Çoğumuzun “Huckleberry Finn’in Maceraları” ile tanıdığı Amerikalı yazar Mark Twain’in ”İnsan Nedir?” kitabı 1906 yılında yayınlandı. O yıllarda kitap ilk aşamada sadece belirli kişilerin okuması için 250 adet bastırıldı. Kitap deneme tarzında yazılmış olup, Yaşlı Adam ve Genç Adam olmak üzere iki karekterin arasında geçen diyalogları içeriyor. Yaşlı adam bir bilgeyi temsil ederken, Genç Adam ona durmaksızın insanın özü ile ilgili sorular sorarak bir öğrenciyi temsil ediyor. Mark Twain, bu sorular ve cevaplar üzerinden okuyucuyu kendisini sorgulamaya itiyor.
Yaşlı Adam‘ın insanın özündeki menfaatleri, amaçları ve düşünceleri hakkında sıradışı fikirleri var. Genç Adam ise her seferinde bu fikirleri şaşkınlıkla karşılayıp kendince itirazlarda bulunuyor. Yaşlı Adam insan zihnini bir makinanın işleyişine benzetiyor, insan zihni ile fare zihnini eşit tutuyor, insanın kendi üzerinde içsel bir etkisi olabileceğini inanmayarak insanların bütün düşüncelerinin dış etkenler tarafından inşa edildiğini savunuyor. Ayrıca Yaşlı Adam’ın insanların hayattaki menfaatleri ile alakalı da ilginç düşünceleri var. Ona göre, insanların en ufak hareketinde ve her kararında tek bir içgüdü başrol oynuyor; kendini tatmin etme içgüdüsü. İnsan ne kadar karşı tarafa yardım etmek için -bazen kendini tehlikeye atma pahasına- nasıl harekete geçerse geçsin, öncelikli amacı Yaşlı Adam’a göre kendi vicdanını rahatlatmak. Bu çarpıcı düşüncelerle karşılaşan Genç Adam ne kadar itiraz etse de, Yaşlı Adam en sonunda hem onu hem de okuyucuyu düşüncelerine ikna etmenin bir yolunu buluyor.
İnsan Nedir? İnsan üzerine doğru sanılan birçok olguyu okurun yüzüne vuruyor ve okudukça insanın ahlakını, erdemini, gerçeği arayışını ve aslında insana dair ne varsa hepsini sorgulatıyor. Okuyucu da okudukça şüpheye düşüyor. Kitap her kelime ve her satır üzerine uzun uzun düşünmeyi gerektiriyor ki Yaşlı Adam’a göre; – ”sen düşündüğünde ikna olacaksın.”


