Sosyal medya, bize fiziksel engeller olmadan sosyalleşme, etkileşime geçmenin yanı sıra linç kültürü gibi tehlikeleri de beraberinde getirdi. İnsanın sosyal bir canlı olduğunu hepimiz biliyoruzdur ve sosyal medya bunu daha da kolay ve hızlı bir hale getirdi. İnsanların birbirine kolayca ulaşması beraberinde bir hatanın, yanlış bir sözün de linçe maruz bırakılmasını kolaylaştırdı.
Linç halihazırda var olan bir kelime iken internet ve sosyal medyanın yaygınlaşması ile bir kültüre döndü. Kendi görüşümüzden farklı olandan nefret etmek daha kolay ve acımasız bir hal aldı. Peki bu linç kültürü nedir? Ve neden internette daha acımasızız?
Linç Nedir?

Türk Dil Kurumu, linç kelimesini birden çok kimsenin kendilerine göre suç olan bir davranışından ötürü birini, yasa dışı ve yargılamasız olarak öldürmesi olarak tanımlıyor. Aslında linç eski tarihlerden beri yapılan bir eylemdir. Tarihte bir günah keçisi belirleme ve onu kurban etme örnekleriyle karşılayabiliriz. İnsanlar doğaları gereği sosyal varlıklar olduklarından gruplaşma ve ötekiyi dışlama hep olmuştur. Bu dışlama nefrete ve şiddete de dönüşmüştür. Türk Dil Kurumunun bahsettiği linç de budur. Linç eyleminin en bariz özelliği bir sürü eylemi olmasıdır. Dolayısıyla da eyleme katılan kişiler sürünün içinde kaybolurlar ve eylemin sorumluluğundan kurtulurlar.
Günümüzde yaygınlaşan linç ise bunun sosyal mecralara taşınmış versiyonudur. Sanal dünyada linç, fiziki dünyadaki gibi kitlesel bir eylemdir. Ancak sanal dünyanın sunduğu mesajların kitlelere hızlıca ulaşması linçi daha kolay ve acımasız hale getirmiştir. Dijitalleşme ile insanlar daha kolay gruplaşmaktadır. Sosyal medyada kendini ait hissettiğin bir topluluk bulmak artık daha kolay bir hal almıştır. İnsanlar kendi görüşlerindeki kişilerle etkileşime girip topluluklar oluşturuyorlardı. Bununla birlikte farklı görüşteki insanlara ulaşmak da kolaylaştı. İşte bu noktada linç kültürü devreye girdi. “Öteki” olarak görülen kişiler, görüşler artık gruplar tarafından daha hızlı bir şekilde linç edilebiliyordu.
Linç Kültürü ve Sosyal Medya

Sosyal medya yapısı gereği paylaşım ve katılım gerektirir. Başka insanlarla sosyalleşme ve etkileşime geçme gibi olumlu yanları da varken mahremiyetin ihlali ve nefret söylemleri gibi olumsuzlukları da beraberinde getirir. Bununla birlikte “linç kültürü” de kaçınılmazdır. Sosyal medya ile görünürlüğümüz arttı. İnsanlar artık kendilerini, hayatlarını, fikirlerini özgürce paylaşılabiliyor. Fakat bu görünürlük sadece aynı fikirdeki insanlar tarafından değil karşı fikirdeki insanlar tarafından da fark ediliyor ve linçe maruz kalınabiliyor. Özellikle LGBT+ bireylere karşı olan nefret söylemleri sosyal medya ile daha da fazlalaşmıştır. Genellikle linç kültürünün ilk hedefleri kadınlar (özellikle ünlüler) ve LGBT+ üyeleridir.
Linçin sosyal medya ile daha da yaygınlaşmasının bir sebebi de hızlı bir şekilde gruplaşabiliyor olunması. Sosyal mecralarda insanlar bir şeye karşı çok hızlı örgütlenebiliyorlar. Sosyal medyada insanların kendi görüşlerindeki insanlarla gruplaşması, bir topluluk oluşturmaları bir nevi mahalleye benzetilebilir. Bu gruplarda da mahalle baskısı, dışlanma ve atılma korkusu vardır. Çoğu zaman üyeler linçe bu korkulardan dolayı da katılabiliyorlardı. Fiziksel dünyadan farklı olarak sosyal medyada daha hızlı örgütleniyordu. “Öteki” görüşler veya kişiler, bu gruplar tarafından daha hızlı ve şiddetli bir şekilde linçe maruz kalıyorlardı. Sanal dünyada linç daha acımasız bir hal aldı.
Neden İnternette Daha Acımasızız?

İnsanlar, sanal ya da fiziksel fark etmeksizin ait hissettikleri toplulukların kolektif psikolojisine kapılıp sürünün içinde kendi benliklerini kaybedebilmektedir. Linç kültüründe de bu vardır. İçinde bulunduğun grubun fikrine aykırı bir görüş belirdiğinde o grup ile birlikte hareket edip kalabalığın içinde kaybolurlar. Kendi benlikleri o noktada yoktur. Kolektif olarak hareket etmek eylemin sorumluluğundan kaçma imkanı sunar. Grubun üyeleri bundan cesaret alarak daha riskli kararlar verebilmektedirler. Çünkü artık bir bütündürler ve sorumluluk dağılmıştır.
Sanal dünyada sürüde kaybolmak daha kolaydır. Anonim hesaplar sayesinde kişi bireysellikten uzaklaşmıştır. Anonim hesabın arkasına saklanmak daha kolaydır ve eylemlerinin sonuçları ile karşılaşmak zorunda değillerdir. Onlara göre, karşı tarafı linçleme sebeplerine tam olarak katılmıyor olsalar bile nasıl olsa bir yaptırımı olmayacağı için katılmakta bir sakınca yoktur. Bu da linçi daha acımasız hale getirir çünkü eylemlerinin sonucu karşı tarafta ciddi hasara yol açsa da karşılaşacakları bir ceza ya da yaptırım yoktur. Birilerine bir yaptırım uygulanma ihtimali olsa bile “Sıra bana gelmez ki.” veya “Ben başlatmadım, sadece ilk atılan fikri destekledim.” gibi bahaneler ile kendilerini savunup teselli ederler. Kalabalıkta kaybolmaktan ve bunun anlık bir tepki olmasından güç alırlar. Bunu en yaygın sosyal medyada her ay başka bir kadın oyuncu, şarkıcı seçip linçlemelerinde de görebiliriz.
Daha acımasız olmamızın bir sebebi de empati yapma gereksinime ihtiyaç olmamasıdır. Linçledikleri kişiler ile yüz yüze gelmedikleri için empati de yapmazlar. Bir ekranın arkasına sığınıp yorum yapmak kolaydır karşı tarafla yüz yüze denk gelmediğin sürece. O yüzden istedikleri kadar acımasız olabilirler. Günümüzde bu durum için kullanılan bir söylem bile var “klavye delikanlılığı”. Klavye delikanlıları ekranlarının arkasına saklanıp sonuçlarını düşünmeden istedikleri kadar acımasız ve nefret dolu konuşabilirler. Çünkü anonimliklerine, kimliksizlik olmalarına güvenirler. Empati yapmadan, kalabalığa ve anonimliklerine güvenerek linç, sosyal medyada daha acımasız bir hal almıştır.
Kaynakça:
Demir, Sertaç Timur. “Sosyal Medya ve Linç Kültürü”, İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, Sayı 56, 2021. web
Gönüllü, Canan. “Sosyal Medyada Linç Kültürü ve Yaşlı Ayrımcılığı”, Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, cilt 23. Sayı 60, 2023. web
Kırık, Ali Murat. Medya Çağında İletişim. Çizgi Kitabevi. İstanbul, 2017. web
Kutlu, Mahmut. “Sosyal Medyada Kitle Psikolojisi ve Linç Kültürü”, Kritik İletişim Çalışmaları Dergisi, 2023. web
Nisbet, Laçin. “Sosyal Medyada Linç Kültürü”. İstanbul, 2021. ProQuest Dissertations and Theses. web
Nokta atışı tespitler ✌🏻 teşekkürler