Leyla ile Mecnun dizisi 2011–2013 yılları arasında TRT 1’de yayımlanan, yayımlandığı dönemde farklı kesimlerden birçok insanın ilgisini çeken absürt komedi dalında bir dizidir. Birbirlerinden çok farklı olan iki ailenin çocukları olan Leyla ile Mecnun’un arasındaki tek benzerlik aynı gün aynı hastanede doğmalarıdır. Bebek servisinde başka yatak olmadığı için aynı yatağa alınan bebekler, babalarının en duygusal anlarında birbirlerine verdikleri söz ile sonsuz bir bağ ile birbirlerine bağlanırlar. Yıllar geçip bu sözü hatırlatmak ve nihayete erdirmek isteyen Mecnun’un ailesi, Leyla’nın ailesinin evine gider ve gençlerin tanışması ile komik ve duygusal olaylar dizisi başlar. Dizinin duygusal sahnelerinden birbirinden güzel şiirler seslendirilerek izleyenlerin kalbi fethedilir. Bu güzel şiirleri sizler için derledik.
Göğe Bakma Durağı – Turgut Uyar
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yanan otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım…
Leyla ile Mecnun’da Hırsız Yavuz tarafından seslendirilen şiir, Turgut Uyar’ın kalemindendir. Dizinin kırk yedinci bölümünde Kireçburnu Sahili‘nde bir bankta otururken sevgilisi Eylül’e okuduğu şiirle Yavuz’un aslında ne kadar duygusal ve edebi yönü kuvvetli bir karakter olduğu bir kez daha anlaşılır. Turgut Uyar bu şiirini toplum içindeki bireyin iç sıkıntılarını, toplumun baskısından kaçma isteğini ve huzur arayışını anlatmak için kaleme alır. Yavuz bu şiiri okurken Leylasını kaybetmiş olan Mecnun’un hayatını düzene sokma çabalarını, içindeki sıkıntıdan kurtulma isteğine şahit oluruz.
Masa da Masaymış Ha – Edip Cansever
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Leyla ile Mecnun dizisinde Hırsız Yavuz’un sevgilisi Eylül tarafından okunan şiir Edip Cansever’in kaleminden çıkmıştır. Yine Kireçburnu Sahili’nin gözleri dolduran muazzam manzarası fonunda Eylül, Yavuz’a şiir okur. Hep Yavuz şiir okuyacak değil ya. Okuduğu kaynakta şiirin sansürlendiğini bilmeden okumasına devam ederken Yavuz’un sinirli müdahalesi ile karşılaşır. Kitapta eksik kalan bölüm Yavuz tarafından tamamlanır ve güzelim şiir ahengine kavuşarak bir bütün halinde okunur. Eksik kalan kısım ise “… Uzandı masaya sonsuzu koydu, Bir bira içmek istiyordu kaç gündür, Masaya biranın dökülüşünü koydu…” Edip Cansever basit bir masa metaforu ile ne de güzel hislere tercüman olmuş. Yaşamın içindeki dengeleri, bireylerin en temel duygularını basit ama anlaşılır bir biçimde okuyucuya anlatmış.
Öyle Güzelsin ki Kuş Koysunlar Yoluna – Nilgün Marmara
Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben.
Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
“Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna” bir çocuk demiş.
Leyla ile Mecnun’un elli ikinci bölümünde Hırsız Yavuz tarafından seslendirilen şiirin şairi Nilgün Marmara’dır. Dizide farklı bir boyutta olup içinde bulundukları zaman diliminde kendilerinin ne yaptıklarını izleyen kahramanlardan Yavuz kendisini Kireçburnu Sahili’nin en güzel noktasında sevdiğine şiir okurken görür. Bölümün sonunda ise Mecnun’un Ak Sakallı Dede ile yaptığı sohbet ilk günden beri Mecnun’un duygusal anlamda ne kadar ilerleme kaydettiğini gözler önüne seriyor. Şiir yazdığını uzun süre tüm yakınlarından saklayan Nilgün Marmara ise ölümünün ardından popüler olan şairlerden. Kuş Koysunlar şiiri de en sevilen şiirlerinden biri olan şairin “Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna” dizesi bir alıntıdır.
Sizin Hiç Babanız Öldü mü? – Cemal Süreya
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü, kör oldum.
Yıkadılar, aldılar, götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu kör oldum.
Cemal Süreya’nın babasının annesinin vefatı ardından evlenmesi ile benim için öldü diyerek kaleme aldığı bu ölümsüz eser Leyla ile Mecnun’un yüz dokuzuncu bölümünde seslendirilir. Seslendiren ise dizinin romantik aşığı Yavuz’dur. Her şey yolunda giderken Mecnun’un babası İskender’in ölüm haberi gelir. Daha önce de ana karakterlerin kaybının yaşandığı dizide hüzünlü sahneler boyunca fonda Yavuz’un şiir okuyan sesi duyulur. Özellikle “Babamdan ummazdım bunu kör oldum” dizesi izleyenlerin kalbini sızlatır. Şiirin sonunda kendisi de derin bir kedere boğulan Yavuz “Bu şiiri bana neden okuttun?” diye kızar. Ancak ilerleyen bölümlerde bu durumun gerçek olmadığı ortaya çıkar.