Ana SayfaEdebiyatAlıntılarKültürel ve Toplumsal Bir...

Kültürel ve Toplumsal Bir Eleştiri: Feminist Manifesto | 15 Alıntı

Chimamanda Ngozi Adichie tarafından kaleme alınan “Feminist Manifesto” kitabı, çocukların yetiştirilme tarzları değiştirilirse hem kadınlar hem de erkekler için daha adil bir dünya yaratılabileceği düşüncesini temel alıyor. Hatta bunun etik bir görev olduğunu savunan Chimamanda, kitabını bir arkadaşına kızını “feminist” yetiştirebilmesi için tavsiyeler vererek mektup şeklinde yazmaya başlamış. Ancak sonrasında, düşüncelerinin evrenselliğinin farkına vararak hem bu mektubu hem de TEDx’te yapmış olduğu “Hepimiz Feminist Olmalıyız” başlıklı konuşmasını baz alarak fikirlerini kitap haline getirmiş.

Erkek egemen bir dünyada, kadının varlığını eşit ve tam bir birey olarak sürdürmesini, kadın olduğu için ona yaşatılacak kısıtlamaları reddetmesini sağlayacak öneriler barındıran kitap yalnız kadınlar için değil, çocuklarını ön yargılardan, ayrımcılıktan, toplumsal cinsiyet tuzaklarından arındırılmış bir dünyada büyütmek isteyen ebeveynler ve öğrencilerine okulun ötesinde bir hayat vermek isteyen eğitimciler için de başucu kitabı niteliğinde.

Nijeryalı yazarın değindiği her başlık aslında feminizmin ne kadar evrensel olduğunu gösteriyor. Bunun sebebi de vurgulanan her bir maddenin, altı çizilen her düşüncenin sürekli olarak Türkiye’nin de gündeminde yer alıyor olması. Kitaptan sizler için derlediğimiz alıntılarla keyifli okumalar diliyoruz.

  1. “Tam bir birey ol.” Önerisinde Chimamanda, arkadaşına anneliğin harikulade bir deneyim olduğunu ama kendisini sadece bununla tanımlamaması gerektiğini, mutlak suretle sevdiği işi yapmasını, bundan gurur duymasını salık veriyor ve şöyle devam ediyor:
    Ne yapman gerektiği konusunda herkesin bir fikri olacaktır ama önemli olan senin ne istediğin, başkalarının istemen gerektiğini düşündükleri değil. Lütfen anneliğin ve çalışmanın birbirini dışlayan şeyler olduğunu düşünme.” (Sayfa 18)
  2. “Her şey, birlikte yapın.” Bu cümlesinde ise anne ve babanın çocuğun bakımını ortak paylaşması gerektiğinden bahseden yazar sözlerine şöyle devam ediyor:
    Yardım sözcüğünden uzak dur lütfen. Eşin çocuğuna bakmakla sana ‘yardım’ etmiş olmuyor. Yapması gerekeni yapıyor. Babaların ‘yardım etmesi’ gerektiğini söylediğimiz zaman çocuğun annenin hükümranlık alanında olduğunu ve babaların kahramanca bu alana girdiğini ima etmiş oluyoruz. Ama öyle değil…” (Sayfa 22)
  3. “Kızına toplumsal cinsiyet rolleri fikrinin tam bir saçmalık olduğunu öğret. Toplumsal cinsiyet rollerinin deli gömleğini küçük çocuklara giydirmekten vazgeçersek onlara tam potansiyellerine ulaşacak alanı vermiş oluruz.” (Sayfa 29)
  4. “Hafif feminizm diye nitelendirdiğim şeyin tehlikelerinden sakın Güçlü kadınlar için şunları soruyoruz: Mütevazı mı? Gülümsüyor mu? Yeterince minnettar mı? Evcimen bir yönü var mı? Güçlü kadınlar hakkında sormadığımız sorular bunlar, bu da iktidarın kendisinden değil kadınlardan rahatsız olduğumuzu gösteriyor. Güçlü kadınları güçlü erkekleri yargıladığımızdan daha sert yargılıyoruz. Hafif feminizm buna izin veriyor.”(Sayfa 37)
  5. “Ona okumayı ve kitapları sevmeyi öğret.” (Sayfa 39)
  6. “Ona dili sorgulamayı öğret. Ön yargılarımızın, inançlarımızın, varsayımlarımızın deposudur dil: Çocuğuna hangi sevgi sözcükleriyle hitap edeceğine kendin karar ver. Çünkü çocuğuna ne söylediğin önemli. Neye değer vermesi gerektiğini öğreniyor böylece.” (Sayfa 41)
  7. “Evlilikten asla başarı olarak söz etme. Kızları sürekli evlilik düşünen kadınlara dönüştürüyoruz. Oğlanlarsa evlilik düşünmeyen erkeklere dönüşüyor ve kadınlar bu erkeklerle evleniyor. İlişki otomatikman eşitlikten uzaklaşıyor çünkü iki taraftan biri için daha önemli bir kurum haline geliyor.” (Sayfa 47)
  8. “Ona sempatik ve sevimli görünmek zorunda olmadığını öğret. Ona herkesin sevgisine ve beğenisine ihtiyacı olmadığını göster. Biri ondan hoşlanmazsa başka biri hoşlanacaktır. Ona yalnızca sevilen ve sevilmeyen bir nesne olmadığını, aynı zamanda seven veya sevmeyen bir özne olduğunu öğret.” (Sayfa 57)
  9. “Ona bir kimlik kazandır. Öğretmenleri ona matematik, fen, sanat ve tarih öğretecek ama gurur duymayı senin öğretmen gerekecek.” (Sayfa 60)
  10. “Kendisiyle ve görünüşüyle nasıl ilişki kurduğuna dikkat et. Bu konuda özenli ol. Ana akım ve kısıtlı güzellik anlayışını çekici bulmayan bir sürü birey ve kültür olduğunu bilsin. Çocuğunu en iyi sen tanıyacaksın, onun güzelliğini nasıl onaylayacağını, aynadaki imgesine memnuniyetsizlikle bakmasını nasıl engelleyeceğini sen bileceksin.” (Sayfa 67)
  11. “Ona kültürümüzün biyolojiyi, işine geldiği zaman toplumsal normların gerekçesi olarak kullanmasını sorgulamayı öğret. Çünkü toplumsal normlar insanlar tarafından yaratılır ve değiştirilemeyecek bir toplumsal norm yoktur.” (Sayfa 73)
  12. “Ona cinsellikten söz et ve bunu erkenden yap. Dünyadaki her kültürde, kadın cinselliği utançla bağlantılıdır. Kadınların seksi olmasını bekleyen kültürler bile -Batıdakilerin çoğu gibi- onların cinselliğe düşkün olmasını kabullenmez. Ona utançla kadın biyolojisini ilişkilendirmeyi reddetmeyi öğret.” (Sayfa 78)
  13. “Aşkı ve romantizmi de yaşayacak. Buna hazırlıklı ol. Ona sevginin yalnızca vermek değil, aynı zamanda almak olduğunu öğret. Ona sevmek için kendini duygusal olarak vermesi gerektiğini ama karşısındakinin de aynını yapması gerektiğini öğret.” (Sayfa 82)
  14. Erkek çocuklarımıza korkudan, zayıflıktan, yaralanabilirlikten korkmayı öğretiyoruz. onlara gerçek benliklerini maskelemeyi öğretiyoruz. Erkeklere yaptığımız en kötü şey, onlara sert olmaları gerektiğini hissettirerek egolarını kırılganlaştırmak. Bir erkek kendini ne kadar sert olmak zorunda hissediyorsa, egosu da o kadar zayıftır.” (Sayfa 112)
  15. Kültür insanları oluşturmaz, insanlar kültürü oluşturur. Kadınların insanlığı kültürümüzün bir parçası değilse, onu kültürümüzün bir parçası haline getirebiliriz ve bunu yapmalıyız…” (Sayfa 126)

Feminist Manifesto, Chimamanda Ngozi Adichie, Doğan Kitap
Çeviren: Begüm Kovulmaz

Gizem Coşkun
Gizem Coşkun
"En karanlık an şafak sökmeden önceki andır"

Yazarın Popüler Yazıları

Yazarın Son Yazıları

1 Yorum

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İlginizi Çekebilir

Dil İncelemeleri Serisi: Sami Alfabe ve Dilleri

Afroasyatik Sami Dilleri, 300 dilden oluşan büyük dil ailesinin bir alt grubu olup, 500 milyondan fazla insan tarafından anadil olarak konuşulmaktadır.

Schopenhauer’dan Öğütler: Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar İncelemesi

Schopenhauer’un öğüt verir bir dille anlattığı, insanın yaşama birey olarak özünü kabul etmesiyle başlayacağını vurguladığı eseri Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar incelemesi sizlerle.

Teslimiyetten Temsiliyete: Kendi Gölgesinde Romanı ve Aylin Bendis ile Soru-Cevap

Aylin Bendis; bu kitabında da yapılmayanı yaparak bize hiç görmediğimiz bir perde arkasını aralıyor tarihten…

5 Farklı Sebeple Neden Kırmızı Pazartesi Okumalıyız?

Suç kişisel mi, toplumsal mıdır? Marquez'in başyapıtlarından Kırmızı Pazartesi'yi okumak için belki onlarca sebepten beş tanesini sizler için derledik.

Son Yazılar

Perfect Days Film İncelemesi: Sıradan Olanın Mükemmelliği

Wim Wenders’ın Perfect Days filmi, sıradan olanın güzelliğine vurgu yaparak yaşamanın ne kadar kolay olduğunu hatırlatıyor.

The Tortured Poets Department Albüm İncelemesi – Bölüm I

"En üzücü hikâyemizi konuştuğumuzda, ondan kurtulabiliriz." The Tortured Poets Department albümünde neler gizli olabilir?

The Tortured Poets Department Albüm İncelemesi – Bölüm II

The Tortured Poets Department albümünde keşfedilmeyi bekleyen detaylar, ikinci bölümüyle karşınızda!

Buffy the Vampire Slayer Karakterleri Bir Şarkı Olsaydı Hangisi Olurdu?

Dertlere derman, hislere tercüman olan şarkılar bu kez "Buffy the Vampire Slayer" karakterlerini anlatıyor.