Kriz Zamanlarında Toplumsal Hafıza Nasıl Şekillenir?: Türkiye Örneği Üzerinden Bir İnceleme

Editör:
Asya Yüce
spot_img

Toplumsal hafıza, toplumların geçmiş deneyimlerini ortak biçimde hatırlayıp aktardığı ve anlamlandırdığı bir süreçtir. Bireysel anıların sosyal bağlamda şekillenmesiyle oluşan bu hafıza, özellikle kriz zamanlarında daha da belirginleşir. Savaşlar, doğal afetler ve siyasi çatışmalar gibi toplumsal kırılmalar, hem geniş çaplı travmalara hem de bu travmaların nasıl hatırlandığına dair ortak anlatıların oluşmasına neden olur.

Kolektif Hafıza Nedir?

Kaynak: paw.princeton.edu

Kolektif hafıza, bireylerin anılarının ötesinde toplumun ortak geçmiş deneyimlerini birlikte hatırlaması ve bu anıları nesilden nesile aktarmasıdır. Maurice Halbwachs‘a göre hafıza, bireysel bir süreç olmaktan çıkarak sosyal bağlar içerisinde şekillenir; aile, kurumlar ve kültürel pratikler bu hafızanın sürekli yeniden üretilmesini sağlar (Halbwachs, 1992). Böylece bir toplum geçmişine dair ortak bir anlayış geliştirir.

Kolektif hafıza kavramı yalnızca geçmişin hatırlanması değil aynı zamanda geçmişe anlam yüklenmesiyle de ilgilidir. Toplumsal güç dengeleri, hangi olayların ön plana çıkarılacağı ve nasıl yorumlanacağı üzerinde belirleyici rol oynar. Bu nedenle kolektif hafıza, bazen toplumun birliğini ve ortak kimliğini güçlendirirken kimi zaman da farklı gruplar arasında çatışmalara ve hafızanın parçalanmasına neden olabilir. Hafızanın bu çok katmanlı yapısı aynı olayın farklı toplumsal kesimlerce farklı biçimde hatırlanmasına da yol açar. Bu nedenle tarihsel anıtlar yalnızca geçmişi değil, bugünkü toplumsal ilişkileri de şekillendirme potansiyeline sahip olur.

Aleida Assman kolektif hafızayı “kültürel hafıza” kavramı üzerinden somutlaştırarak anıtlar, müzeler, törenler ve yazılı kaynaklar gibi araçlarla toplumsal geçmişin kuşaklar arasında aktarıldığını vurgular (Assman, 2011). Özellikle kriz ve travma dönemlerinde bu kültürel taşıyıcılar, toplumun yaşananları anlamlandırmasına ve ortak bir tarih bilinci oluşturmasına katkı sağlar.

Kolektif hafıza ve toplumsal hafıza kavramları sıkça birbirinin yerine kullanılsa da, kolektif hafıza daha çok bireylerin paylaştığı ortak anıların ve deneyimlerin sosyal ortamda şekillenmesi anlamına gelir. Toplumsal hafıza ise, bu paylaşılan anıların kültürel araçlar ve kurumlar yoluyla nesilden nesile aktarılması ve toplumun kimliği ile değerlerinin oluşmasında önemli bir rol oynamasıdır.

Kriz Anlarında Toplumsal Hafızanın Dinamikleri

Kaynak: istockphoto

Kriz dönemlerinde toplumsal hafıza; medya, devlet söylemi, bireysel tanıklıklar ve bayram kutlamaları gibi sosyal ritüeller yoluyla şekillenir (Zerubavel, 2003). Örneğin, doğal afetlerde devletin yürüttüğü yeniden inşa çalışmaları ve resmi anma törenleri, travmanın unutulmasını önlemek ya da iyileşme sürecinin sembolik olarak desteklemek amacı taşır (Özmen, 2016).

Toplumsal hafıza aynı zamanda baskı ve sansür mekanizmalarını da tabidir. Bazı travmatik ve sarsıcı olaylar, siyasi veya ideolojik nedenlerle resmi tarih anlatılarından dışlanabilir ya da çarpıtılabilir; nitekim Tanıl Bora‘nın da belirttiği gibi “Resmi tarih anlatısı, milletin hafızasını şekillendirme iddiasındadır. Bu nedenle, utanç verici ya da çatışmalı olaylar çoğu zaman ya görmezden gelinir ya da millî çıkarlar doğrultusunda yeniden vurgulanır” (Bora, 2014). Bu durum, geçmişe dair hangi anlatıların meşru kabul edileceği konusunda gruplar arasında sembolik bir mücadeleye, yani hafıza rekabetine yol açar.

21. yüzyılda dijital teknolojiler kolektif hafızanın yeni alanları olarak ortaya çıkmıştır. Sosyal medya platformları, bireysel tanıklıkların hızla yayılmasını ve katılımcı bir hafıza üretimini mümkün kılarak krize dair anıtları çeşitlendirir. Bununla birlikte dijital hafıza hem krizlerin küresel ölçekte algılanmasını kolaylaştırır hem de bilgi kirliliği riskini artırır.

Türkiye’de Toplumsal Hafıza Örnekleri

Doğal Afetler

1939 Erzincan Depremi

Kaynak: Kürkçüoğlu, F. (2020). T24 K24.

1939 Erzincan Depremi, Türkiye Cumhuriyeti’nin erken dönem modernleşme sürecinde yaşanan en yıkıcı doğal afetlerden biridir. Yaklaşık 33.000 kişinin yaşamını yitirdiği bu deprem, toplumsal hafızada derin izler bırakmıştır. Özellikle devletin merkezi otoriteyi güçlendirmek amacıyla yürüttüğü yeniden inşa çalışmaları (Özmen, 2016) ve resmi anlatılar, ulus inşaat perspektifiyle deprem hafızasını şekillenmiştir.

1999 Marmara Depremi

Kaynak: Şengül Azbay & Orhan, O. (2024) Anadolu Ajansı.

17 Ağustos 1999‘da meydana gelen Marmara Depremi yaklaşık 18.000 kişinin yaşamını yitirmesine neden olarak Türkiye’de modern dönemin en büyük afetlerinden biri olmuştur. Bu deprem, Türkiye’de hem devlet kriz yönetimi anlayışını hem de toplumsal dayanışma biçimlerini dönüştürmüş; medya ve sivil toplumun aktif rolüyle, toplumsal hafızanın kamusal alanda çok sesli bir şekilde şekillenmesini sağlamıştır (Ertan, 2020). Ayrıca deprem, devlet-sivil toplum ilişkisini yeniden tartışılmasına zemin hazırlayarak siyasi hafızaya da etki etmiştir.

6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri

Kaynak: Solaker, G. (2023). DW Türkçe.

6 Şubat 2023‘te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler, 11 ili etkileyerek resmi verilere göre 53 bin can kaybına neden olmuştur. Afetin büyüklüğü kadar dijital platformlar üzerinden yürütülen dayanışma kampanyaları ve tanıklık paylaşımları da dikkat çekicidir. Sosyal medya aracılığıyla yayılan yardım çağrıları, enkaz altına yapılan canlı yayınlar ve vatandaş gazeteciliği örnekleri, dijital ortamlarda toplumsal hafızanın inşa sürecini gözler önüne sermektedir.

2021, 2023 ve 2025 Orman Yangınları

Kaynak: Euronews. (2025). Euronews Türkiye.

2021 ve 2023 yıllarında Türkiye’de artan orman yangınları çevresel krizlerin toplumsal hafızadaki yerini güçlendirmiştir. Özellikle 2021 yılındaki büyük yangınlar sırasında sosyal medyada yoğun şekilde kamuoyu tepkileri oluşmuş, bu platformlar üzerinden yürütülen tartışmalar çevresel hafızanın yeni bir dinamikle inşa edilmesine katkı sağlamıştır (Kobak & Soğukdere, 2021). 2025 yazında yaşanan orman yangınları da çevresel kırılganlıkların kalıcı bir toplumsal farkındalık konusu haline geldiğini göstermiştir. Bu gelişmeler, doğa-insan ilişkilerinin toplumsal hafızada giderek daha önemli bir yer tuttuğunu ortaya koymaktadır.

Siyasal Krizler ve Toplumsal Hafıza

1980 Askeri Darbesi

Kaynak: Euronews. (2021). Euronews Türkiye.

12 Eylül 1980 Darbesi, Türkiye tarihinde “demokrasiye en sert müdahalelerden biri” olarak kabul edilir. Bu dönemde çok sayıda kişi gözaltına alınmış, yargılanmış ve siyasi yasaklara maruz kalmıştır. Darbe süreci toplumsal hafızada önemli etkiler bırakmış; uzun yıllar bu döneme ilişkin tanıklıklar ve değerlendirmeler kısıtlı kalmıştır. Ancak sonraki yıllarda yapılan akademik araştırmalar, belgeseller ve edebi eserlerle bu dönemin farklı boyutları toplumsal hafızada yeniden canlandırılmıştır (Göğercin Toker, 2023).

15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi

Kaynak: Artunç, Ö. (2017). DW Türkçe.

15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişimi, Türkiye’de yakın tarihli toplumsal hafızanın şekillenmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Devlet tarafından “Demokrasi Zaferi” olarak anılması ve bu çerçevede inşa edilen anıtlar, müzeler ve anma törenleri, resmi hafıza politikalarının bir parçası olarak ortaya çıkmıştır.

2025 Türkiye Protestoları, Saraçhane Eylemleri ve Güncel Siyasal Gelişmeler

Kaynak: Independent Türkçe. (2025).

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu‘na yönelik siyasi ve hukuki süreçler, Türkiye’nin güncel siyasal ve toplumsal hafızasında önemli bir yer edinmiştir. Bu davalar, farklı toplumsal kesimlerde çeşitli algılara yol açmış; siyasi kutuplaşmanın ve hafıza rekabetinin sürdüğü bir örnek haline gelmiştir. Bu gelişmeler, toplumsal belleğin yalnızca geçmişle değil, aynı zamanda güncel siyasi süreçlerle ve kimliklerle de şekillendiğini göstermektedir.

Toplumsal Hareketler

Gezi Parkı Direnişi (2013)

Kaynak: wikimedia.org

Gezi Parkı Direnişi, başlangıçta İstanbul’daki bir parkın korunması talebiyle ortaya çıkan çevre hareketi olarak başlamış, zamanla farklı toplumsal ve politik kesimlerin katılımıyla geniş kapsamlı bir toplumsal harekete dönüşmüştür. Sloganlar, semboller ve kitlesel eylemlerle ifade bulan bu süreç Türkiye’de toplumsal hafızada dayanışma ve direnişin önemli bir sembolü olarak yer edinmiştir (Poyraz, 2013).

Kadın Hareketleri

Kaynak: DW Türkçe. (2020).

Türkiye’de kadın hareketleri toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları alanında uzun süredir aktif bir rol oynamaktadır. Bu hareketler; kadına yönelik şiddet, eşitsizlik ve ayrımcılık gibi konulara dikkat çekmek amacıyla düzenlenen eylemler ve etkinliklerle (Arat & Altınay, 2021) kolektif hafızada güçlü bir yer edinmiştir. Özellikle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü gibi tarihlerin anılması bu hafızayı canlı tutmaktadır.

Sonuç

Kriz zamanları toplumsal hafızanın şekillendiği toplumsal kimliğin yeniden üretildiği dinamik dönemlerdir. Türkiye örneği, doğal afetlerden siyasi krizlere uzanan yelpaze ve hafızanın çok katmanlı ve çoksesli yapısını gözler önüne sermektedir. Kolektif hafıza geçmişin sadece kaydı değil, toplumun kendisini anlamlandırma ve geleceğe yön verme sürecidir.


Kaynakça

Assmann, Aleida. Cultural Memory and Western Civilization: Functions, Media, Archives. Cambridge University Press, 2011.

Bora, Tanıl. Medeniyet Kaybı: Milliyetçilik ve Hafıza Politikaları. İletişim Yayınları, 2014.

Ertan, Güneş. Civil Society and Disaster Management: Case of Marmara Earthquake. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, vol. 19, 2020, pp. 2044–2056.

Göğercin Toker, Hülya. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin Mağdurlarında Geçmişle Yüzleşme. Ankara Üniversitesi İlef Dergisi, vol. 10, no. 1, 2023, pp. 43–68. https://doi.org/10.24955/ilef.1306648.

Halbwachs, Maurice. On Collective Memory. Translated by E. Coser, University of Chicago Press, 1992.

Kandiyoti, Deniz. Against All Odds: The Resilience and Fragility of Women’s Gender Activism in Turkey. Gendering the Middle East: Emerging Perspectives, 2019, pp. 105–122. https://doi.org/10.1515/9781474455459-006.

Kobak, K., and Ş. Soğukdere. Sosyal Medyadaki Dezenformasyon: 2021 Türkiye Orman Yangınları Örneği. Medya ve İletişim Araştırmaları Dergisi, vol. 4, no. 2, 2021, pp. 167–189. https://doi.org/10.33464/mediaj.990600.

Özmen, Ramazan. Afet Sonrası İyileştirme Sürecinde Devletin Rolü. T.C. Kalkınma Bakanlığı, Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü, 2016.

Poyraz, Mustafa. Katılımcılık, Paylaşma ve Toplumsal Eleştiri Bilincini Simgeleştiren Taksim Gezi Parkı Direnişi. MSGSÜ Sosyal Bilimler Dergisi, vol. 8, no. 1, 2013, pp. 171–184.

Zerubavel, Eviatar. Time Maps: Collective Memory and the Social Shape of the Past. University of Chicago Press, 2003.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.