Rembrandt, 17. yüzyılın öne çıkan ressamlarından biridir. Leiden'de doğan sanatçı, Barok resminde ışık ve gölgeyi ustaca kullanarak önemli bir rol oynadı. Yoksulluk ve ticari beklentilere uymama kararlılığı, eserlerini sınırlı bir kitleye ulaştırdı. Bu yönde çekilmiş olan Rembrandt'ın filmi, onun sanatsal yeteneklerini ve kişisel yaşamındaki zorlukları izleyiciye etkileyici bir şekilde sunuyor.
Joan Didion, Amerikalı yazar ve gazeteci olarak tanınır, eserleri yas, kayıp ve toplumsal değişim konularını işler ve özellikle "O Yılın Büyüsü" adlı kitabıyla tanınır. Didion, 2021 yılında vefat etti, ancak edebiyat dünyasında etkisi hala devam etmektedir.
Kapı girişleri, otobüs durakları, endüstriyel mahalleler, sinema gişeleri, şehir parkları, boş bar masaları, dükkan önleri, gazete tezgahları -Vivian Maier araştırılmamış, gözden kaçmış alanları fotoğrafladı.
Bir sergiyle gelen ün ve kaçınılmaz eleştiriler... Gerçek mi yoksa her şey bir kurgudan mı ibaret? Mr. Brainwash'un hikâyesini Banksy'den dinleme zamanı.
Picasso’nun karmaşık olarak nitelendirilen anlaşılmaz ruh halinin, tuvaline de yansıyarak çoğu noktada gizemini hala koruyor. Zaten belgeselin amacı da bu değil, biz sadece yaratıcı dehanın dışa dönümüne tanık oluyoruz.
Pollock, dudaklarının arasına yerleşmiş sigarasıyla ve düşünceli duruşuyla hatırlanacak bir sanatçıydı. Büyük bir tuval olarak gördüğü hayatı; imgeler, duygular, hisler ve arzularıyla boyamıştı.
The Creative Brain, yaratıcılığımıza neden kulak vermemiz gerektiğini dünyadaki izlerden yola çıkarak gözler önüne süren bir yapıt olma özelliğini taşır. Bu yolculukta yaratıcılığın dünyanın rengini ne kadar değiştirebileceğini anlamaya çalışabilirsiniz.
Van Gogh'un trajik bir sonla biten hayatını anlatan filmler arasındaki en farklı biyografik filmlerinden olan ve canlı resim tekniğiyle tasarlanmış “Loving Vincent” belgeselini sizler için inceledik.