Korona Günlerinde Öneriler: Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi

Ece Özer
Ece Özerhttp://hayalleregidenyolum.com
hayat boyu öğrenci kalmayı hedefleyen bir iletişimci
spot_img
spot_img

1860 yılı gibi eski zamanlarda uygun olan, evde doğum yapmaktı. Duyduğuma göre şimdilerde, tıp tanrıları, bebeklerin ilk ağlamalarının anestezik kokulu hastanelerde, tercihen sosyetik olanlarda duyulmasını hükmetmiş. Yani Bay Button, 1860’ın bir yaz günü, bebeklerinin hastanede doğmasına karar verdiklerinde modayı elli yıl ileriden takip ediyorlardı. Bu tarih farkının, kaleme alacağım hayret verici olayla ilgisi olup olmadığını asla bilinemeyecek.” diyor Fitzgerald, kitabının ilk satırlarında. Şöyle de ekliyor:

Olanları anlatıp kararı size bırakacağım.

  İlk kez 1922 yılında yayımlanan bu hikâye, Button çiftinin bebeklerinin doğumuyla başlıyor. Fakat bu bebek, ‘bebek‘ sıfatına nail olamayacak kadar yaşlı ve yetmişlerinde bir adam görünümüyle karşımıza çıkıyor.

  Durum böyle olunca ‘Benjamin’ adını verdikleri bebeklerini (yaşlı adamı) eve götürürken kundağa sarma düşünceleri yalan oluyor. Hemşire; Bay Button’a, çarşıya inip oğlu için uygun kıyafetler alması gerektiği söylüyor. Bunu duyan Benjamin, babasının arkasından sesleniyor:

Bir de baston al baba. Bastonum olsun istiyorum.

  Fitzgerald’ın ustalıkla kurguladığı bu hikâyede, Benjamin’in evliliğine, baba oluşuna, askerliğine de tanıklık ediyoruz. Tüm bunlar olurken o gitgide gençleşiyor, küçülüyor. Zaman yalnız onun için tersine akıyor. Bir gün saçlarında beyazlar varken ertesi gün yok oluveriyor. Bir zaman sonra oğlundan yaşça küçük hale geliyor ve şu sözleri işitiyor ondan:

Eve misafir geldiğinde bana ‘amca’ demeni istiyorum. ‘Roscoe’ değil, ‘amca’ anlıyor musun? On beş yaşında bir çocuğun bana ismimle hitap etmesi absürt görünüyor. Hatta bana her zaman ‘amca’ desen daha iyi, alışırsın böylece.

  Aile bireyleri için olduğu kadar Benjamin için de zor olan bu durum, bir zaman sonra onu torunu ile yaşıt hale getiriyor. Hatta öyle ki aynı anaokuluna götürülüyor. Günler geçiyor, Benjamin küçülüyor, küçülüyor…

  Evde kaldığımız bu günlerde, Fitzgerald’ın 50 sayfalık bu kısa öyküsünü okumanızı tavsiye ederiz. O, hayatının son anına kadar başarısız bir yazar olduğuna inanarak yaşadı. Ölümünden sonra ise eserleri daha fazla insana ulaşmaya ve başarısı takdir edilmeye başladı. 20. yüzyılın en büyük yazarları arasında da yerini aldı! Bu onura yaşarken sahip olabilmeyi, o da çok isterdi. Fakat ne yazık ki çoğu sanatçı ve yazarın ortak paydası, bu.

  2008 yılında, bu hikâyeden uyarlanarak aynı isimli bir film yapıldı. David Fincher‘ın yönetmenliğini yaptığı bu filmde Brad Pitt ve Cate Blanchett başrollerini paylaştı. Büyük başarılara imza atan film, 2009 yılında Oscar ödülüne layık görüldü.

  44 yaşında hayata gözlerini yuman F. Scott Fitzgerald’ın kalemi ile tanışmanız ve okur kalmanız dileğimizle.

F. Scott. Fitzgerald, Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi, Karbon Kitaplar, 2019

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.