Lost Highway: Rüya İçinde Rüya

Duygu Aksoy
Duygu Aksoy
“Siz ışığı yeniden bulmak istemiyorsunuz; dünyada karanlıktan başka bir şey olmadığına emin olmak istiyorsunuz.”
spot_img
Editör:
Ayçe Cansu Yaşar
spot_img

David Lynch tarafından yönetilen Lost Highway, ünlü yönetmenin en karmaşık bulunan filmlerinden biri! Bu yüzden filmden bahsetmeye başlamadan önce Lynch’in tarzını anlatmakta fayda görüyoruz.

Lynch Tarzı

Bazı yönetmenler filmde seyirciye tüm mesajları açık açık verirken bazı yönetmenler ise tüm hikayeyi seyircinin anlamlandırmasını ve çözümlemesini ister. Amerikalı yönetmen David Lynch de ikinci kategorideki yönetmenlerin başında geliyor.

Seyirciye çözümlenmesi gereken birçok hikaye ve parça veren Lynch, çoğu zaman filmlerinde sürrealist yaklaşımı benimsiyor. Düz bir zaman çizelgesi kullanmak yerine, flashbackler ve rüyalarla adeta seyircinin hangi zamanın gerçek hangisinin hayal olduğunu anlamaması için özel bir çaba sarf ediyor desek yanlış bir yorumda bulunmuş olmayız.

Hepsi Bir Hayal

1997 yapımı Lost Highway filmi, Los Angeles’ta yaşayan caz saksafoncusu Fred Madison’un (Bill Pulman) eşi Renee Madison’a (Patricia Arquette) karşı hissettiği yetersizlik duygusu ve kıskançlık nedeniyle yaşadığı -daha doğrusu yaşadığını sandığı- garip olayları konu alıyor.

Filmde Fred ve eşi Renee dışındaki tüm karakterler aslında Fred’in kendi yarattığı kişilikler. Tamamı Fred’in kendi hassasiyetleri ve yetersizlik duygusunun yansıması olan kişiliklere yazımızın devamında hikayenin akışına göre tek tek değineceğiz.

Film, çalan zile cevap olarak gelen “Dick Laurent öldü” repliğiyle açılıyor. Bu kısma dikkat etmenizi öneriyoruz, filmin ana hikayesi “Dick Laurent öldü” repliği üzerine kurulu. Aslında Dick Laurent, Fred’in cinsel iktidarsızlığını yansıtan kişiliği. Bunu da filmin devamında tanıdığımız porno sektörünün başında olan Mr. Eddy’nin aslında Dick Laurent olmasından anlayabiliyoruz.

Fred’in cinsel iktidarsızlığını anladığımız ilk sahne ise, eşi Renee ile sevişirken Renee’nin Fred’in sırtını sıvazlayarak “önemli değil” dediği sahne oluyor. Aslında Fred’in gerçeklik ve hayal dünyasının birbirine karıştığı anlar da bu sahneden itibaren oluyor. Aynı sahnenin devamında Fred’in ikinci hayali kişiliğini Alice’in yüzünde görüyoruz. Bu kişilik ise Fred’in içinde yaşadığı karanlık dünyayı temsil ediyor. Bu korkutucu yüze sahip siyah takım elbiseli adam, Fred’in karşısına hep kendini kötü hissettiği anlarda çıkıyor. Örneğin; Fred ve Alice’in katıldığı partide Fred yine Alice’i kıskandığı için kendini kötü hissederken aynı adam karşısına çıkıyor. Ve daha önce tanıştıklarını söylüyor. Bu sahnenin Fred’in hayalinde gerçekleştiğini partideki seslerin bir anda kesilmesinden ve sadece konuşmaları duyduğumuz için anlayabiliyoruz. Lynch, ses konusunda hassas bir yönetmen ve bu filminde de yükselen sesler, bir anda başlayan ve kesilen müziklerle filmin gerilim seviyesini çok üst düzeye çıkartmayı başarmış.

Lynch gerçeklik ve hayali birbirinden ayırt etmek için ise renkleri kullanmış. Siyah ve kırmızı rengin ön plana çıktığı filmde siyah renk hayali temsil ederken kırmızı renk gerçekliği temsil ediyor. Fred’in hayal gördüğü anlarda kararma sahnelerine yer yer şahit oluyoruz. Sevişme sahnesinde siyah nevresimler ön plandayken Renee’nin yüzünde Fred’in karanlık dünyasını temsil eden yüzü gördüğümüzde kırmızı renkteki duvar göze çarpıyor.

Filmde kafa karıştırıcı bir diğer öğe ise eve gelen isimsiz film kasetleri. Bu kasetlerde evin hem içten hem de dıştan görüntülerini izliyoruz. Kasetler, Fred’in aslında kimsenin görmesini istemediği yetersizlikliklerinin göz önünde olduğunu temsil etmiş. Aslında kamerayla evi ve onları izleyen kişi, Fred’in karanlık kişiliği. Ne kadar saklamaya çalışsa da dışarıdan bir göz onu izlemeye devam ediyor. Eve isimsiz gelen kasetler için dedektif tutsalar da beceriksiz dedektifler hiçbir sonuca varamıyor, tam da Fred’in isteyeceği gibi.

Rüya İçinde Rüya

Lost Highway ayrıca düz bir zaman çizgisine sahip bir film de değil. Eşini öldürdüğünü hayal olarak gören Fred’i, daha sonra hapishanede görüyoruz. Aslında bu sahnede Fred’in eşini öldürmüş olmasına hiç ihtimal vermiyoruz bunun da sebebi Fred’in film boyunca karakter olarak sessiz sakin bir profil çizmesi diyebiliriz. Fred hapishanedeyken bir anda hücresindeki kişi Pete Dayton oluyor. Pete Dayton, Fred’in kendisini temsil ediyor.

Pete araba tamircisinde çalışıyor, sürekli müşterisi olan Mr. Eddy onu çok seviyor ve Pete ona içten içe kin besliyor. Yazımızın başında Mr. Eddy’nin filmin başında adını duyduğumuz Dick Laurent olduğunu ve porno işiyle uğraştığını belirtmiştik. Pete’in ona karşı duyduğu kin duygusu da bu sebepten kaynaklanıyor. Mr. Eddy’nin sevgilisi rolünde gördüğümüz Alice karakteri ise aslında Renee’nin ta kendisi. Alice’in daha önce porno sektöründe çalışmış olduğu bilgisi de aslında Fred’in, eşi Renee’ye karşı duyduğu şüphe ve kıskançlıkların bir yansıması diyebiliriz.

Filmin sonunda Fred’in Mr. Eddy’yi öldürdüğüne şahit olmamız ise bize filmin başındaki “Dick Laurent öldü” repliğini açıklar nitelikte…

Filmin fragmanı için:

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.