Arayışların Anlattıkları:
Son dönemlerde kadınların gündemde fazlaca yer almasıyla aslında oluşamayan bir kararın geçmişe yönelik izlerini ve tercihlerle değişen bir hayat döngüsünü ele alan Lou Andreas Salome; ‘Arayışlar’ adlı kitabındaki kadın karakteri üzerinden; verdiği kararlardan, deneyimlerinden çıkardığı sonuçlar sayesinde kendini keşfetmesi, duygularının kararlarını etkilemesine izin vermediği o süreçte izlediği tutumun aslında kadınlar için ne kadar önemli olduğunu bizlere anlatmaya çalışıyor.
Lou Andreas- Salome’un Hayatı
Salome (1861 – 1937), Petersburg’da dünyaya geldi. Yazar ve psikanalist olan Salome küçük yaşta Almanca ve Fransızca öğrenmiş, Zürich Üniversitesi’nde teoloji ve sanat tarihi okumuştur. Salome 1882’de Nietzsche’nin evlenme teklifini reddederek Friedrich Carl Andreas ile evlenir. 1897’de Rainer Maria Rilke ile tanışır ve onun hayatında büyük rol alır. Fakat Rilke, Salome’ye aşık olmaktan kaçamamıştır. Ayrıca Viyana’daki psikanalistlerin arasına katılan Salome, Sigmund Freud’un öğrencisi ve yakın dostudur.
Salome’un bazı romanları;
- 1885, Tanrı Uğrunda Savaş
- 1902, Ara Memlekette
- 1923, Rodinka
Bunlarla birlikte kurmaca dışı yapıtları;
- Friedrich Nietzche
- Rainer Maria Rilke’in eserlerine konu olması dikkat çekmektedir.

“Bir insan, bizim onda kendimize uygun bulduğumuz yanlardan çok farklı değil midir aslında?” der Adine.
Tam bu noktada kitapta bahsedildiği Adine’in sevdiği kişinin aslında onun sevdiği yanlarından ibaret olmadığını ve bunu bilmesine rağmen sevgisinden, aşkından vazgeçemediği için bocalama halini anlatır.
Adine’in mutlu bir aileden gelmesi ve aşık olduğu kişiyle aralarındaki geçmişten gelen bağlar, o kişi hakkında küçüklüğünden beri duyduğu takdir cümleleri yüzünden gün gelip tanıştığı adamın hep mükemmel olduğunu düşünmesine sebep olmuştur. Ama aralarındaki ilişki başladığında kendi benliğini kaybeden ve sevdiği adamın istediği gibi biri olmaya çalışan Adine’in ayrılıktan kaçamaması üzerine geldiği noktada değişim kararı alması, bocalama halinden kurtulmasını sağlar ve sanatını yapmaya başlamasıyla hayatı yeniden canlanır. Çünkü gençlik aşkında hissettiği duyguların yerini artık sanat aşkı almıştır. Sanat aşkı daha ağır basan Adine, içindeki gerçek potansiyeli dışarı çıkarma fırsatı yakalamış ve Paris’te kendine bir atölye kurmuştur.
“Galiçya’lı ebemin kucağında otururken bir erkeğin kalkıp inen sert elinin kadının teslimiyetle eğdiği ensesinde ateş kırmızı bir iz bıraktığı, çocukluğumun en uzak yıllarından bir şey mi?
Adine, çocuğum, sen hayattan ve insanlardan çok fazla şey bekliyorsun. Kendi mutluluğunu engelliyorsun ama. Hayatta her şeyin bir bedeli var, en fazla da mutluluğun. Benno’nun istediği bazı şeyler sana uymuyor olabilir. Günümüz kadınlarına erkeğe hizmet etmek zor geliyor, ama bana inan ki bizim için en iyisi bu ve ben sevgili baban için bunu her zaman yaptım. Uzun vadede hiçbir erkeği bize hükmeden erkeği sevdiğimiz kadar sevemeyiz.” der annesi…
Anita bir erkeğe kayıtsız şartsız teslim olma hissini geçmişiyle bağdaştıracak ve ona bakan ebesinin kocasından dayak yediği halde hala ondan vazgeçmemesini, annesinin mutlu bir evlilik sırrının, babasının her istediğini yaptığından geçtiğini fark edince arayışını etkileyen hikayelerin kendi hayatı üzerinde ne kadar etkisi olduğunu düşünecektir.
“Bir diğerinin duygularını anlayabilmek için sevgi gerekir kuşkusuz; fakat tutkunun belli bir derecesinde sevgi, sevilen kişinin duygu dünyası da dahil olmak üzere dış aleme hiçbir duyargası uzanmayan, dolayısıyla kulak vermediği ve algılamadığı için de rahatsız edici bir itirazı olanaksız kılan kör bir bencilliğe dönüşüyor. Tutkulu aşk yalnızlığın en uç ve en son durağı gibi.”
Kitabı bütünüyle ele aldığımızda ise bir kadının aşkının getirdiği hayatı deneyimlemesi üstüne yeni kararlar alarak hayatını yeniden şekillendirmesini görebiliriz. Eserde kadın figürünün tercihleri konusunda sağlam kararlar almasının hayatında ne kadar gerekli olduğu anlatılmaktadır. Aşık olduğu adama kayıtsız şartsız teslim olan bir kadın karakterin duyguları ona teslim ol derken, çevresel faktörlerinden aldığı yorumlarla aslında kendinin de ne yapmak istediğine karar verememesi üzerine gelişen yapıt, Arayışlar adını alarak anlamına kavuşmuştur. Ve Adine tekrar gelişen olaylara artık eski tepkileri veremeyecek kadar bilinçlenmiş bir kadın rolüne ev sahipliği yapmaktadır. Arayışlar’ da kadınlara örnek olacak bir tercihler silsilesi ve tüm kadınların tutsaklıktan kurtularak asıl benliğini ortaya koymasını sağlayan bir yapıttır.
Adine;
Katlanmayı seçen kadınların kuşaklar boyu zincirine eklenmek yerine, potansiyelini hayata geçirerek özgürce, dolu dolu yaşamayı seçecektir…

Lou Andreas- Salome’nin hayatı 2016′ da çekilmiş ve yayınlanmıştır.



