Objektiflikten ayrılmadan güçlü bir empati, güçlü bir kompozisyon ve ışığın hassas kullanımıyla dikkat çeken fotoğraflar. Dünyaya olan tanıklığını bugün bile hayranlıkla bakılan fotoğraflarla aktarmış olan Werner Bischof.
Werner Bischof Kimdir?

1916’da Zürih‘te doğar. Babası bir ilaç fabrikasının müdürüdür. Ev hanımı olan annesini 1931’de kaybeder. Ressam olmayı isteyen Bischof resim bölümünün kontenjanın dolu olması sebebiyle kayıt olduğu, avangart fotoğrafçılık akımının önemli temsilcilerinden Hans Finsler‘in kurduğu fotoğrafçılık bölümünden 1936’da mezun olur.
Mezuniyet sonrası Zürih’te bir fotoğraf stüdyosu açar. Stüdyo ve reklam fotoğrafçılığı yapar, çeşitli dergilerle çalışır. 1939’da ressamlık hayalinin peşine düşerek Paris’e gitse de İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle İsviçre’ye döner ve iki yıldan fazla askerlik yapar. Savaş esnasında stüdyoda deneysel çalışmalarıyla fotoğrafa devam eder. Savaş boyunca İsviçre’de yayınlanan Du dergisiyle çalışır.
Savaşın bitmesiyle insani yardım kuruluşu Swiss Relief ile Batı Almanya, Fransa, Lüksemburg, Belçika, Hollanda’ya giderek savaşın yarattığı yıkımı fotoğraflarıyla belgeler.

Artık fotoğrafçılığının yönü değişmiştir. Batı ve Doğu Avrupa’da çalışmalarını sürdürür. 1946-1949 arasında gerçekleştirdiği bu belgesel çalışma önce Du sonra Life dergisinde yayınlanır.
1949 yılında Magnum Fotoğraf Ajansına kurucu üyeler dışında üye olan ilk fotoğrafçı olur. Aynı yıl Roselina Mandel ile evlenir. Kısa bir süre Magnum adına Avrupa’da çalıştıktan sonra 1951’den itibaren Asya’da (Hindistan, Kore, Japonya, Hong Kong, Hindiçin) iki yıl kadar zaman geçirir.
1953 yılında ABD’de dört ay kadar kaldıktan sonra asıl hedefi olan Güney Amerika ülkelerine doğru yola çıkar. Ancak Meksika, Panama, Peru ve Şili’yi kapsayacak çalışması Peru’da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmesi nedeni ile tamamlanamaz. Öldüğünde 38 yaşındadır.

Werner Bischof’un Fotoğrafçılığı:
Kısa süren kariyerine rağmen geride çok sayıda fotoğraf bırakan Bischof, aynı zamanda farklı fotoğraf tarzlarında üretmiş bir fotoğrafçıdır. İlk dönemlerinde çağdaşları gibi deneysel fotoğrafik çalışmalara yönelir, reklam ve stüdyo fotoğrafçılığı, ardından haber fotoğrafçılığı ve belgesel fotoğrafçılığı yapar.
İddialı ama doğal kadrajları, ışığı kullanmadaki başarısı ve fotoğrafın doğru anını içgüdüsel olarak yakalaması Bischof’un üslubundaki netliği ve epik anlatımı ortaya çıkarır. İkinci Dünya Savaş sonrası yıkımı, Hindistan’da kıtlık ve açlığın perişanlığını, Kore’de ve Hindiçin’de savaşı, endüstri devriminin eşiğindeki atom bombasından yaralı Japonya’yı belgelerken aynı zamanda fotoğrafın sınırlarını da nazikçe aşar. Sakin, objektif, kapsayıcı ve ağırbaşlı yaklaşımı fotoğraflarında hissedilir. Çağdaşlarının arasından yeni bir çağın eşiğinde altüst olmuş dünyayı duyarlılıkla anlatarak ayrılır.
Ara Güler onun için “Fotoğraf, dört köşe bir çerçevenin içinde sadece bir dünyanın tarifini yapan bir doküman parçası değildir. İçinde bir his, bir sevgi vardır. Onun için, Werner Bischof fotoğraflarına dikkatle bakmak lazımdır. İçlerinde rüzgarlar eser, size bir memleketin kokusunu getirir.” der.
Meji Tapınağı Avlusu Fotoğrafı

Werner Bischof, güzellik ve saflığın, tasarım ve ritüelin hâkim olduğu bir Japonya keşfeder. Bu güzel ülke ile Bischof’un hassas ve düşünceli fotoğrafik yaklaşımı birbirini mükemmel bir şekilde tamamlar.
Bu ülkede çektiği fotoğrafların en bilineni Tokyo’daki Meiji tapınağının avlusundaki Şinto rahipleri fotoğrafıdır. Bina, Japonya’ya modern çağı getiren İmparator Meiji’ye adanmış bir Şinto tapınağıdır; imparator ülkeyi Batı ile normal ilişkilere yaklaştıran eğitim, sosyal ve yönetim reformları başlatmıştır.
Yoğun bir kar fırtınasının coşkusunu, Japon ressam Hasegawa Tohaku‘nun mürekkeple yaptığı resimleri çağrıştıran çam ağaçlarını şemsiyeleriyle birlikte rahiplerin figürleri bağdaştırarak, az katlı binaların geometrisiyle oluşan kontrastla anlatır. Tapınak görüntüsünde doğal dünyanın öne çıkarılması, kar, rüzgar ve ağaçlar gibi unsurları ölenlerin kutsal ruhları olarak tanrılaştıran Şinto dininin ilkelerini incelikle anımsatır.
Fotoğrafçılık serüvenini “Dünyanın gerçek yüzünü keşfetmeye mecbur hissettim. Bolluk içinde tatmin edici bir yaşam sürmek birçoğumuzu kendi sınırlarımızın ötesindeki muazzam zorluklara karşı körleştirmişti” sözleriyle özetleyen kısa bir hayata dev bir kariyer sığdıran Werner Bischof’un fotoğrafları, belgesel fotoğrafçılığın altın çağının yaşandığı bir dönemin incelikli ve geniş bir özetidir.
Kaynakça
“Fotocep 04 Werner Bischof” Fotoğrafevi Yayınları, Mayıs 2015
“Werner Bischof” Magnum Photos, Web Erişim Tarihi: 07.09.2025
“Werner Bishof Estate”, resmi internet sitesi Web Erişim Tarihi: 07.09.2025
“Werner Bischof”, Tutunamayanlar! Web Erişim Tarihi: 07.09.2025
“Werner Bischof ve Belgesel Fotoğrafçılık”, Oggito Web Erişim Tarihi: 07.09.2025



Sanata açılan bir pencereden bakmak, nicedir hasretiğini çektiğimiz bir his. Teşekkürler Gamze Tatar.
Çok teşekkürler. Sevgiler.
Akıcı,açıklayıcı çok güzel bir yazı
Çok teşekkürler:)