12 Şubat 1554 tarihinde Lady Jane Grey, henüz 17 yaşındayken İngiliz tarihinin ihanetten idam edilen en genç kraliyet kadını olmuştur. Duruşması Londra’nın kalbi Guildhall’da halkın karşısında aşağılık bir biçimde gerçekleşmiştir. Jane için bu duruşmanın sonucu bir felaketti. Peki olaylar bu noktaya nasıl gelmişti?
Hayatının Erken Dönemi ve Eğitimi

Lady Jane Grey, 1537 yılının sonbaharında Lady Frances ve III. Dorset Markisi Henry Grey‘in en büyük çocukları olarak dünyaya geldi. Ailesi yüksek bir statüye sahipti ve hem annesi hem de babası sarayı sıklıkla ziyaret ederlerdi. Aynı zamanda Jane’nin annesi Lady Frances, VIII. Henry‘nin en küçük kız kardeşi Mary Tudor’un kızıydı. Dolayısıyla Lady Jane’in VIII. Henry ile direkt olarak büyükannesi tarafından bir akrabalığı bulunuyordu.
İlginizi Çekebilir: VIII. Henry ve Talihsiz Eşleri
Onunla aynı statüye sahip olan her kız gibi Jane de sıkı fakat kaliteli bir ev eğitimi aldı. Yunanca, Latince, Fransızca, İtalyanca ve İbranice gibi klasik diller öğrenmesinin yanı sıra babası ve öğretmenleri aracılığıyıla Protestanlığı da öğrendi.
Seymour Kardeşler, Hırslar ve Batmış Planlar
Tudor Dönemi’nde aristokrat çocukları, gelecekte iyi bir evlilik yapmak ya da benzeri sosyal konularda daha avantajlı olabilmek için koruyucu ailelere eğitim amaçlı gönderilirdi. Lady Jane, 1547 yılının bahar aylarında eğitim almak için 10 yaşındayken yakın aile dostları Thomas Seymour‘un evine gönderildi.

Yakın aile dostu olmasının yanında Seymour aynı zamanda tahta yeni geçen Kral VI. Edward‘ın dayısıydı. Seymour, o kadar hırslıydı ki Lady Jane’i kendi etkisi altında bırakmanın ona çok fazla getirisi olacağını düşünüyordu. Bu yüzden de Jane ve Edward büyüdüğü zaman onları evlendirme planları kuruyordu. Tahtta üçüncü sırada olan Jane, özellikle Kral VI. Edward’la evlendiğinde daha da değerli biri olacağından Seymour Jane’i yakınında tutmak istiyordu.

Kral VI. Edward tahta çıktığında yalnızca 9 yaşındaydı ve kendi başına ülkeyi hükmetmek için çok genç olduğundan Kral VI. Edward’ın dayısı ve Thomas Seymour’un ağabeyi olan Edward Seymour‘un liderliğinde naiplik konseyi kuruldu. Genç kralın koruyucusu olan Edward Seymour, konseyin ve özellikle rolü kendisi için isteyen küçük kardeşi Thomas Seymour’un canını sıkacak şekilde güçlü konumunu istismar etti.
Krala yaklaşmak için çaresizce her yolu denemeye hazır olan Thomas Seymour, 16 Ocak 1549 gecesi VI. Edward’ın özel dairesine girmeye çalıştı ve Thomas’ın bu akılsızlığı kendi sonunu getirdi. Yakalandıktan sonra Londra Kulesi‘ne getirildi ve 20 Mart 1549’da idam edildi. Böylelikle kralla evlenme umutları içinde olmayan Lady Jane Grey de evine geri gönderildi.
Aynı zamanda Edward Seymour’un Kral VI. Edward adına İngiltere’yi yönetim biçimi tamamıyla bir felaketti; hatta 1549 yılında ülke neredeyse iflasın eşiğine gelmişti. Northumberland Kontu John Dudley‘nin önderliğinde konsey üyeleri Seymour’a karşı birleşti. Seymour, VI. Edward’ı kaçırma girişiminde bulundu fakat yanına yiyecek almayı akıl edemediğinden neredeyse ikisini de ölüme götürüyordu. Ocak 1552’de Edward Seymour Londra Kulesi’nde idama mahkum edildi ve John Dudley’in liderliğine geçen konsey ülkeyi tekrar canlandırmayı başardı.
VI. Edward’ın Hastalığı ve “Devise for the Succession”

Ocak 1553’te 15 yaşındaki Kral VI. Edward, yüksek ateş ve öksürük sebepleriyle yatağa düştü ve bundan sonra sağlık durumu dengesiz devam etti. Bazen iyiye giden sağlığı sonrasında daha da kötüye gidiyordu. Tahtın kaderinden endişe duyan VI. Edward, babasının vasiyetinden ilham alarak tahtın geleceğini belirlediği “Devise for the Succession”ı yazdı.
Vasiyetini tamamlaması için birçok taslak yazması gerekti çünkü vasiyetin ilk hâli hastalığının ölümcül olmadığı bir dönemde yazılmıştı ve Jane’i varisi olarak belirlemiyordu. Edward, varisin Prostestan bir erkek olmasını istediği için üvey kardeşleri Mary ve Elizabeth’i vasiyetten çıkardı. Böylelikle kuzeni Lady Frances Grey’in erkek çocuklarının veya kızları Jane’in, Catherine ya da Mary’den doğabilecek erkek torunlarının tahta çıkma ihtimali arttı.

Haziran 1553’te Edward’ın hastalığının ölümcül olduğu kesinleşti ve hiçbir kuzeni erkek varis doğurmadığı için Edward vasiyetini Lady Jane Grey’in lehine çevirecek şekilde ikinci kez düzenledi. Jane kraliçe olarak tahta geçse bile ülkeye sadece erkek varis hükmedebileceğinden Jane’in erkek çocuğu doğurmaması durumunda taht hakkı Jane’in kız kardeşlerinin oğullarından birine geçecekti.
Aynı Plan, Farklı İsim
Tıpkı Thomas Seymour gibi John Dudley de Lady Jane’in konumundan yararlanmak istiyordu ve kralın vasiyetinin son hâli Northumberland Dükü’nün planları için çok avantajlıydı. Büyük plana göre Jane ve oğlu Lord Guildford Dudley, Kral VI. Edward öldükten sonra evlenerek tahtın başına geçeceklerdi.

Dudley çok hırslı bir adamdı ve bu evliliğin iktidardaki güçlü konumunu elinde tutmak hatta yükseltmek için iyi bir fırsat olarak görüyordu. Mary’nin tahta geçmesini, gücünü kaybetmemek için engellemesi gerekiyordu. Aksi hâlde Mary’nin hem dinî hem de politik nedenlerden nefret ettiği bu adamın gücünü elinden alacağı kesindi.
Aynı zamanda bu evlilik, John Dudley kraldan sonra İngiltere’deki en yetkin kişi olduğundan iki aile için de çok faydalı bir evlilikti. Jane’in tahta geçmesi için Dudley’nin desteği çok önemliydi, bu yüzden Jane’in babasını kandırmak Dudley için hiç de zor olmadı. Böylece 25 Mayıs 1553’te, kralın ölümünden sadece birkaç ay önce Jane ve Guilford evlendi.
John Dudley’in planlarının suya düşmesi çok uzun sürmeyecekti.
VI. Edward’ın Ölümü ve Lady Jane’in Tahta Çıkışı
VI. Edward’ın kısa fakat olaylı saltanatı 6 Temmuz 1553’te, 15 yaşındayken tamamıyla sona erdi. Günümüzde tarihçiler, Edward’ın ölümüne sebep olan hastalığın tüberküloz olduğunu düşünüyor.
VI. Edward’ın ölümünden üç gün sonra Lady Jane Grey, John Dudley’nin Londra’daki Syon Konak’ına Edward’ın vasiyetini haber vermek ve artık bir kraliçe olduğunu duyurmak amacıyla çağrıldı. Bu haber Lady Jane’i şoka uğrattı ve stresli hâli önünde diz çökmüş, bağlılık yemini eden danışma meclisi üyelerinin kafasını karıştırdı ve utandırdı.

Lady Jane, ailesi ve kocası gelene kadar sakinleştirilemedi ve daha sonra bu olayı şöyle anlattı:
“Onlara yetersizliğimi beyan ettim ve böylesine soylu bir prensin ölümü için çok ağladım. Aynı zamanda kendimi Tanrı’ya çevirdim ve eğer bana verilenler adil ve yasal olarak benimse onun ilahî Majesteleri bana öyle bir lütuf ve ruh bahşetsin ki onu şanına, hizmetine ve bu diyarın yararına yönetebileyim diye alçakgönüllükle yalvararak dua ettim.”
Ertesi gün Jane; Guildford, ailesi, kayınvalidesi ve diğer saray kadınlarıyla birlikte taç giyme törenine hazırlanmak için Londra Kulesi‘ne giriş yaptı. Grubun görkemli göründüğü su getirmez bir gerçekti. Jane, uzun kuyruğunu annesinin taşıdığı altın desenlerle kaplanmış yeşil kadife bir elbise giyiyordu. Kafasında ağır mücevherlerle kaplı beyaz bir başlık vardı ve boynunda ise küçük altın zincir, inciler, yakutlar ve elmaslarla süslenmiş; yine özel incilerle ve yeşillerle donatılmış siyah kadife bir atkısı vardı. Jane’in bedeninin üzerinde yürüyüşünü takip eden bir gölgelik vardı. Guildford ise beyaz ve altın renkleri içerisinde uzun ve sarışın vücuduyla Jane’e eşlik ediyordu.

Her şey pürüzsüz bir şekilde ilerliyordu, ta ki Jane’den taç giymesi istenilene kadar. Lady Jane Grey tacı giymeyi birçok bahane sunarak reddetti ve törenin devamında olanları Kraliçe Mary’e 10 Temmuz 1553’te yazdığı mektubunda şöyle anlatmıştır:
“Winchester Markisi, itirazlarıma rağmen tacı hiç endişe etmeden kabul etmemi ve kocama giydirmek için de bir tacın daha yapılması gerektiğini söyledi, ki bu kötü niyetli sözleri şahsen sonsuz keder ve gönül hoşnutsuzluğu ile işittim. Lord gittikten sonra kocamla birçok şey hakkında akıl yürütüyorduk ve bana eğer kral olacaksa bunun benim tarafımdan parlamentonun kararıyla olabileceğini kabul etti; ancak daha sonrasında Arundel ve Pembroke kontlarını çağırdım ve onlara eğer taç bana aitse kocamı bir dük yapmaktan memnuniyet duyacağımı fakat kral olmasına asla rıza göstermeyeceğimi söyledim.”
Lady Jane, kocasıyla sorunlarını çözemeden saltanatı sona erdi.
Halkın Gözdesi: I. Mary

VIII. Henry’nin en büyük kızı Mary, tahttan kolayca vazgeçmeyi düşünmüyordu ve danışma meclisine kraliçe ilan edilmesini talep eden bir yazı yazdı. Londra halkı, özellikle Katolikler, Katolik Prenses Mary’nin tahtta hak iddia etmesinden çok hoşnutlardı ve Mary’i her şekilde destekliyorlardı. Mary ne kadar destekleniyorsa Jane de o kadar düşmancıl tavırla karşılanıyordu. John Dudley’nin hatası da halkın Mary’e olan desteğini küçümsemiş olmasıydı. Aynı şekilde konsey de Mary’nin büyük bir tehlike teşkil edeceğini sezememişti.
İlginizi Çekebilir: Kanlı Mary: Tacını Kendi Kazanan İlk İngiltere Kraliçesi
Halkın tepkisi günden güne artmaya başlayınca Mary’i Framlingham Kalesi‘nde tutsak etmek için John Dudley’nin önderliğinde küçük bir ordu oluşturuldu. Mary, Dudley’nin ordusundan daha büyük bir ordu oluşturmaktan geri durmadı ve bu durum ülkenin en iyi askerlerinden biri olan Dudley’i korkutmuş olmalı ki geri çekilme kararı aldı.
Bu andan itibaren herkes kendi canını kurtarma peşindeydi. Dudley, Londra’ya dönmeden meclis çoktan Prenses Mary’nin tarafına geçmişti ve ülkenin en güçlü isimlerinden Dudley ise günah keçisi oluverdi.
Tehlikenin farkında olan Jane’in babası, Jane ve Guildford’u kulede yalnız bırakarak Mary’yi kraliçe ilan etmek için Tower Hill’e koşuşturdu. Annesi ve diğer kadınlar da genç çifti terk etti.
Kule Artık Bir Hapishane

19 Temmuz’da, kraliçe ilan edildikten sadece dokuz gün sonra Jane, Mary’nin tam da istediği gibi tahttan düşürüldü. Görevden alındıktan sonra Lady Jane kulede kaldı ama kule artık sarayı değil, hapishanesiydi.
Jane’in No 5 Tower Green’de (ortada, ağaca en yakın) tutulduğu, Northumberland Dükü ve Guildford da dâhil olmak üzere dört oğlunun Beauchamp Kulesi‘nde (sağda) hapsedildiği düşünülüyor.
Jane’in biraz da olsa konforu vardı; yanında üç kadın ve bir uşak vardı ve “uygun zamanlarda” kraliçenin bahçesinde özgürce dolaşmasına izin veriliyordu.
Ülke, I. Mary’nin tahta çıkışıyla neşe içindeyken kimse Jane’in içinde bulunduğu durumu düşünmüyordu. Hatta birçok kişi Jane’nin kaderinin önceden belirlenmiş olduğunu düşünüyordu. Sonuç olarak istemese de yüksek bir ihanet eylemiyle Mary’e meydan okuyarak tacı kabul etmişti. Elbette idam edilmesi gerekirdi.
İlginizi Çekebilir: Robert Dudley: I. Elizabeth’in Büyük Aşkı
3 Ağustos’ta Londra’ya varır varmaz Ⅰ. Mary, babasının daha önce tutukladığı Katolik tutsakları serbest bıraktı. 12 Ağustos’ta Jane ve Guildford suçlandı. 22 Ağustos’ta ise Northumberland Dükü John Dudley Tower Hill’de idam edildi.
Gözden Düşen Kraliçe ve Prostestan Wyatt’ın İsyanı
Sonbahar yaklaşırken Mary, darbeye karışanları cezalandırması için destekçilerinin yoğun baskısı altındaydı. Bu yüzden Jane ve kocasının yargılanması gerektiğine karar verdi. Adaletin bir şekilde yerine getirilmesi gerekiyordu ve Mary’nin gözünde yargılama bir formaliteden ibaretti. Bu, onu kuzenine karşı harekete geçmeye zorlayanları yatıştırmaya yardımcı olacaktı.
13 Kasım sabahı Jane ve Guildford, Tower’dan Guildhall’a insanların önünde yürütülerek götürüldü. Jane insanlara kulak vermek yerine tutsaklığı boyunca elinden hiç düşürmediği İncil’i okumakla meşguldü.
Guildhall’a vardıklarında mahkûmlara duruşmalarının seyircilerle dolu bir odada yapıldığı büyük salona kadar eşlik edildi. Jane’e yöneltilen suçlamalar okundu ve kanıtlar mahkemeye sunuldu: Jane, İngiltere tacını “yanlış ve haince yollarla” elde etmiş ve kendisini “Kraliçe Jane” olarak kabul etmiş, böylece Mary’yi “kraliyet statüsünden, unvanından, İngiltere krallığının düzeni ve gücünden” mahrum bırakmış ve büyük bir ihanet işlemişti.

Mahkemedekiler Jane’in suçlamalara nasıl cevap vereceğini duymak için beklerken tüm gözler Jane’in üzerinde toplanmıştı. Cevabı çok geçmeden geldi: “Suçlu”. Bu tek kelime Jane’i “kraliçenin merhametine” bıraktı ve bu da mahkemenin önceden belirlediği bir karardı: “Jane ve kocası ihanetten suçlu bulundu ve ölüme mahkum edildi”. Jane için ceza “kraliçenin emriyle yakılmalı ya da kraliçeyi memnun edeceği için kafası kesilmeli” idi.
Northumberland Dükü’nü acımasızca idam ettiren I. Mary’den aynısını Jane’e yapması bekleniyordu; fakat Mary, saltanatına merhamet göstererek başlamaya hevesliydi ve Ağustos ayının ortasına kadar mahkemedekilere “Jane’in ölmesi gerektiğine rıza göstermeye ikna edilemeyeceğini” ima etmişti. Jane sadece Mary’nin kuzeni olduğundan değil, aynı zamanda Jane’in gençliğinin ve manipüle edilmiş olduğunun da son derece bilincinde olduğundan dolayı da Jane’in hayatı güvende gibi görünüyordu.
Mahkemenin ardından Jane ve Guildford, Kraliçe Mary’nin kaderlerine ilişkin kararını beklemek üzere kuleye geri döndüler. Bununla birlikte Mary, başlangıçta merhamet gösterme arzusuna sadık kaldı ve hatta Noel günleri yaklaşırken Jane’in hapis koşullarını gevşetti. Kraliçenin yalnızca Jane’i bağışlayacağını değil, sonunda onu özgürlüğüne kavuşturacağını ummak için her türlü neden vardı.
Ta ki 1554‘te Mary’e karşı çıkan isyana kadar.
Kraliçe’nin sadık Katolikliği ve nefret edilen İspanya Prensi II. Philip‘le evlenme planları, onu derinden sevilmeyen biri hâline getirmişti. 1554’te Protestan Wyatt’ın İsyanı da dâhil olmak üzere bir dizi ayaklanma gerçekleşti.
Komplocular, Jane’i tahta geri getirmeye niyetli değildi ancak Jane’in babasının komploya karışması Jane ile kocasını zor bir duruma soktu. Jane’in varlığı, onun yaşamasına izin vermeye gücü yetmeyen Mary için çok daha büyük bir tehdit hâline geldi.

Jane, isyan hakkında hiçbir şey bilmiyordu ama kulede gittikçe zayıfladığı günlerde hayatının isyanın sonucuna bağlı olduğunun acı bir şekilde bilincinde olabilirdi. İsyanın başarısızlığı kaderini mühürledi. Mary, tüm olanlardan sonra bile Jane’i düşünüyor olsa da danışmanlarının ısrarı ile Jane’in idamını emretmekten başka seçeneği kalmamıştı. Karar muhtemelen 7 Şubat akşamında verildi ve Jane’e kendini ölüme hazırlaması söylendi.
Darağacına Adım Adım
Mary, Jane’in yaşayamayacağına karar vermiş olabilir ancak yine de kuzeninin manevi refahı için endişeleniyordu. Bu yüzden 8 Şubat’ta kraliçe, Papaz Dr. John Feckenham‘ı, Jane’i Katolikliğe dönüştürmekle görevlendirdi. Feckenham kesinlikle elinden gelenin en iyisini yaptı hatta görevini tamamlamak için Jane’in idamını üç gün geciktirmeyi başardı; fakat Protestanlığa sıkıca bağlı olan Jane’i Katolikliğe çevirmek için yeterli gelmedi. Kraliçe Mary, Danışma Meclisi’nin tavsiyesini isteksiz bir şekilde kabul etti ve Jane ile Guildford’un idamını emretti.

Guildford son bir kez görüşmek istedi ancak Jane “eğer bekleyip başka bir yerde buluşur ve çözülemeyen bağlarla yaşarlarsa daha az ızdırap çekeceklerini” söyleyerek reddetti.
12 Şubat 1554 sabahında Guildford, Tower Hill’e götürüldü ve insanların önünde idam edildi. Lady Jane, idamı penceresinden izliyordu ve kocasının kafasız vücudu kiliseye taşınırken “Oh, Guildford, Guildford!” diye bağırarak yas tuttuğu söyleniyor.
Yüksek statülü bir kadın olan Jane, bir saat sonra kule arazisinde özel bir infaza yürüyordu. Siyahlar içinde genç kadın, Tower Green’deki iskeleye doğru adımlarını atarken sakinliğini koruyordu.

Jane’in son sözleri onurluydu:
“İyi insanlar, ben yasalarla buraya ölmeye geldim; Kraliçe Majesteleri’ne karşı olmak gerçekten yasa dışıydı ve benim buna rızam vardı… Bugün Tanrı’nın ve siz iyi Hristiyanların yüzünün önünde ellerimi masum bir şekilde yıkıyorum.”
Daha sonra dua kitabından Psalm 51’i okudu; eldivenlerini ve mendilini hanımlarından birine; dua kitabını kule teğmenine; cübbesi, başlığı ve yakasını da diğer hanımlara verdi.

Jane daha sonra cellattan onu “çabucak göndermesini” istedi ve gözlerinin etrafına bir göz bağı bağladı. Bağlı gözleriyle bloğu el yordamıyla ararken panik onu yemeye ve “Ne yapacağım? Nerede?” diye söylenmeye başladı.

Biri yardım etmek için devreye girdi ve Jane başını bloğa koydu. Son sözlerini söylerken: “Tanrım, ruhumu senin ellerine emanet ediyorum.” Balta düştü. Jane öldüğünde sadece 17 yaşındaydı.
Kraliçe Mary’nin başarısız saltanatından sonra Lady Jane Grey, bir “Protestan şehidi” olarak bilinirken 19. yüzyılda Paul Delaroche‘nin 1833 tarihli dramatik tablosunda hayal edildiği gibi masum bir kurban olarak görüldü.
Kaynakça
“Lady Jane Grey: ‘The Nine Day Queen’ with the Shortest Reign in Biritish History”. Historic Royal Palaces, https://www.hrp.org.uk/tower-of-london/history-and-stories/lady-jane-grey/. 29 Haziran 2022 tarihinde erişildi.
“Who was Lady Jane Grey? The tragic story of the ‘Nine Days Queen'”. History Extra, 12 Şubat 2021, https://www.historyextra.com/period/tudor/who-was-lady-jane-grey-facts-about-nine-day-queen-execution-death/. 29 Haziran 2022 tarihinde erişildi.
“10th July 1553”. Lady Jane Grey Reference Guide, http://www.ladyjanegrey.info/?page_id=1876. 29 Haziran 2022 tarihinde erişildi.


