Maria Callas: Çalkantılı Yaşama Sahip Soprano

Editör:
Berrak Akson

Bir kadın düşünün; naif, akıllarda iz bırakan gözleri ve tabi ki unutulmayacak sesi. Maria Callas, hislerini yüzünden ve hareketlerinden çok iyi aktarabilen bir sanatçıdır. O, şarkısını söylerken sanki içimizde açılan bir opera sahnesi varmış gibi hissederiz ve bizimle duygusal bir bağlantı kurmuşçasına etkisi altına girebiliriz.

Maria, 2 Aralık 1923’te New York’ta doğdu. 50’li yılların ve tüm zamanların en çok bilinen, başından geçen olaylarla ses getiren sopranosudur (vokal tanımlı müzikte en tiz kadın veya genç erkek çocuk sesine verilen teknik bir isim). Gerçek adı Anna Maria Cecillia Sofia Kalogeropoulus olan Yunan asıllı Maria’nın, çok küçük yaşlarda müziğe olan yeteneğini keşfeden annesi 9 yaşında piyanoya başlamasını sağlamıştır. 1937 yılında annesi ile babası ayrılan Maria, annesi ve ablası Jackie ile birlikte Yunanistan’a döndü. İlk kez sahneye çıktığında 15 yaşındaydı. Cavelleria Rusticana‘da, köylü kızı Santuzza rolü ile sahne almıştır. O zamanlar Atina’da ulusal konservatuara 16 yaşından küçüklerin kabul edilmemesine rağmen Maria kazanmayı başararak kendi yeteneğini kanıtlamıştır.

Maria, İspanyol soprano Elvira de Hidalgo’nun öğrencisi olmuştur. Maria By Callas (2017) belgeselinde, hocasını ailesinden biri olarak gördüğünü belirtiyor. Hocası ondan çalışkan, titiz ve müziğe kendini adamış biri olarak bahsetmektedir. Müziğe olan ilgili bakışları, hocası Elvira’nın da gözünden kaçmazdı. Ayrıca Atina Konservatuarındaki hocaları, onun sesinin mezzo-soprano (orta-yüksek, müzikte kadın sesinin orta perdesi) olduğunu fark etmiştir.

Callas, daha sonra Atina Kraliyet Operası’nda küçük bir rol alarak profesyonel iş yaşamına ilk adımını atmıştır. Atina’daki savaş yıllarında, genç soprano, kısa bir süre sonra güzel eleştiriler aldığı Tosca Operası’nda, çok daha önemli bir rol olan Beethoven Fideliosu‘ndaki Lenore‘yi üstlenmiştir.

Maria, Tosca Operası’ndan sonra Yunanistan’da yoğun bir şekilde performans sergilemeye devam ederken 22. yaş gününe az bir zaman kala Amerika’ya gitmek üzere ülkesini terk ettiğinde, 7 operada 56 performans sergilemiş ve yaklaşık 20 resitalde yer almıştır. Tam da bu zamanlarda “Kutsal Olan” anlamına gelen “La Divina” lakabıyla anılmaya başlamıştır.

Maria Callas, babasını aramak için 1945’te Amerika’ya döndüğünde onu bulduktan sonra tekrar Callas soyadını aldı. Aynı yıllarda İtalya’da uzun bir süre sahnede yer almıştır. Kıdemli İtalyan tenör ve yetenek avcısı Giovanni Zenatello, Verona Arena’daki Opera Festivali’nde Callas’ı fark etmiştir. Ponchielli’nin La Gioconda (1947) filminde başrolde yer alan Callas, İtalya’daki ilk çıkışını burada yapmıştır. Verona’da üzerinde etkili olan şefi Tullio Serafin, kendisinin müzik danışmanı olmuştur. 

Callas, Verona Arena’da sahneye çıkışından sonra İtalya’ya yerleşmiştir ve kendisinden yaşça büyük zengin iş adamı Giovanni Battista Meneghini ile 1949’da evlenmiştir. Meneghini, evlilikleri sonlanana kadar 10 yıl boyunca Callas’ın kariyerinin tüm kontrolü üstlendi. Bu süreçte gerçekten de kariyerinde adım adım başarı basamaklarını çıkan Callas, Torino’dan Floransa’ya, Buenos Aires’ten Mexico City’e kadar pek çok yerde performans sergiledi. Güçlü ve teatral soprano sesi sayesinde 1952 yılında İngiltere, 1954’te ise Amerika’da ilk çıkışını yaptı ve her iki ülkede de çok sevildi.

1957 yılında hala Meneghini ile evliyken, Yunan armatör Aristo ile yeni bir ilişkiye başladı. Aristo, aslında yakın arkadaşıyken daha sonra sevgilisi olmuştu. Maria; onu içten, sürprizli, güçlü ve hayat dolu olarak tarif ediyordu. Aristo’nun onu özgürleştirdiğini ve kadınlığını hissettirdiğini söylüyordu. Daha sonra evliliği çatırdamaya başlamıştı ve en sonunda Meneghini ile ayrıldılar. Aristo, Callas’ın sanatına karışmıyordu ve mutluydu. Bir süre gözlerden uzak kalmak için Paris’e taşındılar. Çünkü medya Callas’ın özel hayatını sansasyonel haberler yapmak için sürekli fırsat kolluyordu.

Aile kurmanın hayallerini taşıyan Maria, bunu başaramadığını dile getirmiştir. İkisi bir arada olamadığını; ya kariyer ya da aile kurmayı seçilmesi gerektiğine inanıyordu. Aristo ile ilişkileri de kötü gitmeye başlamıştı. Maria onun için sanatını bile bırakmıştır ve Aristo’ya bir mektup yazmıştır.

“Ayrılmayalım saygına ve sevgine ihtiyacım var. Sen, benim aklım, şefkatim, gururumsun. Beni dünyanın kraliçesi yaptın. Bana hep nazik ol, sana aitim. Bunu yazan mağrur, yaralı bir kadın, beni al ne yaparsan yap.”

Maria, bunun üzerine 1968 yılının bir sabahında talihsiz bir gazete haberiyle uyandı. Aristo, onunla evlenmek yerine suikast sonucu öldürülen John F. Kennedy’nin eski eşi olan Jacqueline Kennedy ile evlendi. Bu haberle yıkılan Maria, 9 senenin ardından bunu hiç beklememiş ve sanki başına sert bir darbe almış gibi hissettiğinden bahsetmiş. Fakat buna rağmen Aristo, yine de kendini affettirmiştir. Hatalarını kabul eden Aristo ile bu defa ilişkileri daha farklıydı. Maria’ya göre onunla olan ilişkisi hezimet, arkadaşlığıysa başarıydı. Ne yazık ki Aristo, 15 Mart 1975 tarihinde geçirdiği ameliyat sonucu hayatını kaybetmiştir ve Maria için yeniden çok zor günler başlamıştır.

Maria, Türkiye’de “Medea” adlı filmde başrol oynamıştır ancak hiç şarkı söylememiştir. Maria’nın düşüncesine göre “daima şarkı söylemeyemeceğim, beni iyi bir oyuncu olarak bilmeleri bana yeter de artar bile” demiştir. 1969 yılında eski dostu, İtalyan sinemacı, Pier Paolo Pasolini’nin ısrarı üzerine Medea adlı filmde başrol oynadı. Daha önce opera sahnelerinde çok kez Medea rolünü üstlenen Maria Callas, ilk ve tek sinema filminin hiçbir sahnesinde şarkı söylemiyordu. Mitolojik olaylara dayalı filmin çekimlerinin büyük bir kısmı, Göreme Tarihi Milli Parkı’nda yapıldı. Yapılan çekimler, o dönem iç ve dış basında büyük ses getirmişti.

1974’te Japonya’da son resmi konserini veren Maria, yeniden sahnelere dönme umuduyla evde prova yapmaya devam ediyordu. Hayatının son yıllarını ise Paris’te geçirmiştir ve 1977 yılında geçirdiği kalp krizi nedeniyle vefat etmiştir.

Külleri ilk olarak Paris’teki Aziz Stephan Yunan Ortadoks Katedrali’ne defnedildi ancak vasiyeti nedeniyle daha sonra Ege Denizi’ne dağıtılmıştır.

 

 

Sesiyle ve görüntüsüyle hayranlık uyandıran Maria Callas’ı hissedebilmeniz adına, birkaç şarkısını sizinle paylaşıyoruz. Varlığını, yıllarca alkışlarla kutlayan hayranları için şimdi de şarkılarını dinleyerek onun varlığını ve o eşsiz sesini beraber kutlayalım.

Bizet: Carmen, Act 1: Habanera.”L’amour est un oiseau rebelle”

 

Casta Diva, a Belloa Me Ritono

 

Puccini: Gianni Schicchi: “O mio babbino caro”

Rossini: II barbiere di Siviglia, Act 1: “Una voce poco fa”

 


Kaynakça

  • Maria By Callas belgeseli. Web. Erişim Tarihi: 06.06.2023.
  • Maria Callas. Web. Erişim Tarihi: 08.06.2023.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Beyza Yaman
Beyza Yaman
Eat life before it eats you

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks