Salgınla beraber hayatlarımıza dahil olan maskeler, birçok alanda ilham vermeye devam ediyor.
Peki bugünlerde maske denildiğinde akıllarımıza ilk ne geliyor? Salgın öncesi maske yalnızca gerekli meslek gruplarınca ve insanlar tarafından gerekli durumlarda kullanılan bir gereçti. Koruma amaçlı kullanılan maskenin dışında kozmetik maskeler ve bir de yapma yüz diye tabir edebileceğimiz çeşitli biçimlerde maskeler de var tabii. Mecazen de sık kullandığımız bir kelime maske ancak işin o kısmına pek değinmeyelim. Salgın sürecinden önce maske kelimesini ilk duyduğumuzda birçoğumuzun aklına ilk gelen çocukken izlediğimiz Maske adlı çizgi filmdir şüphesiz. Ve Stanley İpkiss; film uyarlamasında Jim Carrey’nin hayat verdiği karakter ile özdeşleşmiş, Stanley’i fantastik bir süper kahraman yapan o maske…
Maskeli baloları da unutmamak gerek; ancak şimdilerde buluşmalar, kutlamalar, vedalar da maskeli.
Güncel yaşamın tam içinden gelen, insanlık ile maskenin arasındaki ilişkiyi metafor olarak sorgulayan sergide, maskenin her yönüyle tüm insanlık üzerindeki etkileri ve yansımaları vurgulanıyor.
Serginin, Maske / Çağrışımlar adı altında farklı yorumlarıyla bir araya getirdiği sanatçılar arasında; Alp İşmen, Aykut Erol, Beyza Boynudelik, Enis Karavil, Felekşan Onar, Ferhat Özgür, Fırat Engin, Gülcan Şenyuvalı, Gülten İmamoğlu, Halit Berker, Hatice Gökçe, İrfan Önürmen, Mehmet Kavukçu, Kerem-Merve Ariş, Mehmet Dere, Mike Berg, Mustafa Horasan, Sinan Logie, Simay Bülbül ve Özlem Süer yer alıyor.
Alp İşmen
Sanatçı, Biri – Someone adlı tuvalinde, arkasına gizlendiğimiz alt benlikler ve bu sayede büründüğümüz kimliklere, söylediğimiz yalanlara ve yaşanmamışlıklara değiniyor.
Aykut Erol
Sanatçı, Love Mask ile aşkın maskesini yorumluyor. Nefes alışlar, kokular, sesler ve sonunda ruhlar iç içe geçerken iki vücutta tek bir kalbin atışı duyuluyor.
Beyza Boynudelik
Sanatçı, Merhaba Yabancı başlıklı tuval çalışmasında kentli bireyin maskeli olma, kendine ve ötekine yabancı olma haline değiniyor.
Enis Karavil
2020.313 adlı tasarımında Apple Watch’un sesli komut özelliğinden ilhamla maskenin ardında konuşan bir sese ve gelecekteki olası iletişim şekillerine odaklanıyor.
Felekşan Onar
Sanatçı, GetmePPE ile kullan-at ekonomisine, insanoğlunun kısacık belleğine dikkat çekiyor. Camdan şekillendirdiği ve yerlere atılmışçasına gerçekleştirdiği yerleştirmesi ile maskelerle bugüne nasıl geldiğimizi sorgulatmayı hedefliyor.
Ferhat Özgür
Kapanma Günlükleri / Lockdown Diary başlıklı eserde sanatçı, kendi evinde mevcut her türlü nesneyi yeniden düzenleyerek kişisel mekanını bir performans alanına dönüştürüyor.
Fırat Engin
Sanatçı, Otoportre 2020 ile neon malzemeyi dijital bir portre fotoğrafı ile birlikte kurgulayarak ‘şimdi’yi içeren ama geleceğe dönük bir çalışma olarak sunuyor.
Gülcan Şenyuvalı
Sanatçı, Çalınmış Hayat adlı çalışmasında kefen bezi olarak kullanmak maksadıyla alınmış bir patiska kumaşını el dikişi ve nakışla bir maske yorumuna dönüştürüyor.
Gülten İmamoğlu
Sanatçı, Maske adlı çalışmasıyla maskeyi dünyanın maskesi olarak tasarlıyor ve tahammül sınırlarının sınandığı pandemi ile dünyamızın geldiği noktayı sorguluyor.
Halit Berker
Tasarımcı, İster Uzak İster Yakın başlıklı mobilya tasarımında maskeyi korunmak amacıyla kullandığımız bir malzeme olarak görmeyi reddedip, hayatımızdaki keyifli anlara tanıklık edecek bir objeye dönüştürüyor; İç içe geçen iki ayrı sehpa…
Hatice Gökçe
Sanatçı, Tel Maske ile teli; rengi, dokusu ve işlenme biçimiyle bir yaşam metaforu olarak ele alıyor. Yaşam ile ölüm arasındaki ince kesik çizgileri anımsayarak tel kırma tekniğiyle bir maske üretiyor.
İrfan Önürmen
Sanatçı, ahşap pano üzerine akrilik, foreks, metal vidalar ve demir çubuklarla oluşturduğu Beyaz Mask adlı çalışmasında maske formunu bir metafor olarak kullanıyor ve günümüz insanının parçalanmışlığına, paranoyasına, teknoloji – beden ilişkisine ve sistem karşısındaki açmazlarına vurgu yapıyor.
Mehmet Kavukçu
Maskenin kapsadığı koruma, gizleme, saklama, öykünme ve törensellik gibi temel niteliklerden hareketle Maskeleşme adlı performans görsellerinden oluşuyor.
Merve – Kerem Ariş
Öz başlığı altında maskeyi bir distopya çerçevesinde ele alan sanatçıların bu çalışmasında bir örnek maskeler giydirilmiş, görmeyen, duymayan, konuşamayan, düşünemeyen insanlar sonunda distopyayı sona erdiriyor ve öz geçici kabuğundan, yani maskeden kurtuluyor.
Mehmet Dere
Sanatçı, Göze Göz adlı kağıt çalışmasında siyah – beyaz dengesinin, yaşam – ölüm, varlık – yokluk, kalem – kağıt, kuşatan – kuşatılan arasındaki metafizik deneyimlere denk geldiğini anlatıyor.
Mike Berg
Perde isimli çalışmasında sanatçı, bir kumaş parçasını bir tür maske olarak ele alıyor. Üzeri işlemeli keçe kumaşı, arkasındaki gizleyen özelliğiyle bir maske görevi üstleniyor.
Mustafa Horasan
Sanatçı, maskenin yarattığı çağrışımları Yüz Her Şeydir adlı bir yağlıboya portre üzerinden dışavuruyor.
Sinan Logie
Akıṣkan Faz 20 ile kapanmanın getirdiği malzeme kıtlığına işaret eden sanatçı, eski eserlerini maskeleyerek üzerlerine yeni katmanlar ekliyor.
Simay Bülbül
Sanatçı, Fanustaki Çocukluk adlı çalışmasını açık havada oyun oynamaları gereken en güzel zamanlarını evlerinde birer cam fanus içerisinde tüketen çocuklara adıyor. Hayatlarının odak noktası oyuncak yerine maske olan çocuklar için Lego’dan bir maske üretiyor.
Özlem Süer
Sanatçı, Bayburt Ejderhası ile maskeyi, bulunduğu sergi mekanıyla bütünleştiriyor. Bölgede masallara, efsanelere konu olan yılan – ejderha imgesini yine yöresel bir dokuma olan ehram üzerine işliyor.
15 Mayıs 2021 tarihine kadar hem Baskı Müzesi çatısı altında hem de müzenin web sitesinde ziyarete açık olan Maske / Çağrışımlar sergisi aynı zamanda 11 Şubat itibariyle Fişekhane Cocoon‘da da ziyarete açıldı. Burada da 21 Nisan tarihine kadar ziyarete açık olan sergiyi maske takmadan, web sitesi üzerinden ziyaret etmek isteyenler içinse aşağıdaki linke tıklamak yeterli olacak.