Bob Hilliard’dır; grup, bu sample’ı parçanın soul köklerine bir selam niteliğinde işler.
Sample’ın yumuşak tınısı, albüm boyunca biriken gerilimin ardından gelen âdeta çözülme hissi yaratır. Aynı zamanda sessizliği bir tür cevap olarak kullanır; sanki her şey söylendikten sonra geriye yalnızca sesin yankısı kalmıştır.
Kaynakça:
- Massive Attack. Spotify. Web. Erişim tarihi: 17.10.2025
- Paphides, Pete. “Massive Attack’s Mezzanine: The Sound of Dread.”. BBC Culture. 23 Nisan 2018, Web. Erişim tarihi: 17.10.2025
- Petridis, Alexis. “Massive Attack: How We Made Mezzanine.”. The Guardian. 20 Nisan 2018. Web. Erişim tarihi: 17.10.2025
- Öne çıkarılmış görsel: massiveattack.ie