Kral Lear: Kendi Sonunu Hazırlayan Bir Hükümdar | 20 Alıntı

" hide_table_content="td_encvalW2dpemxlXQ=="]

Kral Lear, tiyatro tarihinin en acımasız ve gerilimi en yüksek oyunlarından bir tanesidir. Oyun, gerçek sevginin kimde olduğunu göremeyecek kadar bencil bir kralın en büyük mirasını, ülkesini, yanlış ellere teslim ederek kendi sonunu hazırlamasını anlatıyor. Biz seyirciler/okuyucular olarak, söz konusu iktidar olduğunda aile ilişkilerinin nasıl çirkinleşebileceğini görüyoruz ve her bir karakterin iki yüzlü mücadelesinin tanıkları oluyoruz.

“Tiyatronun kilometre taşı” olarak nitelendirebileceğimiz bu oyundan alıntıları sizler için derledik. Keyifli okumalar!

  • “Kudret, kapılırsa yaltaklanmalara
    Görev, sesini duyurmaktan korkar mı sanırsın?
    Yücelik aklını kaçırırsa, dürüstlük namus borcu olur.”  (s.7)
  • “Özgürlük dışarıdaysa, sürgün sizin yanınızdır.”  (s.9)
  • “Gönlümü hoş tutmadıktan sonra
    Dünyaya hiç gelmeseydin keşke.”  (s.11)
  • “Ne gariptir Tanrım, onların o buz gibi kayıtsızlığı
    Alev alev tutuşturuyor benim aşkımı.”  (s.12)
  • “Zaman ikiyüzlülüğün gizlediğini
    Nasıl olsa bir gün ortaya çıkarır.
    Kusurlarını örtenin sonu nasıl olsa utançtır.”  (s.13)
  • “Ey doğa, tanrıçam sensin benim:
    Ben senin yasalarının kulu kölesiyim.”  (s.14)
  • “Yaşlıların acımasız baskısı altında kalmanın hem bir zayıflık, hem de budalaca bir kötülükten başka bir şey olmadığını anlamaya başladım. Bunu bize, güçlü olduklarından değil, körü körüne boyun eğdiğimiz için yapabiliyorlar.”  (s.17)
  • “Hayatımızın o güzel günleri geçti artık… Hile, yalan, dolan, ihanet ve her türlü yıkıcı düzenler peşimizi bırakmayacak artık… ta mezara kadar.”  (s.19)
  • “İşte insanlarım sersemliğine güzel bir örnek: Çoğu kez kendi ektiğimizi biçtiğimiz halde, bahtımız kapandı mı, başımıza gelecek felaketlerin sorumluluğunu gider güneşe, aya ve yıldızlara yükleriz.”  (s.19)
  • “Hiçbir dönemde modası geçmedi kaçıkların,
    Her gün aklı kaydı biraz daha akıllıların,
    Kafalarını nasıl kullanacaklarını bilemediler,
    Yaptıkları her işte saçmalığı seçtiler.”  (s.30-31)
  • “Sen yüreğim, ne kadar da dayanıklıymışsın!
    Tutabilecek misin bunca seli, tufanı?”  (s.68)
  • “Kendi başına acı çeken, ruhunda acıyı daha fazla duyar,
    Çünkü geridedir her türlü tasasız şeyler,
    Geçmişte kalmıştır mutlu bakışlar.
    Ancak acının ortağı, dayanmanın dostu varsa,
    Ruhun da çilesi hafifler.”  (s.97)
  • “Talihten yana en yoksul, en aşağıda olan kimse,
    Hep bir umut ile yaşar, çekinmez hiçbir şeyden.
    En acıklı değişim, yüksekteyken, iyiden kötüye olanıdır,
    Kötü durumdakiler içinse her değişim iyiye doğrudur.”  (s.105)
  • “..Dünya, dünya, ah dünya!
    Senden nefret etmemize neden olan şey talihimizin cilvesidir.
    Yoksa böylesine boyun eğmezdik yaşlanmaya, ölüme.”  (s.105)
  • “Varlık, çoğu kez aşırı güven veriyor herkese,
    Oysa yokluk, düşkünlük, yaralı oluyor bizlere.”  (s.106)
  • “Sinekler neyse yaramaz oğlanlara, biz de oyuz tanrılara,
    Öldürüyorlar bizi keyifleri için.”  (s.107)
  • “Zamanımızın laneti bu: Deliler gösteriyor körlere yolu.”  (s.108)
  • “Doğduğumuzda ağlarız,
    Çünkü bu büyük maskaralar sahnesine çıkarız.”  (s.129)
  • “Sen mutluluk veren bir ruhsun,
    Oysa ben ateşten bir tekerleğe bağlıyım
    Ve gözyaşlarım erimiş kurşun gibi
    Akıp yakıyor benliğimi.”  (s.137)
  • “İnsanlar, bu dünyaya gelişlerine katlandıkları gibi,
    Göçüp gitmeye de katlanabilmelidirler,
    Önemli olan hazırlıklı olmaktır ölüm gelince.”  (s.145)

 

Kral Lear, William Shakespeare, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 18.Baskı

spot_img
Aycan Öztekin
Aycan Öztekin
"Her şey geçer. Ebedi olan sadece güçlü sanattır." -Théophile Gautier

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.

Söylenti Konser Takvimi: Üç Büyükşehirde Kimler Var?

Söylenti müzik ekibi tarafından hazırlanan; İstanbul, Ankara ve İzmir'e müzik coşkusunu tattıracak birbirinden farklı Mayıs ayı konserleri sizlerle!