Kuşak Kavramı ve Özellikleri Nedir?

spot_img

Son zamanlarda adından sıklıkla söz ettiren kuşak kavramı önemini gün geçtikçe artırmaya devam etmektedir. Yıllardır var olan bu kavramın nasıl ortaya çıktığını ve neler olduğunu hiç merak ettiniz mi? Bizler de bunu düşünerek konuyu daha iyi anlayabilmek adına bu yazımızda buna yer verdik. Keyifli okumalar.

Tanım olarak baktığımızda Türk Dil Kurumu “kuşak” kelimesini, “Yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğu” olarak tanımlamaktadır. Tarih felsefesi ve kültür tarihinde ise kuşak kavramı; yeni bir anlayışta ve yeni bir yaşama duygusunda, yeni biçimlerde birleşen, eskiden belirgin çizgilerle ayrılan bireyler topluluğu olarak ifade edilmektedir. Nesil, kuşak ve jenerasyon gibi farklı adlandırılan bu kavrama baktığımızda belirli bir zamanda doğmuş, aynı olay ve olgulara maruz kalan insan topluluğu olarak nitelendirebiliriz. Sistematik ve düzenli olarak ilerlemesi gereken bu kavramın güncel olarak ilerlemesinin insanlık için önemi oldukça büyüktür.

Kuşak kavramı ile ilgili ilk bilimsel çalışma ise Auguste Comte tarafından yapılmıştır. Comte, ilk olarak 1830-40 yılları arasında yaşayan insanlar ile çalışmasına başlamıştır. Yaptığı çalışmalarda kuşaksal değişimlerin belirli sürede ortaya çıkan hareketli kuvvetler olduğunu ortaya koyarak sosyal ilerlemenin olabilmesi için, kuşaklar arası bilgi birikimlerinin aktarılması ile olduğunu belirtmiştir. Bakıldığında kuşakları sadece doğdukları zaman dilimleri baz alınarak sınıflandırmak doğru olmaz. Aynı zamanda kuşakları oluşturan topluluğun düşünceleri, hissettikleri ve deneyimlerinin tanımlanması da, onları sınıflandırmak için kullanılmaktadır.

Günümüzde ise söz edilen kuşakları şu şekilde sıralayabiliriz: Gelenekselciler (Traditionalists), Bebek Patlaması (Baby Boomers), X Kuşağı, Y Kuşağı, Z Kuşağı ve Alfa Kuşağı çok yeni bir kavram olarak yerini almaktadır. Kullandığımız bu kuşak kavramlarının anlamlarına ve özelliklerinin neler olduğuna değinecek olursak:

1. Gelenekselciler (Traditionalists) / Sessiz(Lost) Kuşak (1925-1945)

1925-45 yılları arasında dünyaya gelenlerin oluşturduğu bu gruba Savaş Kuşağı da denilmektedir. Yaşanan dünya savaşının da etkisiyle yaşanan durumlardan etkilenen bu grupta olaylara daha tedbirli olduğu görülmektedir. Sade bir yaşamın öne çıktığı bu dönem insanlarında risk almaya karşı önlemler ve emin olunmayan durumlara karşı çekimserlik görülür. Günümüze bakıldığında çoğu köklü işlerin temelinin bu yıllarda atıldığı görülür. Tasarruf ve elindekinin kıymetini bilen insanlar bunu doğru kullanarak pratik zekalarını ortaya koymuştur. Yaşan durumlardan ötürü bu kuşakta öne çıkan bir diğer özellik ise; kendini ifade edebilme ve tartışma gibi konularda zorluk yaşarlar. Ayrıca bu kuşak otorite sadık ve güven duygusu besler. Bakıldığında kuşaklar arsında en az birey sayısı olan bu gruptur.

2. Bebek Patlaması (Baby Boomers) Kuşağı (1946-1964) 

1946-64 yılları arasında doğan gruba Bebek Patlaması denilmektedir. Bir önceki dönemde yaşanan savaşlardan sonra büyük oranda kayıp verilmişti. ilerleyen yıllarla savaşın etkisinin sona ermesiyle büyük ölçüde(yaklaşık1 milyar bebek) dünyaya gelen birey bu kuşak grubunu oluşturur. Ayrıca bu dönemde dünyaya gelen bebekler Soğuk Savaş Dönemi çocukları olarak da adlandırılır. Zorlukların azalmaya başlamasıyla büyüme ve refah bu dönemde ağır basmaktadır. Farklı alanda yeniliklerin ve insan hakları bu dönemde öne çıkan önemli konulardandır. Bu jenerasyonda öne çıkan kişilik özellikleri, çalışkan, idealist, kararlarında uyumlu bir yapıya sahiptirler. Olumsuz olarak yetki duygusu, işkolik ve bencillik gibi bazı olumsuz özelliklerden bahsedilebilir. Ayrıca bu gruptaki diğer özellikler ise, kendi kendilerini motive edebilen ve takdir edilmekten hoşlanmayan bir yapıya sahiptirler. Maaş öncelikli tercihleri arasındadır ve takım çalışmaları önem verirler. Ayrıca Harris Interactive Poll adlı kuruluşun yaptığı farklı nesillerin bakış açıları ve toplumda algılanışlarını sorgulayan araştırmasında Bebek Patlaması neslinin, topluma olumlu etkisi en fazla olan, toplumsal bilinci en yüksek olan ve en üretken nesil olarak görüldüğü ortaya çıkmaktadır.

3. X Kuşağı (1965-1979)

1965-79 yılları arasında doğan bebekler X Kuşağı olarak isimlendirilmektedir. X Kuşağı olarak adlandırılmasının nedeni, Kanadalı yazar Douglas Coupland 1991 yılında “Generation X: Tales for an Accelerated Culture” adlı bir kitap yayınlanmasının ardından yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Bu kuşakta yaygın olarak bebek patlaması kuşağındaki özellikler görülmektedir. Bundan dolayı Baby Buster olarak da anılmaktadır(ayrıca twenty something ve f-you generation gibi isimleri de bulunmaktadır). İş hayatında çalışma oranının artması ile işsizliğinde ufaktan baş gösterdiği bir dönemdir. Bu dönemde her iki ebeveynin de çalışma hayatına katılması ile bu gruptaki bireyler kendi başına yetişmiş de diyebiliriz. Bu kuşaktakiler değişen hayat koşullarına ayak uydurma adına büyük çaba harcarlar fakat bu makro değişim ve rekabet X kuşağındaki bireyler üzerinde çağa uyum sağlayamama, değişimleri yakalayamama gibi bir imaj yarattığından dolayıdır ki bireyler kendilerini toplumdan dışlanmış hissederler. Bu kuşaktaki bireyler, işi basitleştirerek fazla stresten kaçınmaya çalışan hayattan keyif alma doğrultusunda ilerlemişlerdir. Öne çıkan özellikleri olarak, olabildiğince kanaatkar, toplumcu, sadık ve idealist bir kuşak olarak bahsedilebilir. Temel davranış özelliklerine bakıldığında ise, pragmatizm, sinizm(bireysellik), bencillik, farklı yaşamlara karşı saygı, hoşgörü ve kültür çeşitliliği vardır. Bu kuşağın en bilinen özellikleri ise; gelecek korkusu veya gelecek kaygısı taşımaları, bundan dolayı da daha çok çalışma, daha fazla para kazanmaya ve kariyer odaklı kişiler olmalarıdır.

4. Y Kuşağı (1980-1999)

1980-99 yılları arasında doğan bu gruba Y Kuşağı denilmektedir. Milenyum Kuşağı, Gelecek Kuşağı, www Kuşağı, Dijital Kuşak, Patlama Kopyası, Net kuşağı ve İndigolar gibi farklı isimlendirmeleri de mevcuttur. Dünya nüfusunda en kalabalık kuşaktır. Teknolojinin de ilerlemesi bu dönemde büyük ölçüde etkinliğini göstermiştir. Henüz küçük yaşta teknolojiyle tanışan bireyler için günlük hayatlarında en vazgeçilmez öge olmuştu. Aileye büyük önem veren bu bireyler dünya ekonomik krizinin etkilerini yaşamalarına rağmen gülümsemelerini hep korumaya çalışmışlardır. Bu kuşağın öne çıkan özelliklerine bakacak olursak; dünya odaklı, eğitim seviyesi yüksek, sağlık ve bedenleriyle ilgilenen, özgüven sahibi, bilgiye kolay erişebilir, her zaman yenilik arayan, kolayca adapte olabilen, eğlence ve gezmeyi seven, aile ilişkilerine önem veren ve genelde iyimser bireylerdir. Öne çıkan olumsuz özellikler ise, beklemeyi bilmemektedirler ve fazla sabırlı değillerdir diyebiliriz.

Burada şöyle bir dipnotta bulanacak olursak: Lower’e (2008) göre, Y kuşağının doğum yılları belirli bir aralıkla sınırlandırılmamıştır. Bununla birlikte birçok uzman  için, 1980-2001 yılları zaman aralığında doğan bebekler bu kuşağın bireyleri olarak sayılmaktadır. Ayrıca bazı kaynaklara göre; Y Kuşağı 1980-1994’lü yıllar arasında sınırlandırılmış olup, 1995-2002 yılları arasında doğan bireylere Milenyum Kuşağı denilmiştir. Z Kuşağı terimi ise 2003 ve 2020 yılları arasında doğanlar için kullanılmıştır. Kesin olarak hangi sınırlardan oluştuğunu söylemek şu an için belirsiz gibi duruyor.

5. Z Kuşağı (2000 ve sonrası)

2000 yılı ve sonrasında doğanlar için Z Kuşağı ifadesi kullanıldı. İsmini 2012 yılında USA Today, online platformunda okuyucularına sonraki gelecek neslin adını seçmeleri için bir yarışma sonucu almıştır. Şu an henüz çok genç olan bu grup, internet kuşağı/teknoloji çağı olarak da anılan bireylerdir. Teknoloji ve iletişim öne çıkan önemli ve ayrılmaz unsurlarındandır. Görev ve sorumluluk tamamlama isteklerinin azalışı görülebilir. Teknolojiyle iç içe yaşamanın olumsuz etkisi olarak yalnız daha fazladır. Kendilerini kolay ifade edebilen iletişimi seven bireylerdir. Henüz çok yeni bir kuşak olduğu için bu bireyler için yeterli bilgi vermek henüz mümkün değildir. Özetle yaşayarak göreceğiz de denebilir.

Bildiğimiz ve kullandığımız bu kuşak terimlerinin yanında yepyeni bir kuşak kavramı da hayatımıza girmiştir. Alfa Kuşağı olarak adlandırılan bu grup 2012 yılından sonra doğan bireyler için kullanılmıştır. Henüz yeni bir kuşak olmasının yanında bilgi verebilmek ne yazık ki pek fazla mümkün değildir.

Yaşanan olaylar ve olgular yıllar sürecinde insanlığın bilgi ve tecrübelerini bir sonraki döneme aktararak gelişim ve ilerlemesinde büyük rol oynamıştır. Kuşaklara da bu açıdan baktığımızda yaşanan dönemin özellikleri ve olayları yaşamlarını ve kişilik özelliklerini büyük ölçüde şekillendirmiştir. Bu olay bir sonraki jenerasyonda genetik misali büyük etki bırakmıştır. Dönemin yaşanan olaylarının etkisinin bıraktığı etkiler ise önemli derece insanlık üzerinde etkinliğini göstermiştir. Belirli zaman aralıkları içinde sınırlandırdığımız ve bazı terimler ile nitelendirdiğimiz bu kavramları belli özelliklerle tanımlama konusu doğruluğu ve yanlışlığı açısından yorumlamayı size bırakıyoruz. Yeni kuşakların etkinliğini göstermesiyle önümüzdeki günlerde bu isimleri daha sık duyacağımıza benziyor.

Kaynakça: 

  • Adigüzel, O., Batur, H. Z., & Ekşili, N. (2014). Kuşaklarin Değişen Yüzü Vey Kuşaği Ile Ortaya Çikan Yeni Çalişma Tarzi: Mobil Yakalilar. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (19), 165-182.
  • Ayhün, S. E. (2013). Kuşaklar Arasindaki Farkliliklar Ve Örgütsel Yansimalari. Ekonomi ve Yönetim Araştırmaları Dergisi, 2(1), 93-112.
  • Demirkaya, H., Akdemir, A., Karaman, E., & Atan, Ö. (2015). Kuşakların yönetim politikası beklentilerinin araştırılması. İşletme Araştırmaları Dergisi7(1), 186-204.
  •  H. Seçil Fettahlioglu ; Cansu Birin, Sercan Yiltay (2018).Teknoloji Kabul Modeline Göre Kuşaklar Arasi Farkliliğin İncelenmesi: Akilli Telefon Uygulamalari Kullananlara Yönelik Bir Araştirma. Journal of Social and Humanities Sciences Research.
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Tarihi Eser Rotası: Geçmişten Müzeye Serüven

Müzelerde sergilenen her bir eserin yolculuğu o kadar uzun ki... Gelin, sergilenme sürecine kadar rotaya bir göz atalım...

Bir Günde Geçen 5 Roman

Hızlı geçen yirmi dört saatimizi bir de romanlardan okuyup hissedelim. İyi okumalar.

Editor Picks