Kuzeye Giden İnce Yol: Yolda Olmanın Sessiz Tarifi

Editör:
Deniz Filiz
spot_img

Geçtiğimiz aylarda İthaki Yayınları‘nın bünyesine kattığı Japon klasiklerini hepimiz duymuşuzdur. Bugün, o kitaplardan belki de en çok reklamı yapılan, Japon klasiklerine ilgisi olmayanın bile meraklandığı bir kitabı inceleyeceğiz: Matsuo Başo‘nun kaleminden çıkan Kuzeye Giden İnce Yol.

Kitabı tam olarak özümseyebilmek adına ilk olarak kısaca yazarın hayatına ışık tutacağız.

Matsuo Bashō - Wikipedia
Matsuo Bashō.

Matsuo Bashō Kimdir?

Matsuo Bashō aslında bir şairdir. Haiku adı verilen bir Japon şiir türünün ustası olan Matsuo, 1644-1694 yılları arasında yaşamıştır. Günümüz şartlarına kıyasla kısa bir yaşam süren Matsuo, hastalık sebebiyle erken yaşta vefat etmiştir. Japonya’da 1603 yılından 1868 yılına kadar geçen süre, Edo Dönemi olarak adlandırılmaktadır. Bir Edo Dönemi şairi olan Matsuo, Japon edebiyatının en önemli eserlerinden birisi olarak nitelendirilen Kuzeye Giden İnce Yol kitabında, Edo Dönemi’ne denk gelen yaşamında gerçekleştirdiği yolculuğunu anlatmaktadır.

Haiku

Türkçemize eğlenceli mısra olarak geçen Haiku, geleneksel bir Japon şiir türüdür ve dünyanın en kısa şiir türü olarak sayılır. Japon şiirinde daha çok şiirin niceliğine önem verilir. Haiku adı verilen şiir türü, 5-7-5 Japon ses birimini ifade eden üç kelimenin bir araya getirdiği bir mısradan meydana gelir. İşte size kitaptan bir örnek:

Yaz otları

Üzerine sinmiş her birinin

Savaşçıların hayalleri

Kuzeye Giden İnce Yol

Öncelikle Kuzeye Giden İnce Yol için herkese hitap etmeyen bir kitap olduğunu söyleyebiliriz. Matsuo Bashō’nun 1689 yılının sonbaharında, belki de hayatına büyük bir etkisi olan yolculuğunun sonucunda bu kitap ortaya çıkmıştır. Edebiyatımızı geçmişten bugüne inceleyecek olursak; seyahatnamelere olan ilginin pek de fazla olmadığını görebiliriz. Beklenen ilginin görülmediği bir diğer edebi tür de şiir. Kuzeye Giden İnce Yol, bu iki türün birleşiminden ortaya çıkan bir seyahat günlüğü örneği olarak ülkemizde ne kadar değer görecek, bilinmiyor.

Tüm bu belirsizlikler bir kenara, Matsuo Bashō, Kuzeye Giden İnce Yol’u yayımladığı andan itibaren sayısız insana ihtiyacı olan desteği ve cesareti sağlayan bir eser olmuştur. Matsuo’nun yolunu takip etmek isteyenlere gerekli ilhamı veren kitap, son derece zor ve meşakkatli bir yolculuğu anlatıyor. Matsuo’nun bu yolculuğa çıkmasındaki en büyük motivasyon kaynağı ise kendinden önceki dönemlerde yaşamış şairlerin, şiirlerini yazdıkları mekanları görme isteğiydi.

“Yaşam dediğimiz şey bir rüya, bir hayal kadar kısa bir şeydir.”

Yolculuğa çıkış anını anlatarak giriş yapıyor hikayesine Matsuo, tabii biz de. Cesaret isteyen bu davranışın ardında ne tür ikilemlerin yatabileceğini, Matsuo’nun içindeki fırtınayı onunla birlikte biz de hissediyoruz. “Gözyaşı dökmenin ayrılık acısını hafifletmeyeceğini bildiğim halde elimde olmadan yaşlar süzüldü yanaklarımdan” diyor ve altına da ustası olduğu haiku türünde bir şiirini bırakıyor:

Geçip giden ilkbahar

Yas tutan kuşlar

Ağlaşan balıklar

Bashō‘nun kaleminden dökülen kısa ama derin anlamlar barındıran bu dizeler; şairimizin içindekilerin dışa vurumu veya bir itiraf olarak görülebileceği gibi geçmişin duru, yalın bir tasviri olarak da yorumlayabiliriz. Son derece kısa dizelerden oluşmasına karşın buna tezatlık oluşturacak derecede derin anlamlara sahip olan haikular, kitabı zenginleştirmiş ve seyahat süresince alınan notların çok daha farklı bir forma kavuşmasını sağlamış. 

Bashō, kitabın da konusu olan yolculuğunu tamamlayıp evine döndükten sonra, yol yorgunluğunu henüz tam olarak atamamışken, Büyük İse Tapınağı’na gitmeye karar verir ve yeniden yollara düşer. Bu kararını da dizelere şu şekilde döker ve kitabımızın sonuna gelmiş oluruz. 

Nasıl ki ayrılır midye kabukları birbirinden

Ben de öyle ayrılmalıyım

Güzden

Kuzeye Giden İnce Yol, birçok farklı yayınevi tarafından farklı çevirmenlerce dilimize çevrilerek edebiyatımıza kazandırılmıştır. Biz ise İthaki Yayınları’nda Okan Haluk Akbay çevirmenliğindeki versiyonunu inceledik. Ayrıca kitabın sonunda Bashō resimlerine de yer verilmesi, kitabı zenginleştiren bir başka detay. 

Oldukça ilgi çeken kapak tasarımına sahip kitabın başında, Bashō‘nun yolculuğunun haritası yer alıyor. Bu sayede sözel olarak bu tehlikeli yolculuğa tanıklık ederken görsel açıdan nasıl bir rota çizdiğini de bilmiş oluyoruz. Ayrıca kitabın başında kitap hakkında kısa bir bilgilendirme ve şairin hayatının kronolojik sırada maddeler halinde özetlenmiş olması da kitabın anlaşılmasına katkı sağlayan bir başka detay. 

Her çevirmenin kendi tarzı, her yayınevinin kendi bildiği bir rotası vardır elbet. Bir okuyucu olarak, haiku şiir türünün orijinal versiyonlarını da kitapta görmek isterdik doğrusu. Bu sayede haiku hakkında verilen ölçü birimlerini daha iyi özümseyebilir, kısa olmasına karşın yazımının pek de kolay olmadığını daha net anlayabilirdik. Kitabı okurken dizeleri oldukça basit bulabilirsiniz fakat Bashō, bu türün ustaları arasına ismini yazdırmış bir kişi olarak, gittiği her yerde saygıyla karşılanmıştır. 

Seyahatname veya şiir türü ile aranızda soğuk rüzgarlar esiyorsa, ön yargılarınız varsa bunları bir kenara bırakmanızı ve bu kitaba bir şans tanımanızı tavsiye ediyoruz. Kısa oluşu ile çerez niyetine bir günde bitirebileceğiniz, içerisinde barındırdıkları ile uzun süre aklınızı meşgul edecek bir kitaptır Kuzeye Giden İnce Yol. Okumayı bitirdikten sonra bile kendinizi sıklıkla kitabın sayfalarını karıştırırken bulabilirsiniz.

“Kimler geçip gitmemişti ki bu dünyadan? Yan yana uçan kuş çiftleri gibi, dalları iç içe geçmiş ağaçlar gibi birbirine sonsuza dek aşk sözü vermiş olan erkek ve kadınlar bile günü geldiğinde birbirinden bu şekilde ayrılıyordu.”


Kaynakça:

  • Başo, M. (2022). Kuzeye Giden İnce Yol. İstanbul: İthaki Yayınları
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Tarihi Eser Rotası: Geçmişten Müzeye Serüven

Müzelerde sergilenen her bir eserin yolculuğu o kadar uzun ki... Gelin, sergilenme sürecine kadar rotaya bir göz atalım...

Bir Günde Geçen 5 Roman

Hızlı geçen yirmi dört saatimizi bir de romanlardan okuyup hissedelim. İyi okumalar.

Editor Picks