Netflix‘in yeni dizisi Kuş Uçuşu’nun yönetmen koltuğunda Deniz Yorulmazer, senarist koltuğundaysa Meriç Acemi oturuyor. Ay Yapım imzalı dizinin başrol oyuncuları şu şekilde; Birce Akalay, Miray Daner, İbrahim Çelikkol, Burak Yamantürk, İrem Sak, Defne Kayalar. Dizide dış ses olarak duyduğumuz o güzel sesin sahibiyse Nejat İşler.
Dizi toplamda sekiz bölümden oluşuyor. Gerilim dozu yüksek bu diziyi bol entrikalı bir drama olarak tanımlayabiliriz.
Uzun zamandır habercilik yapan, idealist ve başarılı bir kadın olan Lale Kıran (Birce Akalay) sunduğu Öteki Taraf haber programıyla göz kamaştıran, çoğu kişinin hayran olduğu biridir. İki çocuklu ve evli Lale’nin iyi bir anne ve eş olmasına ve işinde mükemmeliyetçi tavırlarına, fiziksel olarak dikkat çekici görünümü de eklenince ortaya kusursuz bir profil çıkıyor. Neredeyse kusursuz… Çünkü kimse kusursuz değildir. Yaşadığı günlük rutinin altından başarıyla çıkıyor gibi görünse de aslında özel hayatında ve iş hayatında yaşadıkları onu epeyce zorluyordur.
Dizinin ikinci başrolü diyebileceğimiz kadın karakter Aslı (Miray Daner) sınırları zorlayan biri. Çocukluğundan beri Lale Kıran’a hayran olarak büyümüş, hatta yaşam standartlarını bile onun yolundan gitmek üzerine kurmuş diyebiliriz. Tıpkı Lale Kıran gibi Basın – Yayın okumuş.
Bir seminer çıkışı, bir şekilde yolunu bulup Lale’yle konuşma şansına sahip oluyor. Bu şansı hayranlığını anlatarak, tipik bir fandom olarak ziyan ediyor. Bu da onu Lale’nin gözünde dikkat çekici olmayan biri konumuna getiriyor. Özetle diğer hayranlardan ileriye götürmüyor. Ancak Aslı bir hayrandan çok ötesi olduğunu dizi boyunca yaptıklarıyla bize kanıtlıyor. Lale Kıran’ın çalıştığı yerde stajyer olarak işe girmeyi başarmasına tanık oluyoruz. İşi alış şeklinden Aslı’nın hiçbir şeyi doğru yollardan yapmayacağını anlıyoruz. Stajyerlikten Lale’nin asistanlığına yükseliyor. Bölümler ilerledikçe, Aslı’nın hırsının onu nerelere kadar ilerlettiğine de şahitlik ediyoruz.
Erkek başrol olarak İbrahim Çelikkol’u görüyoruz. Kenan… Programın yapımcısı ve Lale’nin eski sevgilisi olmasının yanı sıra, yaşananları izledikçe Lale’yi hala unutamadığını anlıyoruz. Diğer tarafta Lale’nin kocası Selim (Burak Yamantürk) hikayedeki yerini alıyor. Karısına aşık, sadık, çocuklarıyla ilgili, yakışıklı ve anlayışlı bir restoran sahibi. Selim için mükemmel erkek profili diyebiliriz. Gerçek olamayacak kadar mükemmel hatta!
İrem Sak’ın canlandırdığı Müge‘yse Lale’nin en yakın arkadaşı ve birlikte yola çıktığı kişi. Lale yükselirken onun arka planda kalması ve önemli bir mevkide olmaması, Müge’nin günden güne Lale’ye görünmez bir kıskançlık beslemesine neden olmuş. Bir diğer karakter de Defne Kayalar’ın hayat verdiği Gül karakteri. CEO olarak çalıştığı kanaldaki varlığı her adımında belli oluyor.
Genel olarak karakterlerin hepsi çok güçlü insanlar. Güçlü, arzulu, çalışkan, prestijli… Hepsi birer aslan. Her biri, bir orman kralı…
Bir de Aslı var. Aslı bir kuş… Yavru olarak geldiği kanalda günden güne güçlenerek yırtıcı bir kuşa dönüşmesini takip ediyoruz. Aslı’nın arzuları, hırsları hepsinin üstünde. Öyle ki; istediği her şeyi elde edebiliyor. Tatlı dil, güzel bir surat, anlamlı bakan derin mavi gözler, incelikli bir zeka…
İstediklerini elde etmek için yeterli mi peki?
Bu dizide yeterli.
Dizi sekiz bölüm boyunca entrikacı ve sürükleyici tavrını asla bırakmıyor. Zaman varsa bir oturuşta izleyip bitirebilirsiniz. Tam bir hafta sonu dizisi diyebiliriz. Bütün entrikası, heyecanı, gerilimi bir tarafa anlattıkları ve verdiği mesajlar çok önemli ve kıymetli. X kuşağı ve Z kuşağını rahatlıkla kavrayabileceğiniz, aralarındaki farkları ve benzerlikleri yakalayabileceğiniz ve medyada izlediğiniz insanları daha detaylı analiz edebileceğiniz bir dizi olmuş.
İnsanların isteklerine ulaşabilmek için neler yapabileceğine tanık olabileceğiniz dizilerden biri. Verdiği mesaj olarak benzerlerine bir şey katmıyor belki, ama keyifle izleyebileceğiniz bir Netflix dizisi olarak kütüphanedeki yerini alıyor.
Gerçek hikayelerden yola çıkılarak çekilmiş intikam hikayelerine benzemesine rağmen, bazı konularda olaylara verilen tepkiler gerçek dışı olarak yorumlanabilir. Aslı karakterinin bütün toksikliğine rağmen her yaptığının yanına kar kalması ve asla cezalandırılmaması gerçekliğe gölge düşüren durumlardan biri. Dizide herkes en ufak hatasında işinden olurken, Lale Kıran’a verdiği zararlara rağmen Aslı’nın finalde istediğini alması, yine gerçekle örtüşmeyen bir durum. Lale’nin sahip olduğu statü ve içinde bulunduğu ortama rağmen bu kadar naif olabilmesi de karakter gelişimi açısından sahte görünüyor. Yamyamların bulduğu en küçük fırsatı değerlendirip karşısındakini yediği bir sektörde çalışıp, böyle iyi bir profile sahip olması sadece dizilerde ve filmlerde olabilecek bir iyimserlik diyebiliriz.
Aslı’nın kişilik olarak Lale karakterine göre daha gerçekçi durduğunu söyleyebiliriz. Hikayenin finalinde Aslı’nın kazanımları da gereksiz ve fazla görünüyor. Kimse daha dün stajyerlik yapan birini öyle bir statüye getirmez. Kimse de üç günde böyle bir statüde başarıyı yakalayamaz. Özellikle de ayakta ve yayında kalmanın şartı izleyiciler olduğunda.
Yazılan bu tarz senaryolarda her zaman mantık hataları bulunur. Bunlara takılmayıp, sadece dizinin sürükleyiciliğine kapılıp biraz iyi vakit geçirmek isterseniz Kuş Uçuşu tam size göre diyebiliriz.
